Sonunda bu da oldu. Anne saçı edindim. Anne saçı nedir? diye 
soranlara yanıtım basit. Anne saçı beğenilerinizden çok bebeğinizin 
ihtiyaçlarının belirlediği saç modelidir.
Bir kadın yaşamı boyunca çeşitli saçlara sahip olur. Önce bebek saçı 
gelir ki, kıvır kıvır ve tüy gibidir. Her bir lülesi gönülleri okşar. 
Küçücük bir fiyonklu toka ile hediye pakedi gibi olur o minik kafa.
Sonra çocuk saçı gelir. Rüzgarda futürsuzca dalgalanır, reçellere, 
sümüklere bulaşır. Okula başlayınca kurdelelere bezenir. Bazen ortadan 
iki kuyruk, bazen arkadan atkuyruğu yapılır. Annenin egemenliğindedir 
çocuk saçı. 
Daha sonra genç kız saçı gelir. Uzundur, modelden modele girer. 
Sabahleyin güzelce toplanır, okulda gizlice açılır. Başkaldırır, 
umursamaz genç kız saçı…
Okullar bitince işe başlar genç kadın. O saç ilk kez boya görür, 
perma görür, röfle görür. Yine uzundur. Erkeklerin yüreklerini hoplatır.
 Şekilden şekile girer. Benim yaptığım gibi birgün uzun ve siyah iken 
öbür gün kısa ve sarı olur. İşyerindeki arkadaşlar sizi tanıyamaz. Bir 
saç modelinin insanı nasıl değiştirdiğine şaşar kalırsınız.
Sonra birgün anne olur o kadın. Uzun saçlar, sıcak yaz günlerinde 
ense yakar. Bir yolunu bulur bebeğin minik ellerine dolanır. Sapır sapır
 dökülür, yerleri süpürme işi çıkarır. Nihayet o zaman, kadın, bu işe 
bir çare bulmak ister. Kuaföre yollanır.
İşte benim hikayem. Kuaförün koltuğunda oturmuş, uzun saçlarıma son 
kez bakıyorum. En son bir sene önce kestirmiştim. Uzamış da uzamış. 
Zaten şekli falan da kalmamış. Modelleri inceliyorum. Nihayet ense 
hizamda bir model belirleyerek kuaföre gösteriyorum. Kuaför “boyu o 
kadar kısa mı olacak” diye soruyor. “Kısa olsun” diyorum “ama çabuk ol, 
yoksa her an fikir değiştirebilirim”. Yerlere dökülen saçlarımı 
görüyorum. “Zaten sağlıklı değillerdi, belki şimdi bir hale yola girer” 
diye düşünüyorum.
Kuaförden çıkınca sevgili kocam yeni saçlarımın bana ne kadar 
yakıştığını söylüyor. Gülümseyip, teşekkür ediyorum. Asıl minik oğlumun 
yüzündeki ifade görülmeye değer. “Bu acaba yeni bir anne mi” diyor Can. 
Sesi ve kokusu aynı, ama görünüşü farklı. Ellerim ense hizamdaki 
saçlarıma gidiyor. Can’a bakıyorum. Artık minik bir bebeğim ve anne 
saçlarım var.