İşlenmiş gıdalarla yüklü modern beslenme
tarzının çocuklarımızın dişlerine ne gibi etkileri var?
Modern toplumda doğadan
ve doğal olandan istemli-istemsiz bir uzaklaşma yaşıyoruz. Daha az hareket ediyoruz, daha az
oksijenle yetiniyoruz, suni olarak lezzetlendirilmiş doğal olmayan gıdalara daha fazla maruz
kalıyoruz. Sadece bizler değil bu ortama doğmuş çocuklarımız da büyüyorlar, gelişiyorlar.
Sanayi tipi beslenmenin yan etkilerini tüm vücutta olduğu gibi ağız ve çevre dokularında da
gözlemleyebiliyoruz. Aşırı şekerli, yumuşak işlenmiş gıdalar tükürükle birleşerek yapışkan bir hale
gelip dişlere çabuk tutunabildiği için çürük yapıcı mikroorganizmalar için mükemmel bir besin
deposu görevi görürler. Bu tip gıdaların zor temizlenmesi ve içeriklerindeki şekerin
mikroorganizmalar için kolayca kullanılabiliyor olması diş çürükleri oluşumu için mükemmel bir zemin
hazırlar.
Diş çürüğü görülme sıklığının artması bu tip gıdaları sıkça tüketen çocuklarda
kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkar. Şeker içeriği yüksek işlenmiş gıdaların ve hatta
özellikle gazlı içeceklerin büyümekte olan çocuğun diyetinden mümkün olduğunca çıkarılması ağız diş
sağlığının korunmasında temel adım olarak sayılabilir.
Belki farketmişsinizdir çevremizde
dişlerindeki çapraşıklık nedeniyle ortodontik tedavi gören (tel takan) çocuk sayısı belirgin bir
şekilde arttı. Yapılan çalışmalar çağlar boyunca çenelerimizin ve boyutunun giderek küçüldüğünü
gösteriyor (Lindsten R). Buna karşılık dişlerimizin boyutunun doğal aşınmalara daha az maruz kaldığı
için büyük kaldığından bahsediyor (Lombardi AV). Basit bir mantıkla dişlerimizin küçülen
çenelerimize sığması gittikçe güçleşiyor.
Atrizyon, dişlerin çiğnemeye bağlı birbirlerine
sürtünerek çiğneme yüzeylerinin aşınmasıdır. Bu aşınma aynı zamanda dişlerin birbirleriyle yanyana
dizildiklerinde ara yüzlerinde de meydana gelir. Bu aşınmalar sayesinde dişler belirli bir denge
içerisinde çenede düzgün bir biçimde sıralanabilirler. Bu aşınmaların da sağlıklı bir şekilde
meydana gelebilmesi için birey doğal, sert gıdalarla (meyve, sebze, et, kuruyemiş) ısırarak,
çiğneyerek, yani çiğneme kaslarını ve dişlerini gerektiği gibi kullanarak
beslenmelidir.
Modern toplumda işlenmiş, yumuşak gıdalardan oluşan diyette ısırmaya,
koparmaya tam anlamıyla çiğnemeye çok da ihtiyaç duyulmayan besinlerin hızlıca yutulduğu bir
beslenme tarzı benimsemiş bulunuyoruz.. Çünkü bu gıdalar yumuşak, ağızda çabuk dağılıyor ve
çok da çiğnemeye gerek olmadan yutulabiliyor. Oysa ki doğamıza uygun olanı, besinleri koparıp
çiğnemek ve öğütmek, yani çenelerimizi kullanmak!
Formül çok basit, doğal olandan
uzaklaşmayalım, doğal beslenenelim, taze meyve sebzeyi mümkün olduğu kadar bütün halde ve çiğ
olarak tüketelim, çiğneyelim, çocuklarımızı çiğnemeye teşvik edelim ve işlenmiş gıdalardan
uzak duralım.. Kullanalım çenelerimizi ve dişlerimizi..