Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Genel Konular > Bebeğim & Çocuğum Hakkında
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar RSS - Bebek ve Cocuk Haberleri
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kapalı KonuBebek ve Cocuk Haberleri

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  <1 7891011 13>
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
yasemin Açılır Kutu Gör
Kıdemli Moderatör
Kıdemli Moderatör


Kayıt Tarihi: 16 Oca 2007
Konum: zehraninvillasi
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 107177
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 01 Eki 2011 Saat 10:45

Erken kalkan erken yol alır!

Avustralyalı bilim adamlarının yaptığı araştırma, erken yatıp erken kalkmanın gelişim çağındaki çocukların obez olma ihtimalini azalttığını gösterdi..

Erken kalkan erken yol alır!




Sonuçları Amerikan Sleep dergisinde yayımlanan araştırmada, Adelaide'daki South Australia Üniversitesi bilim adamları Carol Maher başkanlığında yaşları 9 ile 16 arasında 2200 çocuk ve adolesanı inceledi.

Araştırmada, geç yatıp geç kalkanların obez olma ihtimalinin diğerlerine oranla 1,5 kat fazla olduğu görüldü. Bu gruptaki çocuk ve gençlerin gün içerisinde fiziksel aktivitesinin diğerlerinin yarısı kadar, televizyon veya bilgisayar önünde geçirdikleri sürenin 3 kat fazla olduğu tespit edildi.

Bilim adamlarının, az uykunun gençlerde sağlık sorunlarına neden olduğunu tespit ettiklerini anımsatan Maher, "Ancak biz, her iki grubun da hemen hemen aynı süre uyuduğunu gördük. Bu da günü nasıl yaşadığının uykunun süresinden daha önemli olduğunu gösteriyor" dedi.





Düzenleyen yasemin - 01 Eki 2011 Saat 10:45

Yukarı Dön
sümeyye2 Açılır Kutu Gör
Katılımcı Üye
Katılımcı Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 18 May 2011
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 510
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 05 Eki 2011 Saat 09:22
04.10.2011 18:12
Iğdır İl Sağlık Müdürü Dr. Seyfettin Yeşilboya, emzirmenin anne ve bebek sağlığı için çok gerekli olduğunu belirterek "Sağlıklı ve güçlü toplumun oluşmasında yeterli ve dengeli beslenme en temel koşullardan biridir" dedi.

Yeşilboya, 1-7 Ekim Emzirme Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, anne sütünün önemine dikkati çektı. Ülke nüfusun yüzde 35'ini oluşturan 0-14 yaş çocuklarda ölüm nedenleri içerisinde beslenme yetersizlikleri il sırada, enfeksiyonların ikinci sıralarda yer aldığını kaydetti. Doğumdan itibaren yaşamın ilk 6 ayında tek başına anne sütü ile beslenmenin önemine dikkat çeken Müdürü Yeşilboya, "Bilinen hiçbir teknolojik yöntemle anne sütünün eş değerinde yeni bir besin üretilememektedir. Anne sütü bebeğin ilk aşısıdır ve onu bulaşıcı hastalıklardan korur. Anne sütü bebeğiniz için en doğal, en taze, en temiz ve en ekonomik besindir. Anne sütü kolay sindirilir. Böylelikle bebeklerde karın ağrısı, ishal, kabızlık daha az görülür. Fosfor açısından zengin anne sütü alan bebekler diğer besinlerle beslenen bebeklere göre daha zeki olurlar. Ayrıca anne sütü içeriğindeki demir sayesinde bebeklerde kansızlığı, A vitamini sayesinde görmeye bağlı hastalık riskini önler, kalsiyum sayesinde büyüme ve kemik gelişimini hızlandırır, ileriki yaşlarda aşırı şişmanlık, şeker ve akciğer hastalıklarına yakalanma riskini azaltır. Anne ve bebek arasında özel sevgi bağı kurulmasını sağlar nitekim anne sütü ile beslenen bebekler daha özgüvenli olurlar "şeklinde konuştu.

"EMZİRME ANNE SAĞLIĞI İÇİN DE GEREKLİDİR"

Anne sütünün annelere sağladığı faydalardan da bahseden Yeşilboya, emzirmenin anne sağlığı için de gerekli olduğunu belirtti. Yeşilboya, "Başarılı emzirme, annenin bebeğini emzireceğini düşünmesi ve bunu başaracağına inanması ile başlar. Nasıl emzireceğini bilen anne kendine güven duyar. Emzirmeye doğumdan sonra ilk yarım saat içinde başlamak gereklidir. Doğumdan hemen sonra ilk birkaç gün içinde gelen koyu ağız sütü ziyan edilmeden bebeğe mutlaka verilmelidir. Ağız sütü bebeğin büyümesini kolaylaştırır, ayrıca hastalıklara karşı koruyucu maddeleri de ağız sütü ile beraber almış olur. Doğumdan hemen sonra emzirmeye başlayan annenin önceleri az miktarda gelen sütü, bebeğin emmesi ile kısa zamanda artacaktır. Bu nedenle mama ve şekerli su kesinlikle verilmemelidir. Bebek her istediğinde, her arandığında sık sık emzirilmelidir. Emzik ve biberon asla verilmemelidir" şeklinde konuştu.

Emzirme, doğum sonrası rahmin toparlanmasını hızlandırdığını da ifade eden Yeşilboya, "Emziren anneler, doğum sonrası daha kolay kilo verirler. Emziren annelerin meme, rahim kanserine yakalanma riski nispeten daha düşüktür. İleride ortaya çıkacak kemik erimesinden korur. Bebeği ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslemek ne kadar önemli ise zamanında ve uygun ek gıdalara başlamak da o derece önemlidir. Ancak 6'ncı ayda doğum ağırlığının 2 katı olmuş bebeğe yalnızca anne sütü yetmez. Anneler bebeklerini ilk 6 ay sadece anne sütü ile 6'ncı aydan sonra da uygun ek besinlerle birlikte 2 yaşına kadar emzirmelidir "diye belirtti.
Yukarı Dön
yasemin Açılır Kutu Gör
Kıdemli Moderatör
Kıdemli Moderatör


Kayıt Tarihi: 16 Oca 2007
Konum: zehraninvillasi
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 107177
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 11 Eki 2011 Saat 10:17
Pamuk Prenses le ilgili şok sözler

Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Derneği Başkanı Okay Şenol, bu ve buna benzer oyunların sahnelenmesinden şikâyetçi.

"Pamuk Prenses’in çocuklara kattığı hiçbir şey yok"

Çocukların izlemekten zevk aldığı tiyatro oyunlarından biri Pamuk Prenses ve 7 Cüceler. Ne var ki Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Derneği Başkanı Okay Şenol, bu ve buna benzer oyunların sahnelenmesinden şikâyetçi. Bunların çocuklara bir şey katmadığını belirten Şenol’a göre, daha güncel konular işlenmeli.Tiyatro sezonunun başlamasıyla çocuk tiyatroları da küçük izleyicilerine perdelerini açtı. Bunlardan biri de 15 yıldır çocuk oyunları sahneleyen Tiyatro Alkış. Tiyatro’nun yapımcısı ve oyuncusu olan Okay Şenol aynı zamanda Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Derneği’nin (ÇOGED) de başkanı. Türkiye’de çocuk tiyatrolarının sıkıntı içinde faaliyet gösterdiğini anlatan Şenol, ekonomik getirisi nedeniyle Pamuk Prenses gibi tiyatro klasiği haline gelen oyunları sahnelemekten şikâyetçi. Ailelerin içeriğini bilmediği oyunlar yerine Pamuk Prenses’i tercih ettiğini anlatan Şenol, "Pamuk Prenses çocuklara bir şey katmıyor, artık oyunlarda güncel konular işlenmeli." diyor. Şenol, kaybetmekte olduğumuz bazı değerlerin tiyatro sayesinde çocuklara aktarılabileceğine inanıyor. Tiyatronun çocuk eğitimi için çok elverişli bir alan olduğuna işaret eden Şenol,"Bazen bir öğretmenin bir yılda öğretemediği şeyi biz bir saatte çocuğa anlatabiliyoruz." diye konuşuyor.

Bazı çocuk tiyatrolarının oyunların pedagojik boyutuna dikkat etmediğini ifade eden Şenol, yıllardır oynana gelmiş olmasına rağmen pedagojik hatalarla dolu olduğu için Pamuk Prenses’e bile tiyatro tarafından yeni bir düzenleme getirildiğini kaydediyor. Yine maddî getirisi nedeniyle dizilerde oynamak zorunda olduklarını hatırlatan Şenol, bunun da sıkıntıları olduğunu dile getiriyor. Şenol yaşadığı sorunu bir örnekle anlatıyor: "Dizide polisi canlandırıyorum ve birilerini öldürüyorum. Ertesi gün gidip çocuk oyunu oynuyorum. Çocuk da beni gösterip, ’Akşam bunu öldürmüştün sen! Bu bir hata, bunu çocuğa açıklayamazsın.’ diyebiliyor."

İşin maddî boyutunu göz ardı ettikleri zamanların olduğunu da belirten Şenol, "Tiyatro Alkış olarak Çocuk Tiyatroları Festivali kapsamında oyun izleme imkânı olmayan çocuklar için her yıl sahne alıyoruz." diye konuşuyor.

Arzu Kılıç

 

 


Yukarı Dön
Nilgün1 Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye


Kayıt Tarihi: 15 Kas 2007
Konum: İstanbul
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 6026
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 11 Eki 2011 Saat 12:48
Ben bu adamla kavga eden biri olarak söylemek istiyorum ki; şuan benimle tartıştığı herşeyi kendi itiraf etmiş. Tamamen ticari kaygı... Çok üzücü...
 
Özellikle bu oyunda yaş sınırı olmalıydı, salonun çoğu 3 -5 yaş arası çocukla doluydu, kapıda ne bir görevli ne ilgili... Sokma kardeşim küçük çocukları, yaş sınırı koy... Ama yok...Ticari kaygının böylesi...
 
Biz uzun süre sıkıntısını çektik, başka çocuklar bu duruma düşmez umarım...Confused
 
Yukarı Dön
oykunaz Açılır Kutu Gör
Altın Üye
Altın Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 22 Nis 2008
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 2414
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 11 Eki 2011 Saat 13:12
Orjinalini yazan: Nilgün1 Nilgün1 Yazdı:

Ben bu adamla kavga eden biri olarak söylemek istiyorum ki; şuan benimle tartıştığı herşeyi kendi itiraf etmiş. Tamamen ticari kaygı... Çok üzücü...
 
Özellikle bu oyunda yaş sınırı olmalıydı, salonun çoğu 3 -5 yaş arası çocukla doluydu, kapıda ne bir görevli ne ilgili... Sokma kardeşim küçük çocukları, yaş sınırı koy... Ama yok...Ticari kaygının böylesi...
 
Biz uzun süre sıkıntısını çektik, başka çocuklar bu duruma düşmez umarım...Confused
 

nil...hatırladım ve bu yazıyı okuyunca da çok şaşırdım. diyecek gerçekten hiçbirşey yok...
Yukarı Dön
Nilgün1 Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye


Kayıt Tarihi: 15 Kas 2007
Konum: İstanbul
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 6026
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 11 Eki 2011 Saat 13:31

Merhaba Nilgun Hanim 

 

İlk önce bizim cocuk tiyatrosu geçmişimizi incelerseniz bu yorumu yapmadan önce düşünürsünüz söyle başlayalım bu oyun 2 sanat sezonu kapalı Gise oynayan bir oyunumuz yaklaşık 20 bin cocuğa ulaştık hiç böyle bir elestri almadik ki sebebide bu kadar küçük bir cocuğun tiyatroya gelmesi daha bebek olarak düşünmeniz gerekirdi zaten pedagojik olarak bu bastan yanlış cocukların tiyatro seyretme yası 4 yas ve ustudur ayrıca bu bilinen bir hikayedir ve bu hikaye pedagojik hatalarla doludur malesef tüm evlerdede mevcuttur okursanız avcının yürek sökmesi Kraliçe'nin kralı oldurtmesi vs ama bu oyun tamamen sevgi üzerine oturturulmustur tiyatro Alkis böyle bilinen hikayeleri sahneye koyan tiyatro topluluğu değildir her zaman özgün oyunlar sergilemistir ama neyazikki veliler ülkemizin yazarlarına güvenmeyip bu bildikleri hikayelerin oyunlarına götürürler (oyunumuzda ölüm ile ilgili hiçbir konugecmemektedir ve yuvada yada evde yaşanan bazı olaylardan daha önce olan korkuları bu oyunla ortaya çıkmış olabilir )

 

Saygılarımla 

 

Okay Senol 

Tiyatro Alkis

Yukarı Dön
oykunaz Açılır Kutu Gör
Altın Üye
Altın Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 22 Nis 2008
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 2414
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 13 Eki 2011 Saat 09:34
nilll bu yazısını bence yazısının altına eklemek lazım :))) 
Yukarı Dön
yasemin Açılır Kutu Gör
Kıdemli Moderatör
Kıdemli Moderatör


Kayıt Tarihi: 16 Oca 2007
Konum: zehraninvillasi
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 107177
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 20 Eki 2011 Saat 14:59
Kekemelik psikolojik bir problem mi?..

Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı Aslı Altınsoy, Romatem Samsun Hastanesi’nde göreve başladı. Kekemelik, felç sonrası konuşma bozuklukları, ses bozuklukları, yutma bozuklukları, sesletim bozukluğu, işitme engelli çocuklar ve yarık damak-dudaklı çocuklarda görülen konuşma bozuklukları gibi sağlık problemlerine yönelik hizmet verdiklerini belirten Altınsoy, kekemeliğin psikolojik bir problem olmadığını, bir konuşma bozukluğu olduğunu söyledi. Tedavilerin özellikle bu konuda eğitimini tamamlamış uzman dil ve konuşma terapistlerinin kontrolünde yapılması gerektiğini ifade eden Altınsoy, "Dil ve konuşma terapisi sadece çocuklara yönelik bir hizmet değil. Dil ve konuşmasında anlaşılma sorunu yaşayan herkese yönelik bir hizmet. Çocuğunuz 3 yaşında konuşmuyorsa mutlaka bir konuşma terapistine başvurun. 3 yaşında bir çocuğun hangi konuşma patenlerine sahip olacağı bellidir. 3 yaşında bir çocuğun dağarcığında 10 tane sözcüğü varsa bu bir gecikmiş konuşmadır. Kekemeliğin gecikmiş konuşma ve 3 yaşında diye bir sınırı yok. Bir çocuk 6 yaşında da takılmaya başlayabilir, 9 yaşında da konuşmaya başlayabilir" diye konuştu.



Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  <1 7891011 13>
  Konu Paylaş   

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

  | İletişim | Reklam | Gizlilik İlkeleri Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.