Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

Sosyalleşmek

Nereden Yazdırıldığı: Anne Olunca Anladım
Kategori: Genel Konular
Forum Adı: Bebeğim & Çocuğum Hakkında
Forum Tanımlaması: (Bebeğim & Çocuğum Hakkında)
URL: http://www.anneoluncaanladim.com/forum/forum_posts.asp?TID=17174
Tarih: 15 Eyl 2025 Saat 07:37


Konu: Sosyalleşmek
Mesajı Yazan: ifakat
Konu: Sosyalleşmek
Mesaj Tarihi: 15 Tem 2009 Saat 01:16
Arkadaş edinmek
 
 
 

İyi bir arkadaş olabilmek her zaman doğuştan gelen bir beceri değildir ve öğrenilmesi gerekir.

Ebeveynlerin en zor deneyimlerinden biri de, çocuklarını anaokuluna veya okula, hatta oyun parkına götür­dükleri ilk günlerdir. Onları endişelendiren şey, çocuklarının kolayca arkadaş bulup bula­mayacağıdır. Bu konuda en doğru davranış; arkadaşlıkların kolaylıkla kurulduğu, ancak bir o kadarda kolaylıkla bozulduğu 5 yaşın altın­daki çocuklardan çok fazla bir şey bekleme­mektir. Okul öncesi yaşlardaki pek çok ço­cuk için, "bir arkadaş" oyun parkında bir anda yanlarında beliren küçük çocuktan öte bir şey değildir. Bununla beraber, çocu­ğunuzun arkadaşlık konusundaki ilk dene­melerini cesaretlendirebilir, ve belki de, da­ha da önemlisi sosyal becerilerini geliştir­mesine yardımcı olabilirsiniz.

PAYLAŞMAYA TEŞVİK EDİN

Küçük çocukların paylaşmaya başlaması, sizin de paylaşmanın önemini anlatmanız bebeklik dönemi geride kaldıktan sonra da­ha kolay hale gelir. Bu yaşlarda kötü dav­ranışlar bir gecede ortadan kalkabilir; buna rağmen 3 yaşı mucize yaşı olarak görmek yerinde olmaz zira bu yaşlardaki bazı ço­cuklar için paylaşmak çok güç olabilir. İyi bir örnek olun: Elinizdeki bisküvileri, içecekleri paylaşarak bile çocuğunuza iyi bir örnek olabilirsiniz. "Meyve suyumdan denemek ister misin?" "Ben de seninkinin tadına bakabilir miyim?" soruları iyi birer başlangıç olabilir.

Çocuğunuzu paylaşması için zorlamayın: Kardeşiyle veya başka bir çocukla paylaşması için oyuncağını elinden almayın ya da salıncakta başka bir çocuğun sallanması için, onu rızası olmadan, salıncaktan bir anda indirmeyin. Bu tarz davranışlar, çocu­ğunuzu paylaşmaya teşvik etmekten çok, onu kızdırır ve paylaşımı kötü algılamasına neden olur.

Önemini anlayabilmesine yardımcı olun: Bıkmadan usanmadan, tekrar tekrar, ben­cil davrandığımızda diğerlerinin nasıl da kötü hissettiğini; sahip olduklarımızı pay­laştığımızda ise, diğer insanları ne kadar mutlu edebileceğimizi açıklayın.

SALDIRGANLIKTAN VAZGEÇİRİN

Saldırgan davranışlarda bulunma eğilimleri 3 yastan itibaren azalmaya başlar; ancak tamamen ortadan kalkmaz. Bazı çocuklar, çok üzüldüklerinde ya da kızdıklarında diğerleri­ne vurmaya, onları itip kakmaya, hatta ısır­maya devam edebilir ve bu okul çağına ka­dar sürebilir.

Saldırgan çocuğu bulunduğu ortamdan uzaklaştırın: Saldırgan davranan çocuğu zorla tutup götürmek gerekse bile o ortam­dan uzaklaştırın ve önce yaralanan, zarar gören çocukla ilgilenin. Böylelikle zarar ve­ren çocuğa bu davranışı ardından ilgi gös­termeyerek, saldırganlığı ödüllendirmemiş olursunuz, bu da davranışın tekrarlanma olasılığını azaltır.

Nedenlerini açıklayın: Bu tarz davranışların neden kabul edilemez olduğunu açıklayın. "Kimseye vurmamalı, ve onlara zarar verme­meliyiz, bu bir kuraldır" ve "Bu arkadaşının canını acıtır ve onu çok üzer." Bu açıklamalar, benzer davranışlar her ortaya çıktığında tek­rarlanmalıdır.

Çocuğunuzun duygularını tanımlayın: Duy­guları tanımlamak önemlidir. "Öfkeli hissetti­ğini biliyorum" ya da "Bunu yaptığın için üzül­müş olmalısın" gibi cümlelerle bu tanımlama­ları yapabilirsiniz; ancak saldırgan davranışla­ra hiçbir koşulda izin verilmeyeceği kuralı da açık olmalı.

Sakin olun: Sizin kızgın olmanız, çocuğunuza yanlış bir mesaj verir ve dalga da kötü davran­masına neden olur. Bu nedenle tüm tepkileri­nizi, onun da aynı şekilde yapabilmesi için sa­kin biçimde verin.

KENDİNE GÜVENİ SAĞLAYIN

Diğerlerine kötü davranmayı aklının ucundan bile geçirmeyen, sessiz, kendine güveni daha az bir çocuk kafanızda fazla soru işareti oluş­turmuyor olabilir; ancak böyle bir çocuğun da, arkadaş edinme konusunda çok yetenekli ol­duğu söylenemez. Bazı çocuklar doğuştan dı­şa dönüktür, bazıları ise tam tersi. Çocuğunuz çok içe dönükse, onun güven duygusunu ar­tırmak için yapabileceğiniz pek çok şey var.

"Utangaç" olarak etiketlemeyin: Özellikle duyabileceği durumlarda çocuğunuza utan­gaç, içine kapalı gibi etiketlemelerde bulun­mayın. Sizden duyduğu bu tarz genellemeler, çocuğunuzun bu tarz davranışlarının artma­sına neden olur.

Kendine saygı duymasını sağlayın: Çocuğu­nuza sık sık sarılarak, onu öperek sevgi ve şef­kat gösterin. Bol bol birlikte vakit geçirin, bilikte eğlenin, böylelikle kendine güvenmesine temel oluşturan öz saygıyı daha kolay edi­necektir.

Sosyal becerileri öğretin ve birlikte uygu­layın: Öğrenmeye ihtiyacı olan sosyal bece­rileri birlikte tekrarlayın. Örneğin; oyunu baş­latmak ve dahil olmak ile ilgili sıkıntı yaşadığı­nı fark ediyorsanız, birlikte oyun başlatma oyunları oynayın: önce siz bir oyuna onu davet edin, sonra da size bir davette bulun­masını söyleyin.

KONUŞABİLİYOR, AMA KONUŞMUYOR

Bazı çocuklar evde son derece geveze iken, dışarı çıktıklarında dilleri yokmuş gibi davra­nabilirler. Dışarıdaki insanlarla iletişim kur­makta zorlanan bir çocuğu zorlamamalısınız. Bu konuda yapabileceğiniz en iyi şey, son de­rece rahat davranmak ve bu farklılığı vurgula-mamaktır.

Onu zorlamadan cesaretlendirmeye çalışın: Tanımadığı insanlara alışmak için biraz zama­na ihtiyacı olabileceğini açıklayın. Böyle bir çocuğun rahat davranmasını sağlamanın tek yolu rahat olmak ve yavaş hareket etmektir. Baskı yaratmadan oluşturacağınız birebir etki­leşim fırsatları zamanla açılmasını sağlaya­caktır.

Bu durumda da, onu etiketlemekten uzak durun: "Aşırı sessiz,..vb" etiketlemeler çocu­ğunuzun kendine dair hoşnutsuzluğunu artı­racaktır.

KİMSE BENİMLE OYNAMAK İSTEMİYOR!

Çocuğunuzun bunu söylemesi çok üzücü ola­bilir. Anaokuluna henüz başladıysa durumun tam olarak nasıl olduğunu anlayabilmek için okuldan sorumlu birileri ile konuşmak yerinde olacaktır. Hiçbir sorun olmadığını belirtebi­lirler; bu durumda bazı çocukların ilgi göre­bilmek için tek bir durumu genelleyerek bu tarz cümleler kurabildiklerini bilmenizde yarar var. Ancak gerçek bir güçlük yaşadık­larını belirtilirse, anaokulu çalışanları ile birlikte bu sorunda işbirliği yapmayı ihmal etmeyin. Çocuklarımızı, diğerlerinin zaman zaman bencil ve acımasız olabileceği ger­çeği ile karşılaştırmanın zamanı geldiğini düşünebilirsiniz; ancak bu, bu yaştaki ço­cuklar için iyi bir sonuç vermez. Çocuğunu­za, onun kendi başına arkadaş edinebile­cek biri olduğunu anlatmak ve onu cesaret­lendirmek daha yerinde olacaktır.

Olumlu ve neşeli davranın: Kötü bir durumla sizin karsınıza geldiğinde, bu durumla baş edebilmesi için ona olumlu ve neşeli çözüm­ler sunun. "Demek ki o çocuk seninle oyna­mak istemiyor, bence sen de başkasına sora­bilirsin"

Açıklayın: Herkesle her zaman arkadaş ola­mayacağımızı, tartışmaların yaşanabileceğini, hatta çevremizdeki insanların bazıları ile, ne yaparsak yapalım, anlaşamayabilecegimizi açıklayın.

Duygularına saygı duyun: "Bu seni üzmüş olmalı" deyin; ancak ses tonunuz olumsuz duygular içinde boğulmasına neden olmama­lı; "bir dahaki sefer şansın daha iyi gider" olumlamasını da içermeli. Birkaç arkadaş davet edin: Eve çağırdığınız birkaç oyun arkadaşı, sizin durumu daha iyi görebilmenizi ve yolunda gitmeyenlerin neler olduğunu fark edebilmenizi sağlayacaktır.

Onun başa çıkmasına izin verin: Arkadaşları ile yaşadığı anlaşmazlıkların, çocuğunuzun deneyip yanılarak öğreneceği konulardan biri olduğunu unutmayın. Bırakın denesin ve anlaşma taktiklerini yavaş yavaş kendi başına öğrensin.

ÇOCUĞUNUZUN ARKADAŞ EDİNMESİNİ KOLAYLAŞTIRMANIZ İÇİN 5 YOL

1 Sosyal olun

Evinizde, diğer çocukları da davet edebileceğiniz oyun, çay partileri düzenleyin. Kendi arkadaşlıklarınızla da, bu konunun önemini belirtecek şekilde iyi örnek olun.

2 Diğer insanlara alışmasını sağlayın

Erken yaşlarından itibaren çocuğunuzun tanıdığı ve birlikte vakit geçirdiği kişilerin sayısını yüksek tutun. Yalnızca anne ve babasını görerek yetişen bir çocuk için yeni arkadaşlıklar kurmak güçtür.

3 Arkadaşlık becerileri

Paylaşmak, gruba dahil olmak, sırasını beklemek, ve benzeri diğer becerilerle ilgili oyunlar oynayın.

4 Buzları eritme yollarını deneyin

"Merhaba, ben Simge, oyunuza katılabilir miyim?" ya da "Merhaba, ben Burak, 3 yaşındayım, sen kaç yaşındasın?" gibi soruların yer aldığı oyunlar buzları gerçekten eritebilirler.

5 İyi davranışların önemini öğretin

Bir çocuğu itip kakmanın, ya da elindeki oyuncağı kapmanın arkadaş edinme konusunda yardımcı olmayacak davranışlar olduğunu öğretin.



-------------
Öyle bir kul hakkım varki benden alınan... ALLAH'ım yarına bırakır ama ,yanına bırakmaz ASLA...!!!



Cevaplar:
Mesajı Yazan: ifakat
Mesaj Tarihi: 15 Tem 2009 Saat 01:17
Keşif vakti
 
 


 

Bebeginizin neden hep aynı cami dolabın anahtarını kurcaladığını kendinize sordunuz mu ya da ka­fasını abajurun içine sokmaya uğ­raşırken "Hayır, bu yaptığın çok tehlikeli!" de­diğinizde neden size koşup sığındığını? Tüm bunların açıklaması, aslında çok basit: 1 yaşındaki bir çocuk, çevresini saran dünya ile ilgili olarak meraktan yanıp tutuşur. Keş­fetmek onun için hem zihinsel, hem de fiziksel bir ihtiyaçtır. Karıştırdığı her dolap, bas­maya uğraştığı her düğme onun gelişimine yardımcı olur; kendine olan güven duymasını sağlar. Size de bu keşif yolculuğunu daha ke­yifli kılmak düşer.

BIRAKIN, SİZİ O GEZDİRSİN!

Çocuğunuzun elinden tutup gezmeye çıktığı­nızda, hızınızın bir kaplumbağadan hallice olacağını belirtelim. Yol boyunca gördüğü herobjeye, çiçeğe, taşa dokunmak isteyecektir. Bu nedenle 100 metrelik bir mesafeyi yarım saatte almanız sizi şaşırtmasın. Bu yaştaki çocuklar objeleri tek tek inceler. Onlara do­kunmak, denemek ister. Çocuğunuzun obje­yi kendi kurallarına göre tanımasına, ayrıntı­larını keşfetmesine izin ve zaman vermeniz önemlidir. Bir objeyi incelerken onu acele et­mesi için zorlamayın. Yavaşlayın, yenilikleri rahatça keşfetmesi için ona fırsat verin.

DUYGULARINI HAREKETE GEÇİRİN

2-3 yaşındaki çocuklar, keşfederken vücutla­rını kullanır, iter, çeker, kaldırır... 1 yaşındaki çocuklar ise sadece dokunur. Bu döneme has olan bu özelliği olabildiğince eği­tici bir hale getirebilir, sizin yardımınızla daha çok şeyi, daha kısa sürede öğrenmesini sağ­layabilirsiniz. "Ağacın kabuklan çok sert", "Köpeğin kürkü yumuşak", "Çiçek çok güzel kokuyor", "Davulun sesi çok gürültülü", "Ha­di gün batımının bütün renklerine bir isim ve­relim" gibi cümleler kurarak onun çevresini tanımasına yardım edebilirsiniz. Çocuğunuzun dokunma konusunda tutkulu olduğu bu dönem, sanatsal çalışmalar için de bir fırsattır. Oyun hamuru, parmak boyası gi­bi tekniklerle ona renkleri öğretebilir, renkleri karıştırarak nasıl değişik renkler elde edildiği­ni gösterebilirsiniz.

MACERA TURUNA ÇIKIN

Küçük kaşifle birlikte yapılabilecek en keyifli aktivitelerden biri onunla bir doğa gezisi yap­maktır. O kadar uzağa gitmek zorunda değil­siniz. Eğer su birikintisine basmasına ya da alçak bir kaya parçasına çıkıp yere atlaması­na izin verirseniz, evinizin bahçesi ya da ya-kınlarınızdaki yeşil bir alan bile onun için ma­ceraya dönüşebilir.

EVİ, GÜVENLİ OLDUĞU SÜRECE, KEŞFETMESİNE İZİN VERİN

Çocuklar kilitli bir dolabın içinde ne olduğunu öğrenmek için karşı konulmaz bir istek duyar. Çocuğunuzun bu merakını bir şeyler öğrenip eğlenebileceği bir aktiviteye dönüştürebilirsi­niz. Bu noktada çocuğunuzun güvenliğini ga­ranti altına almak ve serbest hareket edebilmeşini sağlamak için ortamı sınırlandırmak­ta fayda var. Sınırladığınız ortamı mümkün olduğunca eğlenceli ve keşfedilebilecek bir hale dönüştürün. Örneğin hep merak ettiği, sürekli kurcalamaya çalıştığı dolabın içini bo­şaltıp, içine plastik kutular ya da çocuğunuz canını yakmayacak eşyalar, eliyle kavrayabi­leceği büyüklükte zararsız objeler koyun. Ço­cuğunuzun dolabı kurcalarken nasıl bir zevk aldığına siz de şaşıracaksınız.

İNSANLARI GÖZLEMESİ İÇİN ONA ORTAM YARATIN

Her insan birbirinden farklıdır. Bu gerçeğin çocuğunuz da farkında. Bu nedenle çevre­sindeki insanları gözlemlemek hoşlarına gi­der. Çocuğunuz oyuncak telefonuyla oynar­ken, minik diş fırçasını ısırmaya çalışırken ya da topunu havaya atarken aslında sizi taklit eder. Bu nedenle hareketlerinizi taklit etmeye çalışırken çocuğunuza yardım edin. Aynı şekilde oyun oynayan çocukları izlemesi de faydalıdır. Oyuna katılmasa bile yaşıtlarını iz­lemek ona keyif verir. Onu gözlem yapabil­mesi için çocuk parkına götürebilir; ev işi ya­parken sizi izlemesine izin verebilirsiniz. Ev süpürmek, kek çırpmak, balık temizlemek ya da çivi çakmak gibi işler onun boyunu aşar; ama hayata dair bilgisini artırır.

"HAYIR" KELİMESİNİ SAKLİ TUTUN

Evde yaşayan diğer insanların gün içinde yaptığı farklı eylemler çocuğunuzun gün geç­tikçe daha çok ilgisini çekmeye başlar. Bir süre sonra çocuğunuzu gitmemesi gereken yerlere giderken ya da dokunmaması gere­ken nesnelere dokunmaya çalışırken bulur­sunuz. Çoğu anne baba bu noktada kararlı bir şekilde telaffuz edilen "hayır" kelimesinin işe yarayacağını düşünür. Oysa her eylemde "hayır" kelimesini kullanırsınız kelimenin gücünün giderek azalmasına neden olursunuz. Çocuğunuzun büyüyen ve öğrenen bir birey olduğunu unutmayın. Yapmak istediği eylemin onun için neden zararlı olduğunu anlayabileceği bir şekilde çocuğunuza açıklayın.

ÖZGÜRLÜK TANIYIN Çocukların merakı çoğu kez tek bir dene­meyle tatmin edilebilir. Örneğin sizin için hiç bir gizemi olmayan bulaşık makinesi çocu­ğunuz için düğmesine basıldığında ugulıu -sesler çıkaran büyülü bir kutudur. Her yak­laşmak istediğinde çocuğunuzu engellerse­niz, öğreticiliği olmayan sonsuz bir döngü başlatmış olursunuz. Oysa çalıştırma düğ­mesine onun basmasına izin verirseniz ona kendini önemli hissettirmekle kalmaz, mera­kını da tatmin etmiş olursunuz.




-------------
Öyle bir kul hakkım varki benden alınan... ALLAH'ım yarına bırakır ama ,yanına bırakmaz ASLA...!!!


Mesajı Yazan: ifakat
Mesaj Tarihi: 15 Tem 2009 Saat 01:18
Sosyal Kompleks
 
 
 

Okul çağındaki arkadaşlık ilişkilerinin yeni kurallarını yönetmeyi çocuğunuza öğretmenin yollarını burada bulabilirsiniz.

Çocuğunuz sizin düzenlediğiniz ilk oyun günlerinden itibaren sosyal hayatını kendi kendine geliştirme­ye başlar. Zorlu bir sürece hazır olun. Kü­çük çocuklar herkesle oynayabilirken, 6-8 yaş grubundakiler, kiminle oynayacakları konusunda gayet seçicidirler. Uzmanlara göre, çocuklar, artık annelerinin ya da öğ­retmenlerinin devamlı gözetimi altında ol­madıkları için, hareketlerinde ve birbirleriy­le ilişkilerinde daha rahattırlar. Bu sayede hem sosyal becerilerini test ederler, hem de kim olduklarını ve dünyayla nasıl bir ilişki kurduklarını keşfederler. Bunların her biri hem çocuğunuz, hem de sizin için yeni mücadeleleri beraberinde getirir. Endişelen­meyin. Okul çağındaki ikilemlerin üstesin­den gelebilmeniz için bu yazıyı okumanız yeterli.

Ne oluyor: Oğlum palto giymeyi reddediyor, çünkü havalı değilmiş. Kim böyle söylüyor diye sorduğumda, herkes diye cevaplıyor.

Ne yapabilirsiniz: Akranların birbirine yap­tığı baskı bu dönemde gittikçe artar. Çocu­ğunuza ders vermeye başlamadan önce derin bir nefes alın ve gerçekten neler oldugL-nu bir düşünün. Çocuğunuz sadece diğerle­rinden geri kalmamayı deniyor gibi görünse de, aynı zamanda bir grubun nasıl bir par­çası olunacağını öğrenir. Uzmanlar çocuğu­nuzun bir gruba ait olma ve aynı zamar:; kendisi gibi kalması arasındaki dengeyi tu­tunmasına yardımcı olmanın zorlu bir süre: olduğu konusunda hemfikirler. Bir düşünün kızınızın elbise giymemesi ya da oğlunuzun uzun sac istemesi gerçekten önemli mi? Ka­fanızı bu tür ufak şeylere takmayın ve daha büyük sorunları önemseyin. Çocuğunuz diğer arkadaşlarını kontrolsüz bir biçimde takip ediyor olması ve sevdiği şeyleri artık yapmaması gibi şeyler asıl sorunu oluştu­rur. Bu durumda sizin nazik bir şekilde du­ruma müdahale etmeniz gerekir, iyi arka­daşların, onu olduğu gibi kabul edeceğin­den bahsedin. Bu konuda tedirgin olursa, durumun üstesinden gelebilmesi için ona destek olun.

Ne oluyor: Bir gün en iyi arkadaş, ertesi gün ölümcül düşman.

Ne yapabilirsiniz: Çocuğunuz bir hafta bo­yunca arkadaşından hiç ayrılmaz, beraber yiyip, beraber oyun oynarlar. Boncuk alıp birbirlerine bilezik yaparlar ve kol kola ge­zerler. Bir sonraki hafta bir bakmışsınız ki çocuğunuz size gelip artık eski ruh ikiziyle konuşmadığını söylüyor. Hemen telefona sarılıp arkadaşının annesini arama gafletin­de bulunmayın. Çocuğunuz arkadaşıyla beraberken hissettiği rahatlık ve samimiyet sonucunda kavga etmenin pratiğini yapar. Bu tıpkı kardeşler arasında görülen kavga­lar gibidir. Çocuğunuz üzgün olduğunda, kendinizi onun yerine koyarak onu dinle­meniz gerekir. Uzmanlar çocukların yetiş­kinlere göre daha çabuk sorunların üstesin­den geldiği konusunda hemfikirler. Bu yüz­den çocuğunuzun tartışma konusunu hal­letmesi için ona ihtiyacı olan alanı verin. Fırsatını bulduğunuzda, ona yardımcı ol­mayı önerin. Çocuğunuz kendi kendine bu­nun üstesinden gelemiyorsa ve zorlanıyor­sa, müdahale etmenizin vakti gelmiş de­mektir. Okul dışındaki arkadaşlarıyla he­men bir oyun günü düzenleyin. Bu sayede ona yardımcı olabilirsiniz.

Ne oluyor: Bu yılki doğum günü partisi da­veti çok az sayıda.

Ne yapabilirsiniz: Çocuğunuz kendini dış­lanmış hissediyorsa, öğretmeniyle konu­şun. Öğretmen çocuğunuzun okuldaki ha­reketlerini gözlemleyebilir ve sınıfta neler olduğu konusunda size yardımcı olabilir.

Endişelenmeyin, çünkü çocuğunuz bu sos­yal huzursuzluğu sizin yönlendirmeniz ve desteklerinizle birlikte atlatacaktır. Onunla beraber çalışın. Sızlanma ve gevezelik et­me gibi davranışların doğru olmadığı konu­sunda onu bilgilendirin.

Ne oluyor: Çocuğumun sınıfında küçük bir kraliçe arı var.

Ne yapabilirsiniz: Kızınız popüler kızlar hakkında konuşsa ya da kendini onlara benzetse, bile endişelenmeyin. Kimin en popüler olduğu ve kimin olmadığı arasın­daki ayrım, her zaman değir. Çocuklar sos­yal hiyerarşinin kabul gördüğü ve görmedi­ği tarafları keşfederler ve aynı zamanda de­dikodu, takım oluşturma ve diğerlerini dış­lama gibi karanlık sanatları öğrenirler. Fa­kat unutmayın ki bu kötü niyetli oldukları ve bundan dolayı öyle yaptıkları anlamına gelmez. Uzmanlara göre okul çağındaki ço­cuklar, daha yeni yeni kendilerini ve diğer­leri üzerindeki etkilerini keşfetmeye başlar­lar. Sizin rehberliğiniz sayesinde çocuğu­nuz bunu fark eder. Aynı zamanda çocuğu­nuzun okulun dışında başka bir grupla et­kinliklerde bulunmasını sağlayın. Okuldaki grubunda ters giden bir şeyler olduğunda, bu sayede sıkıntı yaşamazsınız.

Ne oluyor: Oğlum, kızları kötülüyor.

Ne yapabilirsiniz: Cinsiyetler arası savaş bu yaşlarda başlar. Uzmanlara göre çocuk­lar, erkekler ve kızların neler yapması ge­rektiği konusunda katı fikirlere sahip olduk­ları bir ortamı keşfederler. Bu süreç çocuk­ların cinsiyet rolleri hakkında fikir edinme­lerine yardımcı olur. Fakat uzun süreli bir arkadaşlığın sadece akran baskısı yüzün­den bozulmasına izin vermeyin. Kızlar ve erkekler, özellikle de sizin fikriniz gibi görü­nüyorsa, oyun günlerini gizli gizli yapmak isteyebilirler. Çocuğunuz karşı cinsten ar­kadaşı tarafından reddedilmiş hissediyorsa, bunun kişisel olmadığını ve sonsuza dek böyle sürmeyeceğini ona anlatın.

NEDEN ÜÇÜ BİR ARADA ARKADAŞ KALAMIYOR?

Çocuğunuz arkadaşlarıyla birebir oynadığı zamanlarda onlarla iyi geçinir. Fakat üç kişi olmaları tamamıyla bir karmaşaya neden olur. Her nasılsa üçünden ikisi her zaman takımı yönetir, üçüncü de kendisini dışlanmış hisseder.

Neler oluyor? Uzmanlara göre bu genel olarak görülen bir şeydir, çünkü üçlü ilişki karmaşıktır. Çocuklar üçlü olarak sürü halinde gezseler de, hariç tutmadan ve grup olarak bir kişiye yüklenmeden kaçınmak için henüz gelişimsel olgunluğa sahip değillerdir.

Uzmanlar üçlü ilişkilerde farklı seviyelerde zıtlaşmalar olduğu ve her zaman üçgenin bir bacağının daha güçlü olduğu konusunda aynı fikri paylaşırlar. Bu durum çocukların bütün grup üyelerine karşı eşitliği sağlaması açısından gerçekten karmaşıktır.

Bazı çocuklar için ise üçlü grup gerçekten zordur ve oyun günlerinde sadece bir arkadaşıyla oynamayı tercih eder. Fakat çocuğunuz aynı anda ikiden fazla kişiyle beraber olmakta ısrar ediyorsa, herkesin etkinliğe odaklanmasını sağlamanız gerekiyor.



-------------
Öyle bir kul hakkım varki benden alınan... ALLAH'ım yarına bırakır ama ,yanına bırakmaz ASLA...!!!


Mesajı Yazan: gülgün
Mesaj Tarihi: 15 Tem 2009 Saat 01:31

2 Diğer insanlara alışmasını sağlayın

Erken yaşlarından itibaren çocuğunuzun tanıdığı ve birlikte vakit geçirdiği kişilerin sayısını yüksek tutun. Yalnızca anne ve babasını görerek yetişen bir çocuk için yeni arkadaşlıklar kurmak güçtür.


Benimki kimseye alışmıyorki biliyorsun birini görse öcü sanıp büküyor dudağını:(((



Mesajı Yazan: ifakat
Mesaj Tarihi: 15 Tem 2009 Saat 01:35
bir parka bile götürmek oradaki oynayan çocukları görmek insanlara alışmasını belki sağlar ay ne bilim benimkini biliyon hiç korku yok sev ama elleme cinsindenLOL

-------------
Öyle bir kul hakkım varki benden alınan... ALLAH'ım yarına bırakır ama ,yanına bırakmaz ASLA...!!!


Mesajı Yazan: gülgün
Mesaj Tarihi: 15 Tem 2009 Saat 01:39
Orjinalini yazan: ifakat ifakat Yazdı:

bir parka bile götürmek oradaki oynayan çocukları görmek insanlara alışmasını belki sağlar ay ne bilim benimkini biliyon hiç korku yok sev ama elleme cinsindenLOL


Öyle ama ya sen beni bilmiyonmu habire gezip duruyom ama gel gelelim bizimki akraba eş dosttan başka kimi görse dudak büküyor diyelim ilgilenmiyor başlıyo ağlamaya işin yoksa uğraş onu susturmaya en iyisi evde oturmakLOLLOL
LOLLOLLOL


Mesajı Yazan: meryem
Mesaj Tarihi: 16 Tem 2009 Saat 23:14

BIRAKIN, SİZİ O GEZDİRSİN!

Çocuğunuzun elinden tutup gezmeye çıktığı­nızda, hızınızın bir kaplumbağadan hallice olacağını belirtelim. Yol boyunca gördüğü herobjeye, çiçeğe, taşa dokunmak isteyecektir. Bu nedenle 100 metrelik bir mesafeyi yarım saatte almanız sizi şaşırtmasın. Bu yaştaki çocuklar objeleri tek tek inceler. Onlara do­kunmak, denemek ister. Çocuğunuzun obje­yi kendi kurallarına göre tanımasına, ayrıntı­larını keşfetmesine izin ve zaman vermeniz önemlidir. Bir objeyi incelerken onu acele et­mesi için zorlamayın. Yavaşlayın, yenilikleri rahatça keşfetmesi için ona fırsat verin.



biz eşimle bu duruma kısaca bandiklemek diyoruzLOLLOLLOLLOL.bandikleme sevdasından gideceğimiz yere bi türlü gidemeyiz zaten...iki ileri üç geriLOLLOLLOLLOL  ...."acelemiz yok zaten oğlum keşfet öğren ...bu yola senin için çıkmadık mı?"Embarrassed




-------------
http://lilypie.com"> http://lilypie.com">


Mesajı Yazan: emre
Mesaj Tarihi: 17 Tem 2009 Saat 11:53
"

ÖZGÜRLÜK TANIYIN Çocukların merakı çoğu kez tek bir dene­meyle tatmin edilebilir. Örneğin sizin için hiç bir gizemi olmayan bulaşık makinesi çocu­ğunuz için düğmesine basıldığında ugulıu -sesler çıkaran büyülü bir kutudur. Her yak­laşmak istediğinde çocuğunuzu engellerse­niz, öğreticiliği olmayan sonsuz bir döngü başlatmış olursunuz. Oysa çalıştırma düğ­mesine onun basmasına izin verirseniz ona kendini önemli hissettirmekle kalmaz, mera­kını da tatmin etmiş olursunuz."


çamaşır-bulaşık makinesini kullanacağım durumlarda her zaman Emre başlatır o küçücük işaret parmağıyla bir basar iki basar sonunda çalışır, onunda çok çok hoşuna gidiyor biliyorum Big smile



-------------


Mesajı Yazan: emre
Mesaj Tarihi: 17 Tem 2009 Saat 11:56

"HAYIR" KELİMESİNİ SAKLİ TUTUN

Evde yaşayan diğer insanların gün içinde yaptığı farklı eylemler çocuğunuzun gün geç­tikçe daha çok ilgisini çekmeye başlar. Bir süre sonra çocuğunuzu gitmemesi gereken yerlere giderken ya da dokunmaması gere­ken nesnelere dokunmaya çalışırken bulur­sunuz. Çoğu anne baba bu noktada kararlı bir şekilde telaffuz edilen "hayır" kelimesinin işe yarayacağını düşünür. Oysa her eylemde "hayır" kelimesini kullanırsınız kelimenin gücünün giderek azalmasına neden olursunuz. Çocuğunuzun büyüyen ve öğrenen bir birey olduğunu unutmayın. Yapmak istediği eylemin onun için neden zararlı olduğunu anlayabileceği bir şekilde çocuğunuza açıklayın.


Stern SmileStern Smile evet giderek azalıyor iplemiyor Big smile diğer yöntemide yapıyoruz ama nafile bakalım nereye kadar devam edecek nasılsa her dediği oluyor küçük beyin Hug



-------------



Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat