Uzun ömürlü süt hk.
Nereden Yazdırıldığı: Anne Olunca Anladım
Kategori: ARŞİV
Forum Adı: Emzirme & Süt & Ek Gıda & Yemek
Forum Tanımlaması: Arşiv
URL: http://www.anneoluncaanladim.com/forum/forum_posts.asp?TID=26561
Tarih: 22 Eki 2025 Saat 02:11
Konu: Uzun ömürlü süt hk.
Mesajı Yazan: Linam
Konu: Uzun ömürlü süt hk.
Mesaj Tarihi: 01 Kas 2010 Saat 18:24
Doktor Bey, bugün kızımı oyun grubuna yazdırdım. Oradaki psikolok hanımla sütlerden bahsederken kızımın 1 litre süt içtiğini öğrenince aaa kansızlık yapar dedi ama ben sizden öğrendiklerimi kendisine aktarınca birşey diyemedi, daha sonra hangi sütü kullanıyorsunuz? uzun ömürlümü yoksa günlük mü diye sordu, bende uzun ömürlü dediğimde kesinlikle yanlış yaptığımı, uzun ömürlü sütlerin içinde hiçbir vitamin değerinin kalmadığını hatta onları uzun ömürlü yapabilmek için içlerine bazı maddeler konduğundan bahsetti ve uzun ömürlü vereceğine hiç verme dedi. bugüne kadar kızım hep uzun ömürlü süt tüketti ve kafam karıştı açıkçası hatta gayri ihtiyari gidip günlük süt aldım hemen ama size de sormadan edemedim. Sizce bunun aslı varmıdır?
Sonra konu dişlere geldi ve ben flor kullandığımızı söyledim, bu seferde bana böbreklere çok zararlı dedi, kullanmamamı söyledi. bu konuda pek bilgim olmadığı için cevap veremedim.. bunun herhangi bir aslı varmıdır acaba?
|
Cevaplar:
Mesajı Yazan: Dr.KadirTugcu
Mesaj Tarihi: 02 Kas 2010 Saat 11:05
1945 yılının Ocak ayında, Amerikada, Mich. "Grand Rapids" şehri, dünyada ilk defa içme sularına "Fluor" katmaya başladığında, çocuklarda görülen diş çürükleri çok manidar bir şekilde azalmıştı.. Bundan hem aileler, hem çocuklar fayda görmüştü... Tahmin edin bakalım, kimler itiraz ettiler.. Sadece "dişçiler"... Acaba niye??? Bugün, Amerika'da nerede ise bütün eyaletler, bu palavra itirazlara kanmayıp, Florinizasyon işine başlamışlardır. Pahalı bir sistem olduğundan, gelişmekte olan ülkeler için ağızdan alınan "Fluor" aynı işi görmektedir... Bilin bakalım, buna da gene kimler itiraz etmektedirler...
|
Mesajı Yazan: Dr.KadirTugcu
Mesaj Tarihi: 02 Kas 2010 Saat 11:11
Gelelim süt meselesine... mandra sütü tam bir "HAM HAYALDİR"... 10 Milyonlık bir şehire mandra sütü satabilmek için, kaç sütçü gerekir??? Zaten bu işler olamadığı için bu yeni uygulamalar icad edilmişlerdir. Rüya aleminde yaşayan zatı-muhteremlerin, halkın kafasını karıştırmaya hiç hakları yoktur.. O zaman bende iddiia edeyim, herkez kendi sebzesini, meyvasını bahçesinde yetiştirsin, en sağlıklısıdır... LAFMI YANİ... Olacak iş var, olmayacak iş var.. MAĞARA DEVRİNEMİ DÖNECEĞİZ?? Ayrıca, yaşam süresi şimdimi uzun, mağara devrindemi??
|
Mesajı Yazan: Eyolya
Mesaj Tarihi: 02 Kas 2010 Saat 15:05
olay Kadir Hoca'mızın bu söylediğiyle
"Ayrıca, yaşam süresi şimdimi uzun, mağara devrindemi?? "
bitmiştir bence arkadaşlar ben de ne zamandır aynen bunu soruyordum kendi kendime,o zararlı bu zararlı eeee artık 45 yaşındakine genç diyoruz eskiden bu yaşa gelmek bile marifetmiş be
------------- Eyolya'nın annesi
|
Mesajı Yazan: hbo_ipek
Mesaj Tarihi: 02 Kas 2010 Saat 18:16
Benim tercihim her zaman önce çiğ süt, o yoksa günlük pastorize süt, o da yoksa uht uzun ömürlü süttür. Bulabilen, ulaşabilen doğalı varken uzun ömürlü süt tüketmeyi tercih etmez heralde. Aralarındaki tat koku farkı aşikar. Hele ki çiğ süte alıştıktan sonra kutu sütlere süt gözüyle bakamaz oldum. Ancak zaman zaman ben de kutu süt kullanıyorum. Kadir Hocam, bu soruyu halkın genelini düşündüğünden, herkesin temiz çiğ süte hem fiziken hem de maddi anlamda ulaşamayacagını düşünerek cevaplıyor sanırım.
|
Mesajı Yazan: Dr.KadirTugcu
Mesaj Tarihi: 03 Kas 2010 Saat 10:58
Çiğ sütün, riskleri vardır..: Zaten mama firmalarıda hep çiğ süt üzerinden örnekleme yaparak sütü karalarlar. 1-Mikrop kapabilirsiniz. Bunların aralarında; Tifo, Listeria ve en önemlsi; Verem gelmektedir. Bovin tipi "Barsak Tüberkülozu" bu nedenle olmaktadır.
2- Çiğ süt 4 ayından küçük çocuklara verildiğinde barsaklarda kanama YAPABİLİR ( Dikkat: Yapar demiyorum)..
3- Temini zordur. Düşünsenize, sabah çocuklar okula gitmeden bütün evlere HERGÜN (Pazar dahil) süt dağıtımı yapılacak. Bunu yapacak insanlar bu işi kaç paraya yaparlar ve süt fiyatları nerelere çıkar, bir düşünün ve hesap edin. Şu anda bu işi yapanlar zaten süt üretimi yapanlar ve kendi ürettikleri sütleri belirli müşterilerine satan kimseler. 10 milyon insana yetecek sütcü nerede??
|
Mesajı Yazan: omerim
Mesaj Tarihi: 03 Kas 2010 Saat 14:05
hocam pinarin sitesine baktim. gunluk pastorize sut icin:
74 0C derecede 14 saniye ile ısıtılarak sütün tüm zararlı bakterilerden arındırlmaktadır...
uht uzun omurlu sut icinse:
140 0C’de 4 saniye süreyle şok ısıtma teknolojisi uygulanıyor
demis. bunu okuyunca daha once uht kullanirken gunluk pastorizeye gectim. birsey bildigimden degil ama 140 derece hakikaten yararli birseyleri de olduruyordur diye. ne dersiniz isi farklarina? onemli mi sizce?
|
Mesajı Yazan: hbo_ipek
Mesaj Tarihi: 03 Kas 2010 Saat 15:26
Dr.KadirTugcu Yazdı:
Çiğ sütün, riskleri vardır..: Zaten mama firmalarıda hep çiğ süt üzerinden örnekleme yaparak sütü karalarlar. 1-Mikrop kapabilirsiniz. Bunların aralarında; Tifo, Listeria ve en önemlsi; Verem gelmektedir. Bovin tipi "Barsak Tüberkülozu" bu nedenle olmaktadır.
2- Çiğ süt 4 ayından küçük çocuklara verildiğinde barsaklarda kanama YAPABİLİR ( Dikkat: Yapar demiyorum)..
3- Temini zordur. Düşünsenize, sabah çocuklar okula gitmeden bütün evlere HERGÜN (Pazar dahil) süt dağıtımı yapılacak. Bunu yapacak insanlar bu işi kaç paraya yaparlar ve süt fiyatları nerelere çıkar, bir düşünün ve hesap edin. Şu anda bu işi yapanlar zaten süt üretimi yapanlar ve kendi ürettikleri sütleri belirli müşterilerine satan kimseler. 10 milyon insana yetecek sütcü nerede?? |
Hocam,
Benim aldığım çiğ süt, ineğin memesinden çekilip hemen el değmeden 4 derecede depolanıyor ve tek kullanımlık şişelere dolduruluyor. Süt aldığım çiftlik verem-tüberküloz-brusellosis için 6 yıldır her sene taranıyor ve hastalıklardan arı ırk sertifikası alıyor. Ayrıca AB kurallarına göre 1 ml. de 100.000'e kadar bakteri içeren süt temiz sayılırken, benim aldığım süt 1ml. ortalama 5.000 bakteri içeriyor. Ben de bu sütü sizin önerinizle bir taşım kaynatıp (Pastorizasyon işlemi 65 derecede gerçekleşir, uzun uzun kaynatmaya gerek yok demiştiniz) cam şişelerde sıcakken buzdolabına koyuyorum böylece şişeler vakumlanmış oluyor ve 5 günde tüketiyorum, ayrıca yine yoğurt ve muhallebi yapıyorum.
Şimdi bu yazdıklarıma göre sizin yukarıda saydığınız hastalıklara yakalanma riskimiz hala var mıdır acaba?
|
Mesajı Yazan: Dr.KadirTugcu
Mesaj Tarihi: 04 Kas 2010 Saat 10:46
Sütteki "doğal mikropların" size hiçbir hayrı yok... Zaten o yüzden yoğurt yaparken önce kaynatıp, sonra "maya" denilen bakteriyi ilave ediyorsunuz.. Süt kendi kendine yoğurt olmaz.
hbo_ipek: Bu tip süt bulabilmek, biraz şans işi, bulabilenler kullanabilirler ama, kutu sütlerinden tek farkı, "lezzet" tir. Kutu sütlerine alışmış bir çocuğa bu tip sütleri içiremezsiniz, "-bu süt inek kokuyor-" diye itiraz ediyorlar. Sizin sütlere alışmış kimselerde, kutu sütlerini, "- bu süt plastik kokuyor-" diye içiremezsiniz... Velhasıl, herkez alıştığı sütü seviyor. Sağlıklı olduğu sürece önemi yok. Ayrıca, açık sütler "homojenize" edilmedikleri için kaymak tutarlar ve bu kaymak bir şekilde yenmezse, süt kabızlık yapabilir. Tabii, sütteki vitaminlerin ( A ve D) çoğununda bu kaymakta olduğunu unutmayın.
|
|