Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Genel Konular > Evlilik & İlişki
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar RSS - Sevgi takıntılı olursa kişiye zarar veriyor
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kapalı KonuSevgi takıntılı olursa kişiye zarar veriyor

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz


Düzenleyen bıdık - 05 Mar 2008 Saat 17:49
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
bıdık Açılır Kutu Gör
Katılımcı Üye
Katılımcı Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 29 Oca 2008
Konum: İstanbul
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 585
Mesajın Direkt Linki Konu: Sevgi takıntılı olursa kişiye zarar veriyor
    Gönderim Zamanı: 05 Mar 2008 Saat 17:48
İnsanoğlunun en güçlü ve coşkulu ruh hallerinden olan aşkın nörolojik temellerini araştıran nörologlar, bu sevgi ve arzunun yoğunluğunu ölçtüler
Aşkın, beyinde muhakeme yeteneğini çalıştıran bölümü etkisiz hale getirdiği, beyindeki kimyasallardan serotoninin âşıklarda ve saplantılı kişilik bozukluğu olanlarda aynı seviyede olduğu belirlendi. Londra Üniversitesi nörobiyoloji profesörlerinden Semir Zeki, fonksiyonel MRI kullanarak yaptığı araştırmada, 17 kişiye önce sevdiği kişinin, ardından da arkadaşlarının fotoğrafları gösterilerek, serebral kan akışları izlendi. Araştırmada insana müthiş mutluluk ve haz veren aşkın, kişilerdeki "muhakeme yeteneğini yitirdiği" ve "saplantılı kişilik ozukluğuna" olduğu ortaya çıktı.

Araştırmaya göre aşk, beyinde güven, inanç, haz duyma ve ödüllendirme fonksiyonlarını etkinleştiriyor. Âşık olanlarda oksitosin ve vazopressin maddeleri fazla salgılanıyor ve bu da karşıdaki kişiye olan bağlılığı artırıyor. Tek eşli kadın ya da erkeklerde daha çok oksitoksin salgılanıyor. Âşıkken dopamin ve norepinefrin artıyor. Dopamin motivasyon artışına, mutluluk, heyecan, uykusuzluk, kalp çarpıntısı ve nefes darlığına neden oluyor. Norepinefrin de heyecan ve enerji düzeyini artırırken, uyku ve iştahı kaçırıyor.

Aşk, insan beyninde muhakeme ve yargılama yapan bölümleri de etkisiz hale getiriyor. Âşık olan kişiler, sevdiklerine karşı muhakeme yeteneğini kaybediyor. "Âşıkken tamamen kör oluyor" ve âşık olunan kişinin olumsuzlukları beynin bu bölgelerinin çalışmaması nedeniyle görülemiyor. Semir Zeki, "Aşk bir hastalık; ama tedavi etmeye gerek yok. Hayatınız boyu devam etmesini istediğiniz bir hastalık. Arzu edilen bir felaket." diyor. Kadınların psikolojik açıdan erkeklere oranla çok güçlü olduğunu ifade eden Zeki, kadınların aşkının daha uzun sürdüğünü, ancak vazgeçtikten sonra da daha kolay unuttuklarını söylüyor.

Beynin 'zihin teorisi' olarak adlandırılan ve başkalarıyla farklılıklarını ortaya koyan mekanizması da âşık olunca devreden çıkıyor. Bu nedenle kişiler âşık olduklarıyla aralarında bir ayrım yapmıyor ve onu kendisi gibi görüyor.

Ayakları yerden kesiyor!

Araştırma, aşkın, insanları nasıl saplantılı hale getirdiğini de açık şekilde ortaya koyuyor. İnsanların beynindeki kimyasallardan serotonin seviyesi âşık olanlarda, saplantılı (obsesif kompülsif bozukluğu) kişilerinkiyle aynı seviyede bulunuyor. Aşk bir yandan kişiye huzur ve güven verirken, diğer yandan ayaklarını yerden kesiyor. Beyindeki 'medial insula' bölümü aşkla aktive oluyor. Agresif davranışlarla ilgili bu bölüm, âşık kişilerde çalışıyor ve anlaşmazlıkların üstesinden gelmeye yarıyor. Aşk, duygulanım, dikkat, motivasyon ve hafıza ile ilgili beyin alanlarını aktif hale getiriyor. Bu yapıların aktifleşmesi, stresin azalmasına neden oluyor.

Sinir hücreleri arasında hedeflere uygun bağlantıları etkileyen uyarı maddelerinden sinir büyüme faktörü de (NGF) aşkın süresini biçiyor. Ellerin terlemesine ve heyecanın yükselmesine de sebep olan NGF değeri, tutkulu aşkın ilk zamanlarında yükseliyor. Araştırmada insanın yaratılışı itibarıyla bu tutkuyu sürdüremediği ortaya çıkıyor ve arzunun şiddetiyle doğru orantılı artan NGF değeri en fazla 3 yıl sonra azalıyor. Prof. Dr. Zeki, "Beyindeki bazı kısımların aktivasyonunu yitirmesine sebep olan aşkın, rasyonel olmadığını" vurguluyor.

Yukarı Dön
suzi Açılır Kutu Gör
Pırlanta Üye
Pırlanta Üye


Kayıt Tarihi: 16 Kas 2007
Konum: Ankara
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 12436
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 06 Mar 2008 Saat 20:12
Teşekkürler..
Yukarı Dön
hilal Açılır Kutu Gör
Kıdemli Moderatör
Kıdemli Moderatör

Seha'nın Annesi Forumun İnci Tanesi

Kayıt Tarihi: 28 Eki 2007
Konum: Diyarbakır
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 21029
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 06 Mar 2008 Saat 21:24
ClapClapClapClown
Bazılarını hoşgörmüyorum,tahammül ediyorum...Ama tahammülünde bir sınırı var,biliyorum...
Yukarı Dön
selmafiliz Açılır Kutu Gör
Üye
Üye


Kayıt Tarihi: 05 Mar 2008
Konum: İstanbul
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 57
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 10 Mar 2008 Saat 11:32
paylaşımın için teşekkürler.Smile
Yukarı Dön
oğuzkağan Açılır Kutu Gör
Altın Üye
Altın Üye


Kayıt Tarihi: 10 Oca 2008
Konum: Sinop
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 2934
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 10 Mar 2008 Saat 22:46
ClapClap
Yukarı Dön
sengul Açılır Kutu Gör
Pırlanta Üye
Pırlanta Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 11 Kas 2007
Konum: İSTANBUL
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 10040
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 15 Mar 2008 Saat 20:43
teşekürler..Mine
Kesinlikle çocuğuna “çocuk gibi” davranma.

Bu anneler olarak yaptığımız en büyük kabahat aslında.

Küçük olabilirler ama onlar da birey birey.

Yukarı Dön
superisi Açılır Kutu Gör
Altın Üye
Altın Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 01 Ara 2007
Konum: MANİSA
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 3384
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 16 Mar 2008 Saat 15:29
çok güzel teşekkürler canım.
ZÜLAL(Bookworm)
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
  Konu Paylaş   

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

  | İletişim | Reklam | Gizlilik İlkeleri Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.