Boşanma aile için mühim bir karardır. Birçok anne-baba çocuklarını
düşünerek bu kararı erteler veya boşanmayı hiç düşünmez. Çocukların hem
biyolojik hem de psikolojik gelişme safhalarının sağlıklıbirinci plânda çocuğun
doğup büyüdüğü aile ortamı sağlar. Daha sonra ise eğitim safhalarında bu
beslenme devam eder. Anne-baba olma, yükümlülükleri ve sorumlulukları
olan bir durumdur. Kur'ân-ı Kerîm'de de çocuklara hak ettiği değeri
vermek, onları sevip korumak, onların huzuru için çalışmak ve
ihtiyaçlarını giderme konusu vurgulanmaktadır. Bir arada yaşayan,
rollerin belirli olduğu, mânevî dinamiklerin sağlam bir şekilde zırh
oluşturduğu ailelerde, çocuklar daha sağlıklı gelişir. Çatışmanın,
bencil ve tek taraflı bakış açısının hâkim olduğu, her ferdin kendi
menfaatlerini ön plâna çıkardığı bir ortamda ise, çocukların psikolojisi
zamanla bozulur.
olması için onların iyi beslenme kaynaklarına ihtiyacı vardır. Bu
kaynakları,
Boşanma, en fazla çocuklara tesir eder. Çünkü onların çocuksu ve
masum bakışında aile, son derece önemli bir müessesedir. Anne babanın
bir arada olması, çocuğa güven ve huzur verir. Sürekli çatışma ve kavga
ortamının olması, çocuğun hayata bakış açısını bozar. İç dünyası
sarsılan çocuğun davranışlarında ciddi bozulmalar görülür. Anne-babalar
kendilerine daha 'geçimli' bir aile kurmak için 'geçimsiz' ortamı terk
edip, kendi mutluluklarını ararken, onların mutsuzluğuna sebebiyet
verirler. Çocukların hayattaki en mühim güven sembolü olan anne ve baba
birlikteliğinin bozulması, onlarda psikiyatrik problemleri de
tetikleyebilir.
Durumun daha iyi anlaşılması açısından bir misâl ile boşanma sürecini
açıklayabiliriz: Ailesinin tek çocuğu olan Hasan beş yaşındadır. Anne
ve babası çalışmaktadır. Evliliğin ikinci yılında dünyaya gelmiştir. Üç
yaşına geldiğinde anne-baba arasında iletişim problemleri başlamıştır.
Her ne kadar anne-baba dikkat etse de, çoğu defa anne-baba arasındaki
tartışmalara şahit olur. Tartışma sonrası Hasan, büyük bir üzüntü
yaşamakta fakat bunu ifade edememektedir. İlerleyen yıllarda Hasan
yuvada arkadaşlarına karşı daha sinirli, çabuk ağlamaya eğilimli, yemek
yeme ve uyku konusunda uyumsuzluk gösteren, bebeksi davranışları ile
dikkat çeken bir çocuk olmuştur. Anne-baba arasındaki çatışmaların
neticesinde Hasan'ın gündüz davranışları da değişmiştir. Gündüz yaşanan
davranış problemlerinin benzeri, evde de kendini göstermeye başlamıştır.
Zaman geçtikçe aile içi stres artmakta ve anne-baba arasındaki
tartışmalar şiddetlenmektedir. Birkaç defa aile içi şiddete şahit
olmuştur. Netice olarak anne-baba boşanma kararı almışlardır. Boşanma
kararını çocuğa söylemişler; ancak bu aşamadan sonra Hasan'ın
davranışları daha da değişmiştir. Boşanma kararı söylendikten sonra,
Hasan'da sevdiklerini kaybetme ve terk edilme korkusu, gelecek adına
kaygılar, annesinden ayrılmak istememe ve mutsuzluk başgöstermiştir.
Anne-baba boşandıktan sonra Hasan, annesinin yanında kalmaya, babasını
da belli aralıklarla görmeye başlamıştır.
Bu misâlde görüldüğü gibi, anne-babaların boşanma süreçlerinde
yaşadıkları sıkıntının önemli bir kısmı, çocuklarına yansımaktadır. Her
yaşta farklı tepkiler olmasına rağmen, Hasan'ın verdiği tepkiler yaşına
uygundur. Bu yüzden boşanma süreci ve sonrasında çocukların ruh
sağlığının dikkate alınması gerekir. İdeal olarak anne-babalar, kendi
çatışmalarını çocuklarına yansıtmayıp, boşanma sonrasında da çocuğun bu
süreçte oluşabilecek olumsuzluklardan etkilenmesini en aza indirmelidir.
Anne ve babanın ayrılarak kendilerince huzuru seçmeleri, çocuklarının
mutsuzluk ve huzursuzluğu ile sonuçlanıyorsa, boşanma kararı da bencil
ve tek taraflı bir karar olarak ortaya çıkmaktadır. Burada her anne
babanın 'Ya onların mutluluğu ne olacak? Ya onların duyguları ne
olacak?' şeklinde düşünerek tek taraflı karar vermekten kaçınması
gerekir.
İdare edilebilir veya düzeltilebilir seviyedeki ailevî stresi
gidermek için daha da önemlisi, kendimizi daha mutlu hâle getirmek için
çocuklarımızı mutsuzluğa itmemeliyiz. Çocuklarda yaşanması muhtemel
psikolojik sıkıntıları ise, zamanında fark ederek, destek sürecini
başlatmalıyız. Gelişme sürecini tamamlamamış çocukların iç dünyalarının
zedelenmemesi için, yapılması gereken her şey yapılmalıdır. Anne-baba
ayrılığı yaşayan çocukların, evlilik düşüncelerinde bozulmalar, evlilik
hayatlarında daha sık sarsıntılar, özel hayatlarında ise, daha fazla
psikiyatrik problemler görülmektedir. Anne-babalar boşanma kararı
vermeden önce, çocuklarının bütün hayatını göz önüne almalı,
kararlarının neticelerini vicdanlarında hissetmelidirler
Sızıntı Dergisi / Doç. Dr. Osman Erciyes 
-------------
|