Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Hülya Yıldırım

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ İÇİN MUCİZE BİR BESİN YA DA İLAÇ YOK!


Biz ebeveynler, çocuğumuzun hastalanmasını istemiyoruz. Fakat, ne kadar korumaya çalışsak da çocuğumuzun mutlaka karşılaşacağı ve hatta güçlü bir bağışıklık sistemi için karşılaşması gereken virüsler var. Vücudumuzun savunma sistemi olan bağışıklığımız, bizi hayatta tutabilen, sağlıklı bir şekilde yaşamımızı devam ettirmemizi sağlayan bir sistem. Doğada var olan ve hasta edici organizmalardan korunmamızı bağışıklık sistemimiz sağlıyor. Çoğu organizmaya maruz kaldığımızda, bağışıklık sistemimiz bunu biz fark etmeden yok ediyor. Fakat maruz kalınan organizmanın miktar ve etkinlik yönünden kuvvetli olması ya da bağışıklık sistemimizin zayıf kalması sonucu hastalık meydana geliyor.

 

Sonuçta, bağışıklık sistemimizin güçlü olması hayati önem taşıyor. Konu çocuklar olduğunda ise, dikkat edilmesi gereken noktaların üstünde titizlikle durmak şart. Çocuklarımızın bağışıklık sistemini korumanın ip uçlarını sitemizin yazarlarından, Anne ve Bebek Diyetisyeni Başak Demirhan’dan aldık. Her konuda olduğu gibi, bağışıklık sistemini koruma meselesine de bütüncül yaklaşmak gerektiğini öğrendik.

BEBEĞİNİZİ EMZİRİN!
Dünyaya gelen bebeğimizi anne sütü ile beslediğimiz dönem boyunca, anne sütündeki başta oligosakkaritler olmak üzere bağışıklık sistemini güçlendiren antienfektif öğeler bebeğimizin savunma sistemini kuvvetlendirir. Anne sütü alımı bittiğinde ise bağışıklık sistemini ayakta tutmak için yine ilk sıraya beslenme oturur. Yani çocuğumuzun beslenme tarzı, tükettiği besin örüntüsü ile bağışıklık sistemi direkt olarak etkilenir.

Yetişkinlerin vücudu çocuklara göre çok daha hızlı antikor üretir. Bebeğiniz henüz antikor üretimi konusunda yeterli olmayabilir. Bu durumda emzirmeniz, antikor geçişini de sağlayacaktır. Doğal bir koruma yöntemi olan emzirme bebeğinizin bağışıklık sistemini güçlendirir. Bu yüzden en az 6 ay bebeğinizi anne sütü ile beslemenizin çok önemlidir. 6 ay sonrasında da, ek gıdalara geçişle birlikte, bebeğiniz 2 yaşına gelinceye kadar emzirebilirsiniz.

BAĞIŞIKLIĞI GÜÇLENDİREN BESİNLER
Folik asit, A, C, E, D, B6 vitaminleri, çinko, bakır, demir, selenyum mineralleri bağışıklık sistemi ilişkili olan vitamin ve minerallerdir. Vitamin ve mineraller vücudumuzda belli bir oranda bulunması gereken, eksikliği ya da fazlalığı durumunda sağlığımızın ciddi şekilde etkilendiği, bize enerji sağlamayan besin bileşenleridir. Bağışıklık sistemimizin kuvvetli olabilmesi için bu besin öğelerini içeren besinleri günlük beslenme planında belirli miktarlarda tüketmek gerekir. Fakat, ihtiyaçlar yaşa göre farklılık gösterir. Bu sebeple çocuklar kendi yaş aralıklarına göre değerlendirilmeli ve sağlıklı beslenme kuralları çerçevesinde beslenmelidir.

BALIKSIZ OLMAZ!
Beslenmemizin yağ örüntüsü bağışıklık sistemimizi etkiler. Çocuk beslenmesinde dikkat edilmesi gereken konu, doymuş yağ asitleri ile doymamış yağ asitlerinin oranını dengeleyebilmektir. Yemekleri hazırlarken zeytinyağını kullanmak, Omega-3 yağ asitlerinin zengin olduğu balığı haftada 2 defa tüketmek yağ asitlerinin dengelenmesine fayda sağlar.


TEREYAĞINDAN ŞAŞMAYIN

-Tereyağı büyüyen ve gelişen organizmayı desteklemek için en iyi yağ türlerindendir. Çocuk beslenmesinde, kan yağları ile ilgili bir sıkıntı yoksa tereyağı kullanılmalıdır.
- Şeker tüketiminin fazla olması bağışıklık sistemini olumsuz etkiler. Çocuk beslenmesinde saf şeker içeriği fazla besinlere yer verilmemelidir.
- Kuruyemişlerde bulunan magnezyum, E vitamini gibi maddeler ve yağ asit örüntüleri bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcıdır. Kilo problemi yaşamayan çocuklara günde 1 adet ceviz içi ya da fındık, badem gibi kuruyemişlerden 5-6 adet verilmelidir.
- Günlük olarak 1-3 yaş arasında 100-120 ml/kg, 3-6 yaş arasında 90-100ml/kg sıvı tüketilmelidir. Su vücudumuzun en çok ihtiyaç duyduğu bileşendir. Susuz kalan bir vücutta bağışıklık sisteminin görevlerini yerine getirmesi sekteye uğrar.
- Uzun süre aç kalınması bağışıklık sistemini zayıflatır. Çocukların 2-3 saatte bir beslenmesi gerekir.
- Çocuklarda fazla besin tüketimi ve normal kilonun üzerinde seyretme bağışıklık sistemini zayıflatır. Fazla besin tüketimi ile beraber gelen vücuda fazla yağ alımı, oksidan madde miktarını arttırır ve savunma sistemi zayıflar. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek ve akabinde çıkabilecek sağlık problemlerini önlemek adına kilo fazlalığı olan çocuklar erken dönemde diyet tedavisine alınmalıdır.
- Meyvelerimiz ve sebzelerimiz diyetimizin vitamin ve mineral kaynaklarıdır. Çocuklarda günlük 1 tabak sebze yemeği, 300 gram kadar meyve tüketimi bağışıklık sistemini destekler.
- Yemekleri pişirme yöntemleri ve saklama şekilleri vitamin ve mineral kayıplarına neden olurken, uygun olmayan koşullarda yemeklerin bekletilmesi mikrobiyolojik açıdan risk oluşturur. Bu tür bir besinin tüketimi de bağışıklık sistemini zayıflatır. 
- Vücudumuzda her şeyin yolunda gidip gitmediğini gözlemleyebilmek adına belirli aralıklar ile kan tetkiklerimizi yaptırmakta fayda vardır. Aynısı çocuklar içinde geçerlidir. Yılda 2 defa genel durumun değerlendirilmesi, boy kilo ölçümünün yapılması, kan değerlerinin takip edilmesi büyüme gelişme döneminin sorunsuz geçmesini sağlar.

GÜNEŞ IŞIĞI HASTALIKTAN KORUR
D vitamini yetersizliği inflamatuvar hastalıların riskini arttırır. Yani bağışıklık sistemini zayıflatır. Bu sebeple D vitamininin en iyi kaynağı olan güneşten yeterince faydalanmalıyız. Çocuklar kışın günde 15-20 dakika, yazın da 5 dakika kadar güneş ışınlarından faydalanmalıdır. Unutmayın: Güneş ışığının bu etkinliği pencere camından geçmez! Bu sebeple güneş ışınlarının dik gelmediği saatlerde, direkt olarak güneş ışığına çıkılmalıdır. Temiz havanın ve fiziksel aktivitenin etkileri küçümsenmeyecek kadar önemlidir.

UYKUSUZLUK BAĞIŞIKLIĞI DÜŞÜRÜR
- Uykusuz kalınması bağışıklık sistemini zayıflatır. Çocukların günde 12 saat uyumaları gerekir. 5-6 yaş dönemine kadar öğlen uykuları olabilir. Eğer çocuğunuz yeteri kadar ve kaliteli uyku uyuyamıyorsa, bu onun bağışıklık sistemini etkiler.

 

ANAOKULU’NA GİTMESİNDE SAKINCA YOK!
Yapılan bir araştırmaya göre, 2 yaş civarında anaokuluna giden çocuklar evde kalanlara oranla 2 kat daha fazla soğuk algınlığına yakalanıyor. Ancak ilkokul çağına geldiklerinde “hastalıklar” artık daha büyük bir problem olmaya başlıyor. İşte tam da bu çağlarda anaokuluna gitmiş çocuklar, gitmemiş arkadaşlarına kıyasla daha az soğuk algınlığına yakalanıyor. Bunun nedeni, erken yaşlarda farklı grip virüslerine maruz kalmaları onların gelecek yaşamlarında aynı virüslere karşı bir çeşit koruma geliştirmelerini sağlaması.


ANNELERİN AKLINA TAKILANLAR…
C VİTAMİNİ VE BAĞIŞIKLIK: C vitamini antioksidan olarak görev yapan vitaminlerin başında gelir. Çocukların günlük olarak 10 yaşa kadar 60 mg, 15 yaşa kadar 80 mg C vitaminine ihtiyaçları vardır. Fakat özellikle enfeksiyonel hastalık durumlarında vücudumuzun C vitamini ihtiyacı artar. Bağışıklık sistemimizi desteklemek adına bu dönemlerde çocuklar uygun görülen dozlarda C vitamini takviyeleri ile desteklenebilir. Sağlıklı bir çocuğun ise C vitamini ihtiyacı günlük olarak tüketeceği taze meyvelerden karşılanmalıdır.

BROKOLİ, KARNABAHAR, LAHANA, SARIMSAK GİBİ KÜKÜRTLÜ BESİNLER VE BAĞIŞIKLIK: Kısaca pişerken koku salan besinler olarak tanımlanan, kükürtlü bileşikler içeren besinler içeriğindeki antioksidanlar sayesinde savunma sistemimizi destekler. Brokoli, karnabahar, lahana, kereviz ve enginar gibi besinlerden ise maksimum faydayı sağlayabilmek adına tencere yemeği ya da buharda pişirme yöntemlerini tercih etmeliyiz. Genelde çocuklar belli bir yaşa kadar bu tür koku salan besinleri sevmezler. Bu besinleri çocuklara alıştırarak yedirmeli, böreklerin, keklerin, çorbaların içine gizleyerek tükettirmeliyiz.

ÇİNKO, DEMİR VE BAĞIŞIKLIK: Bağışıklık sisteminin gelişmesinde ve çalışmasında elzem bir mineral olan çinko vücudumuzda antioksidan işlevler dahil 200’e yakın enzimin çalışmasında etkindir. Büyüme ve gelişme çağında yetersizliğinin görülmesi başta bağışıklık sisteminin zayıflamasının yanında büyümenin duraklaması, yara iyileşmesinin gecikmesi, enfeksiyonel hastalıkların riskinin artması gibi pek çok olumsuz sonuca neden olur. Bu sebepten dolayı çinko kaynağı olan kırmızı et, balık eti, peynirler ve kuruyemişler dengeli bir şekilde tüketilmelidir.

Demir eksikliği ülkemizde sıklıkla rastlanan bir sağlık problemidir. (Okul öncesi dönem çocuklarının yüzde 50’si kansızdır.) Vücudumuzda demirin yetersiz olması hücresel bağışıklığımızı direkt etkiler ve savunma sistemimiz zayıflar. Büyüme çağındaki çocukların kan demir seviyeleri ve vücut demir depoları kontrol edilmeli yetersizlik durumu var ise demir hapı kullanılmalıdır.

YENİDOĞAN BEBEĞİN BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ
Bağışıklık sistemi vücudu zararlı bakterilere ve enfeksiyonlara karşı korumak için değişik organlarda bulunan dokular ve hücrelerden oluşur. Bağışıklık sistemi zararlı bakterileri tanır ve yeniden karşılaştığında bu bakterileri vücuda sokmaz veya girenleri yok eder. Bebeğin bağışıklık sistemi doğduğu andan itibaren var olmakla beraber, ilk başta pek gelişmemiştir. Bu nedenle bebekler, özellikle doğumdan sonraki ilk 3 yıl içinde hastalıklara daha kolay yakalanırlar. Doğumdan hemen sonra bebekler, dış faktörlere ve hastalıklara karşı oldukça duyarlıdır. Bebeğin kendi savunma mekanizmasını oluşturan yapı taşlarının oturması, genellikle 6. aydan sonra başlar. Bu döneme kadar bebeğin bağışıklık sistemini anneden geçen koruyucu antikorlar oluşturur. Antikorlar gebelikte anneden bebeğe geçer. Anne sütü de bu antikorlar bakımından çok zengindir. Bu nedenle bebeğinizi ilk 6 ay boyunca sadece anne sütüyle beslemeniz büyük önem taşır.


SAĞLIKLI BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ İÇİN…
• Bebeğinizi emzirin.
• Aşılarını zamanında ve düzenli olarak yaptırın.
• Çocuğunuzu aşırı hijyenik ortamda büyütmeyin. Ama hijyen kurallarını da ihmal etmeyin.
• Yeterli ve dengeli beslemeye özen gösterin.
• Kaliteli uyku uyumasına dikkat edin.
• Çocuğunuzu stresten uzak tutmaya çalışın.
• Doktor denetimi olmaksızın ilaç özellikle de antibiyotik kullanmayın.
• Geçirilen her enfeksiyon ve sonrası, çocuğunuzun bağışıklık sistemi yorgun düşer. Bu dönemlerde onun hastalıklardan korunmasına daha fazla özen gösterin.
• Kış aylarında, sıcak soğuk farkının arttığı dönemlerde ve stres dönemlerinde önlemleri arttırın.

 

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ  KORUMAK İÇİN
UZMANINDAN HEM BÜYÜKLERE, HEM DE KÜÇÜKLERE ÖNERİLER
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükkusta:

 “Küçük çocukları çok sık hastalanan anneler, mucize bir ilacın, sihirli bir vitaminin, harika bir besin desteğinin adını öğrenmek arzusuyla yanıp tutuşuyorlar. Genellikle öyle herkesin bildiği şeylerin değil de kimsenin bilmediği gizemli bir formülün veya adı duyulmadık bir bitkinin peşindeler. Ekinezya, aloe vera, sardunya kökü ve benzerlerine dudak büktüklerini; beta glukan’a, omega 3’e, balık yağına, üzüm çekirdeğine, keten tohumuna yüz vermediklerini biliyorum.

Allah büyük çoğunluğumuza mükemmel bir bağışıklık sistemi vermiştir. Bizim onu güçlendirmemize gerek yoktur. Sağlıklı olabilmek için onu zararlı etkenlerden uzak tutmamız yeterlidir. Üstelik bağışıklık sistemini kuvvetlendiren müthiş bir ilaç da, besin de yoktur. Daha doğrusu eczanelerde veya aktarlarda yüzlerce bu tür ürün vardır ama hiçbirinin etkinlikleri bilimsel olarak kanıtlanmamıştır.

Sağlıklı insanların yapmaları gereken; bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek değil, onu zararlı etkenlere karşı korumaktır. Nasıl mı?

- Bağışıklık sisteminin en büyük düşmanlarının başında ilaçlar gelir. Asla kendiliğinizden ve gelişigüzel ilaç kullanmayın.
- Asla sigara içmeyin ve sigara içilen ortamlarda da daha önce sigara içilmiş yerlerde de bulunmayın. Hatta sigara içen kişileri evinize dahi almayın. Komşuda içilen sigara bile sağlığı etkileyebilir.
- Bırakın aksırıncaya tıksırıncaya kadar içmeyi, alkollü içecekleri koklamayın bile. Günde bir kadeh şarabın veya viskinin insan hayatını uzattığı yalanını içki üreticilerinin çıkardığını unutmayın.
- Beslenmenize özen gösterin. Bağışıklığı kuvvetlendiren mucize bir bitkinin olmadığını bilin. Mevsiminde çıkan her türlü sebze, meyve ve yeşillikleri makul miktarlarda yiyin. Bu tür yiyecekleri mümkün olabildiğince çiğ olarak veya haşlama olarak yemeyi tercih edin.
- Fast food adıyla bilinen pizza, hamburger, patates kızartması gibi hazır gıdaları, ambalajlanmış besinleri, sosis, salam gibi işlenmiş etleri kesinlikle yemeyin. Mısır şurubundan yapılmış tatlıların adını bile ağzınıza almayın.
- Gazlı içecekleri ve hazır meyve sularını evinize sokmayın; günlük şişe sütü, ayran, kefir, soda, taze sıkılmış meyve suları ise sofranızdan eksik olmasın. Haftada 1-2 kere taze balık yiyin.
- Tüm işlerinizi kendiniz yapın, gideceğiniz yerlere yürüyerek gidin. Her gün en azından yarım saat fiziksel aktivite yapın.
- Güneşli günlerde kol ve bacaklarınıza yarım saat güneş banyosu yaptırın. Güneş ışınlarının vücudun savunma sistemini güçlendirici etkileri vardır. D vitamini oluşumunu arttırır, kalsiyum metabolizmasına destek olur.
- Düzenli uyku vücudumuzu enfeksiyonlara karşı güçlendirir. Günde ortalama 8 saat uyuyun. Mümkün olduğu kadar hep aynı saatlerde yatağa girin. Erken yatın, erken kalkın.
- Mümkünse her gün ılık duş alın. Duş, vücuda dirilik, enerji ve güç verir. Günün yorgunluğunu daha kolay atarsınız. Sauna da sağlık için yararlıdır.
- Dişlerinizi ve diş etlerinizi günde en az 2 kere fırçalayın. Pahalı diş macunlarının faydadan çok zarar verebileceğini; mekanik temizliğin yeterli olduğunu bilin.
- Her gün birkaç kez ağzınızı soğuk suyla gargara yaparak temizleyin. Çürük dişleriniz varsa mutlaka bir diş hekimine görünün.
- El temizliğine önem verin. Ellerinizi günde birkaç kere bol su ve sabunla yıkayın ama antibakteriyel sabun ve jelleri kullanmayın.
- Stres, enfeksiyon hastalıklarının ortaya çıkmasını kolaylaştırıcı bir faktördür. Gereksiz tartışmalardan, gerginliklerden kaçının. Güler yüzlü olun, küçük olaylardan mutluluklar çıkarmaya çalışın.
- Kitap, dergi ve gazete okuyun. Sinemaya, tiyatroya, konserlere, sergilere gidin. Hafta sonlarını sevdiklerinizle geçirin.
- Birçok solunum yolları enfeksiyonu, hasta kişilerle yakın temasla ve solunum yoluyla bulaşır. Nezle ve gripli kişilerden uzak durun, öpüşmeyin, kucaklaşmayın. Başka kişilerin, kalem, kitap, gözlük, bardak, mendil gibi eşyalarını kullanmayın. Salgınlar sırasında kalabalık ortamlara girmeyin.
- Bağışıklığı kuvvetlendirdiği iddiasıyla eczanelerde, marketlerde satılan vitaminlere, antioksidanlara, omega 3′lere, beta-glukan’a, balık yağı haplarına ve diğer bitkisel ürünlere bel bağlamayın.


DİĞER YAZILAR
- HER ÇOCUK YALANSIZ BÜYÜMEYİ HAK EDER!
- ANNE DUYGUDUR!..
- HAYIR DEMEYİ BİLİYOR MUSUNUZ?
- KEK YAPAR GİBİ ÇOCUK YAPAMAZSIN!
- MAHREMİYETE SAYGI!
- ÇOCUKLAR ÖLMESİN!
- ÇOCUĞUNUZDAN VAZGEÇMEYİN!
- ANNE BABAYI PAYLAŞMAK!
- SÜT DİŞİ, DEYİP GEÇMEYİN!
- Sadece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'n değil... HER GÜNÜN KUTLU OLSUN KADIN!..
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.