Kadına her türlü şiddetin de, kadın cinayetlerinin nedeni de erkek egemen sistem...
Bunu hepimiz biliyoruz!..
O halde, sistemin en küçük birimi olan ev-aile hayatından başlayarak her kadın önce evinde şiddete hayır demeli!..
Bu ülkede kadınların bir çoğu evlerinde kocaları, babaları, ağabeyleri vb.'lerinden gördükleri şiddete "Dur" diyemiyor, hatta ne acı ki, kız çocuklarına yine evde en yakın erkekler tarafından uygulanan şiddete bile kadın
"Dur" diyemiyor... Bir anne ki yavrusunu evde en yakın erkeklerden koruyamıyor yani!..
Çünkü kadın hep korkuyor, hep susuyor, hep utanıyor ve hep kendini feda ediyor, kız çocuğunu feda ediyor...
Sonra da medya-tv "Senden daha zor durumda olanlar var bak; seyret-oku-dinle" diyerek şiddeti normalleştiriyor da normalleştiriyor...
Kadının özgürlüğü, değeri, saygısı elden gideli çok uzun zaman oldu; şimdi kadının onu geri alma zamanıdır; "BEN BEN'İM" deme zamanıdır!..
Öte yandan; şiddet duygusal, fiziksel, cinsel ve ekonomik şiddet olabilir...
Sorun şu ki, kadın olarak çoğumuz şiddete uğradığımızın farkında bile değiliz!..
Erkeğe ve erkek egemen sisteme hizmet etmekle gözlerimiz binlerce yıldır öylesine kararmış durumda ki, uyanmamız için vahşeti önce içimizde, sonra da yaşadığımız her yerde fark etmemiz ve "Dur" dememiz, "Hayır" dememiz, "Ben ben'im" dememiz gerekiyor!..
O halde, "Kadınlar ölmesin, kadınlar şiddet görmesin" diyorsak; önce kendi kendimize yaptığımız şiddeti, sonra da en yakınımızdakinden başlayarak varlığımıza uygulanan tüm ve her türlü şiddeti durdurmalı ve gücümüzü elimize almalıyız!..
Çünkü biz kadınlar her şeyden ve herkesten bağımsız olarak değerliyiz ve güçlüyüz... Çünkü biz Dünya'yı her seferinde yeniden rahmimizden doğuranız. Şimdi, rahmimizden kendimizi, şifalı dişil enerjiyi doğurma zamanı...
Ve hatırlayalım, Dünya'mız dişidir, kadın değişip dönüşüp şifalandığında tüm Dünya bundan nasibini alır...
Haydi!..
