Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:

10 ÇOCUKTAN 2'Sİ ALTINI ISLATIYOR!

10 ÇOCUKTAN 2'Sİ ALTINI ISLATIYOR!

Her 10 çocuktan 2’si altını ıslatıyor. 5 yaşındaki çocukların yüzde 20’sinin, 7 yaşındaki çocukların yüzde 10’unun ve ergenlik çağındaki çocukların ise yüzde 2’sinin altını ıslatma sorunu yaşadığını biliyor musunuz? Doç. Dr. Pınar Işık Ağras, gece idrar kaçırmanın çocuklarda sık görülen bir sorun olduğunu söylüyor. Peki, alt ıslatmanın sebepleri ve tedavi yöntemleri nelerdir?


5 yaş üstündeki bir çocuğun, uyku sırasında ayda 2’den fazla istem dışı idrar kaçırması bir sorun olarak kabul ediliyor. Bazı çocuklar ise gündüz uyanıkken de idrar kaçırabiliyor. Ailelerin, çocuklarının altını ıslatmasını doğal karşılaması ve ailedeki diğer altını ıslatan çocuklar gibi bir yaşta düzeleceğini umması ve çocuğun ya da ailenin olayı utanç verici bulması gibi nedenlerden dolayı, doktora götürmekte geç kalınıyor. Doktora geç başvurulması yüzünden yıllarca idrar kaçırmanın yarattığı çeşitli sorunlarla uğraşılıyor.

ANNE BABADA DA VARSA DİKKAT!
Altını ıslatmada, birebir genetik geçiş yok; çocukların aileleri incelendiğinde yüzde 60-80 oranında idrar kaçırma öyküsü ile karşılaşılıyor. Anne ve babasında çocukken altını ıslatma problemi olan çocukların yaklaşık yüzde 75’inde, sadece 1 ebeveynde altını ıslatma problemi olan çocukların ise yüzde 40’ında hastalık gözlemleniyor.

İdrar kaçırmada psikolojik etkilenme ikincil bir neden. Hastalardaki en belirgin sorun çocuğun uykuda mesane doluluğunu hissedememesi ve tuvalete gitmek üzere uyanamaması.

ÇOCUK NEDEN ALTINI ISLATIR?
İdrar kaçırma sorunu olan her çocuğun, öncelikle idrar yolu enfeksiyonu, böbrek hastalıkları, mesane ile ilgili problemler veya çocukluk çağı diyabeti gibi tedavi edilmesi gereken başka bir hastalığın varlığı açısından değerlendirilmeli. Bu nedenle, altını ıslatan çocukların mutlaka çocuk sağlığı hastalıkları uzmanlarınca değerlendirilmesi gerekiyor. Çoğunlukla olayın psikolojik olduğu düşünülerek psikiyatri uzmanlarına yönelindiğinde ise, yukarıda sayılan hastalıkların tanı alması güçleşiyor. Altını ıslatma tedavisine, gerekli testler yapılarak başka bir hastalık olmadığından emin olunduktan sonra başlanabilir.

ALT ISLATMA NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Alt ıslatmanın tedavisi tek bir ilaçla mümkün değil. Tedavideki başarı, çocuğun tedaviye katılması, duyduğu utanç ve suçluluk duygusundan uzaklaşması ve bu sorundan kurtulmayı istemesine bağlı. Tedavi yöntemi, çocuğa anlayabileceği şekilde anlatılmalı. Çocuk, asla bu sorun nedeni ile cezalandırılmamalı ve düzelme konusunda attığı her adım ödüllendirilmeli.

Gündüz tuvalete gitme alışkanlığının düzenli olmasının sağlanması, idrar tutma alışkanlığının kırılması, 2 saatte bir mesanenin düzenli olarak boşaltılması alışkanlıklarının kazandırılması tedavi için çok önemli. Uyku öncesi 2 saatlik dönemde, sulu gıdaların kısıtlanması, gece uyanmalarını azaltır ve tedavinin başarısını arttırır. Hastanın mutlaka işeme günlüğü tutması istenmelidir. Bu, hem tedavi başarısının izlenmesi hem de çocuğun olaya katılımı açısından önemlidir.

Günümüzde, tedavide en çok “alarm” yöntemi kullanılıyor. Bu yöntemle, çocuğun gece mesane doluluğu hissi ile uyanmasını öğrenmesi sağlanıyor. Hastanın, bu tedavi ile en az 3-6 ay izlenmesi önemli. Bunun yanı sıra gece idrar miktarını azaltmaya yönelik hormon tedavisi ve  mesane üzerine etkili ilaçlar da kullanılıyor. Bu ilaçlar kesildiğinde idrar kaçırma tekrarlama sıklığı oldukça yüksek olduğundan çok tercih edilmiyor.

Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Ulman (Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı ve Pediatrik Üroloji):
“YATAK ISLATMADA 3 FAKTÖR ETKİLİDİR”
“Güncel araştırmalar yatak ıslatmada üç faktörün rol oynadığını göstermektedir. Bunlar, uykudan uyanıklığa geçme eşiğinin yüksekliği, gece fazla idrar üretimi ve mesane fonksiyon bozukluğu nedeniyle idrar depolama kapasitesinin azalmasıdır. Hastalarımızın çoğu ilk iki faktörün etkisi ile uykuda işeme sorunu yaşamaktadır. Mesane kapasite azlığı ise sadece gece işemesi yakınması olanlarda çok sık görülmez. Ancak gündüzleri de idrar kaçıran, çok sık tuvalete giden çocuklarda bu faktör ön plana çıkar. Saydığımız üç faktör ayrı ayrı etkili olabildiği gibi, bazen iki hatta üç faktörün de aynı anda alt ıslatmada rol oynadığını görmekteyiz.


ALT ISLATMA NEDEN TEDAVİ EDİLMELİ?
Yatak ıslatmanın en önemli komplikasyonu çocuğun yaşamını olumsuz etkileyen davranış bozukluklarıdır. Çocuğun psikolojik gelişimini sekteye uğratabilir, sosyalleşme sorunları yaşayabilir. Bunun dışında eğer mesane fonksiyon bozuklukları da tabloya eşlik ediyorsa, ki bu durumda çoğu zaman gündüz yakınmaları da bulunabilir, idrar yolu enfeksiyonu, böbreklere idrar geri kaçışı (Vezikoüreteral reflü-VUR) gibi komplikasyonlar yaşanmaktadır. Uykuda işeme dışında başka hiçbir yakınması olmayan çocuklarda bu tür sorunlar görülmez. Ancak bu sorunlar bazen belirti vermemekte veya verse de gözden kaçmaktadır. Sadece gece işemesi yakınmasıyla başvuran hastalarda arkada bu tür sorunların olmadığından emin olmak, bunları öykü alırken, ayrıntılı olarak sorgulamak ve detaylı muayene yapmak gerekir.

AĞIR TABLOLARDA İLAÇLA TEDAVİ SONUÇ VERİYOR
Eğer tablo çok ağırsa, yani sorun her gece yaşanıyorsa, hem aile hem çocuk ciddi olarak olumsuz etkileniyorsa kısa sürede başarı sağlayan, gece idrarı azaltarak etki eden ve alt ıslatmayı yüksek oranda kontrol altına alan bir ilaçla tedaviye başlanır. Kısa sürede sonuç almak istendiğinde bu yöntem tercih edilmektedir. Uzun vadede daha kalıcı başarı için diğer bir yöntem de alarm cihazı kullanımıdır. Bu yöntem de, mesane dolduğunda çocuğun refleks olarak uyanmasını amaçlanmaktadır. Kullanımı ilaca göre biraz daha zahmetlidir, ancak başarı elde edilirse, daha kalıcı olmaktadır. İlaç tedavilerini bazen uzun süre devam ettirmek gerekmektedir. İdrar miktarını azaltan ilaç dışında, geçmişte kullanılan antidepresan ilaçlar günümüzde giderek daha az kullanılır hale gelmiştir. Çünkü bu ilaçların güvenlilik sınırları düşüktür, buna karşılık başarı oranları yeterli değildir. Bir diğer ilaç grubu da antikolinerjik ilaçlardır. Bunlar mesane fonksiyonunu düzenler, idrar depolama kapasitesini arttırırlar. Ancak, mesanesi normal çalışan çocuklarda bunların kullanılması doğru değildir.

TEDAVİ KISIRLIĞA MI NEDEN OLUYOR?
Uzun yıllardır duyduğumuz ‘enürezis-alt ıslatma tedavi edilirse kısırlık oluşur’ söylentisi nedeniyle bazı aileler tedaviyi reddediyorlar. Nereden çıktığı belli olmayan ve Batı literatüründe adı bile geçmeyen bu inanışın yersiz olduğu konusunda ailelerin bilinçlendirilmesi gerekir.

CEZALANDIRMAK DA ÜSTÜNÜ ÖRTMEK DE YANLIŞ
Bazı aileler cezalandırma yöntemlerine başvururken, bazıları da bu problemi çocuğa hiç hissettirmemeye çalışmakta, tüm yükü kendileri, genellikle de anne üstlenmekte; bu durumda çocuk enürezis sorununun farkında olmamakta ve ne yazık ki tedaviye katılımı da yetersiz olmaktadır. Cezalandırma ne kadar yanlış ise çocuğa hiç hissettirmemeye çalışmak da o kadar hatalıdır. Doğal davranmak ve çocuğun bu sorunu çözmesinde yanında ve destek olduğunu hissettirmek ailelerin yapması gereken en uygun yaklaşımdır. Çocukta başka psikolojik sorunlar da varsa bir çocuk psikiyatrisi uzmanından yardım almak gerekir.

TEDAVİLER BAŞARILI MI?
Tedavi başarısı uygulanan tedavi yöntemi ve enürezisde rol oynayan faktörlerle ilişkilidir. Literatürde çok farklı oranlar verilmektedir. Genel olarak yüzde 25’ten yüzde 90 a kadar varan oranlar bildirilmiştir. Alt ıslatan hastaların yüzde 15’i her yıl kendiliğinden iyileşmektedir. Bu nedenle tedavi başarılıdır diyebilmek için en azından bu oranın üzerine çıkması gerekir. Günümüzde bilimsel araştırma sonuçlarına göre en yüksek başarı oranları, gece idrar miktarını azaltan ilaçlar ve alarm tedavilerinden elde edilmektedir.


ALARM YÖNTEMİ NEDİR?
Alt ıslatmada ilaçsız, doğal ve etkili bir tedavi yöntemidir. Alarm cihazları kullanılarak şartlı refleks oluşturmaya dayalı bir davranışsal terapidir. Hasta alarm cihazını takarak yatar, cihazın duyar ucu ıslanınca alarm vererek kişiyi uyandırır. 3-4 hafta içinde ‘şartlı refleks’ oluşmaya başlar. Yani alarmla uyanarak, mesanesinin dolu olduğunu anlayan kişi uyanma periyodunun tekrarlanmasıyla şartlanarak altını ıslatmadan uyanmayı veya sabah kuru kalmayı öğrenmektedir. Ortalama 2-3 ay içerisinde kişide şartlı refleks oluşur. Alarm yöntemi ile tedavideki başarı oranı yüzde 90’ın üzerindedir.


ALT ISLATMA TEKRARLAR MI?
Pek sık olmamakla birlikte tekrarlama durumunda cihaz 1-2 ay daha kullanılır. Özellikle, çocukların kendine güvenini arttıracak bir yaklaşımla ödüllendirme, gerektiğinde uykuyu hafifletici tedbirlerin alınması alarm yönteminde başarı oranını arttıracaktır. Yöntem, mutlaka konunun uzmanı bir doktor tarafından uygulanmalıdır. Çünkü, alarm cihazları çocuğun veya kişinin yaşına, uyku ağırlığına ve sosyal durumuna göre seçilmelidir.”


 

 

ÇOCUĞUM BÜYÜRKEN BÖLÜMÜNÜN DİĞER KONULARI

Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.