Turkiye'den niye gittim

Biz doktorların muayenehanelerini denetledikleri kadar, madenleri, tersaneleri ve inşaatları denetlesilerdi, bugüne dek binlerce insanımızın hayatını kurtarmış olurlardı..




Aşağıda Bağdat Caddesinden komşumuz, değerli hekim arkadaşımız Dr Barboros İrdelmen'in başından geçen son muayenehane denetimi hikayesini son derece eğlenceli bir dille kaleme aldığı mükemmel yazısını bulacaksınız. Elinize sağlık meslektaşım..





"Kadıköy İlçe Sağlık Müdürlüğü muayenehaneme bu yıl iki kez baskın – denetim yapmıştı, 3 senedir alışmıştık, bir İranlı doktorla bir Pakistanlı hemşire ve şoförle geliyorlardı, şoför tercümanlık yapıyordu, hiç basamak olmayan zemin katta bulunan muayenehaneme asansör yok yazarak zabıt tutuyorlardı, ben de yıkılan inşaatlarda asansör kabini aradığımı, kuralcı biri olduğumu yönetmeliğe uyabilmek için balkona asansör kabini koyacağımı, muayenehanemde asansör yok yazdırmayacağımı söylüyordum.

Bu kez İl Sağlık Müdürlüğünden geldiler, Ooo… bu yıl 3. baskın denetim, 4 kişi geldiler, onur verdiniz dedim buyur ettim, ne ikram edeyim dedim, yanlış anladılar ne çay ne kahve içtiler. Ben muayene odamdayken, kaç kapı kaç oda varsa dağılarak daldılar içeri. Bir keresinde, biri hamile rolüyle 4 çingene dalmıştı muayenehaneme. Aynı hissi yaşadım o an, polis çağırmak geçti aklımdan, neyse ki bekleyen hastam vardı beklemede.

Bir görevli, göz kararı, giriş kapısını, tuvaletin kapısını, muayene odasının kapısını ölçtü, ellerinde 1/100 kroki vardı, uyup uymadığına baktılar, kendi aralarında buradan geçer diyorlardı, aslında metre ile ölçselerdi yönetmelikteki ölçülerle bire bir aynı olacak şekilde tadilat yapıldığını ve yapılan masrafı kavrayabilecek gibi görünüyorlardı. Engellilere uygun yaptırdığım tuvaletin girişindeki 6 mm yükseklikteki mermer eşiğe bir tanesinin aklı takıldı, engelli buradan geçemez dedi, alçıyla önlem almamı istedi, eşiğin kenarının yuvarlak pahdalı olduğunu, hastalarımın arasında tekerli iskemlede gelenlerin hepsinin zorlanmadan geçtiğini, geçemeyecek kadar güçsüz olanlara insan olarak yardım ettiğimi, iskemlenin tuvalete rahatça geri çekilerek girdiğini söylediysem de, sen alçıyla buraya bir rampa yaptır doktor dediler.

Bir başka görevli yangın söndürme cihazlarımın son kullanma tarihlerine baktı ama nerede yazdığını bulamadı, diğer üçü de yangın tüpünün başına toplandı, biri tarihini buldu daha 2015 ‘in ortasına kadar kullanılabilirmiş, rahatladım.

Ben de tıbbi atık çıkmaz, hasta olan bir evde benden daha fazla tıbbi atık çıkar ama aynı görevli mevcut tıbbi atık torbalarımı az buldu, daha fazla tedarik etmem gerektiğini söyledi.

Bir görevli, uygunluk belgemi, belediyeye yatırdığım paranın tibbi atık dekontunu, protokol defterimi denetledi, sorun bulamadı, asılı olan hasta hakları bildirgesinin hastaların görebileceği bir yerde asılı olmadığına takıldı.

Bir görevli de ilaçların son kullanma tarihlerini kontrol etti, Nidilat veİntestinol adlı gaz ilacının tarihinin 1 ay geçmiş olduğunu tespit etti veyazmaya başladı, Nidilat piyasada yok, Kapril çantamda var, İntestinol’üyandaki binada eczane var, telefon edeyim getirsin dediysem de, olmaz biz yazdık dediler, ne olacak dediğimde, bu iki ilacı defterdeki tutanakla birlikteSağlık Müdürlüğüne götürmem gerektiğini imha ettirmem için dilekçe vermemi, yaptıracağım işlemi deftere işletmem gerektiğini söylediler.

Lafı çok uzatmayın, muayenehanemi kapatmamı istiyorsanız, ben 40 yıllık hekimin sizin isteğinizle kapatabilirim de dediğimde, biz öyle bir şey demedik dedi bir görevli, bir diğer görevli, gözlerinden belli sinirlendi; annesinin tahlillerini sormaya gelen apartman görevlisinin üniversitede okuyan oğlunu benimde yanımda sigortasız çalıştırdığım iddiasıyla tutanak tutabileceğini söyleyerek aba altından sopasını gösterdi. Benim yanımda çalışmayan biri için tutanak tutacak kadar kötü niyetliyseniz benim yapacak bir şeyim yok zaten dedim, biz görevimizi yapıyoruz doktor bey dedi, diğer görevli. Yaptığınız işlerle bunlarsa iftihar edin kendinizle, dedim. Ortam gerildi, bekleyen hastam homurdanmaya başlamıştı, bir kaç muayenehaneyi daha denetlemeleri gerektiğini söylediler.

Sonuçta, duvarda asılı hasta hakları bildirgesinin yerini değiştirmemi, var olan tıbbi atık torbalarının sayısını arttırmamı, vadesi geçmiş iki ilacı sağlık müdürlüğüne götürerek imha ettirmem konusunda uyarı yaptıklarını denetim defterime yazdılar. İl Sağlık Müdürlüğünden geldik demişlerdi ama kaşeleri Beykoz İlçe Sağlık Müdürlüğü yazıyordu. Denetim yapacakken baskın yaptıkları için o kadar kargaşa da olur dedim içimden.

Sonra şükrettim halime, bu doktor tek başına ama belge bulduk darbeye teşebbüs edebilir diyerek de tutanak tutabilecekleri aklımdan geçiverdi.

Önümüzdeki yıl, ilçe ve il sağlık müdürlüğü baskın denetimlerinin biz muayenehane hekimleri için yetersiz kaldıkları düşüncesi birilerinde oluşursadenetimleri bakanlığın bizzat yapacağını düşünüyorum."