İnsan, dış dünyayı duyu organları ile anlamlandırır. Çevremizden alacağımız tüm
mesajları algı sistemleri dediğimiz duyu organlarımızla alırız. Bunlar,
hepimizin bildiği gibi görme, işitme, dokunma, tatma ve koku alma
duyularımızdır. İletişimde, öğrenmede ve pek çok insani ilişkide algı
sistemlerimizin etkinliği önemlidir; özellikle görsellik, işitsellik ve
dokunsallık.
Dâhilerin En Önemli 2. Özelliği; görsel, işitsel ve dokunsal
algılarının hepsinin birden geliştirilmiş ve çok etkin olmasıdır. Bunun için
anne babaların verimli değerlendirmesi gereken 2 süreç vardır.
1- Kurulum
Süreci: 0-2 yaşlar arası
2- Gelişme Süreci: 7-14 yaşlar arası
0-2 YAŞ SÜRECİNDE NE YAPMALIYIZ?
Dış dünya
alıcılarımızla ilgili tüm sistemler özellikle 0-2 yaş sürecinde kurulur. Bu
dönem, "kurulum dönemi" olduğundan anne babalarımıza büyük görevler düşer.
Çocuklarımızın bol bol görsel, işitsel ve dokunsal uyarana muhatap edilmesi,
yapılabilecek en önemli şeydir.
Maalesef bazı esir çocuklar üzerinde yapılan
deneyler, algı kanallarının insan hayatındaki vazgeçilmezliğini göstermektedir.
Bu vahşice deneylerde, yeni doğmuş çocuklar hiçbir görsel uyarana maruz
kalmayacakları karanlık hücrelerde, tamamen sesten yalıtılmış bir şekilde ve
sadece temel ihtiyaçlarını giderecek kadar dokunulmak suretiyle tutulmuşlardır.
2 yaşına kadar bu şartlarda bekletilen çocukların, 2 yaşına geldiklerinde vefat
ettikleri görülmüştür. Demek ki; alıcılarımızın uyaranlarla beslenmesi varlık
ihtiyacımızdır.
7-14 YAŞ SÜRECİNDE NE YAPMALIYIZ?
Algı sistemlerinin
tümü hepimizde vardır. Gözü olanın görsel algısı, kulağı olanın işitsel algısı
olması vs. kaçınılmazdır tabii ki. Bize düşen, bu alıcılarımızı stratejik
uyaranlarla besleyip geliştirmek ve hepsini birlikte etkin bir konuma getirmeye
çalışmaktır. Bu çaba, çocuklarımızın algılama ve kavrayış kapasitelerini
yükseltecek ve üretken zekâlarını da olumlu tetikleyecektir.
Gelişim
sürecinde görsel uyaranla daha çok muhatap olan bir çocuğun görselliği aktive
olur. İşitsel uyaranla beslenenin işitselliği öne çıkar, dokunsallığı yoğun
yaşayan ise dokunsallığa yönlendirilmiş olur. Diğerleri ise körelmeye yönelir.
Bizim istediğimiz ise tümünü birden alarma geçirebilmek, çocuklarımızın
alıcılarının hepsinin birden etkin bir şekilde açılmasına gayret etmek.
Bunun
için bu süreçte yapılabilecek birkaç pratik uygulama verelim, değerli
anne-babalar.
GÖRSELLİĞİ GELİŞTİRMEK İÇİN 5 UYGULAMA
Yine zengin görsel uyaranla besleyelim çocuklarımızı. Özellikle bu süreçte,
"FARKI FARKETTİRELİM". Görüntüler arası, şekiller arası ve hatta renklerin
tonları arası farkları vurgulayalım. Ayırt edebilmesine yardımcı olalım.
- Yolculuk yaparken bir renk verelim. O renkten olan objeleri bulmasını isteyelim.
Hatta renklerin tonlarını soralım. En açık tonda hangisiydi? En koyu tonda
hangisiydi? Bir rengin çeşitli tonlarını gösterelim. Farkları
hissettirelim.
- Bir şekil verelim. "Kare" mesela, kare objeleri bulmasını
isteyelim. Dikdörtgen şekilli tespitlerini kabul etmeyelim. Göz hassasiyetini
geliştirmeye çalışıyoruz çocuğumuzun, bu yüzden tam olarak istediğimiz şekli
bulmaya odaklanmalı.
- Bir vitrin önünde, 10 saniye süreyle içindeki değişik
eşyalara bakmasını isteyelim. Sonra bize dönüp saymasını sağlayalım. Bir şey
söylediğinde; onun rengini, büyüklüğünü ve tüm görsel özelliklerini soralım.
- Eksiklikleri tespit edebilmesi için yeniden vitrine dönmesini isteyelim.
Bu sefer 5 saniye süre ile baksın. Sonra yeni fark ettikleri ile ilgili bize
bilgi versin.
-Bir manzarayı dikkatle odaklanarak izlemesini sağlayalım.
Görüntüler ile ilgili tespitlerini öğrenelim. 2 saat sonra aynı görüntüye
bakmasını ve önceki görüntü ile arasındaki farkları bulmasını isteyelim.
Yeni bir şey eklenmiş mi manzaraya? Bir şeyin şekli değişmiş mi?
Bir
şeyin rengi değişmiş mi?
İŞİTSELLİĞİ GELİŞTİRMEK İÇİN 5 UYGULAMA
Zengin işitsel uyaranla besleyelim çocuklarımızı. Bu sefer de sesler
dünyasında ,"FARKI FARK ETTİRELİM". Ses değişikliklerini, ses düzeyindeki iniş
ve çıkışları, hızdaki artma ve azalmaları vurgulayalım.
- Dışarı çıkaralım.
Birbirinden farklı kaynaklardan gelen kaç çeşit ses bulabileceğini soralım.
Tespit etsin, meselâ; 1-araba sesi, 2-kuş sesi, 3- motor sesi, … v.s. Bu
çalışmayı bir de gözleri kapalı yaptıralım. Bakalım gözlerini kapatınca
hassasiyetinde bir artış oluyor mu?
- Kendi konuşmalarımızda tekdüze bir ses
tonunda ve yüksekliğinde konuşmayalım. Devamlı sesimizde özellikle, ton,
yükseklik ve hızında değişiklikler yapalım.
- İşitselliğini zengin bir
şekilde uyaracak, ses kaynakları bulalım. Enstrüman aletlerinin kulaklarımızı
farklı şekilde uyardıklarını fark ettirelim.
- Bir enstrümanla bir melodi
çalalım. İkinci kez çaldığımızda bir notasını farklı sunalım. Değişiklikleri
tespit etmesini sağlayalım.
- Bol bol körebe oyunları oynayalım. Gözler
kapalıyken seslere odaklanarak, tüm dikkatini kulaklarına vermesini
sağlayalım.
DOKUNSALLIĞI GELİŞTİRMEK İÇİN 5 UYGULAMA
Dokunma duyusunu yine zengin uyaranlarla muhatap edelim çocuklarımızın.
Özelikle elleriyle dokunsal olarak; "FARKI FARKETTİRELİM". Dokunduğu objeyi, tüm
ayrıntılarıyla hissetmesine çalışalım. Sıcaklık-soğukluk, sertlik-yumuşaklık,
pürüzlülük-pürüzsüzlük gibi dokunmayla anlaşılacak öğeleri hissettirelim.
Duygularını da fark etmesini sağlayalım.
-Dışarı çıkaralım. Çevredeki her
şeye dokunmasını isteyelim. Dokunarak sıcaklıklarını hissetsin meselâ. Sıcak
olan şeyleri tespit etsin ve soralım, "hangisi daha sıcak?" İki eliyle dokunsun
iki farklı şeye ve aralarındaki ısı farkını hissetmeye çalışsın.
- Evimizde
eşyalarımıza dokunsun. Sertlik ve yumuşaklık hissini yaşamasını isteyelim. En
sert şeyi bulsun. Sonra bu uygulamayı gözleri kapalı olarak yapmasını isteyelim.
Bakalım yine gözlerini kapatmasıyla, hassasiyeti artıyor mu?
- Gözleri kapalı
olsun. Eline bir eşya verelim. Sadece dokunarak, ne olduğunu anlamaya çalışsın.
Hemen anlaşılacak bir şey olmasın ama sunduğumuz. İyice elleriyle hissetsin
tanımlayabilmek için.
- İrili ufaklı taşlar ve kumdan oluşan bir karışımı bir
kapta eline verelim. Hiç bakmadan, sadece dokunarak onları büyüklüklerine göre
sınıflandırmasını isteyelim. En büyükler, biraz küçükler… v.s. 5 kategoride
sınıflandırsın mesela çok güzel olur. Farklılıkları elleri ile iyice
hissetsin.
- Bol bol körebe oyunları oynayalım. Gözleri kapalıyken, çevreye
dokunarak evin içinde dolaşıp nerede olduğunu, dokunduğu şeylere göre devamlı
fark etmesini sağlayalım. Çocuklarımızın inanılmaz potansiyellerine ne kadar
katkıda bulunabilirsek; anne baba olarak üzerimize düşeni yapmış oluruz. Onlar
için; hiç durmadan gelişelim, geliştirelim.
Düzenleyen superisi - 02 Nis 2009 Saat 14:47