Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Genel Konular > Bebeğim & Çocuğum Hakkında
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar RSS - ÇOCUKLARA ÖLÜMÜ NASIL ANLATABİLİRİZ?
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kapalı KonuÇOCUKLARA ÖLÜMÜ NASIL ANLATABİLİRİZ?

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  12>
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
yeşim Açılır Kutu Gör
Altın Üye
Altın Üye

Süper Anne

Kayıt Tarihi: 14 Nis 2008
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 3664
Mesajın Direkt Linki Konu: ÇOCUKLARA ÖLÜMÜ NASIL ANLATABİLİRİZ?
    Gönderim Zamanı: 08 May 2008 Saat 15:09

ÇOCUKLARA ÖLÜMÜ NASIL ANLATABİLİRİZ?

Ölüm hepimiz açısından anlaşılması ve dayanılması çok zor bir olaydır. Özellikle okul öncesi dönemdeki çocukların ölümü kavrayabilemeleri ve aile fertlerinden birinin yokluğuna katlanabilmeleri daha da güçtür. Genellikle 3 yaştan önce çocuklar ölümü anlayamazlar. Bu nedenle yaşamlarının ilk 3 yılında yakınlarının ölümü ile karşılaşan çocuklar ölümü diğer yaş grubundaki çocuklara göre daha az korkutucu bulurlar. Çocuklar 4-5 yaş civarında ölümden ve yakınlarını kaybetmekten daha çok korkmaya başlarlar. Bu yaşlarda ölümü geri dönüşü de olabilen çok uzun bir yolculuk olarak algılarlar. Ölen bir yakınları ya da evcil hayvanları için ‘’yeter artık geri dönsün’’ veya ‘’doktora götürelim iyileşsin’’ gibi sözler söyleyebilirler. Çocuklar ancak 5 yaşından sonra ölümün geri dönüşü olmayan bir olay olduğunu ve yalnızca canlılar için var olduğunu öğrenmeye başlarlar. Altı-7 yaşlarında ise ölüm, hastalıkla ve yaşlılıkla bağdaştırılmaya başlanır. Çocuklar ancak ilkokul yıllarının sonuna doğru, 10-12 yaşlarında ölümün yaşamın sonu olduğunu ve ölen bir canlının asla geri dönmeyeceğini algılarlar. Okul öncesi dönemdeki çocuklara ölümü anlatabilmek için aşağıdaki örnek ifadeleri kullanabilirsiniz;


Tüm canlıların yaşamlarının başladığı ve bittiği bir zaman vardır. Başlangıç ve bitiş arasındaki döneme yaşam denir. Bu yaşayan tüm canlılar için geçerlidir. Örneğin, cicivler yumurtadan çıkınca yaşamaya başlar, büyür, tavuk olur, sonra da yaşlanır ve ölürler. Bu tüm çiçekler, balıklar, kediler ve insanlar için geçerlidir. Tüm canlılar doğar, büyür, yaşlanır ve ölür.  Canlıların hiçbiri sonsuza dek yaşamazlar. Ailedeki ölüm, yaşlanmadan kaza veya hastalık nedeniyle gerçekleştiyse, çok ağır bir hastalığın veya iyileşemeyecek kadar ağır yaraların da, yaşlanmadıkları halde canlıların ölümüne neden olabildiğini söyleyebilirsiniz. Yalnız hastalığın, normal hastalıklardan çok farklı olduğunu söyleyin ki, çocuk hastalığa karşı aşırı bir korku geliştirmesin. Tüm canlıların yaşam süreleri farklıdır. Kelebekler, birkaç hafta yaşar, kuşlar 3-4 yıl yaşar, kediler ise 10-15 yıl yaşarlar. Her canlının da kendi yaşam süresi farklıdır. 3 yıl yaşayan bir kuş da olabilir, 6 yıl yaşayan bir kuş da olabilir. Güçlü ve sağlıklı bir kuş, hastalanmaz ve yaralanmazsa diğer kuşlardan daha uzun yaşabilir. Bu insanlar için de böyledir; bazı insanlar 70 yıl yaşar, bazıları ise 90 yıl yaşar. Yaşam süresi yaşayan tüm canlılar için farklıdır, ama tüm canlılar mutlaka bir gün ölürler. Bu her yerde ve herkes için böyledir. Bu açıklamaları yaparken canlıların resimleri gösterilebilir veya renkli kalemlerle çocukla birlikte küçük ve yaşlı canlılar çizilebilir.

Ölüm çocuklara ne kadar iyi anlatılırsa anlatılsın, çocuklar özellikle anne-babalarını veya çok bağlandıkları bir yakınlarını kaybettiklerinde çok ciddi sorunlar yaşayabilirler. Bu sorunlar aşağıdaki gibi özetlenebileceği gibi bunlar dışında da başka sorunlar ortaya çıkabilir;

- Uyum ve davranış bozuklukları (alt ıslatma, çalma, kekemelik, saldırganlık, hırçınlık, parmak emme, tırnak yeme vb.)
- Kabuslar, gece korkuları
- Uykusuzluk
- Yeme bozuklukları
- Ağrılar (baş, karın vb.)
- Bayılma, titreme nöbetleri
- Çeşitli tikler
- Okul başarısızlığı
- İçine kapanma
- Bulantı, kusma
Bu tip sorunlar yaşayan çocukları olan ailelerin, çocuğun bu davranışını bastırmamasını, göz ardı etmemesini ve bu gibi sorunlarla karşılaştıklarında zaman kaybetmeden bir psikoloğa başvurmalarını öneriyoruz. Aileler, bu tip sorunların ölüm olayından hemen sonra yaşanabileceği gibi, yıllar sonra da ortaya çıkabileceğini unutmamalılar.

Ailelerin ve tüm yetişkinlerin yakınını kaybeden çocuğa verdiği mesajlara dikkat etmesi gerekir. Çocuğun ölümle bağdaştırmasının sakıncalı olduğu kavramlarla ilgili mesajlar çocuğa verilmemelidir. Bu tip mesajlar nedeniyle de çocuklar ciddi psikolojik sorunlar yaşayabilirler. Örneğin,
- Allah’ın iyi kullarını yanına aldığı,
- Ölen kişinin, yakınlarının davranışları nedeniyle hastalanıp öldüğü,
- Ölen kişinin derin veya ebedi bir uykuya daldığı,
- Ölenlerin cennet veya cehenneme gideceği,
- Ölenlerin toprak olup, yok olduğu,
- Ölümün bir ceza olduğu,
Gibi mesajlar çocuğun kafasını çok karıştırabilir. Çocuğun topraktan, uykudan korkmasına, Allah’ı cezalandıran bir otorite gibi görmesine veya çocuğun, Allah’ın iyi kulu olmamak için kötü davranışlar sergilemesine neden olabilir. Bunun dışında, bu tip mesajlar nedeniyle çocuk yakınının ölümü nedeniyle sorumluluk, suçluluk veya öfke duyabilir. Bu duygular da çocuğun sağlığını kaybetmesine neden olur.

Çocuğa verilebilecek mesajlara dikkat etmenin yanısıra, bir yakının ölüm haberini çocuğa verirken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar da vardır; bunlar aşağıdaki gibi özetlenebilir;

1.) Ölüm haberi, çocuğa aniden verilmemelidir. Kaza, kalp krizi ve bunun gibi ani ölümlerde ölüm haberi verilmeden önce çocuğa kaybedilen kişinin hasta olduğu, durumunun  ağır olduğu, doktorların hastanede onu iyileştirmeye çalıştığı gibi sözler söylenerek çocuk ölüm haberine alıştırılmalıdır. Çocuğun durumuna göre bu süre uzun ya da kısa tutulabilir. Ancak çok uzun süreler bu haberin çocuktan gizlenmesi sakıncaldır. Çocuk ölüm haberini  çevredeki diğer insanlardan öğrenebilir veya  durumu hissedebilir; bu da çocuğun bu durumdan daha kötü etkilenmesine neden olabilir.
2.) Çocuğun yanında hiçbir şey yokmuş gibi rahat davranmak da, bağırarak kendini yerden yere atarak  ağlamak da sakıncalıdır. Çocuğun davranışlarını kontrol altına almaya çalışmak ,böyle bir dönemde çocuğu nasıl davranması konusunda yönlendirmek sakıncalıdır. Çocuklar da yetişkinler gibi böyle bir haber karşısında farklı süreleerle farklı davranışlar gösterebilirler. Çocuğu davranışarından dolayı eleştirmek ,suçlamak ,aşağılamamak gerekir. Çocuğun duygularını ifade etmesine izin verilmelidir. Çocuk bu konuda konuşması için zorlanmamalı ancak hiçbir zaman geri çevrilmemeli sorduğu sorular yanıtsız yaşına uygun biçimde yanıtlanmalıdır.
3.) Çocuğa ölüm haberini veren kişi çocuğa duygusal anlamda en yakın kişi olmalıdır. Haberi veren kişi ile çocuk ortamda yalnız olmalıdır. Böylece çocuk aldığı habere başkalarının varlığından rahatsız olmadan tepki gösterebilir.
4.) Çocuk olaydan hemen sonra yas tutan diğer aile fertlerinden uzaklaştırılıp başka bir ortama gönderilmemelidir. Yetişkinler gibi ,çocuklarında bu dönemde bir arada olmaya ve acısını paylaşmaya ihtiyacı vardır.
5.) Okul öncesi dönemdeki çocukları cenaze törenlerine veya ölünün temizlendiği ortamlara  götürmek çok sakıncalıdır.

 



İkizlerim Azra ve Arda
Yukarı Dön
yeşim Açılır Kutu Gör
Altın Üye
Altın Üye

Süper Anne

Kayıt Tarihi: 14 Nis 2008
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 3664
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 08 May 2008 Saat 15:16
Nilgün senin için açtım bu konuyu.....
İkizlerim Azra ve Arda
Yukarı Dön
yeşim Açılır Kutu Gör
Altın Üye
Altın Üye

Süper Anne

Kayıt Tarihi: 14 Nis 2008
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 3664
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 08 May 2008 Saat 15:17
Pardon diğer anneler sizin içinde....
İkizlerim Azra ve Arda
Yukarı Dön
melek uslu Açılır Kutu Gör
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 18 Ara 2007
Konum: İstanbul
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 1357
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 08 May 2008 Saat 17:07
Valla ölümü ben kendime bile anlatmakta ve kabullenmekte zorlanıyom bebecıklerın anlamasını beklemek zor ben annemi kaybettiğimde 27 yaşındaydım ve atlatmam yıllar aldı yinede insanları kaybetmek kötü zorunlu ama acı bir gerçek
Asya Liva
Yasam Kaynagim
Annemi ve anne olmayi anlama sebebim ben
Yukarı Dön
superisi Açılır Kutu Gör
Altın Üye
Altın Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 01 Ara 2007
Konum: MANİSA
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 3384
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 08 May 2008 Saat 18:13
Teşekkürler canım.ClapClap
ZÜLAL(Bookworm)
Yukarı Dön
irme Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye

En Şen Üyemiz,Avrupai Pamuk Prensesimiz!

Kayıt Tarihi: 15 Kas 2007
Konum: İzmir
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 8271
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 08 May 2008 Saat 18:24
yeşimcim teşekkürler..
Pamuk Prensesin Annesi...
Yukarı Dön
zeynep Açılır Kutu Gör
Pırlanta Üye
Pırlanta Üye

canım oğlum Mehmet Efe'm

Kayıt Tarihi: 18 Kas 2007
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 5365
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 08 May 2008 Saat 19:15
emeğine sağlıkClap
Yukarı Dön
rüyabebek Açılır Kutu Gör
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 25 Mar 2008
Konum: Karaman
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 1033
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 08 May 2008 Saat 20:48
valla tüylerim ürperdi insan kendine bile anlatmakta güçlük çekerken çocuklara nasıl anlatılır bilmem yada ne şekilde anlaması beklnir çok güzel bi yazı canım ellerine saglık ama çok zor bi yazı dolayısıyla....
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  12>
  Konu Paylaş   

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

  | İletişim | Reklam | Gizlilik İlkeleri Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.