Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Genel Konular > Doğum
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar RSS - SEZERYAN İLE DOĞUM
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kapalı KonuSEZERYAN İLE DOĞUM

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  123 8>
Yazar
Mesaj Tersinden sırala
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
sera Açılır Kutu Gör
Üye
Üye


Kayıt Tarihi: 06 Ağu 2011
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 25
Mesajın Direkt Linki Konu: SEZERYAN İLE DOĞUM
    Gönderim Zamanı: 07 Ağu 2011 Saat 01:57
bende 3 yıl önce doğum yaptım..39 .haftada drm kontrol etti sancım vardı ama açılma olmamıştı...norml doğumua uygun olmadığını söyledi ve sen normal yapamzsın yarın sezaryana alıyoruz dedi:(( ama ben korksam bile normal doğuma kendimi alıştırmıştım hayırlısı böyleymiş..2.normal doğum yapma gibi lüksüm yokyine sezaryan
Yukarı Dön
peperutka Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 23 Tem 2010
Konum: mutlu
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 6954
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 07 Tem 2011 Saat 17:07
Smile
Orjinalini yazan: ebremr ebremr Yazdı:

normal sezeryan ansıl oluyor?ben sezeryanı ıstege baglı yaptım normladen korktugumdan epıdurallı oldu hıc sorunum olmadı allaha sükür Supermen
bayıltılarak  yanı epıdurallı degıl




Şapkadan tavşan çıkarmayı marifet sanıyorlar. Ben kalbimden '' ÖKÜZ '' çıkardım hey yavrum hey :))
<
Yukarı Dön
ebremr Açılır Kutu Gör
Üye
Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 05 Tem 2011
Konum: izmir
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 4
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 07 Tem 2011 Saat 14:03
normal sezeryan ansıl oluyor?ben sezeryanı ıstege baglı yaptım normladen korktugumdan epıdurallı oldu hıc sorunum olmadı allaha sükür Supermen
Yukarı Dön
peperutka Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 23 Tem 2010
Konum: mutlu
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 6954
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 12 Haz 2011 Saat 00:12
Normal sezeryan oldum tavsıye etmıyorumLOL




Şapkadan tavşan çıkarmayı marifet sanıyorlar. Ben kalbimden '' ÖKÜZ '' çıkardım hey yavrum hey :))
<
Yukarı Dön
beria Açılır Kutu Gör
Katılımcı Üye
Katılımcı Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 28 Kas 2010
Konum: erzurum
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 711
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 26 Mar 2011 Saat 15:06
sezeryan sonrası dikişlerde sorun yaşama diye bir şey var evet...
ama önüne geçilebilir, şöyleki,
karın iç basıncını bir süre, 1 hafta 10 gün gibi artırmamak gerekiyor...
kendimden örnek vereyim;
doğum sonrası insan hafifliyor, herşeyi yapabileceğini zannediyor ama yapılmamalı, çok gerekli, ölümcül değilse yapmamak lazım, ben üçüncü gündü sanırım, eşimi uyandırmamak için çocuğu doyurduktan sonra o kucağımdayken yataktan sürünerek indim o anki acıyı unutamam ve zaman zaman aynısını hissediyorum...kendimi zorlamamalıydım, gece kalkıp bulaşık makinasına bulaşık dizdim çok yavaş eğilip doğruldum güya, tek tabak-tek tabak ancak yine de yapmamalıymışım... 
bir de banyo meselesi var, dikişlerin ıslanmaması gerekiyor bunu nasıl başarırsınız bilemem...
benim kendimce bulduğum bir yöntem vardı(streç film sardım aşağıdan başlayıp yukarı doğru sardım bir kaç tur hafif kaydırarak)...medikallerde satılan bir bant varmış, o da temin edilebilir...ayaklar sıcak tutulmalı, mümkünse bir süre yelek giymek alışkanlık haline getirilmeli, ben penye bir yelek temin etmiştim... epidural yada spinal anestezi tercih edildiği için omurgaya da dikkat gerekiyor...
 
...gibi...
 
 
 


Düzenleyen beria - 26 Mar 2011 Saat 15:12
hadd bildirmek değil haddimi bilmektir, amacım...
Yukarı Dön
yasemin Açılır Kutu Gör
Kıdemli Moderatör
Kıdemli Moderatör


Kayıt Tarihi: 16 Oca 2007
Konum: zehraninvillasi
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 107177
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 26 Mar 2011 Saat 07:04
Her iki kadından biri sezeryan ile doğum yapıyor, doğan her beş çocuktan biri alerjik oluyor.

yonca-nuhogluTürk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği verilerine göre 2001 yılında ülkemizde %21 olan sezeryan doğum oranları 2009 yılı itibariyle % 47’e yükselmiştir. Sezeryan doğumların % 50’den fazlası anne isteği ile gerçekleşirken, bu doğumlar çocuklarda astım görülme sıklığını % 20 arttırıyor. 

Çocuk Sağlığı Hastalıkları ve Çocuk Alerjisi uzmanı Prof. Dr. Yonca Nuhoğlu, toplumda "Alerji"nin  gelip geçici bir hastalık gibi algılandığını, oysaki "Alerji"nin birçok alerjik hastalığın temelinde bulunan ve bütün vücudu tutan sistemik bir rahatsızlık olduğunu belirtiyor. Alerjinin oluşumunda doğum şeklinin önemli bir yer tuttuğunun altını çiziyor.

Normal yoldan doğan bebekler, sezeryan ile doğan bebeklere göre daha az alerji oluyor. Çünkü normal doğum ile dünyaya gelen bebekler,  ilk kez doğum kanalında mikropla tanışıyor ve doğdukları andan itibaren bağışıklık sistemini güçlendirmek için mücadeleye başlıyorlar. Sezeryan ile doğan, steril bir şekilde dünyaya gelen bebeklerde ise tam aksi oluyor.

Prof. Dr. Yonca Nuhoğlu, bilim adamları tarafından alerji hastalığının artış nedenlerinin araştırıldığını, bu araştırmalardan en kapsamlısının “Hijyen Hipotezi” olduğunu, bu hipotezde bağışıklık sisteminin bir teraziye benzetildiğini belirtiyor.

Bağışıklık sistemi, bir terazinin iki kolu gibi birbirinin aksi yönünde çalışan iki farklı sistemden oluşuyor. Bir kol mikroplarla savaşıyor; diğer bir kol alerjik reaksiyonlardan sorumlu tutuluyor. Bağışıklık sistemi mikroplarla ne kadar çok temas ederse; alerjiden o kadar çok uzaklaşıyor. Tam tersi mikropla mücadele ne kadar kısıtlanırsa; bağışıklık sistemi de alerji yönüne kayıyor. Günümüzde aileler, bir yandan çocuklarını hastalıklardan korumaya çalışırken diğer bir yandan alerjik reaksiyona yatkın hale getiriyor.

Prof. Dr. Yonca Nuhoğlu, sezeryan doğumun getirebileceği problemler açısından anneleri uyarırken, özellikle alerjik annelerin tıbbi bir zorunluluk olmadıkça sezeryan doğumu tercih etmemeleri gerektiğinin altını çiziyor.

Yukarı Dön
peperutka Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 23 Tem 2010
Konum: mutlu
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 6954
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 25 Mar 2011 Saat 16:13

İki kadından biri sezaryeni tercih ediyor ama...

Türkiye'de sezaryenle doğum oranları, bölgelere ve kurumlara göre farklılık göstermekle birlikte ortalama ''yüzde 49'' olarak belirtiliyor. Bu orana göre, Türkiye'de her iki kadından biri ''sezaryen'' le doğum yapıyor.

Uzmanlar, tıbbi bir zorunluluk olmadığı sürece normal doğumun hem anne hem de bebek sağlığı için en doğru yöntem olduğu vurguluyor.

Sezaryenle doğumun kadın sağılığını ciddi oranda riske attığına dikkati çeken uzmanlar, sezaryen doğuma bağlı hem açık karın cerrahisi hem de uygulanan anestezinin ek risklerinin anne ve bebeğe geçtiği; enfeksiyon riskinin arttığı, kan tranfüzyonu gerektiren kanama, tromboembolik hastalık riskinin yükseldiğini ve iç organlarda yaralanma olasılığının bulunduğu uyarısında bulunuyor.

Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aydan Biri, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yıllarda uygulama sayısı artan ''sezaryen''le doğumun kadın sağılı açısından sakıncalı olduğunu söyledi.

Sezaryenle doğumun, tüm dünyada hafif bir artış gösterdiğini belirten Biri, bu uygulamanın Türkiye'de ''oldukça sık uygulanan'' bir doğum şekli haline geldiğini ileri sürdü. Biri, sezaryen doğum oranlarının bölgelere ve kurumlara göre farklılık göstermekle birlikte ''ortalama yüzde 49'' olduğunu ve bunun oldukça yüksek bir seviye olarak yorumlanması gerektiğini bildirdi. Bu orana göre, ''Türkiye'de her iki kadından biri sezaryenle doğum yapmaktadır'' diyen Biri, ''Diğer bir bakış açısıyla, gebe kalabilen ve bebeği 20 hafta üzerine geçen her iki kadından biri açık bir karın ameliyatı olmaktadır. Bu neredeyse halk sağlığı sorunu sayılacak derecede ciddi bir orandır'' diye konuştu.

Biri, Türkiye'de sezaryen doğum sonrasında ikinci doğumun da mutlaka sezaryenle yapılması anlayışının gelecekte oranları daha da yükselteceğini ifade ederek, ''Sağlık Bakanlığı, artan sezaryen oranlarını önemli bir sorun olarak ele almış ve sezaryen oranlarını tıbbi endikasyonların gerektirdiği yüzde 15 civarına çekilmesini hedeflemiştir'' dedi.

''TIBBİ GEREKÇE HALİNDE SEZARYEN DOĞUM GEREKLİDİR''

Birçok tıbbi nedenle gerek anne gerekse bebek sağlığını korumak için sezaryen doğumun gerekli olduğunu vurgulayan Biri, şunları kaydetti:

''Gerçekte tıbbi nedenlere dayalı sezaryen doğum gerekliliği, bugün ulaşılan noktanın çok altındadır. Bu yüzden oranlardaki yükselmenin nedeni, anne ve bebek sağlığının korunması amacının ötesinde, çoğu kez isteğe bağlı yapılan sezaryenler gibi görünmektedir.

Anne ve bebek de cerrahi bir doğumdan normal vajinal doğuma göre daha fazla sorun yaşıyor görünmektedir. Çeşitli açılardan yetersiz ve bazı konularda kesin bir karara varılmasını sağlamasa da sezaryen ve vajinal doğumu kıyaslayan çalışmaların sonuçlarına bakıldığında, sezaryen doğuma bağlı hem açık bir batın (karın) cerrahisinin, hem de uygulanan anestezinin ek riskleri anne ve bebeğe yüklenmektedir.

Anne açısından bakıldığında, sezaryen doğumlarda özellikle enfeksiyon riski artmaktadır. Bu enfeksiyonlar ameliyat bölgesini, üreme organlarını, diğer sistemleri ilgilendirebilir (rahim iç yüzeyi enfeksiyonu, kesi yeri enfeksiyonu, pnomoni:akciğer enfeksiyonu).

Yine sezaryen doğumlarda kan tranfüzyonu gerektiren kanama, tromboembolik hastalık riskinin attığını gösteren araştırmalar mevcuttur. Bunların dışında cerrahi sırasında iç organ ve damarsal yaralanmalar olasılık dahilindedir. Hastanede kalış süresinin ve çeşitli sorunlar nedeniyle yeniden hastaneye yatırılarak tedavi edilme gerekliliği de sezaryen doğum sonrasında daha sık olmaktadır.''

-''ANESTEZİ SORUN YARATABİLİYOR''-
Biri, kadının sonraki yaşantısında önceki sezaryene bağlı sorunlar çıkabildiğine de dikkati çekerek, ''Yeniden gebelik nedeniyle ikinci sezaryen doğumun ya da diğer jinekolojik hastalıklar nedeniyle yapılacak operasyonların riski, önceki sezaryen sonrası olası karın içi yapışıklar ve organların yer değişimine bağlı olarak artmaktadır'' uyarısında bulundu.

Sezaryenden sonra rahim iç yüzeyindeki hasara bağlı plasentanın yapışma kusurlarının arttığını da belirten Biri'nin verdiği bilgiye göre, bu durum sıkıntılı bir gebelik sürecini ve riskli bir sezaryen ameliyatını beraberinde getiriyor. Plasentanın rahim ağzına yakın veya tamamen kapatacak şekilde yerleşmesi gebeliğin herhangi bir haftasında şiddetli kanamaya neden olabiliyor. Anne yaşamını tehdit edecek orandaki bir kanama ise gebelik erken doğumla sonuçlandırılabiliyor. Daha nadir olarak rastlansa da plasentanın rahim duvarına aşırı yapıştığı durumlarda ise tek tedavi yolu rahimin alınması olabilir. Bu durumların tümü kadının üreme sağlığını tehlikeye atar.

Uygulanacak anesteziye bağlı olarak, operasyon sırası ve sonrasında çeşitli sorunlar ortaya çıkabiliyor. Özellikle solunum sistemi ile ilgili sorunlar artabiliyor. Bu sorunlar nedeniyle solunumu destekleyen cihazlara bağlanma ve yenidoğan yoğun bakım ünitesine yatırılarak izleme ihtiyacı doğabiliyor. Ayrıca, sezaryen doğumunda maliyeti de artırıyor.

''HEKİMLERDE DE SEZARYENİ TERCİH EDENLERİN ORANI ARTIYOR''

Bazı ülkelerde sezaryen oranlarındaki artışın engellenebilmesi için, bir kez sezaryen sonrasında uygun olduğunda vajinal doğum teşvik ediliyor.

Anne adayları, normal doğumun gerçekleşmesi için gereken kasılmaya bağlı ağrıdan ve sürenin belirsizliğinden korkmak, doğum sonrası estetik kaygısı duymak gibi gerekçelerle sezaryeni tercih edebiliyor. Ancak, tüm bu korkulara karşın doğru olanın normal doğum olduğu vurgulanıyor.

Hekimlerde de sezaryeni tercih edenlerin oranı artıyor. Çünkü, gebe hekim üzerinde baskı yaratabiliyor. Anne adayı, doğumu hekimin yaptırmasını istiyor. Hekim, zamanı kestirilemeyen doğum eylemini izlemekte ve doğuma katılmakta zorlanabiliyor. Medikolegal baskılardan maddi ve manevi zarar gören hekim, normal doğum sonrası çoğu kezde doğumdan kaynaklı olmayan sorunlu bir bebeğin hesabını vermemek için sezaryen doğuma yönelebiliyor.


Alıntı




Şapkadan tavşan çıkarmayı marifet sanıyorlar. Ben kalbimden '' ÖKÜZ '' çıkardım hey yavrum hey :))
<
Yukarı Dön
yasemin Açılır Kutu Gör
Kıdemli Moderatör
Kıdemli Moderatör


Kayıt Tarihi: 16 Oca 2007
Konum: zehraninvillasi
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 107177
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 15 Mar 2011 Saat 23:23

Sezaryan doğumla, bebeğin karakterini belirle!

Son moda bu... Metropol anneleri, doğum zamanına göre bebeğin karakterini astrologlarla birlikte belirliyor.

 



Astroloji haritası incelenerek yapılan analizler sayesinde anneler çocuklarının karakterlerini önceden tespit edebiliyor.

Birçok kişinin merak ettiği bu konu hakkında Astroloji Uzmanı Su Karakuş bilinmeyenleri anlattı.

BEBEĞİN ŞANSLI OLMASINI SAĞLAMAK MÜMKÜN MÜ?

Sezaryanla doğum yapmayı planlayan annelerin sıklıkla ilgilendiği konu bebeğinin astroloji haritasındaki değişimlerdir. Bazen bebeğin burcunu değiştiren, bazen de yükselen burcunu değiştirmek isteyen ebeveyne rastlıyoruz.

Anneler çocuğunun sağlıklı, iyi bir insan olmasını her şeyden çok istiyor. İyi bir eğitim alması, kariyerinin iyi olması, şanslı biri olarak doğması da dilekler arasında. Şanslı bir bebek olması için bir bebeğin iyi açılar altında doğmasını sağlamak mümkün. Ailenin iyi anlaşacağı bir bebek olması içinse yükselen burcunu dilediğimiz gibi ayarlamak mümkün.

NASIL BELİRLENİYOR?

Sezeryanla doğum yapmanın astrolojik açıdan avantajı bebeğin kadersel olaylardan olumsuz etkilenmesine mani olmaktır. Normal doğumda olduğu gibi sezeryan zamanına da müdahale etmemek kadersel getirileri tevekkülle karşılamak ailenin burç dinamiklerinin bebeğe geçmesini, böylece tıpkı ailenin DNA�sını taşır gibi burç özelliklerinin bebek tarafından taşınmasını sağlar. Bu doğallık bebek ve ailenin daha iyi anlaşmasını da sağlar.

Annelerin özellikle dikkat ettiği şey anlaşabileceği burçtan bir bebeğe sahip olmaktır. Oysa astroloji haritası burçtan daha fazla bilgi içerir. Örneğin bebeğinin Akrep burcu olmasını istemeyen bir anne adayı birkaç saat erken doğum yaparak bebeğinin Terazi burcu olarak doğmasını sağlayabilir.

ANALİZLERDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR NELERDİR?

Ayrıntılara hakim bir astrolog tarafından planlanmayan sezeryan saati bebeğin Terazi burcu doğmasını sağlasa bile, Yükselen burcun Akrep olmasına veya gezegenlerin Akrep alanında toplanarak bebeğin aşırı akrep özellikleri göstermesine yol açabilir.

Bebeğin kaderini olumsuz etkilememek adına profesyonel bir astrolog tarafından bebeğin doğum günü ve saati titizlikle planlanmalıdır. Olumsuz açılar her gün gökyüzüne hakim olabilir. Olumsuzlukları kişiye en az zarar verecek bir alana taşımak için doğru doğum saatini tespit etmek gerekir.



Düzenleyen yasemin - 15 Mar 2011 Saat 23:23

Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  123 8>
  Konu Paylaş   

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

  | İletişim | Reklam | Gizlilik İlkeleri Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.