Başarılı ve mutlu bir evliliği sürdürebilmek için;
-Mânevî değerler, maddî değerlerin üzerinde tutulmalıdır.
-Olumlu
ve olumsuz duygular karşılıklı paylaşılmalıdır. Korku, kaygı, endişe,
üzüntü gibi olumsuz; sevgi, neşe, coşku gibi olumlu duygular iç dünyada
saklanmadan paylaşılmalıdır.
-Mutluluğu
evinde arayan, eşine ve çocuğuna zaman ayıran, enerjisini gereksiz
yerlere harcamayan eşler olmaya özen gösterilmelidir.
-Âile fertlerine ayrılan zamanın zevkli ve doyurucu bir zaman hâline gelmesi için çalışılmalıdır.
-Eşler
birbirine duyduğu sevgi ve saygıyı uygun olan her ortamda dile
getirmeli, kırıcı ve üzücü ortamların yaşanmasına izin vermemelidirler.
-Eşler
birbirlerinin olumsuz yönlerini; suçlamadan, eleştirmeden
konuşabilmeli, konuşurken kullandıkları dilin kırıcı olmamasına özen
göstermelidirler.
-Eşler
birbirleri ile ilişkilerini geçmişte yaşadıkları kırgınlık ve
üzüntülere değil, gelecekteki umut ve beklentilere dayandırmalıdırlar.
-Sindirilmiş
ve şuuraltına itilmiş “öç almak” gibi duyguların doğru yönlendirilmesi
için gerekli mânevî yardım/psikolojik destek alınmalıdır.
-Birbirini
mutlu etmeye dayalı, karşısındakinin mutluluğunu kendi mutluluğu olarak
gören, bencillikten uzak eşler olmaya önem verilmelidir.
-Eşler
ilişkilerinde sevgi, saygı, güvene dayalı beraberliklerini sosyal
ilişkilere de yansıtmalı ve çevrelerine örnek olmalıdırlar.
-Eşler, kendi âilelerine gösterdikleri anlayış ve hoşgörüyü birbirlerinin âilelerinden de esirgememelidirler.
-Âile
yuvasında mânevî değerlere ve bu değerlerin gelecek nesillere
aktarılmasında rol alacak olan çocuklara özen gösterilmelidir. Eğitim
konusunda, mutlaka uzun vâdeli planlar yapılmalıdır.
-Hayat
şartlarının getirdiği zorlanmalar ve oluşabilecek maddî-mânevî
problemler karşısında alınacak tedbirler ve çözüm yolları, önceden
eşler arasında planlanmalıdır.
-İki taraf da birbirlerinin şahsî hukukuna saygı göstermeli, birbirini incitmemek için ihtimam göstermelidir.
-Sağlıklı bir evliliğin “doğru bir iletişim”e; doğru iletişimin de ancak “dinleme, anlama ve anlatma”ya bağlı olduğu unutulmamalıdır.
-Mutluluklar,
paylaşıldıkça artar. Bu yüzden sadece kendi mutluluğumuzu ön planda
tutan bencillerden değil, her türlü sevinç ve mutluluğu paylaşan eşler
olmalıyız. Bu da mutluluğu, öncelikle iç dünyamızda oluşturmamıza
bağlıdır.
Özetle evlilikte asla bencilliğe yer yoktur.