Tavuk....

Sozcu Gazetesi. Soner Yalcin'in kosesinden alinti...

ISIN DOGRUSU BUDUR, geri kalan Pseudo-Proflarin uydurmalari, HAVAGAZIDIR...

Bugün bu sayfayı bir akademisyene bıraktım.
Adı, Prof. Dr. Rüveyde Akbay…
Bilimsel Tavukçuluk Derneği (WPSA Türkiye Şubesi) Başkanı…
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi emekli Öğretim Üyesi…
Ve:
Kendisine yer vermemin nedeni şu notu yazmış olması:
“Tüm meslek hayatım boyunca hiçbir ticari olaya girmediğim gibi, birçok cazip tekliflere rağmen hiçbir firmanın maaşlı danışmanı da olmadım.”
Prof. Akbay, Prof. Dr. Günay Akbay‘ın eşi ve Liberal Demokrat Parti genel başkanlığına aday olan (Ankara’daki Cumhuriyet Mitingi’ne destek veren) Prof. Dr. Ayşegül Akbay Yarpuzlu‘nun annesi. Ailece akademisyenler.
Bu mini bilgilerden sonra Prof. Rüveyde Akbay’ın tavuk hakkında verdiği bilgilere
geçebiliriz…

Tavuk meselesi

1- Etlik piliçlerin 1 saat karanlık 23 saat aydınlıkta tutulması tüm dünyada uygulanan yöntemdir. Ayrıca, değişik aydınlatma programları vardır. Örneğin, kesintili aydınlatma programı, birbirini izleyen aydınlık ve karanlık programları uygulanmaktadır. Kaldı ki, ‘tavuk aydınlıkta uyumaz’ diye bir kural yoktur. Kendini yorgun hisseden hayvan karanlıkta da uyur aydınlıkta da.
2- Tavuklarda kuluçka süresi hiçbir zaman 17 güne indirilemez. Bu kesinlikle mümkün değildir. Gerçi insan yavrusu prematüre doğduğu zaman bunun önlemleri vardır ama tavukçulukta henüz bu seviyeye gelemedik :) ))
3- Etlik piliçlerin 43-45 günde kesim ağırlığına ulaşması, uzun yıllar sürdürülen genetik ve ıslah çalışmaları sonucunda -ki bu çalışmalar dünyada sadece sayılı birkaç firma tarafından yürütülmektedir- ve sonuca ulaşılması 40-50 yıl alır. Olaya bilimsel olarak, Heterosis-Melez azmanlığı diyoruz. Gerçi bizim burada 1968 yılından beri sürdürdüğümüz bazı çalışmalarımız var ama henüz istediğimiz sonuca ulaşamadığımız için bu genetik materyali ana ve baba hatları olarak yurt dışından ithal ediyoruz.
Hayvanlar hemen kesilmezse, kemikleri kırılıp ölüyormuş. Tamamen yanlış. Tavuğun ömrü, eğer bırakırsanız, 14-15 yıldır. Yani kesmez de beslemeye devam ederseniz yıllarca yaşar. Kemiklerine kilodan dolayı bir dejenerasyon söz konusu değildir. Ancak yemden yararlanma dediğimiz bir olay vardır. Yani 1 kg et için sarf edilmesi gereken yem miktarı. Kesim çağı hesaplanırken, hem en ekonomik yemden yararlanma noktası ve hem de piyasanın isteği göz önünde bulundurulur.
4- 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren tavuk yemlerine hiçbir surette antibiyotik katılmamaktadır. Kanunen yasaklanmıştır ve tüm çiftliklerden alınan numuneler Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı laboratuvarlarında kalıntı izleme ekiplerince belirli aralıklarla kontrol edilmektedir. 2001 yılından beri hiçbir antibiyotik kalıntısına rastlanmamıştır.
Hormon meselesine gelince, öyle bir şey söz konusu dahi olamaz. Çünkü yem yapımı esnasında ısıl işlem uygulandığından hormonun yeme katılması hiçbir sonuç vermez. Dolayısıyla, hayvanlara hormon uygulamak için, kümeste tek tek yakalayıp enselerinden hormonu enjekte etmeniz gerekir. Onbinlerce hayvanı kapsayan işletmelerde bunun maliyetini düşünebiliyor musunuz? Ayrıca bu hormonlar çok pahalı maddelerdir. Ülkemizde böyle bir uygulama hiç olmamıştır.
Gereği de yoktur.
5- Tavuk etinin kanser, karın fıtığı, kemik hassasiyeti, akciğer sıvısının bitmesi ve KOAH gibi hastalıklara neden olduğu ifadeler tamamen iddiadır. Söyleyenleri ispata davet ediyoruz. Bizler bilim insanlarıyız. Bu tür toplumu sarsacak ve insanların sağlığına zarar verecek iddiaları ortaya atarken literatüre dayandırırız. Kim tarafında, ne
zaman ve nerede yapılan araştırmalarla böyle bir sonuca ulaşılmıştır? Bunun kanıtlanması lazım.
Yukarıda saydığınız hastalıklar yanında kısırlığa da neden olur deyip, eğitimsiz halk kitlelerini en hassas yerinden vuruyorlardı.
Sayın Yalçın, çok okunan bir yazarsınız. Ümit ediyorum benim verdiğim bu özet bilgilerden sonra, bugünkü yazınızın halk üzerinde yapacağı tahribatı önlemek için bir çözüm yolu bulursunuz. Çünkü sektör, ülke ekonomisinde yeri olan önemli bir konumdadır ve fakir halkımızın yiyebildiği tek hayvansal protein kaynağı tavuk etidir. Onu da korkup yiyemezlerse yazık olur. Saygılarımla…”


Dogrusu, Doktor hanim cok kibar bir cevap yazmis. Bana kalsa, Fruktoz'u suni seker sanan, sicaklik ile proteinlerin "anasi aglar' diyen, toprak ile yogurt mayalatan, bu Prof bozuntulari ve comezlerine cok daha agir cevap yazardim...


Düzenleyen Dr.KadirTugcu - 16 Eyl 2014 Saat 08:30

Bende de hormon olayı soru işareti idi.Çok ama çok teşekkürler Hocam.