Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Genel Konular > Evlilik & İlişki
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar RSS - GÜL BAHÇESİ EVLİLİK
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kapalı KonuGÜL BAHÇESİ EVLİLİK

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  12>
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
hülya Açılır Kutu Gör
Pırlanta Üye
Pırlanta Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 11 Oca 2008
Konum: Alperim canımmm
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 7438
Mesajın Direkt Linki Konu: GÜL BAHÇESİ EVLİLİK
    Gönderim Zamanı: 06 Ara 2010 Saat 13:32
Çoğu evli insanın zihninin çekmecesinde sakladığı bir defteri vardır. Muhasebe ve muharebe defteri! Tüm hatalar ve ihmaller, kusurlar ve eksikler satır satır oraya yazılır. Bakkal defterinden beterdir, evli çiftlerin gizli defterleri. Hırpalanmış, sararmış sayfalar. Bir gün açığa çıkmayı bekleyen kargacık burgacık ve çapraşık notlar.

İnsanlığın icat ettiği en zor kurumdur evlilik. Aksini söyleyenlere sevecenlikle gülümse, ama sakın inanma. Kırmızı-pembe bir gül bahçesidir ya evlilik, goncası kadar dikeni de boldur. Unutursan bunu, anında hatırlatır; dikenlerini batırıverir parmağına. Ve sen bu kadar uysal ve yumuşak, doğal ve parlak görünen bir bahçenin nasıl olup da böyle sivri ve sert, gölgeli ve köşeli çıkabildiğine hayret edersin içten içe. Öğrenirsin. Öyle ya da böyle, er ya da geç, kurallarını öğretir evlilik. Gül bahçesini gördüğü halde ortada hiç diken yokmuş gibi gülümseyenler, bu kurumu gereğinden fazla cicileştirip romantikleştirenler, ya "taze evliler"dir, ya da "gönüllü gafiller".
Bir labirent şeklinde inşa edilmiştir gül bahçesi. İç içe dönemeçler, çıkmaz sokaklar, beklenmedik sapaklar.... bilmece içinde bilmece... Saptığın her yol seni labirentin daha da içine sokar. Merkezine. Göbeğine. Öyle bir hâl alır ki en nihayetinde, bu labirente ne zaman ve nasıl girdiğini bile hatırlamaz olur; geri dönüş yollarını hepten yitirip kaybolursun. Bu arada "eski sen" en bekâr, en genç ve toy halinle labirentin dışında bir duvar dibinde sessizce bekler. Elinde solmuş beyaz çiçekler. Yüzünde mahzun bir ifade. Bekler ki hatırlayasın. Bekler ki geri dönesin. Bekler ama nafile....
Zira "dış dünya" diye bir ihtimal artık kalmamıştır labirentin içindekine.
İnsanlığın icat ettiği en karmaşık kurumdur evlilik. İpte canbazlıktır. Elinde mavi kurdelalı sırık, ince bir ip üstünde dengede durmaya gayret ederek yürürsün adım adım. Hem böyle boncuk boncuk ter içinde dengede durmaya çalışmak hem de etrafa bir şey çaktırmamak zordur ki, hem de nasıl. İdare etmek sanatı üzerine kuruludur evlilik. Kadın erkeği, erkek kadını, gelin kaynanayı, görümce görümceyi, aktörler aktörleri... idare eder. Tavizler, dengeler, sessiz sitemler. Birikmiş ama dışa vurulmamış öfkeler. Kabuk tutmuş yaralar. Azıcık kaldırsan kabuğun ucunu, tazeymiş gibi hemen kanar. İnce diplomasi, hassas terazi....
Bir gram kadının kefesine koyunca anında bir gram daha koymak lâzım erkeğin kefesine. Mutfakta yemek yapmak için kullanılan tüy gibi teraziler bile evliliğin terazisi kadar hassas değildir. Orada mikroorganizma günahlar tartılır.
Çoğu evli insanın zihninin çekmecesinde sakladığı bir defteri vardır. Muhasebe ve muharebe defteri! Tüm hatalar ve ihmaller, kusurlar ve eksikler satır satır oraya yazılır. Bakkal defterinden beterdir, evli çiftlerin gizli defterleri. Hırpalanmış, sararmış sayfalar. Bir gün açığa çıkmayı bekleyen kargacık burgacık ve çapraşık notlar. Öyle zamanlar vardır ki dişe diş, göze gözdür evlilik. Hamurabi yasaları. "Madem sen bana bunu dedin, ben de sana şunu derim...." Beş gram bu kefeye, beş gram ötekine. "Sen benim annemi istemezsen ben de seninkini ötelerim..."
Evli olan bizler biliriz tüm bu ince ayarları. Bilir ama ne tuhaftır ki, bilmezden geliriz. Etrafımızdaki her bekâr kadın ve her bekâr erkeğe ısrarla evlilik propagandası yapar, illâ ki bir an evvel onların da başını bağlamak isteriz. Zaman zaman işi iyice abartır; açık açık baskıda bulunuruz. "Ee yetti ama, sana da birini bulalım artık...." Kaçınılmaz sondur: Bekâr birinin varlığı etrafındaki evlilere dert olur. Hiçbir bekâr insanın, böyle bir heyecan, azim ve tutkuyla kalkıp da, evli bir arkadaşının evliliğini sonlandırmak için uğraştığı görülmemiştir. Halbuki evli çiftler nedense bekâr arkadaşlarını bir an evvel evlilik labirentine sokmayı üzerlerine vazife bilir. Adeta bekârlık denilen şey toplum ve çevre tarafından sonlandırılması gereken bir çocukluk hastalığıdır. Kabakulak ya da kızamık gibi bir şey... Hani bir dönem yakalanabilirsin. Normaldir. Ama bir an evvel iyileşsen iyi edersin....
Herkesin çiftler halinde dolaştığı, ilişkilerin kurumsallaştığı ortamlarda bekâr biri mızıkçının teki, düpedüz oyunbozucudur. Bu yüzdendir ki evli çifler gönüllü çöpçatanlık büroları gibi çalışır. Komisyonsuz, bedelsiz haftada yedi gün, günde 24 saat, etraflarına hizmet verirler. Hele öyleleri vardır ki işi gücü bırakır, hangi bekâr arkadaşını hangi bekâr arkadaşıyla tanıştıracağının çetelelerini tutar. Çevreyi genişletmek adayların sayısını artırır. Sırf bu yüzden kolay kolay arkadaşlık etmeyeceği insanlarla canciğer kuzu sarması takılanlar vardır. Beğenilen bir aday çıkarsa hemen bekâr dosta haber verilir. "Biriyle tanıştık, harika, muhakkak tanımalısın...." Beriki yazık, "Gidin işinize kimseyle tanışamam, hem ben hayatımdan memnunum" diye bekârlığını savunmaya çalışır. Başaramaz. Mizansenler yapılır. Yemekler ayarlanır. Yapay randevular. İte kaka. İte kaka. Yeter ki bozulmasın gül bahçesinin itibarı. Kimse kalmasın duvarların dışında... Oyundur ya, herkes bilir oyun olduğunu, gene de işte hevesle oynanır. Bu toplumda bekârlar özenle ayıklanıp tek tek avlanılır. Çocukluk hastalıkları geçmek zorundadır. Su çiçeğinden geriye en fazla belli belirsiz bir iz kalır.
Elimizde fenerler, yürüyoruz gül bahçesinin içinde. Her şeye rağmen şikâyetçi değiliz. Artısı eksisinden fazla. Gül bahçesi ne de olsa. Güzel manzara, hoş rayiha. Gene de bazen aklımıza esiveriyor. Efsanevi aşklar yaşamak istiyoruz içten içe. Rapunzel'in saçlarından büyülü kuleye tırmanmak ya da beyaz atlı prensin atının terkisine atlayıp doludizgin gitmek istiyoruz belirsizliğe. Mutfakta tencere yemekleri yaparken, gözlerimizi kapatıp hayaller kuruyoruz. Dolmalarımıza pirinç ve tuz kadar içimizde ukte kalan aşkları da dolduruyoruz. Akşam kocalarımız eve gelince "Eline sağlık hanım" diyor. "Ne var bunun içinde?" Gülümsüyoruz. Hayallerimizi kurumasınlar diye buzdolabı poşetlerine koyuyor, ağızlarını sıkı sıkı kapatıyoruz. Taze taze bekliyorlar buzluklarımızda.... Donmuş donmuş bekliyorlar.
Çelişkiler yumağı insan... çelişkiler yumağı her evlilik....
Bilmem ki buralardan geçip de dikeni de gülü de aynı anda hissetmeyen var mıdır bu kırmızı-pembe bahçede?

Elif ŞAFAK-ALINTI
Yukarı Dön
Ayşegül Açılır Kutu Gör
Moderatör
Moderatör

Karadeniz Bölge Sorumlusuuuu :))))

Kayıt Tarihi: 28 Mar 2009
Konum: o şimdi okulda
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 4966
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 06 Ara 2010 Saat 13:39
Bilmem ki buralardan geçip de dikeni de gülü de aynı anda hissetmeyen var mıdır bu kırmızı-pembe bahçede?

bencede yoktur canım eline emeğine sağlık paylaşımın için sosuz teşekkürler ne güzel anlatılmış evlilikClapClapClapClapClap

Beni bir Allah'ım birde Dostlar'ım bilsin,gerisi yandan yandan ilerlesin :))))
Yukarı Dön
Ziyaretçi Açılır Kutu Gör
Misafir
Misafir
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 06 Ara 2010 Saat 13:43
Gülü seven dikenine katlanırLOL
paylaşımın için teşeşkkürler dünürümApprove
Yukarı Dön
ahmetefe Açılır Kutu Gör
Katılımcı Üye
Katılımcı Üye


Kayıt Tarihi: 09 May 2010
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 246
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 06 Ara 2010 Saat 13:47
Güzel bir yazı, gerçekleri ne güzel ifade etmiş.
Teşekkürler Hülya'cım.
Yukarı Dön
TÜBAY Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye


Kayıt Tarihi: 10 Nis 2009
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 4018
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 06 Ara 2010 Saat 13:53
hülyacımClapClapClap
ALDIĞIM İKİ NEFES;EŞİM VE KIZIM
Yukarı Dön
emre Açılır Kutu Gör
Altın Üye
Altın Üye


Kayıt Tarihi: 28 May 2008
Konum: antalya
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 4001
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 06 Ara 2010 Saat 17:04
teşekkür ederiz canım...
yeni kitabından mı acaba...
d&r da görmüştüm.. Wink
Yukarı Dön
hülya Açılır Kutu Gör
Pırlanta Üye
Pırlanta Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 11 Oca 2008
Konum: Alperim canımmm
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 7438
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 07 Ara 2010 Saat 09:11
Orjinalini yazan: emre emre Yazdı:

teşekkür ederiz canım...
yeni kitabından mı acaba...
d&r da görmüştüm.. Wink
Canım bana mail ile geldi bir arkadaştan çok beğendim paylaşmak istedim
Yukarı Dön
emre Açılır Kutu Gör
Altın Üye
Altın Üye


Kayıt Tarihi: 28 May 2008
Konum: antalya
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 4001
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 07 Ara 2010 Saat 11:04
Orjinalini yazan: hülya hülya Yazdı:

Orjinalini yazan: emre emre Yazdı:

teşekkür ederiz canım...
yeni kitabından mı acaba...
d&r da görmüştüm.. Wink
Canım bana mail ile geldi bir arkadaştan çok beğendim paylaşmak istedim


tmm canım...Embarrassed
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  12>
  Konu Paylaş   

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

  | İletişim | Reklam | Gizlilik İlkeleri Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.