Dört yaşındaki bir çizgi film karakterinden, miniklerin ilk idölü haline gelebilecek bir fenomen nasıl doğdu?
  
  
Beş yaşındaki Batu, Kayu için deli oluyor. Günde dört fasıl Kayu 
seyrediyor, o ne yaparsa aynını yapıyor. Kayu mavi giyiyor, Batu da 
öyle. Beyaz topla bile oynamıyor Batu, mavi olacak. Kayu'lu giysiler, 
oyuncaklar, Kayu bölümlerini içeren DVD'ler ise cabası. 
"İşten
 gelip televizyondaki maçı açsam kıyamet kopuyor; ille de Kayu 
seyredilecek. Ne yapalım, mecburen seyrediyoruz" diyor Batu'nun babası 
Taylan Karaarslan; minik çocuğunu Kayu çılgınlığına kaptırmış 
milyonlarca anne-babadan sadece biri olarak.
  
  
Fransız yazar Christine L'Heureux ve çizer Hélène Desputaux'nun 
yarattığı bir çizgi kahraman olan Kayu (ya da orijinal adıyla Caillou) 
şu sıralar tüm dünyada 2-6 yaş arası okulöncesi çocuklarda tam anlamıyla
 bağımlılık yaratmış durumda. Newsweek Türkiye'den Mine Akverdi'nin 
kaleme aldığı habere göre, ilk kez Kanada'da çıkan kitap serisinin 
ardından, son 11 yıldır dünya televizyonlarında çizgi film serisi olarak
 yayınlanan Kayu, İsviçre'den Almanya'ya, İspanya'dan Dubai'ye 
gösterildiği 30'dan fazla ülkede izlenme rekorları kırıyor.
  
  
10 yılda 10 milyon kitap ve 5 milyon DVD satan, internet sitesi 
ayda bir milyon kez ziyaret edilen Kayu'nun yarattığı fenomen Türkiye'yi
 de kapsıyor. Üç yıldır Yumurcak TV'de yayınlanan çizgi film özellikle 
son bir yılda bulaşıcı bir hastalık gibi yayıldı.
  
  
Geçen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda, koltuğuna 
oturan öğrencinin hangi çizgi film karakterini sevdiğini sorması 
üzerine, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "Büyük torunum Kayu'yu çok seviyor. 
Eğitici bir özelliği var" cevabını vermesi de Kayu'nun zaferini belgeler
 nitelikte.
  
  
Peki, nedir çocukları büyüsü altına alan Kayu'nun sırrı? Öncelikle
 Kayu bildiğimiz çizgi filmlere benzemiyor. Canavarlar, süper 
kahramanlar, olağanüstü maceralar, konuşan hayvanlar yok; bu çizgi 
filmin kahramanı dört yaşında kel kafalı bir çocuk. O yaşta sıradan bir 
çocuk ne yaşarsa, Kayu da aynını yaşıyor.
  
  
Annesiyle markete gidiyor, babasından yüzme öğreniyor, arkadaşıyla
 çilek topluyor. Kulağa son derece basit (ve de sıkıcı) gelse de, 
minikler işte bu basitliğe tav oluyor. Çizgi filmin hazırlanmasında 
katkısı olan pedagoglar, Kayu'nun günlük olaylara dair duygu ve 
düşüncelerinin yansıtıldığı bu çizgi film sayesinde çocukların 
televizyonda gördükleri bir kahramanla kendilerini 
özdeşleştirebildiklerine dikkat çekiyor.
  
  
Amerikan Hastanesi'nden Pedagog Güzide Soyak da "Okul öncesi 
dönemde çocukların kahramanların gücüne sahip olma ve onları taklit etme
 eğilimi yüksektir. Bu yüzden kahramanların özenle seçilmesi gerekir" 
sözleriyle bunu doğruluyor. Cici çocuk Kayu'nun uzmanlardan geçer not 
aldığı aşikâr. Çocuğunun süper kahramanları, hatta belki de kötü 
olanları taklit etmesindense "uslu" Kayu'yu örnek alması aileleri de 
rahatlatıyor olsa gerek. Hatta eğitici, öğretici özelliğiyle 
ebeveynlerin işlerini kolaylaştırıyor olabilir.
  
  
Ama yine de insanın aklına yatmayan bir şeyler var bu karakterde. 
Sürekli doğru olanı yapan, her oyunda hükmedici rolleri kapan, 
arkadaşlarını sevk ve idare eden bir tip bu. Akıllı, uslu, efendi, 
mantıklı ve her daim sakin bir çocuk olan Kayu, gerçek hayattaki ölümlü 
ve sıradan akranlarına ne kadar örnek olabilir? Kayu ve ailesinin ahenk 
içerisinde sürüp giden mükemmel yaşamlarına sinir olan ebeveynler de 
çıkabiliyor. Pedagog Sevil Yavuz Gümüş, "Kayu fazla uyumlu, ideal ve 
tozpembe bir aile ortamı sunuyor. Ancak aile figürleri fazla mükemmel 
olunca gerçek hayattan soyutlanıyor" diyor. Çocuğun bunu örnek alıp 
kendi ailesinin verdiği disiplini ağır bulması söz konusu olabiliyor. 
Gümüş'e göre bu durumda disiplin ters tepebilir.
  
  
"Çizgi filmde her şey çocuğun etrafında dönüyor, ailenin 
merkezinde o var" diyen Gümüş, ailelerin de çocuklarının psikolojisi 
bozulmasın diye disiplinden kaçındıklarını söylüyor. Üstelik Gümüş'e 
göre, çocukların gerçek insanlar yerine çizgi film kahramanlarını model 
almaları sağlıklı değil.
  
  
İki yaşındaki kızı Kumru'nun Kayu düşkünlüğünü hayretle karşılayan
 Duygu Akşen Cindoruk "Arkadaşlarımdan duyduğumda, bu yaştaki bir çocuk 
nasıl bir çizgi film kahramanını idol haline getirir, diyordum ama benim
 kızım da iki yaşına basar basmaz Kayu manyağı oldu" diyor.
  
  
Bu işin bir de pazarlama boyutu var. Kayu'lu ürünler kıyamet gibi 
satıyor. Kumru, Kayu'yu çocuklara olumlu örnek oluşturan, başarılı bir 
çizgi film olarak görse de bir anne olarak işin öteki yönüne dikkat 
çekmeden edemiyor: "Kayu, tanıdığım tüm çocuklarda saplantı haline 
gelmiş. Kızım da onun resmini çeşitli ürünler üzerinde görünce tanıyor; 
çantaları, kitapları istiyor." Popüler kültürün ve pazarlama dünyasının 
etkisi, idoller üzerinden artık iki yaşındaki çocuklara kadar iniyor. 
Ee, onların başı kel mi?
