Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Genel Konular > Bebeğim & Çocuğum Hakkında
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar RSS - hatalarımız
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kapalı Konuhatalarımız

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
rüyabebek Açılır Kutu Gör
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 25 Mar 2008
Konum: Karaman
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 1033
Mesajın Direkt Linki Konu: hatalarımız
    Gönderim Zamanı: 04 Ağu 2008 Saat 13:49
Çocuk üzerinde 3 önemli yanlışımız var

 Büyükler olarak çocuklarımıza karşı nedense çok sabırsız ve suçlayıcıyız. Farkında değiliz belki ama onlar bizden farklı bir boyutta yaşıyor. Lütfen onlara karşı suçlayıcı ve alaycı ifadeler kullanmaktan kaçınalım.

 Çocuk eğitiminde sosyal etki çok önemlidir. Güzel bir şey yaptığında onu öpmeniz, tebrik etmeniz, iltifat etmeniz onu teşvik edebileceği gibi; kötü bir şey yaptığında da biraz tavır koyarak veya soğuk davranarak belli bir yaptırım gücü oluşturabilirsiniz. Aileler, sosyal etkiyi hatalı kullandıklarında ise ciddi olumsuzluklar ortaya çıkabiliyor.

 1-SUÇLAYICI TAVIRLAR

 Çocuk büyürken doğru ve güzel olan davranışları yaptığı gibi, zaman zaman yanlış ve hatalı davranışlarda da bulunabilir. Çocuk yanlış yapar da biz ona sabırla doğrusunu anlatırsak ona çok şey kazandırabilir, yanlış zamanlarını doğruları öğrenebilmek için birer fırsat olarak kullanabiliriz. Böylelikle çocuk, hem doğrusunu öğrenir ve hem de hayata karşı daha güçlü hale gelir. Bizde ise maalesef çocuk hata yaptığında hemen yüzüne vuruluyor ve suçlayıcı aşağılayıcı tavırlar içerisine giriliyor. Hatta bazı anne-babalar daha etkili olsun diye bunu özellikle başkalarının yanında yapıyor. Tabii o zaman yıkım da o oranda büyük oluyor. Çocuk hiçbir zaman aşağılanıp küçük düşürülmemeli, hele hele bu başkalarının yanında asla yapılmamalı. Bunun yerine sıcak bir diyalog ile “Bak oğlum/kızım yaptığın bu davranış beni çok üzdü” şeklinde “ben” dili ile yapacağımız, onu anlamaya yönelik konuşma ile başlanmalı ve onun neden böyle bir şey yaptığı anlaşılmalıdır. Belki haklı bir gerekçesi vardır? Belki yaptığının yanlış bir şey olduğunu bilmiyordur bile.

 2) HAKARETLER

 Çocukların, üzerlerine yazı yazılmamış beyaz kâğıtlara benzetildiğini hepimiz biliriz. Kâğıt boştur ve üzerine ne yazsan kalır. Atalarımız “Bir akıllı adama kırk kişi deli derse adam deli olur.” demişler. Sokakta yürürken aklı başında görünümlü ve kimi doktor, kimi mühendis, kimi öğretmen olduğunu bildiğiniz kırk kişi art arda “Deli misin kardeşim ne bu hal?” dese önce kendinizi kamera şakasında zanneder; ancak ortaya kamera falan da çıkmayınca şöyle durup bir düşünürsünüz. Deli olduğunuza kanaat getirmeseniz bile en azından “Acaba deli gibi mi davranıyorum, bu adamlar bana neden böyle dediler?” diye deli olup olmadığınız konusunda şüpheye düşebilirsiniz.
İşte siz dahi böyle bir şüpheye düşerken, bembeyaz kâğıt misali o masum yavruya hakaretler edilmesi onun kişiliğinde ne gibi izler bırakır acaba diye hiç düşündük mü? Sürekli aptal, beceriksiz, geri zekâlı ve belki de bundan daha ağır hakaretler duyan ve bunlarla yetişen çocuk ileride nasıl kendine güvenen, atik, girişimci ve hepsinden önemlisi ruhen sağlıklı bir insan olacak?

 3) ALAY ETME Birçok anne-baba çocuklarında gördükleri hatalı davranışı onunla alay ederek giderebileceklerini sanarak, yanılırlar. Tırnaklarını yiyen veya altını ıslatan çocukla alay edilerek manevi baskı oluşturulur ve bu sayede çocuğun bundan vazgeçeceği sanılır. Halbuki bu tür davranış bozukluklarında sorun, bizlerin alayları ile daha da pekişerek derinleşir. Bu tür davranış kusurlarıyla dalga geçmek yerine sorunu çözebilmek için doğru adımları atmak gerekir. Örneğin tırnak yiyen çocukların % 90’ı bunu ilgi çekmek için yaparlar ve anne-baba bu durumla ilgilendikçe pekişerek devam eder. Birçok tırnak yiyen çocuğun tedavisinde ebeveynlere ‘görmezden gelin’ tavsiyesinde bulunularak sorun giderilebilir. Bazı çocuklar da belli stres faktörleri nedeniyle tırnak yerler ki o zaman da stresi ortaya çıkaran faktörlerin üzerine gidilmesi gerekir. Yani çözüm kesinlikle alay etmeyle sağlanamaz.
Yukarı Dön
oğuzkağan Açılır Kutu Gör
Altın Üye
Altın Üye


Kayıt Tarihi: 10 Oca 2008
Konum: Sinop
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 2934
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 04 Ağu 2008 Saat 14:44
ClapClapClap
[
Yukarı Dön
snyozt Açılır Kutu Gör
Katılımcı Üye
Katılımcı Üye


Kayıt Tarihi: 06 Şub 2008
Konum: İstanbul
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 211
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 04 Ağu 2008 Saat 15:06
paylasımın icin tesekkurler cok guzel bir yazıClapClapClapClap
Yukarı Dön
rüyabebek Açılır Kutu Gör
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 25 Mar 2008
Konum: Karaman
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 1033
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 04 Ağu 2008 Saat 15:28
arkadaşalr teşekkür ederim
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
  Konu Paylaş   

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

  | İletişim | Reklam | Gizlilik İlkeleri Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.