Öğrenmede baskın sistem, çocuktan çocuğa
değişebilir. Görsel sistemi baskın olarak kullananlar için ise, görsel uzaysal düşünme ve öğrenme
şekli çok güçlüdür. Görsel sistem, gözlerimizi beynimizin dışarıya uzantısı olarak düşündüğümüzde,
diğer duyusal sistemlerimize göre en baskın ve en güvenilir olanıdır.
Örneğin,
otomatik makinelerde arabamızı yıkatırken eğer arabanın içindeysek, hareket etmediğimizi bilmemize
rağmen, otomatik makinenin hareketi, görsel sistemimizde algılandığında sanki hareket ediyormuş gibi
hissederiz. Diğer duyusal sistemlerle paralel işleme yapabilme ve duyusal uyaranlardan gelen
bilginin eşleşerek doğrulanması yeni durumumuza anlam kazandırır ve davranışlarımızı yönetir.
Özellikle, okul öncesi eğitim ve ilkokullarda, sınıflarda ve okul koridorlarında, çocuklara vermek
ve yerleştirmek istediğimiz kavramların görsel imajları olan resimlerle doludur. Hedeflenen,
renkler, mevsimler vb. gibi temaları, doğal işlevselliği içinde görsel sistem farkındalığında
tutabilmek ve çocukların sistemlerinde bu temaların görsel imajlarını oluşturmak
içindir.
Bazı çocukların bireysel farklılıkları ve biyolojik yapılanması, sadece görsel
sistemlerine dayanarak öğrenmeyi gerçekleştirebildiğinden, bu çocuklarımızın öğrenme kapasitelerini
destekleyerek arttırmak ve öğrendikleri bilgiyi ölçmek için, çocuğumuzun farklılıklarına uygun özel
eğitim stratejileri geliştirmeliyiz.
Görsel- uzaysal öğrenenler iyi gözlemcilerdir ve
öğrenmek için mutlaka görsel imajlar oluşturması gerekir. Görsel uzaysal öğrenciler, öncelikle
kelimeleri değil, resimler gibi sabit ya da videolar gibi hareketli imajları düşünürler. Özellikle
erken çocukluk döneminde, düşüncelerindeki imajları, kelimelerle eşleştirmede zorluklar yaşayan
çocuklar, kelimeleri kullanarak kendilerini ve isteklerini ifade edemeyebilir ve konuşmayabilir. Bu,
davranışsal olarak, çocuğun hayal kırıklığıyla birlikte, kendisini ifade etme isteksizliği olarak
izlenebilir. Özellikle erken çocukluk dönemlerinde, günlük yaşantımızda, daha çok
resimleştirdiğimiz, yaşam akışımızı, yapılan eylemlerle isimlendirerek ve eşleştirerek, çocuğun
zihinlerindeki imajları, kelimelere daha kolay çevirmesini destekleyebiliriz. Okul çağında ise, bu
görsel imajları kelimelere dökmek için zamana gereksinimleri olduğundan “sorularımızın cevaplarını
alabilmek için acele etmemeliyiz”.
Görsel-uzaysal öğrenen çocukların düşüncelerini
işlemeleri, kalıpların sıralanmasından çok, farklı imajların bütünleşerek tanımlanması şeklinde
olduğundan, sözel olarak sıralanarak sunulan materyalleri takip edebilmede problemleri vardır.
Onların düşünebilmeleri için, kelimeleri resimleştirmeye gereksinimleri vardır ve bu işlemi
yaparken, devam eden sözel uyaranları kaçırırlar.
Bu da, bilgileri alabilmede gecikmelerin
olabileceği anlamına gelir. Bu farkındalık ile çoklu yönergeler verirken, her yönergenin arasına
onun sisteminin bu çevirme işlemini yapabilmesi için zaman verebiliriz.
Düşüncelerini-imajlarını kelimelere dönüştürme gereksinimleri nedeniyle, “kısıtlı zamanlı testlerde
bilgilerini aktaramazlar”.
Görsel uzaysal yeteneğiyle öğrenenler, bu karmaşıklığa rağmen
başarırlarken, sıklıkla basit görevlerde başarısız olurlar. Örneğin, karmaşık matematik
problemlerini kolaylıkla çözebilirken, zamanlama, ve planlama becerilerinde zorlanırlar. Karmaşık ve
detaylı hikayeler üretebilirler ama bunları yazamazlar. Global ve aykırı düşünmeye yatkındırlar.
Çünkü büyük resme odaklanmışlardır ve genellikle sonuca nasıl ulaştıklarını ya da problemi nasıl
çözdükleri hakkında farkındalıkları olmayabilir ya da sözel olarak size
anlatamayabilir.
Görsel uzaysal öğreniciler için, özellikle, yazı yazarken çok
zorlanabilirler; çünkü, düşünebilmeleri için kelimeleri yeniden görsel imajlara çevirmeleri, bu
imajları yeniden kelimelere dökmeleri ve bu akışı yazarken akıllarında tutmaları için çok iyi
gelişmiş görsel becerilere sahip olmalarını gerektirir. Bu işlemler, hem fiziksel hem de zihinsel
yorgunluğu içeren sürekli bir çabayı gerektirir.
Zaman kısıtlamasıyla zorlanırlar ve ortak
dikkatlerini kaybetme eğilimindedirler. Bu davranışsal bir mesele değildir ama uygun strateji ve
becerilerin geliştirilmesi için desteğe gereksinimleriyle yaşadıkları belirgin zorluklardır.
Yapılanmalara, öngörülere, tam belirlenmiş sınırlar ve zaman çerçevesine gereksinimleri vardır.
“Burada, onların göreve odaklanmasını yönlendirmek yerine, organize olabilme stratejileri ve
becerileri geliştirebilmeleri için zamanın verilmesine çabalamak önemlidir”.
BUNLARA
DİKKAT:
Aşağıdaki uyumlama stratejileri, sınıftaki görsel uzaysal öğrenenlerin, yetenekleri
seviyesinde uygun eğitimsel önlemlerin alınması için örneklerdir.
* Zayıf yönlerindense,
onların gücünü tanımlama ve geliştirmeye odaklanılmalıdır. “Hadi dikkatini topla, yine geç kaldın,
hala bitirmedin mi?” vb. uyaranları sürekli tekrarlayarak, çocuğunuzun sisteminden kaynaklanan
sebeplerle yapamadıklarını, sanki çocuk istemediği için yapmıyormuş gibi yaklaşmaktansa, çocuğun
kendi sistemini tanıması yardımcı olabilecek yöntemleri araştırmamız önemlidir. Böylelikle,
karşılıklı pozitif duygusal etkileşim ile bu çok güçlü sistemini kullanma isteği, başaracağına olan
özgüveni, ilgi merakı arttıracağı gibi, gelecekte yeni öğrenme deneyimlerine
hazırlayacaktır.
* Dikkatlerini kolaylıkla dağıtan uyaranları minimum indirebilmek için,
sınıfın ön sıralarına oturtabiliriz. Görsel sistem, diğer duyusal sistemlere göre baskın olduğundan
hem de en güvendikleri sistem olduğundan, ortamdaki tüm imajlar ve hareketliliği tanımlamaya yönelik
kullanma eğilimiyle, dikkatlerini ders süresinde sürdürebilmede belirgin zorluklar yaşarlar. Gördüğü
sınıf alanını kısıtlamak için, ön sıraların oturmaları için seçilmesi ve hatta yukarı alanı
kısıtlayan, saçaklı bir şapkasının kullanılması, dikkatini olması gerektiği yerde tutabilmesine
yardımcı olur.
* Öğretimde, mümkün olan her durumda, görselliği olan materyaller bulundurun.
Bu, kelimelerle, görsel imajların eşleşmesini kolaylaştıracağından, anlama ve öğrenmede hızını
arttırır.
* 2-3 aşamadan fazla olan yönergeler tahtaya yazılmalıdır. Evde yapılacakların
planlanması, sıralaması ve zamanlaması açısından da bu yöntemin kullanılması, hayat kalitesini
arttıracağı gibi pozitif etkileşim deneyimleri olarak öğrenmeyi destekler.
* Görsel öğrenme
stratejileri, kelimenin harflerinin doğru görsel imajları oluşturmak için kullanılmalıdır. Bu, temel
kelimelerle başlamalı sonra çok harfli kelimelere geçilmelidir. Bu şekilde, kelimeleri
görselleştirebilme, görsel hafızada tutabilme ve geri çağırabilme becerileri geliştirilir.
*
Okumadaki seviyesi, sessiz okuma ile değerlendirilmelidir ve zorlandıkları yüksek sesle okuma yok
sayılmalıdır. Bu çok önemli bir yaklaşımdır ve çocuklarımıza mutlaka bu hakkın tanınması
gerekir.
* Zihinsel harita ve grafik düzenleme gibi görsel öğretme ve organizasyon
tekniklerini kullanımı, görselleme becerilerinde ustalaşabilmesi ve gelişiminin desteklenmesi için
önemlidir.
* Son ürüne odaklanmak yerine, öğrenmeyi işleme konusuna öncelik verilmelidir.
Örneğin, renkleri öğrenmesi için uzun süre tekrarlardan çok, nasıl kolay öğrenebilir araştırılması
için zaman ayrılması, çocuğumuzun tüm öğrenme sürecini pozitif etkiler.
* Zayıflıkları
konuşmak yerine, gösterilen gayreti ödüllendirin. Görsel-uzaysal öğrenen çocuklar, tüm çabalarına
rağmen, yaşıtlarına yetişemeyebilirler. Yapamadıklarının ve yetersizliklerinin sürekli gündemde
olması, bıkkınlık yaratabilir. Sarf ettikleri çaba gerçekten de yaşıtlarından çok daha fazladır ve
çocuğumuzun, bunun farkında olduğumuzu anlaması önemlidir.
* Sözel olarak anlatılanlar,
görsellerle birlikte sunulmalıdır.
* Zorlanacakları için tahtadakileri yazması
istenmemelidir. Bunun yerine, her dersin başında ders notları hazırlanmalıdır.
* Önemli
talimatları ve ödevleri kayıt etmek için, sınıf öğretmenlerinin günlük defter kullanması.
*
Sınavlarını tamamlaması için ilave zaman verilmesi ve gerektiğinde desteklenmesi.
* Sınıf
içinde ve okuldaki bütün uygulamalar, mümkün olan her yerde bilgisayar ile yapılmalı ve el yazısı
minimum kullanılması.
* Okulda yapılacaklarının planlama ve organizasyonunu destekleyen
bilgisayar programları kullanılması.
Paylaştığım bilgilerle, görsel uzaysal öğrenen çocukları
anlayabilmek ve uygun stratejilerle verilen eğitim ile, öğrenmeyi pozitif deneyimler olarak
yaşayabilmelerini sağlayabilmek için farkındalık yaratmak istedim. Çocuklarımızın bireysel
farklılıklarına uygun alınacak basit önlemler, hem onların öğrenme kapasitesini arttıracak hem de
bize çocuğumuzun öğrendiklerini ölçme ve değerlendirme olanağı kazandıracaktır.