Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
YENİ ÇAĞIN ÇOCUKLARI
NUR EDA KASAP
Uluslararası Öğrenci-Anne & Baba Koçu
Yazı Boyutu:
Etamin işi ve çocukluğumuz

Bu yıl leyleği havada gördük. Yaz boyu her hafta sonu gezdik. Çok şükür. Geçtiğimiz hafta sonu eşim, “Hadi gel bir değişiklik yapalım” dedi. Çeşme’nin tepelerine çıktık. Eski mahallelerine doğma-büyüme Çeşmeliler’in yaşadığı sokaklara gittik. Daracık, yokuş, taş sokaklarda dolaştık.

Evinin önünde kaldırımlara oturmuş bir yandan sohbet eden bir yandan da dantel örüp, etamin işleyen teyzelere denk geldik. Beyaz bir etamin üzerine renkli renkli işleme yapan teyzeye yanaştım. “Ne güzel bir etamin işi bu” dedim. Etamin işini tanımama şaşırdığı yüzünden belliydi. “Kızın çeyizine perde işliyorum. Bilir misin etamin işini” dedi. “Geçmişte ben de çeyizime işlemiştim” dedim. Yüzüne gülümseme yayıldı. Ağzında sayılı kalmış dişleri kahkahasıyla ortaya çıktı. “Eline sağlık, pek güzel olmuş” deyip yanında ayrıldım.

O sırada oğluşum daracık sokakta koşturuyor, etrafta gördüğü kendisine ilginç gelen şeyleri bana gösteriyordu. Ben de söylediği bazı şeyler tebessüm ediyor, bazılarına da; “Hayır, olmaz uzak dur, ellenmez” gibi tepkiler veriyordum. Sokaktan geri dönerken baktım teyze elindeki etamin işini söküyordu. Belli ki işlediği örnek olmamıştı ya da beğenmemişti. O an Kerem’e baktım. Ben de oğlumu kendimce işlemeye çabalıyordum. Hayalimde bir örnek vardı ve o örnek için ona iğneler batırıp duruyordum. Modelin (motifin) doğru olup olmadığını bilemeden… Sadece doğru olduğuna inanarak…

BİR YARIMIZ HEP YARIM
Hepimiz için de öyle değil mi? Hayatlarımızı bir şekilde işlemiyor muyuz? Zihnimizde olan modele (motife) göre…  İğneleri batırıp çıkarıyoruz. Kimi zaman sözlerimizle, kimi zaman mimiklerimiz ve davranışlarımızla. O batan iğneler zaman zaman hepimizi çok yakmadı mı? Ya da yakmıyor mu? Hatta bazen yarım kalan etamin işleri gibi bir yanımız hep yarım değil mi?

Çocuklarımızı da kendi hayalimizdeki modelle işliyoruz. Güzel olup olmadığını bittiğinde göreceğiz. Hoş bitecek mi? Elbette hayır. Ancak nasıl bir model olduğu sanırım 18- 20 yaşlarında ortaya çıkacak. Batırıp çıkardığımız iğnelerle ne yaptığımızı en azından anlayabileceğiz. Erdemleri olsun, değerleri olsun, hayırlı olsun, yararlı bir evlat olsun diye diye neler yaptığımı-zı göreceğiz. İşin acı tarafı “Bu olmadı, sökelim” deme şansımızın olmaması. O teyze gibi beğenmediğimizde söküp atamayacağız. Hatta belki de o beğenmediklerimizi hep tekrarlayacağız bilmeden, bilemeden…

Çıkan iş güzelse ne ala. Gururla, sevinçle göstereceğiz. Peki ya değilse, ya hayalimizdeki motifi işlediğimizi düşünürken, işte o hep yanlış yerlere sapladığımız iğneler, bozduysa her şeyi… Artık başa dönme şansımız da olmayacak yazık ki. Acıttığımız, yaraladığımız, her yanı iğnelerle dolu “can”ımıza ne yapacağız? Sonuçta, o bizim eserimiz olacak.

İşte böyle… Bir etamin işiyle aklıma geliveren bu düşünceler beni etkiledi ister istemez. Gerçekten de hepimizin sırtında birçok iğne izleri vardı. Çoğu kapanmamış, kapanmış olsa da hala boşluğu olan. Sonuçta bizde zamanında işlenmiştik… Kimimiz farkına varıp olmamış modelleri (motifleri) kendince düzeltmeye çabalıyordu. Kimimiz de o yaralarla yaşamaya çabalıyordu. Hatta belki de farkında bile değildi…

Her ne olursa olsun hepimizin eline, emeğine sağlık. Umarım çok güzel işler çıkarır, gururla, mutlulukla, tebessümle bakarız.

Sevgiyle…


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.