Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Genel Konular > Bebeğim & Çocuğum Hakkında
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar RSS - Bebek ve Çocuklarda Psikoseksüel Gelişim
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kapalı KonuBebek ve Çocuklarda Psikoseksüel Gelişim

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  12>
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
duygu07 Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 03 Eki 2007
Konum: Antalya
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 7416
Mesajın Direkt Linki Konu: Bebek ve Çocuklarda Psikoseksüel Gelişim
    Gönderim Zamanı: 01 Kas 2008 Saat 00:45
Merhaba arkadaşlar. Bu sıralar Nil'in gelişim aşamalarının önemli birkaç noktasındayım ve o nedenle de özel eğitimci bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine "psikoseksüel gelişim" üzerine hemen her yazıyı okuyorum. Oral dönem bitmek üzere ve okuduğunuzda her gelişim aşamasının ne kadar önemli olduğunu anlayacaksınız diye düşünüyorum. İlerideki yaşamları için şimdiden zemin hazırlamak istiyorsanız psikolojik aşamalar sizi gerçekten çok etkileyecek benim ağzım açık kaldı.Shocked

Psikosexuel Gelişim Aşamaları


Kişilik gelişimi açısından psikolojiye en önemli katkı psikanalizin kurucusu Freud ve onun takipçilerinden gelmiştir. Aşağıda kişilik gelişimi, "psikoseksüel gelişim ilkelerine göre açıklanacaktır.
Freud, kişiliği gelişim açısından inceleyen ve kişiliğin temel karakter yapısında bebeklik ve çocukluk yıllarının önemini belirten ilk kuramcıdır. Freud, beş yaşın sonlarında kişiliğin oldukça biçimlendiği ve bu yaştan sonraki gelişimin, temel yapımın işlenmesiyle sınırlandığı inancındaydı.
Bu kuramda insanın gelişimini altı dönemde incelemiştir. Oral Dönem, Anal Dönem, Fallik Dönem, Gizillik (Latent) Dönem, Ergenlik Dönemi.


Oral Dönem (0-2 yaş)
Bu dönem id'in egemenliği altındadır. Doğal dürtülerin hemen doyurulması, gerginliğin hemen giderilmesi çocuğun en başta beklentisidir. Çocuk dışardan verilecek bakıma tümden bağımlı ve çaresizdir. Çocuk ancak kendine verebilecek bir annenin varlığıyla yaşamını sürdürebilir.
Çocuğun bu dönemde kazandığı ilk toplumsal işlev, almak, almayı bilmek ve elde etmektir. Yani çocuk kendisine anne tarafından verilen şeyleri alırken, toplumsal anlamda almayı da öğrenir. Çocuk kendisine veren kişilerden verilmiş olmayı da değerlendirerek "vermek-verebilmek" yetisini de kazanır.
Sürekli bakım veren kişinin (anne ya da sürekli bir bakıcı) bebekliğin ilk aylarındaki eksikliği, çocuğun motor, bilişsel, duygusal ve sosyal gelişiminde önemli aksamaya ve yetmezliğe, hatta geriliğe yol açabilir.
Oral dönemde çevresel koşullara ve biyolojik yapıya bağlı olarak, aşır doyurulma ya da aşırı doyumsuzluk içinde kalma yüzünden çocuk sonraki dönemlerine ilerleyemeye bilir. Bu nedenle yetişkinlik yaşamında da oral dönem özelliklerine fazlaca tutunabilir. Aşırı ağızcılık (oburluk), aşırı bağımlılık, alıcılık, edilgenlik baskın olursa bu davranış özellikleri oral saplanma belirtileri olarak yorumlanabilir. Böyle bir kişi başkalarından almaya alışmış, aşırı isteyici ve bağımlıdır. Oral dönemde çocuğun kazanması beklenen duygu özgüven duygusudur. Bu da ancak annenin (ya da çocuğa bakım veren kişinin) düzenli ve tutarlı bir şekilde çocuğun ihtiyaçlarını karşılamasıyla mümkündür. Oral dönemde idin haz ilkesi işlemektedir.


Anal Dönem (2-4 yaş)
Çocuğun yürümeye, konuşmaya ve kendi benliğini çevresinden ayrı algılamaya başladığı; yavaş yavaş bağımsızca düşünme ve davranma gibi yetilerin yapıtaşlarının geliştiği bir devirdir.
Bu dönemde çocuğun dışkılama büzgeç kaslarının gelişmesiyle çocuğun dünyasına yeni bir eylem yetisi katılmaktadır. Çocuk içerde biriken dışkısını tutarak ya da bırakarak bir haz duyar. Çocuğun dışkısını tutabilmesi ve annesinin istediği yerde ve zamanda yapması çevreden büyük ilgi görür ve ödül alır. Böylelikle çocuk artık toplumun iyi, kötü, doğru, yanlış ve ayıp gibi yargıları ile karşılaşmaktadır. Süperego gelişmeye başlar.
Anal dönemde bazı aile tutumları çocukta anal saplanmaya ve anal kişilik özelliklerinin gelişmesine yol açabilir. Bu tutumlar arasında, çocuğa sıkı, katı, cezalandırıcı tuvalet eğitimi; özerklik tanımayan, bağımlı, bebek kalmayı destekleyen aşırı koruyucu ve denetleyici tutumlar, aşırı düzenlilik ve titizlik eğitimi, çocuğa ayıp ve günah kavramlarının fazla aşılanması sayılabilir.
Anal kişilik özellikleri gösteren yetişkin bireylerde, aşırı titizlik, tuvalet işlemleri ile aşırı uğraşma, cimrilik, inatçılık, aşırı düzenlilik, kararsızlık gibi özellikler görülür.
 

Fallik Dönem (4-6 yaş).
2.5-3 yaşlarına giren çocuğun düşünce dünyasında giderek artan bir biçimde yeni bir algı alanı oluşur. Bu eşeylik ayrılıkları ile ilgilidir ve çocuğun dikkati eşey organlarına ve bunların anlamlarına yönelir. Çevreden ve başka insanlardan ayrı bir kişi olduğunu kavramış olan çocuk, artık "nasıl bir kişi" olacağını araştırmaktadır. Bu nedenle kendi bedenine, cinsel ayrılıklarına ve genellikle çevrede olagelen her şeye karşı derin, bitmek bilmez bir soruşturma ve öğrenme eğilimi gösterir.
Cinsel ayrılıkların öğrenilmesi, cinsel benlik duygusunun başlaması ve cinsiyete uygun rollerin belirlenmesi de bu yaşlarda iyice kesinleşmiştir. Çocuk cinsel yasakları ve değerleri hızla öğrenir.
Bu çağda aşırı korkutmalar, suçlandırma ve cezalar, atılganlığın kısıtlanması, çocukta girişim kısırlığı ve aşırı çekingenliğe neden olabilir.
Bu dönemin kriz noktası Oedipus (Ödipus) kompleksi ve İğdişlik korkusudur.
Oedipus (Ödipus) kompleksi.- Erkek çocuğun annesine, kız çocuğun babasına karşı özel bir sevgiyle (aşk) yaklaşıp erkek çocuğun babayla, kız çocuğun da anneyle yarışa girmesi, hatta ondan nefret etmesi. Erkek çocuk, bir yandan babasına sevgi duyup onun gibi olmak isterken diğer yandan da ondan nefret eder. Bu yüzden önemli bir çatışma yaşanır. Karşı cinsten olan ebeveyne karşı sevgi dolu ilgi, hemcins ebeveyne karşı ise iki değerli bir tutum oediepus karmaşasının içeriğini oluşturur.
Fallik döneme özgü ödipal çatışmayı çözememiş kişiler yetişkin yaşamda bilinçli ya da bilinçsiz ödipal eğilimler ya da buna karşı aşırı savunmalar geliştirebilir.
Çocukta bu döneme kadar görülmeyen vicdan ve ahlak duygusu işte bu özdeşimlerin güçlenmesiyle gelişmektedir.
İğdişlik Korkusu
Fallik dönemde erkek çocuk için penis, çocuğun bütün benliği, varlığı ile eşdeğer bir anlam ve önem kazanır. Toplumsal tutumların da desteği ile erkek çocuğu kız çocuktan ayıran bu değerli, “üstün” organla ilgili olarak çocuk zihninde bir takım korkular geliştirir. Kız çocukta penis olmadığını fark edince bunun kendisinde de yok edilebileceği kaygısı doğar. Ayrıca ailede ve toplumda çocuğun yaramazlıklarına, penisi ile oynamasına, gece işemelerine karşı bir ceza olarak penisin kesileceği sıklıkla söylenir. Ülkemizde bu yaştaki çocuklara yapılan, “tutun şunu sünnet edelim, vb...” biçimdeki korkutmalar, takılmalar ve gerçekten bu yaşlarda yapılan sünnet olayının kendisi penise bir zarar gelebileceği, ceza olarak penisin kesilebileceği korkusunu uyarır. Bu korku, iğdişlik korkusu olarak bilinir.
Bu korkunun varlığı çocukta yalnızca penise bir zarar gelecek biçiminde görülmez. Bir çok değişik ve gizli biçimlerde ortaya çıkabilir. Erkek çocuğun sık sık penisini açıp bakması, göstermesi ve bu konuda konuşması, penisin sağlam olduğuna ilişkin bir çeşit kendine güvence verme belirtileridir. Çocuk, penisle ilgili korkuyu, bedeninin başka bir parçasına aktararak herhangi bir çizik, yara veya ameliyat üzerine büyük endişeler gösterebilir. Penisten yoksun olan kız ve kadınları aşağı görerek onlardan uzak durabilir. Başka çocukları gerçekten ya da simgesel biçimlerde iğdiş etmekle tehdit edebilir. Erkek çocukta görülen iğdiş edilme korkusunun kız çocuktaki karşılığına Freud, penise imrenme demiştir ve kız çocuktaki cinsel kimlik gelişimini bu varsayım üzerine dayandırmıştır.
            
Bu döneme özgü saplanmanın belirtileri şunlardır,
Ana-babadan ayrılma gereksinimi ve girişimleri olunca aşırı suçluluk duygularının belirlenmesi.
Evlilik yaşamında eşiyle bir türlü rahat edememe.
Aşırı çekingenlik, girişimde bulunamama ve çabuk suçlanma eğilimleri.
Cinsel ilişkiden korkma, kaçınma, cinsel güçsüzlük korkuları, cinsel güçsüzlük, cinsel soğukluk.
Bedene bir zarar gelecek korkuları ve hipokondriazise eğilim.
Karşı cinse karşı, eleştirici ve olumsuz tutumlar.
Cinsel kimlikte güvensizlik ve cinsel kimlik sapmaları.


Gizillik Dönemi (6-12 yaş)
Çocuğun bedensel ve zihinsel gelişiminde önemli bilişsel ve duygusal ilerlemeler olur. Çocuğun bilişsel yetileri (algı, bellek, yargılama, vb...) gerçeğe daha uygun değerlendirmeler yapabilecek düzeye gelir.
Zamanı, yeri, uzayı tanıması olgunlaşır. Neden-sonuç bağlantılarını gerçeğe uygun kurabilir. Kavramsal ve soyut düşünme yetisinin gelişmesi ile daha uygun ve geçerli genellemeler yapabilir. Ego bu dönemde hızla gelişmektedir.


Ergenlik Dönemi (12-22 yaş)
Ergenlik, erkekte ve kızda hızla büyümenin olduğu, birincil ve ikincil cinsel yapının hızla geliştiği yaşları kapsar. Bu çağda eskiden yaşanılmış cinsel yönelişler, çatışmalar yeni baştan yaşanır. Ödipal duygular alevlenir. Aşırı bağımlılık duyguları olan ergen, ailesini yitirme, onlardan kopma kaygısına kapılır.
Çocukluk dönemlerinden artakalan sorunların çözümü bu çağda yapılacaktır. Genellikle bu sanıldığından ağır bir sorundur. Genç, coşan sorunlar arasında egemenlik kurmak zorundadır. Çoğu ruhsal bozukluklar, nevrotik bozukluklar, kişilik bozuklukları, psikozlar bu dönemde ortaya çıkar.
Ergenlik dönemi kimlik gelişimi açısından en önemli evrelerden biridir. Ergen, uzun bir hazırlık dönemi içinde yıllarca çabalar, bocalar ve kimliğini iyi kötü bulur.
 kaynak Site: http://freud.hypermart.net



Düzenleyen duygu07 - 01 Kas 2008 Saat 12:24
Yukarı Dön
irme Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye

En Şen Üyemiz,Avrupai Pamuk Prensesimiz!

Kayıt Tarihi: 15 Kas 2007
Konum: İzmir
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 8271
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 01 Kas 2008 Saat 09:50
Ne güzel bilgiler paylaşmışssın Duygu..Clapemeğine sağlık..bilmediğim pek çok şey varmış,bundan sonra daha dikkatli olucam canım..Smile
Pamuk Prensesin Annesi...
Yukarı Dön
ezel Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye

Bal EGE'nin Annesi Fethiyeli Mod

Kayıt Tarihi: 24 Eki 2007
Konum: İSTANBUL
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 5237
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 01 Kas 2008 Saat 15:02
duygucum emeğine sağlık çok önemli bilgiler ClapClapClap
SEVGİNİZ ADALETİNİZE, NEFRETİNİZ SAYGINIZA ENGEL OLMASIN....
Yukarı Dön
yeliz Açılır Kutu Gör
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 18 Eki 2007
Konum: Ankara
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 1411
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 01 Kas 2008 Saat 18:55
ellerine sağlık canımClap
Yukarı Dön
belkısburcu Açılır Kutu Gör
Katılımcı Üye
Katılımcı Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 17 Kas 2007
Konum: artık eskişehir
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 404
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 01 Kas 2008 Saat 19:19
paylaşımlarım için çok teşekkürler ellerine sağlık çocuk yetiştirmek okadar zorki böyle bilgiler çok önemli
Yukarı Dön
heryilmaz Açılır Kutu Gör
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 28 Eki 2008
Konum: orada bi yer
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 778
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 01 Kas 2008 Saat 19:57
emeğin için teşekkürler canım
 
Yukarı Dön
begumfunda Açılır Kutu Gör
Altın Üye
Altın Üye


Kayıt Tarihi: 28 Nis 2008
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 3968
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 01 Kas 2008 Saat 21:06
ellerine saglik SmileSmile
Yukarı Dön
duygu07 Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 03 Eki 2007
Konum: Antalya
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 7416
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 01 Kas 2008 Saat 23:13
Rica ederim arkadaşlar. İnanın bebeği büyütürken fiziksel ihtiyaçların sosyal gelişimini bu kadar etkilediğini tahmin etmiyordum. Daha kimbilir neler var bilmediğimiz...Okumadığımız...
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  12>
  Konu Paylaş   

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

  | İletişim | Reklam | Gizlilik İlkeleri Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.