Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Genel Konular > Hamilelik
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar RSS - Hamilelik hakkında  bilgiler
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kapalı KonuHamilelik hakkında bilgiler

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  <1234>
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
peperutka Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 23 Tem 2010
Konum: mutlu
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 5690
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 07 Mar 2011 Saat 11:01

Gebeliğin ilk üç ayında meydana gelen hormonal değişiklikler, psikolojik etkenler, dolaşım bozukluğu ve tansiyonun aniden düşmesi gibi nedenlerle gebe bir kadında baş dönmesi ve baygınlık hissi gelişebilir. Bacak damarlarında kanın göllenmesi, kan şekerinin düşmesi, ani pozisyonun değişikliği, yorgunluk, damar yatağında mevcut sıvı miktarının artması ile dolaşımın yüklenmesi ve nispi olarak kansızlığın gelişmesi gibi nedenlerden ileri gelir. Ayrıca, gebeliğin daha geç dönemlerinde kadının sırtüstü yatmasına bağlı olarak hafif tansiyon düşüklüğü ve baş dönmesi görülebilir.

Alınması Gereken Önlemler:

Genel olarak hastalardaki ilk belirti: anlamada zorlanma ve yetersizlik, baş dönmesi ve görme bozukluğu şeklinde kendini gösterir. Baş dönmelerinde ve bayılma durumlarında yapılacak ilk müdahale hastayı sırt üstü yatırıp başının altına yastık koymadan bacaklarının yukarı kaldırılması gerekir. Gebe kadın, kendinde bu durumu hissettiği anda hemen oturmalı ya da uzanmalıdır. El ve ayak parmak uçlarının sıkıştırılması, yüzüne bir bezle soğuk su veya kolonya sürülmesi ile hastanın kendine gelmesi sağlanabilir. Bunlar yapılırken bir sağlık mensubu tarafından nabız ve tansiyonun kontrol edilmesi alınması gereken önlemler bakımından gerekli olduğu bilinmelidir.

Hayatımıza son 20 yılda giren ve bizim için hızla sıradan bir yöntem haline gelen tüp bebek uygulaması nedir ve nasıl yapılır? Sorularınızın cevabını burada bulabilirsiniz.

Tüp bebek uygulamasını kısaca özetlemek gerekirse, kadın ve erkeğe ait üreme hücrelerinin vücut dışı koşullarda döllenme işlemi diyebiliriz.

Bu yöntemde erkek ve kadın üreme hücreleri vücut sıcaklığındaki, uygun bir ortamda 48 saat bekletilir. Bu sürede elde edilen yumurtaların yaklaşık yarısında döllenme oluşur. Bu döllenmiş yumurtalar embriyo (cenin) olarak adlandırılır ve son hedef olan kadın rahmine yerleştirilir.

Embriyolar rahim içerisine rahim ağzından ince bir katater ile yerleştirilir. Bu işlemler sonucu kadınların yaklaşık %50’sinde gebelik oluşur. Ancak bu gebeliklerin bir kısmı düşük ile sonlanır. Tedaviye giren çiftlerin uygulama başına yaklaşık % 40’ında çocukları olur. Bu oran birçok uygulama sonucu % 70 – 80’lere çıkabilir. Geri kalan % 20 – 30’luk grup modern tıbbın bütün olanaklarına rağmen günümüzde çocuk sahibi olamaz.

Düşüklerin sebepleri, düşüğün oluştuğu aylara göre değişebilir.Bazen döllenme olur, fakat döllenme ürünü rahim içine yerleşmez ve sessizce, adet kanaması ile birlikte düşer. Bu durum sadece gebelik testleriyle anlaşılabilir.
Yaş : Özellikle 35 yaşından sonra oluşan gebeliklerde düşük oranının daha yüksek olduğu kabul edilmektedir. Bu oran 40 yaşından sonra daha da artmaktadır. En önemli nedeni fetusta oluşan anomalilerdir.
Hormonal sebepler: Yumurtlama sonrası geçen devrede progesteron hormonunun yetersiz salgılanmasından kaynaklanan bu duruma Luteal Faz Yetersizliği adı verilmektedir. İlk 3 ayda meydana gelen düşüklerde önemli bir yer tutar. Ayrıca tiroid fonksyonlarındaki bozukluklar(tiroid bezinin yavaş veya hızlı çalışması) da düşüklere sebep olabilir.
Rahim(dölyatağı) ile ilgili sorunlar: Rahim ile ilgili doğuştan veya sonradan meydana gelen sorunlar erken ve geç düşüklere sebep olabilir.Rahim ağzı yetersizliği özellikle gebeliğin 4. ve 6. ayları arasında rahim ağzının sancısız bir şekilde açılması ve gebelik zarlarının yırtılmasıyla fetusun (bebeğin) dışarı atılmasıyla ortaya çıkan bir durumdur.
Daha öncede geçirilen rahim operasyonları( myom alınması, kürtaj) sonucunda dölyatağında bazı yapışıklıklar meydana gelebilir ve buna bağlı olarakgebelik kayıpları meydana gelmektedir. Rahim içindeki diğer sorunlar(polip ve myomlar) da aynı sebeple gebelik kayıplarına sebep olmaktadır.

 

Gebelik, anne vücudunda ikinci bir canlının oluştuğu dönemdir. Yetersiz ve dengesiz beslenme gebe anne üzerinde çeşitli bozukluklara neden olur.Gebelik süresince bebek, anne zayıf olsa bile kendisi için gerekli olan enerjiyi, protein, demir, kalsiyum gibi minaralleri ve vitaminleri anneden alarak gelişimini sürdürür.
Böylece annenin bu besin öğelerine olan gereksinimi artar. Artan gereksinimlerin karşılanmaması halinde; beslenme yetersizliğinin belirtileri olan kansızlık, diş çürümesi kemik bozuklukları meydana gelir. Anne halsiz ve yorgun düşer, bebeğini de yeterince besleyemez. Bu kez bebeğin büyüme ve gelişmesi tam olmaz ve sağlıksız doğar.
Ülkemizde önemli bir sağlık sorunu olan anemi özellikle demir ve folik asit
yetersizliğine bağlı olarak görülmektedir. Gebe kadınlarda, hemoglobin düzeyi llg/lOOmL. altına düştüğünde, demir yetersizliği anemisi tanısı konulmaktadır.
Nedeni; Diyetteki demirin emilim oranının düşük olması (bitkisel kaynaklı besin oluşu), parazitler, gereksinmenin fazla oluşu, sık doğumlar, düşükler ve pikadır (toprak yeme). Ayrıca gebelik nedeniyle % 50 oranında artan plazma hacmine karşın, kırmızı kan hücrelerinin hacminin artışı ( % 20 artış) bu orana ulaşamamaktadır. Hemoglobin düzeyinin, 11-12 g./lOO mL. arası olması en sağlıklı doğumu sağlamaktadır. Ülkemizde gebe ve emziklilerde ulusal düzeyde anemi oranı sırasıyla % 73.9 ve % 65.4 dür. Hastalık, dudak içi, avuç içi, tırnak yatakları ve göz diplerinde solma, çarpıntı-çabuk yorulma, kemiklerde zayıflık, çabuk ve sık hastalanma, baş dönmesi, baş ağrısı, bulantı, iştahsızlık ve ishal gibi belirtilerle başlar.Anemik gebelerde taşikardi, baş dönmesi, yorgunluk, bayılma, dudak ve alt göz kapaklarında soluk renk (normalde kırmızıdır), nefes almada güçlük, yüz ve bacaklarda şişme gibi belirtiler görülmektedir. Anemik annelerin bebeklerinde prematüre doğumlar, perinatal ve neonatal ölümler artmaktadır.

Gebelikte Kansızlık

<

Gebelikte artan demir gereksinmesini karşılamak için ek demir verilmesi, çinkonun kullanımını azaltmaktadır. Hemoglobin düzeyi lig./100 mL. altına düşmeden, ek demir preplarının kullanılmasına gerek yoktur. Her öğünde C vitamini içeren besinlerin tüketilmesi, demir emilimini artırmaktadır. Her ay annenin hemoglobini ölçülmeli, aneminin önemi ve belirtileri anneye öğretilmelidir.
Gebeliğini hijyenik koşullarda sürdüren, gebeliği sırasında düzenli izlenen eğitilen ve gerekli tedavilerini zamanında yaptıran, doğumu sağlıklı koşullarda ve sağlık personeli tarafından gerçekleştirilen bir annenin gebelik ve doğuma bağlı bir nedenle ölmesi veya sakat kalması normal koşullarda nadirdir. Bu koşulların yerine getirilmemesi halinde ise anne ve çocuk sağlığı ile ilgili önemli sorunların ortaya çıkması muhakkaktır.
Demir eksikliğinin başlıca nedeni yetersiz ve dengesiz beslenmedir!
Demir depolarını boşaltan ve anemiye yol açan nedenlerden ayrı olarak, demir eksikliği başlı başına ana ölümüne yol açan bir faktördür. Ayrıca demir eksikliğinde bağışıklık sistemin zayıflaması ile enfeksiyon riski artar. Barsak parazitleri beslenme dengesini bozarak anemide rol oynar. Demir eksikliği anemisi birkaç hafta içinde ortaya çıkar.
Sigara ve alkol kullanmayınız.
Yemeklerle birlikte çay içmeyiniz.
Taze sıkılmış meyve suyu içip, meyve yiyiniz.
Hamilelik süresince düzenli sağlık kontrolleri yaptırınız.
Gebelikte et, balık, tavuk, yumurta, karaciğer, dalak, böbrek vb. sakatatlar ceviz, badem gibi kuruyemişler, üzüm (pekmez), kayısı, erik, pestil ve benzeri kurutulmuş meyveler, kuru fasulye, nohut, mercimek, barbunya vb. kuru baklagiller, pekmez ,tahin, susam ve yeşil yapraklı sebzeler demir yönünden zengin yiyeceklerdir. Günlük beslenmede sık tüketilmesinde yarar vardır.
Demirden zengin yiyeceklerle birlikte C vitamini kaynağı domates, biber, maydanoz, kıvırcık gibi taze sebze ve portakal, greyfurt, çilek gibi meyveleri alması demir emilimini artırarak kansızlığa engel olur.

Alıntı
 

POLİKİSTİK OVER HASTALIĞI

Polikistik over hastalığı adet düzensizliği, kıllanma, istendiği halde gebe kalamama şeklinde belirtileri olan bir hastalıktır. Bu belirtilerin birkaçı veya tamamı birarada bulunabilmektedir. Hastalığa yumurtalıklarda yer alan çok sayıda kist sebep olmaktadır.Bu durumda da yumurtalıkla normalin 2-5 katı büyür.
Hastalığın ortaya çıkış nedeni kesin olarak bilinmemektedir. Beyinde yumurtalıkları uyarıcı hormon salgılayan hipotalamus, hipofiz gibi üst merkezlerle yumurtalıkların ilişkisi bozulmuştur. Hipotalamusun salgıladığı hormona hipofiz bezi aşırı yanıt vermekte ve luteinizan hormon salgısı artmaktadır. Bu hormon yumurtalıkları uyararak aşırı erkeklik hormonu salgılamakta ve yumurtalıklarda normal yumurta gelişimi gerçekleşememektedir. Bunun sonucunda bu kadınlarda luteinizan hormon ve erkeklik hormonları testosteron yükselmektedir. Yumurtlamadan sonra salgılanan progesteron hormonu ise yumurtlama gerçekleşmediği için, normal olarak salgılanamamakta ve kanda düşük düzeyde bulunmaktadır. Estrogen hormonu ise normal düzeyde salgılanmaktadır. Ayrıca süt salgılatan hormon prolaktin de polikistik overli hastaların 1/3’ünde yüksek bulunmaktadır.
Polikistik over hastalığı hormonlar arasındaki dengenin bozulduğu ve bunun bir kısırdöngüye dönüştüğü bir hastalıktır. Hastalığın ortaya çıkışını kolaylaştıran bazı etkenler söz konusudur, bunlar genetik eğilim ve şişmanlıktır. Aslında şişmanlığın hastalığın ortaya çıkış nedeni mi, yoksa hastalık sonucunda mı oluştuğu kesin değildir. Ancak polikistik over hastalığı bulunan kadınların yaklaşık yarısının şişman olduğu bir gerçektir. Şişmanlarda yağ dokusunda erkeklik hormonu üretimi daha fazladır ve bu durum hastalığın ilerlemesine katkıda bulunur.
Polikistik overli hastaların büyük çoğunluğunda seyrek adet görme veya hiç adet görememe gibi şikayetler vardır. Hastaların %90’ında erkeklik hormonu artışına bağlı kıllanma ve ciltte yağlanma vardır. Polikistik overli hanımların yaklaşık yarısında kilo fazlalığı söz konusudur.alıntı

 


Düzenleyen peperutka - 07 Mar 2011 Saat 11:03




Şapkadan tavşan çıkarmayı marifet sanıyorlar. Ben kalbimden '' ÖKÜZ '' çıkardım hey yavrum hey :))
<
Yukarı Dön
peperutka Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 23 Tem 2010
Konum: mutlu
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 5690
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 07 Mar 2011 Saat 11:04

Planlı hamilelik özellikle kariyer yapma çabasındaki çalışan çiftler için büyük önem taşıyor. Ama “Artık bebek sahibi olmanın zamanı geldi diyorsanız fazla vakit kaybetmeden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Murat Taşdemir’in önerilerine kulak verin.
Günümüz koşulları hemen hemen her alanda olduğu gibi bebek sahibi olma konusunda da plan yapmayı gerektiriyor. Ama kararı verince bebek de hemen gelmiyor. Aylarca çaba! sarfedildiği halde ve klinik olarak hiçbir sorun bulunmamasına rağmen, bazen istenilen hamilelik bir türlü gerçekleşmiyor. Çünkü ya yumurtlama zamanı tutturulamıyor ya da farkında olmadan hamileliği engelleyen hatalar yapılıyor. Oysa maddi ve manevi açıdan hazır olunan bir dönemde bebek sahibi olmak istendiğinde insanların beklemeye pek de fazla tahammülü olmuyor. Peki, doğru olduğu düşünülen zamanda, vakit kaybetmeden hamileliğin gerçekleşmesi için neler yapılmalı, nelere dikkat edilmeli? Uzmanlara göre hiçbir doğurganlık problemine sahip olmayan ve korunmayan bir çiftin ortalama hamile kalma şansı, her adet döneminde yüzde 25 civarında. Çiftin yaşı, regl döneminin zamanı ve ilişkilerin sıklığı ise başarıyı etkileyen en önemli faktörler. Hamileliği sağlayan ve destekleyen koşullara dikkat ederek arzu ettiğiniz bebeğe bir an önce kavuşabilmek için uzmanımızın önerilerini dikkatlice uygulayın.

İdeal yaşta mısınız?
Tıbbi araştırmalar, çocuk sahibi olabilecek çağdaki yetişkinlerin yüzde 10 – 15′inin kısırlık problemi ile karşılaştığını ortaya koyuyor. Aktif bir cinsel yaşamı olan çiftlerin yüzde 57′si üçüncü ayda, yüzde 72′si altıncı ayda, yüzde 85′i de birinci yılın sonunda hamile kalıyor. Hamilelik için gereken süre, çiftlerin yaşları yükseldikçe artıyor. Yaşla beraber kadının üretkenliğinin azaldığını belirten uzmanlar yaşın çocuk sahibi olunmasında bu kadar önemli olmasını başlıca iki nedene bağlıyorlar.
Birincisi yaşlanma sonucunda yumurtaların kaliteleri bozuluyor. İkincisi, ilerleyen yaşla birlikte erken gebelik kaybı olasılığı artıyor. Bir kadın üreme çağı boyunca ortalama 400 – 500 kez yumurtluyor, yaş ilerledikçe kaliteli yumurta sayısı da azalıyor.

Hamilelik öncesi hazırlık çok önemli
Prekonsepsiyon dönemi olarak adlandırılan döllenme öncesi hazırlık döneminin son derece önemli olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Murat Taşdemir, bu dönemin en sağlıklı şekilde geçirilebilmesi için anne adayının gebeliğin 2-3 ay öncesinden başlayarak bu 9 aylık döneme hazırlanması gerektiğini vurguluyor: “Döllenme ve döllenen yumurtanın rahmin iç tabakasına tutunması ile başlayan gebelik sürecinde bebeğin organlarını oluşturan hücreler büyük bir hızla bölünerek çoğalır ve oluşturacakları organ sistemlerine göre farklılaşır. Dolayısıyla gebeliğin organların oluştuğu bu ilk dönemi çok önemli.”

Yumurtlama gününe göre hamile kalmak

Yumurtlama döneminizi tespit edin
Kadınların en fazla doğurgan oldukları döneme ait şöyle küçük formüller söz konusu: Adetin başladığı gün “1. Gün” olarak kabul ediliyor ve 28 günde bir adet gören kadında yumurtlama 13.- 15. gün arasında gerçekleşiyor, işte bu dönem en fazla doğurgan olunan zaman. Ancak kadınların tümü bu dönemde yumurtlamıyor. Bazıları biraz daha önce veya sonra yumurtlayabiliyor. Bazıları da hiç yumurtlamıyor.
Unutulmaması gereken nokta şu! Yumurtlama problemleri olmasına rağmen kadınlar adet görebiliyor ve yumurtlama gücü aydan aya değişebiliyor. Yumurtlamanın olup olmadığı ultrason ya da kan testleriyle belirlenebiliyor.
Erkek spermi cinsel ilişkiden sonra yaklaşık 48-72 saat kadın vücudunda canlı olarak kalabiliyor, işte kadının en doğurgan olduğu bu zamanda, spermin de orada olması gerekiyor, bir de yeterli sperm bulunabilmesi için her gün yerine gün aşırı cinsel ilişkiye girilmesi.
Çünkü fazla sayıda cinsel ilişkide bulunmak erkeğin menisindeki sperm sayısını azaltıyor.

Alıntı




Şapkadan tavşan çıkarmayı marifet sanıyorlar. Ben kalbimden '' ÖKÜZ '' çıkardım hey yavrum hey :))
<
Yukarı Dön
peperutka Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 23 Tem 2010
Konum: mutlu
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 5690
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 07 Mar 2011 Saat 11:05

Gebelik Nedir?

Gebelik, kadın üreme hücresi olan yumurta ile, erkek üreme hücresi olan sperimin kadın üreme organlarının bir parçası olan kanallarda karşılaşarak, spermin yumurtayı döllemesi sonunda yeni bir canlının, yani bebeğin oluşmasıdır.Yandaki resimde

yumurtanın üzerindeki spermleri görüyorsunuz.

Gebelik, normal bir fizyolojik olaydır.
Ancak, gebelik olayında hemen hemen bütün vücut sistemleri etkilenir. Bu nedenle; gebelikte izlemenin, yani doğum öncesi bakımın önemi çok büyüktür.

Dış gebelik, sperm ile yumurta hücresi birleşmesi neticesinde oluşan gebelik ürününün normal yerleşim yeri olan uterus içi yerine başka bir yerde ve sıklıkla fallop tüpünde yerleşmesi ve burada gelişmesi sonucu oluşan anormal bir hamilelik halidir diyebiliriz .

Tüpün içinde gelişimine devam eden embriyo bir süre sonra etrafındaki dokuyu adeta “eritir” ve belli bir süre sonra bölgedeki damarlardan birinin ya da birkaçının yırtılması sonucu kanama başlar. Dış gebeliğin en büyük ve hayati tehlikesi bu kanamadan kaynaklanır. Bu kanamayı durdurmak ve hayati tehlikeyi ortadan kaldırmak için sıklıkla ameliyat gerekir.

Günümüzün erken teşhis ve tedavi yöntemleriyle hastanın erken evrede başvurması şartıyla dış gebelik henüz iç kanamaya neden olmamışken tanınmakta ve tedavi yapılabilmektedir. Bundan daha da önemlisi erken tanınan dış gebelikte fallop tüpünün hepsinin alınması yerine korunması da mümkün olabilmektedir.

Siz gebe kadınlara bu konuda düşen görev dış gebelik geçirme açısından hiç bir risk faktörünüz bulunmasa dahi gebeliğinizin en erken döneminden itibaren kontrole gitmenizdir. Bu kontrolde intrauterin (rahimiçi normal yerleşimli) gebeliğin saptanması mümkün olacak, ya da dış gebelik saptanırsa yine en erken aşamalarda tedaviniz mümkün olacaktır.

dış gebelik

Dış gebelik kimlerde daha sık görülür?

Dış gebelik, gebelik ürününün uterus içine ulaşım yolunun tıkanmasıyla meydana gelen bir durumdur. Dış gebelik oluşabilmesi için tüplerde meydana gelen daralma öyle bir şekilde olmalıdır ki, sperm vajinadan uterusa ve buradan da tüplere geçip yumurta hücresini dölleyebilmeli, fakat döllenme sonucu oluşan embriyo tüp içinde ilerleyerek uterus içine ulaşamamalıdır. Yani tüp içinde ya kısmi tıkanıklık oluşmalı (tam tıkanıklık olursa döllenme de gerçekleşemez), ya da tüplerin “dalgalar” şeklinde embriyoyu uterusa götürücü doğal hareketleri yavaşlamış olmalıdır. Bu durumların oluşumuna yol açan tüm etkenler tüplerde dış gebelik oluşmasına neden olabilir.

Ancak birçok dış gebelik olgusunda aşağıda sayılan etkenlerden hiçbirinin olmadığını da vurgulamak gerekir.

Geçirilmiş salpenjit

Alıntı




Şapkadan tavşan çıkarmayı marifet sanıyorlar. Ben kalbimden '' ÖKÜZ '' çıkardım hey yavrum hey :))
<
Yukarı Dön
peperutka Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 23 Tem 2010
Konum: mutlu
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 5690
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 07 Mar 2011 Saat 11:06

Hamileliğe Hazırlıkta Bunlara Dikkat!
1.Sağlıklı Beslenme
2.Folik Asit Alın
3.Fazla Kilolardan Kurtulun
4.Egzersize Başlayın
5.Sigarayı Bırakın
6.Doğum kontrolünü bırakın
7.Topsoplazma testi yaptırın
8.Aşılarınızı yaptırın
9.İlaçlara dikkat edin
10.İş ortamınıza dikkat edin
11.Doktor kontrolünden geçin

1.Sağlıklı Beslenme
Beslenme hem sizin hem de bebeğinizin gelişimi için son derece önemli. Bu nedenle hamilelik öncesi yeterince beslenip beslenmediğinize, sağlıklı bir diyet uygulayıp uygulamadığınıza da dikkat edin. Bu konuda size bilgi verecek pek çok kaynak var. Ancak günümüzde popüler olan çeşitli diyetler konusunda kafanız karışmasın. Dengeli beslenmek için her şeyden önce 4 ana grupta yiyecekten yeterince almak demektir. Sağlıklı beslenmenin aynı zamanda düzenli beslenmek anlamına geldiğini aklınızdan çıkarmayın. Düzenli aralıklarla yemek yenmesi son derece önemli. Günde 3 ana öğün ve hafif ara öğünler düzenli beslenmeniz için vazgeçilmezdir. gittikçe sofralarda sebzelerden uzaklaşmamızın son derece yanlış olduğu biliniyor. Eh bende vitamin hapı alırım diye düşünmeyin. Çünkü dengeli beslenmek için yemek istemediğiniz bazı besinlerin yerine vitamin haplarına başvurmak doğru bir fikir değil. Çünkü vitamin ilaçları henüz tam olarak vitamin ve mineralleri sağlamıyor.

Hamileliğe Hazırlıkta Bunlara Dikkat!

2.Folik Asit Alın
Sağlıklı beslenme için hamilelik öncesi de hamilelik süreci kadar önemli. Özellikle folik asit söz konusu olunca… muhtemelen folik asidi biliyorsunuz ya da en azından bu sözcüğü duydunuz. Ancak hamilelikte bebeğin gelişimi üzerinde çok etkili olduğu ileri sürülen folik asit içeren gıdaları sofranızdan eksik etmemelisiniz. Çünkü nöral tüp defekti adı verilen doğumsal sakatlıkları önlemeye yardımcı olduğu biliniyor. Özellikle spina bifida hastalığının (bu bebeklerde omuriliğin bir kısmı açık doğuyor) sofranızda folik asit açısından zengin olan karaciğer, yeşil sebzeler ve baklagilleri eksik etmeyin. Hamilelik başladıktan sonra ilk 12 hafta kullanmak üzere uzmanınızdan sizden folik asit içeren preperatları almanızı isteyeceğini de bilmelisiniz.
Ancak sebze ve meyvelerden uzak besleniyorsanız bu konuda bir uzmana başvurarak daha fazla bilgi edinmelisiniz.

3.Fazla Kilolardan Kurtulun
Kurtulmak kolay olsa dediğinizi duyar gibiyim. Gerçekten de zor bir durum. Fazla kiloları atmak ve üstelik ideal kilonuzu korumak durumunda kalmak…. ancak hamilelik sürecini ve daha sonrasını düşünürseniz şimdiden önlem almanız gerektiğine karar verebilirsiniz. Bu öncelikle sizin rahat bir hamilelik yaşamanız ve kolay doğum yapmanızın yanı sıra doğum sonrası verilecek kilolarla daha fazla uğraşmanız anlamına gelir. Üstelik doğum sonrası sağlığınız üzerinde olumlu etkisi olacağını bilmelisiniz. Fazla kilonuzun üstüne gelen hamilelik nedeniyle aldığınız kilonun öncelikle, belinize daha fazla yük binmesi demek olduğunu ve bu durumun ileride bel ağrısına yol açacağını aklınızdan çıkarmayın.

Alıntı




Şapkadan tavşan çıkarmayı marifet sanıyorlar. Ben kalbimden '' ÖKÜZ '' çıkardım hey yavrum hey :))
<
Yukarı Dön
peperutka Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 23 Tem 2010
Konum: mutlu
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 5690
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 07 Mar 2011 Saat 11:08

Gebeliğin ilk adımı ve en doğru yolu, onu önceden tasarlamaktır. İdeal olarak gebe kalmak istediğiniz zamandan 3 ay öncesinde, doktorunuzla bir ön görüşme yapmanızda önemli yararlar vardır. Doktorunuz, sizin sağlık ve sosyal bakımlardan özgeçmişinizi değerlendirecek, muayenenizi yapacak, çeşitli tetkikler yapacak bu şekilde gebelik sırasında oluşabilecek anormal durumlar karşısında hem sizi hem de kendisini hazırlayacaktır. Ayrıca, gebelik öncesi vitamin (folik asit) desteği ile bebekte ortaya çıkabilecek sakatlıklara karşı tedbir alacaktır.

Doktorunuzun yapacağı tetkik ve muayeneler, önereceği tedaviler yanında sizin de yaşam tarzında değiştirmeniz gereken şeyler olacaktır.

Öncelikle sağlıklı ve dengeli beslenmelisiniz. Dengeli beslenmeyle kastedilen ana besin maddelerinin dengeli oranlarda tüketilmesidir. Yağ ve şeker tüketiminizi azaltmalısınız. Proteinden zengin bir beslenme şekli seçmelisiniz. Yağsız süt ve süt ürünleri, balık ve beyaz etler diyetinizde yer almalıdır. Mutlaka bol taze meyve ve sebze alınmalı, bunun yanında makarna, pirinç, baklagiller gibi farklı besin gruplarını da tüketmelisiniz.

Alıntı




Şapkadan tavşan çıkarmayı marifet sanıyorlar. Ben kalbimden '' ÖKÜZ '' çıkardım hey yavrum hey :))
<
Yukarı Dön
peperutka Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 23 Tem 2010
Konum: mutlu
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 5690
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 11 Mar 2011 Saat 08:24

Hiçbir şey anne olmanın verdiği haz ile kıyaslanamaz, ancak hamilelik sonrası vücudun deforme olması ve bazı bölgelerde çeşitli izlerin kalması çoğu zaman annelerin canını sıkabiliyor. Angeline Jolie ya da Michelle Monaghan gibi ünlü isimler bile o inanılmaz fiziklerini anne olduktan sonra bu inanılmaz estetik operasyona borçlular. Plastik ve Estetik Cerrahide artık bir trend haline gelen “mommy makeover” yani “Annelik Estetiği” operasyonları, annelere çocuk sahibi olduktan sonra bile, eskiden sahip oldukları vücutlarını kazanmalarına yardımcı olan bir fırsat niteliğinde… Ve sadece Hollywood’da değil, dünyanın her yerindeki anneler için moda olan estetik operasyonları içeren “Annelik Estetiği” çocuk doğurduktan sonra kendini geri plana atan annelere de yardımcı olan bir operasyon. Dış görünüş olarak, eski estetik ve fit vücudundan uzaklaşan kadınların da yaptırdıkları bu ameliyatlar, “kadın”ın hem kendine güvenini artıyor, hem de evliliklerinde görüntüden kaynaklı sorunları ortadan kaldırıyor. Annelik estetiği ile ilgili her şeyi Plastik ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr Akın Yücel anlattı. 

Annelik Estetiği operasyonu nedir?

Annelik estetiği, hamilelik sonrası annelerin vücutlarında meydana gelen deformasyonların minimize edildiği bir estetik operasyondur. Annelik Estetiği göğüs büyütme ya da göğüs kaldırmanın yanı sıra karın germe ve liposuction gibi operasyonları da içermektedir.

Hamilelik sürecinde vücutta en çok etkilenen bölge neresidir?

Hamilelik sürecinde hormonal ve mekanik değişikliklerin en fazla karın bölgesi ve memelerde kendisini göstermektedir. Normalde bir portakal büyüklüğünde olan rahim, bebeğin büyümesi ile birlikte karın duvarını ileriye doğru itmeye başlar ve belki de en geri dönülmez etkisini karın kasları ve onları birbirine bağlayan bağlar üzerinde göstererek bu yapıların birbirinden ayrılmasına ve karın duvarının gevşeyerek dışarı doğru bombeleşmesine neden olur. Bu da vücudun deforme olmasına yol açar.

Hamilelik daha çok hangi kadınları etkiler?

Hamilelik özellikle ince yapılı kadınları etkilemektedir. Çünkü bu tip kadınlarda görülen çıkıntı aslında; deri fazlalığı minimal olmasına rağmen gerginliğini kaybetmiş karın kaslarının, karın içi organları yeterince destekleyememesi ve bu organların dışarı doğru fıtıklaşmasından oluşur.

Faydaları neler?

Her kadının hamilelikten ve doğumdan farklı şekilde etkilenmektedir. Ancak bazı ortak sorunlar hamilelik ile birlikte oluşur. Bunlar; çıkıntılı karın, gevşemiş deri, sarkık göğüs, özellikle karın bölgesinde izler ve çatlaklar ile yağlanma problemleridir. Annelik Estetiği operasyonu ile tüm bu sorunları doğru şekilde yok etme şansı yakalanabilir.

Daha çok hangi yaş gurubu bu operasyonu tercih ediyor?

Günümüzde artık kadınların da profesyonel yaşama girmeleri ile birlikte ocuk sahibi olma yaşı da yükseldi. Artık kadınlar 30 – 40’lı yaşlarda anne oluyor. Üniversite eğitimi ve başarılı bir kariyer sonrası, çocuk sahibi olmak kadınlar için yapılacaklar listesinde sonlarda yer alıyor. Bunun sonucunda tablo ise; deforme olmuş bir vücut, sarkan memeler, şişkin bir mide ve kalçalardaki fazlalıklar olarak beliriyor. Diyet ve egzersizler işe yaramadığından, annelik estetiği daha sıkı ve fit bir vücut için yardımcı olabiliyor. Gevşemiş karınları yok etmek için karın germe ameliyatları, göğüslerde meydana gelen büyüme ve sarkmaları önlemede meme küçültme, dikleştirme ya da büyütme ameliyatları, yağ birikimlerini azaltmak için liposhaping işlemlerini yapıyoruz. Annelik estetiği aslına bakarsanız ilk kez anne olanlar için değil de, özellikle birden fazla doğum yapan kadınlar için daha da gereklidir. Annelik estetiği ameliyatı genellikle bir daha gebelik planlamayan kadınlar tarafından tercih edilmekte. Ancak bu ameliyatı yaptıran bir kadın, daha sonra hamile kaldığında karnında ve göğüslerinde bir miktar gevşeme olur, ancak hiçbir zaman ilk gebelik sonrasındaki gibi deformasyon gelişmez.

Annelik Estetiği hangi operasyonları içeriyor?

Tummy Tuck Karın sıkılaştırma, liposuciton, meme ameliyatından oluşuyor. Tummy Tuck Karın sıkılaştırma; karın bölgesini sıkılaştırırken, deri fazlalıklarından da kurtulunmasına yardımcı olur. Deri fazlalığı çok yok ise ve sadece karın duvarında bombeleşme mevcutsa, endoskopik karın germe işlemi uygulanarak iz bırakmadan karında sıkılaşma da sağlanabilir. Bunun yanında sürekli yapılan egzersizler de bu işleme yardımcı olur. Liposuction, hamilelik sırasında oluşan kilolardan kurtulmak için sağlıklı ve gerekli bir yoldur, Bazen yağ, inatçı bir şekilde vücuda yapışır ve diyetler, egzersizler de buna çare olamaz. Liposuction, bu yağ yığılmalarını ortadan kaldırarak aynı zamanda vücudun doğal şeklini geri kazandırır. Meme ameliyatı da önemli yere sahiptir. Sayıları çok net olmamakla birlikte, yeni doğum yapan hemen her kadın, her ikisini de yaşar. Yaş faktörü ve kişinin derisinin esnekliği, hamilelikte kadınların meme durumlarını etkileyen en önemli unsurlardır. Meme dokusu çıkarılmadan koni şeklinde şekillendirilir ve bollaşan derinin fazla kısımları çıkarılır. Eğer meme dokusunda fazlalık varsa, meme gerektiği kadar küçültülebilir (meme küçültme). Eğer meme dokusu hacim olarak yetersiz ise bu durumda meme dikleştirme ameliyatı sırasında silikon meme protezi ile meme büyütme birlikte yapılabilir.

Tüm operasyonlar birlikte mi uygulanıyor?

Annelik estetiğinde tüm bu ameliyatlar bir arada uygulanabileceği gibi, hastanın gereksinimlerine bağlı olarak ayrı ayrı da gerçekleştirilebilir. Karın germe işlemi yapıldığında hasta bir gün hastanede yatar. Diğer işlemler sonrasında ise hastanede yatmak gerekmez ve hasta aynı gün evine dönebilir. Ameliyat zamanlaması olarak genellikle süt verme işleminin bitiminden en az 6 ay sonrası uygun olarak kabul ediliyor.

Alıntı
 

Hamilelik öncesinde diş hekimine başvurulduğunda ileride ortaya çıkabilecek sorunların hekim tarafından değerlendirilerek, gerekli tedavinin uygulanacağını belirten Yıldız, "Örneğin, küçük çürükler hiç belirti vermeden hamilelik sırasında ilerleyerek ağrı oluşumuna yol açabilir. Henüz başlangıç halinde tespit edilip gerekli tedavi uygulanırsa sorun ilerlemeden çözülmüş olacaktır" dedi.

Yıldız, gerekli görüldüğünde yapılacak olan diş taşı temizliğinin hamilelik sırasında, hormonların etkisiyle ilerleyebilecek olan diş eti hastalıklarını da önleyeceğini ifade ederek, "Böylece anne adayı hamilelik sürecinde yaşayabileceği streslerden uzaklaşmış olur. Yanlış kanı olarak bazı anne adayları ’bebeğe zarar gelebilir’ düşüncesiyle bu süre içinde diş hekimine gitmekten çekinirler. Fakat hamileliğin her aşamasında bebeğe ve anneye zarar vermeden yapılabilecek tedavi yöntemleri vardır" diye konuştu.

Anne adaylarına acil tedavi yöntemleri dışında müdahale yapılmayacağını anlatan Yıldız, şöyle devam etti: "Ancak gerekli durumlarda diş hekimi, anneye ve bebeğe zarar vermeyen ilaçlarla tedavinin ertelenmesini sağlayacaktır. Hamileliğin 3 ile 6 aylık döneminde dolgu, kanal tedavisi, diş taşı temizliği gibi işlemler güvenle uygulanabilir. Hamilelik öncesi diş hekimine gidilememiş ise bu dönem anne adayları tarafından iyi değerlendirilmelidir. Emzirme döneminde de diş hekimliği açısından anneye yapılacak müdahalelerin herhangi bir sakıncası yoktur."

Mustafa Yıldız, hamilelik sırasında diş eti kanamalarının çok sık karşılaşılan bir sorun olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Diş etinde görülen kanamaların sebebi diş eti iltihabıdır. İleri derecede diş eti iltihabı erken doğum ve zayıf bebek doğurma riski oluşturduğunu unutmamalıyız. Hamileliğin ikinci üç aylık döneminde hekime başvurularak, diş eti iltihabı mutlaka tedavi edilmelidir. Ağız sağlığı yaşamın her döneminde ihmal edilmemesi gereken önemli bir konudur. Ancak kadınların ergenlik, hamilelik, bebek emzirme ve menopoz döneminde buna daha çok dikkat etmeleri gerekmektedir."

alıntı




Şapkadan tavşan çıkarmayı marifet sanıyorlar. Ben kalbimden '' ÖKÜZ '' çıkardım hey yavrum hey :))
<
Yukarı Dön
Şehnaz Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 12 Mar 2008
Konum: Ankara
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 7682
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 11 Mar 2011 Saat 09:25
Zeynepcim ne güzel şeyler paylaşıyorsun. Sen biliyorsundur ama ben yinede yazayım. 
http://www.anneoluncaanladim.com/
ana sayfamızdada çok yararıl bilgiler var 
Yaşama Sebebim Canım Oğlum Seni Çok Seviyorum
Yukarı Dön
peperutka Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 23 Tem 2010
Konum: mutlu
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 5690
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 11 Mar 2011 Saat 09:28
Orjinalini yazan: Şehnaz Şehnaz Yazdı:

Zeynepcim ne güzel şeyler paylaşıyorsun. Sen biliyorsundur ama ben yinede yazayım. 
http://www.anneoluncaanladim.com/
ana sayfamızdada çok yararıl bilgiler var 
Baktım tatlım buraya ara ara yıne takıpteyım




Şapkadan tavşan çıkarmayı marifet sanıyorlar. Ben kalbimden '' ÖKÜZ '' çıkardım hey yavrum hey :))
<
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  <1234>
  Konu Paylaş   

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

  | İletişim | Reklam | Gizlilik İlkeleri Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.