Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Genel Konular > Bebeğim & Çocuğum Hakkında > Biz Bize Sorularımız
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar RSS - köşeye sıkıştığımız zamanlar için öneriler
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kapalı Konuköşeye sıkıştığımız zamanlar için öneriler

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  12>
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
hülya Açılır Kutu Gör
Pırlanta Üye
Pırlanta Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 11 Oca 2008
Konum: Alperim canımmm
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 7438
Mesajın Direkt Linki Konu: köşeye sıkıştığımız zamanlar için öneriler
    Gönderim Zamanı: 05 Haz 2009 Saat 09:22
  • 2,5 yaşındaki Defne anne babası ve dört misafirle birlikte akşam yemeği yemektedir. Büyüklerin konuşmasını engelleyecek kadar yüksek bir sesle şarkı söylemeye başlamıştır. Annesi Defne’ye gülümser, ilgisini misafirlerden uzaklaştırır ve Defne’yle birlikte birkaç dakika şarkı söyler. Annesi misafirlerle konuşmaya başladığında Defne kızgın bir şekilde ‘Benimle şarkı söyle’ diye bağırır. Annesi Defne’yle şarkı söylemeye geri döner. Babası ‘Çok bağırma’ der ama Defne’yi dinler. Artık masadaki herkesin ilgisi Defne üzerindedir. Bu durum yarım saat boyunca devam eder. Anne babası ne zaman misafirlerle konuşmak için dönse Defne bağırarak itiraz eder ve Defne her itiraz ettiğinde annesi onunla şarkı söylemeye yeniden başlar. Sonunda, misafirler masadan baş ağrısıyla kalkar. 

Bu sahnede yanlış olan nedir? Büyükler ilgi isteyen bir çocuğa anlayış göstermesi gerekmez mi? 2 yaşında bir çocuğun olduğu ortamda misafirlerin sohbet etmek istemesi mantıksızlık mıdır?

Bu sahne Defne’ye herkesin bir sırası olduğunu ve sadece kendisi istediği için diğerlerinin ilgisini sürekli meşgul edemeyeceğini öğretmek için aslında harika bir fırsattı. Eğer Defne’nin anne babası ilk yüksek sesli bağırmasında Defne’ye sesini alçaltması gerektiğini çünkü bağırmasının herkesin yorduğunu söyleseydi ve birkaç dakika Defne’yle birlikte şarkı söyledikten sonra misafirlerle sohbete geri dönseydi bu, Defne’ye soyal etkileşimin tiranı değil katılımcılarından biri olduğunu öğretirdi. Defne’nin itirazı karşısında anne babası ‘onu dinlediklerini ama şimdi sıranın başkasında olduğunu’ net şekilde söylemeliydi. Daha sonra Defne’nin sırası yeniden gelecekti. Defne’nin itirazlarının artması durumunda da anne babasının Defne’yi odasına götürüp onunla diğer insanların da konuşmasına izin vermek gerektiği ile ilgili özel bir konuşma yapması uygun olurdu.Bu konuşmadan sonra yemeğe geri dönmeye hazır olup olmadığı sorulabilirdi.

Çoğu anne, sosyal ortamlarda ilgisini ikiye bölebilme konusunda ustalaşmıştır- bir kulak bir göz çocuğa cevap vermek için ve diğer kulak diğer göz sosyal etkileşime katılmak için. Bu durum 1-3 yaş arası bir çocuğa sahip olmanın en yorucu yanlarından biridir. Annenin ilgisini ikiye bölmesi yorucudur ama çocukların sosyal ortamın tiranı değil katılımcısı olmayı öğrenmesi için de fazlasıyla gereklidir.

 
  • 14 Aylık Efe, etraftaki herşeyi keşfetmek isteyen oldukça hareketli bir çocuktur. Salonda duran saksıların içindeki toprakları yemek, elektrik prizine parmağına sokmak, lavabonun altındaki dolabı açmak ve çöp kovasını devirip içinde araştırma yapmak, yerde bulduğu her çöpü merakla incelemek ve ağzına götürmek Efe’nin sıklıkla yaptığı şeylerdir.

Aslında Efe’nin yaptıklarında ahlaki açıdan bir yanlışlık yok ama sonuç olarak bu davranışlar kirli, yıkıcı ve tehlikelidir. Efe’nin ailesi evi güvenli hale getirmek için elinden geleni yapmıştır ama Efe her seferinde karıştıracak yeni bir şey bulmaktadır. Bu süreç pek çok aile için oldukça zorlayıcıdır. Ailenin, çocuğun yanlış davranışıyla her karşılaştığında kararlı şekilde ‘hayır’ demesi ve çocuğu uygun şeylere yönlendirmesi gerekmektedir.

Çoğu zaman çocuk koyulan sınırlardan ve yönlendirmelerden hiçbir şey anlamıyor gibi gözükür ama her bir deneme aslında bir katkı sağlamaktadır. Çok yakında Efe yasaklı hedefe yaklaşırken duraksayacak ve devam etmeden önce ebeveynin yüz ifadesini kontrol etmeye başlayacaktır. Tüm bunlar Efe’nin anne babasının yasaklamalarını ve yönlendirmelerini hatırladığını göstermektedir ve bu hatırladıkları, Efe’nin bir türlü bastıramadığı her istediğini yapma dürtüsüne artık baskın gelmeye başlamıştır.

Bu süreç daha uzun zaman devam edecek olsa da Efe vicdan diye bildiğimiz yanının temellerini atmaya başlamıştır. Çocuklar için doğru davranışları içselleştirme süreci doğrunun ne olduğuna dair dışarıdan gelen komutlara uyarak başlar.

Özetle, küçük çocuklar negatif duygularını düzenleme, sınırlama ve boşaltabilecek farklı yollar bulma konusunda ebeveynin yardımını almadan sosyal açıdan uyumlu ve duygusal açıdan sağlıklı insanlar olarak yetişemezler.

  • 40 aylık Ceyda zorlu bir akşamüstü geçirmektedir çünkü az önce anne ve babasının akşam dışarıda olacağını öğrenmiştir. Evde daha önceden tanıdığı ve sevdiği bir ablayla kalacak olmasına rağmen Ceyda anne babasının gezisini kişisel bir kırgınlık haline getirmiştir. Annesinin dışarı çıkacaklarını önceden bildirmesini bu ayrılığa hazırlanma fırsatı olarak kullanmak yerine, Ceyda bir tür saldırıya geçmekte ve annesini gitmemeye ikna etmeye çalışmaktadır. Her 20 dakikada bir “Gitmenizi istemiyorum.” diye iç çekmektedir. Duygularını kelimelere dökme becerisi yükselirken şu cümleler ağzından dökülmektedir: “Sizi çok özleyeceğim.”, “Neden beni bırakıp gidiyorsunuz?”, “Siz gidince çok üzüleceğim.”
     
    Ceyda’nın annesi kızının yaşadıklarına hem üzülmekte hem de Ceyda’nın kendini ne kadar kötü hissettiğini ifade etme konusundaki becerisi sonucu kendini suçlu hissederek kontrolünü kaybetmektedir. Üzüntü ve suçluluk duyguları arasında anne bazen, Ceyda’yı ablayla iyi vakit geçireceği konusunda neşeli şekilde teselli etmekte bazen de sızlanmayı bırakıp kendini toparlaması konusunda çıkışıp böyle devam ederse onu odasına görmekle tehdit etmektedir. Ceyda’nın protestosu azalmadan devam eder. Hele bakıcı gelip anne babası çıkmak için hazırlandığında Ceyda’nın tepkileri iyiden iyiye artar. Ceyda annesine tutunur ve “Bırakma, gitme” diye çığlıklar atar. Ceyda’nın annesi aslında farkında olmadan kızının endişesini kontrol altına alma becerisini bozmuştur. Annenin sabırlı davranması ve Ceyda’nın sızlanmalarına ilgi göstermesi çocuğa, duygularını ifade etme hakkının yanında duygularıyla annesine şantaj yapabilme hakkına da sahip olduğunu düşündürtmüştür.


Daha az sabırlı bir tavır Ceyda için çok daha faydalı olurdu. Anne Ceyda’ya, yaptığının adil olmadığını ve birlikte geçirdikleri vakti boşa harcadığını net şekilde söylemeliydi. Bu durum, çocuğun kendi kendini kontrol etmeyi öğrenebilmesi için annenin muhabbeti kesip geri çekilmesini ve mesafe koymasını gerektirir.

 
Böyle bir durumda da kötü davrandığı için Ceyda kendini suçlu hissetmez mi diye sorabilirsiniz. Eğer öyle hissediyorsa, Ceyda’nın suçlu hissedebilme becerisi duygusal gelişiminin iyi olduğunu gösterir. Büyüdükçe sağlıklı gelişen çocukların (yetişkinler gibi) yanlış bir şey yaptıklarında pişmanlık duyması gerekir. Suçluluk, zarar verici bir davranışın sonucunda hissediliyorsa faydalı bir duygudur. Suçluluk, eğer çocuk bu duyguyu baskın şekilde her durumda hissediyorsa (mesela, sürekli yanlış bir şey yaptığından endişeleniyor ve kendini ortaya koyma konusunda tutuklaşıyorsa) sağlıksızdır.


Çocuklara yaptığı şeyin yanlış olduğunu öğretme konusunda en iyi öğretmenler ebeveynler değil çoğu zaman akranlar ve büyük kardeşlerdir. Onlar, çocuğun yaptığı şey hakkında iyi düşünmüyorlarsa bunu ifade etmekte kararsız kalmazlar ve çocuk, bu tepkiden davranışının yanlış olduğunu çok iyi öğrenir. Ebeveynler çocuğa itiraz eder ya da bir süreliğine yakınlıklarını geri çekerlerse, çocukta suçluluk hissi yaratacakları ya da çocuğun kendini sevilmiyor hissedeceği konusunda çok endişelenirler. Bu endişe doğru değildir, böyle bir şeyin olacağına aslında ne ebeveyn ne de çocuk inanır. Aslında, itiraz edilecek bir davranış karşısında ebeveynin çocukla arasındaki iyilik durumu devam ediyormuş gibi yapması çocuklar için en zararlısıdır çünkü bu samimi değildir ve çocuklar bunu anlarlar. Gerçek duygularımız, çocukların davranışlarının diğer insanları nasıl etkilediği görebilmelerine ve içsel kontrol kazanmalarına yardımcı olmanın en önemli unsurudur.


Özetle, küçük çocuklar negatif duygularını düzenleme, sınırlama ve boşaltabilecek farklı yollar bulma konusunda ebeveynin yardımını almadan sosyal açıdan uyumlu ve duygusal açıdan sağlıklı insanlar olarak yetişemezler. Ceyda örneğinde gördüğümüz gibi, ifade becerisi gelişmiş çocuklar duygularından bahsetmeyi bir tür saldırganlık şekli olarak da kullanabilirler. Eğer ebeveyn çocuğun konuşarak kendisini ezmeye çalıştığını hissediyorsa, daha küçük çocuklarda fiziksel saldırganlığı durdurmak nasıl gerekliyse, bu durumda da sözel saldırganlığı durdurmalıdır.
 

İyi haber şu ki: net sınırlar, ebeveyn-çocuk ilişkisini zedelemekten çok güçlendirmektedir. İyi bir ilişki, tüm duyguları yaşayabilme becerisi ve taraflar arasındaki uyumun iyi anlamdaki bir kavgayla bozulmayacağı bilgisine dayalıdır.

  • Erken Çocukluk Döneminde Mastürbasyon

Bezden kurtulup tuvaletlerini kendi kendilerine yapmayı öğrenmeleriyle birlikte, hem kız hem de erkek çocuklar genital bölgelerini incelemeye yoğunlaşabilirler. Mastürbasyon çocuklar için keşfetme dürtüsünün doğal bir sonucudur. Genital bölge yaşamın ilk yıllarından itibaren sinir uçlarının oldukça yoğun olduğu vücudun duyarlı bölgesidir.   Vücudun bu bölgesi, kapalı tutulduğundan, yoğun keşfetme dürtüsüne sahip 3-6 yaş çocukları için iyice odak noktası haline gelir.

 
Kız çocuklar kendi kendini uyarmanın ödüllendirici bir his olduğunu fark ederler. Ebeveynler bu konuda az şey söylemeye özen göstermelidir. Çocuklar, bu keşiflerini kendilerine özel bir deneyim olarak yaşayabildiklerinde keşfetme sürecini daha çabuk tamamlarlar.
 
Erkek çocuklar da penislerinin duyarlı bölgeleri olduğunu kısa zamanda fark ederler. Pek çok küçük erkek çocuk parmağını emerken bile penisini tutar. Bu davranış çocuklar için hem sakinleştirici hem de heyecan vericidir. 4-6 yaş arası neredeyse tüm erkek çocuklarda mastürbasyon görülür. Yetişkinlerin tepki göstermesi çoğu zaman davranışı pekiştiren bir etki yaratır.
 
“Ama eğer çocuğunuzun uzu süredir mastürbasyonla fazlaca meşgul olduğunu gözlemliyorsanız bu durum, çocuğunuzun kendi kendini avutma konusunda özel bir ihtiyacı olduğu anlamına gelebilir. Çocuğunuz kendi kendini sakinleştiren başka yollar öğrenebilmek için sizin yardımınızı arıyor ya da belki de cinsel açıdan fazla uyarıldığını ya da bu konuda bir travma geçirdiğini size haber veriyor olabilir.”
 
 
EBEVEYN NE YAPMALI?
 
Çocukların, kendi kendini uyarma işini özel bir yerde yapılması gerektiğini öğrenmeleri gerekir. Ebeveyn olarak mastürbasyonun çocuklar için önemini bilmeniz davranışı bölme ya da durdurma eğiliminizi aşmanıza yardımcı olur. Yasaklamalar çoğu zaman davranışın çocuk için önemini arttırır. Ebeveynler, mastürbasyonun yanlış bir davranış olduğu mesajını vermeden çocuğun bu aktivitelerini odası gibi kendine özel mekanlara kaydırmalıdır.
 
 
Aslında mastürbasyon tüm ebeveynler için zorlu bir konudur. Çocuğumuzun cinselliği keşfini gördüğümüzde cinsellikle ilgili kendi algı ve önyargılarımız ya da geçmiş anılarımız ortaya çıkar. Çocuğun mastürbasyon yapması rahatsız edici hisler uyandırabilir çünkü “Bu davranışı nereye kadar ilerletecek? Tekrar tekrar yapacak mı?” gibi endişeler duyulur. Eğer endişelerimizi aşabilirsek çocuğumuzun geçirdiği mastürbasyon dönemini çocukluk döneminin normal bir aşaması olarak görmeyi ve bu konuda çocuğumuzla açık bir iletişim kurmayı başarabiliriz.
 
 
Çocuğunuza mastürbasyonla ilgili şöyle diyebilirsiniz: “Çocuklar bunu iyi hissettirdiği yaparlar. Bu, kişiye özel bir şeydir o yüzden odanda tek başınayken yapmaya dikkat et”. Mastürbasyon konusundaki sınır mastürbasyonun nerede yapılacağı konusunda olmalıdır, davranışın kendine sınır konulmamalıdır.
 
 
Çocukların cinsellikle ilgili soruları açık ve dürüst şekilde cevaplanmalıdır. Verdiğiniz cevaplar dışında, çocukların cinselliği ebeveynlerinin davranışlarından da öğrendiğini hatırlamalıyız. Cinselliğin sevgi ilişkisiyle birlikte ilerlediği mesajını kendi davranışlarımızla vermek bizim elimizdedir ve bu, sorulara cevap vermekten daha önemlidir. Cinsellikle ilgili algılar ve öğrenmeler erken yaşta ortaya çıkar ve zaman içinde derinleşir.
 

Çocuklarımızın keşfetme motivasyonunu pekiştirmek için neler yapmalıyız?

Çocuğunuza tehlikeli olmadığı sürece mümkün olduğunca çok, çevrede deney yapma fırsatı sunun. Mesela, yeni yeni yürümeye başlayan bebeğiniz koltuğa tırmanmaya çalışıyorsa ?dur yapma, çıkamazsın, düşersin? demek ya da kucağınıza alıp koltuğa kendiniz çıkartmak yerine poposundan hafifçe kaldırıp destek vererek koltuğa tek başına çıkma deneyimi yaşamasını sağlayın. Çocuğunuzun tek başına oyun oynamasına izin verin. Kendi işini kendisinin yapmasını destekleyerek, örneğin yemeğini küçüklükten itibaren kendi kendine yemesine izin vererek çocuğunuzun öğrenme deneyimini arttırın. Keşif girişimlerine müdahalenizi sınırlı tutun. Yaratıcılığını destekleyin. Örneğin tencereleri davul olarak kullanın, çocuğunuzun kaşıklarla müzik yapmasına izin verin. Üzerini ya da etrafı kirletmesi konusundaki endişelerinizi azaltın, hatta bu durumu hiç dert etmeyin. Çocuğunuz zihinsel ve fiziksel becerilerinin sınırlarını keşfederken ona destek olmak için zaman ayırın, yani yanında olun onu gözlemleyin. Çocuğunuzun başarılarını takdir edin. Başaramasa bile çabalarını fark edin, övün. Bir kazayla karşılaştığında da çocuğunuza onu anladığınızı hissettirin, her şeyin yolunda olduğunda söyleyin.

Yukarı Dön
münevver Açılır Kutu Gör
Elmas Üye
Elmas Üye
Simge
forumun tatlı cadısı-iki prensin annesi

Kayıt Tarihi: 27 Şub 2009
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 4639
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 05 Haz 2009 Saat 09:36
tesekkürler hülyaClap
Yukarı Dön
zehra Açılır Kutu Gör
Kıdemli Moderatör
Kıdemli Moderatör

"Zeynep'in Annesi.. Nam-ı Diğer FASULYE"

Kayıt Tarihi: 03 May 2007
Konum: Yaseminin Kalbi
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 9036
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 05 Haz 2009 Saat 09:36
çok güzel bilgilerClapClap uzun zamandır foruma yeni eklenen konular arasında en keyifle okuduğum ve kendime yeni şeyler kattığım bir yazıydı tekrar teşekkürler hülyacığım ClapClapClapClap
Sevgilim hapşurunca çok sev dedim.elhamdülillah dedi.yerhamükallah dedim.yehdina ve yehdikum dedi sonra oturup hatim indirdik.nerden nereye:))))))))
Yukarı Dön
nilay Açılır Kutu Gör
Pırlanta Üye
Pırlanta Üye

"Maviboncuk'un Annesi..."

Kayıt Tarihi: 10 Nis 2007
Konum: İzmir
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 10157
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 05 Haz 2009 Saat 09:39
paylaşımın için sağol bitanem 
Yukarı Dön
suzi Açılır Kutu Gör
Pırlanta Üye
Pırlanta Üye


Kayıt Tarihi: 16 Kas 2007
Konum: Ankara
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 12436
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 05 Haz 2009 Saat 13:05
Faydalı bilgiler,sabırla ve severek okudum.Paylaşımın için teşekkürler canım...
Yukarı Dön
yeliz Açılır Kutu Gör
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 18 Eki 2007
Konum: Ankara
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 1411
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 05 Haz 2009 Saat 14:00
çok güzel bilgiler emeğine sağlık....
Yukarı Dön
hülya Açılır Kutu Gör
Pırlanta Üye
Pırlanta Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 11 Oca 2008
Konum: Alperim canımmm
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 7438
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 05 Haz 2009 Saat 16:54
Orjinalini yazan: zehra zehra Yazdı:

çok güzel bilgilerClapClap uzun zamandır foruma yeni eklenen konular arasında en keyifle okuduğum ve kendime yeni şeyler kattığım bir yazıydı tekrar teşekkürler hülyacığım ClapClapClapClap
 
rica ederim zehracım. beğenmen beni çok mutlu ettim arkadaşımStar
bende kendi adıma yazıyı ilk gördüğümde çok etkilendim satır satır okudum
kendimi geliştiren bir yazı  olduğunu gördüm. bunu siz arkadaşlarımla paylaşmak  istedim
 
 
Yukarı Dön
yasemin Açılır Kutu Gör
Kıdemli Moderatör
Kıdemli Moderatör


Kayıt Tarihi: 16 Oca 2007
Konum: zehraninvillasi
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 70718
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 05 Haz 2009 Saat 17:04
emeğine sağlık....

Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  12>
  Konu Paylaş   

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

  | İletişim | Reklam | Gizlilik İlkeleri Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.