Vücudumuz, bakterilere ve virüslere karşı, ateşi yükselterek
tepki verir. Mikropların bilinmediği zamanlarda ise, ateş kendi başına bir hastalık olarak ele
alınmış ve ateşi düşürerek bir tedavi yapılabileceği zannedilmiştir. Orta çağlardan beri
insanlar, ateşi düşürmek icin gayretler göstermişlerdir. İnsanlarda olduğu gibi, memeli canlıların
hepsinde, enfeksiyonlara karşı ateş çıkar.
Bakteriyel hastalıklarda, ateşin yükselmesi ile
bakterilerin metabolizmalari artar, daha hızlı büyümeye ve bölünmeye başlarlar. İlk başta vücut
aleyhine gibi görünen bu durum, bakterilerin büyümek ve bölünebilmek için gerekli demir elementi ve
diğer maddeleri yeteri kadar bulamamaları ile bakteri aleyhine bir durum yaratır. Ateşli
devrede, demir elementinin vücut tarafından depolara çekilmesi ile bakterilerin işi daha da
zorlaşır. Bu mekanizma ile hastalık esnasında, ‘soluk’ görünen hastalara demir verilmesi, hastalığın
ağırlaşmasına ve hatta hastanın kaybına sebep olabilir. Bu dönemde verilecek olan penisilin ve
türevi ilaçlar, bölünme safhasındaki bakterilerin duvar içindeki yapı elemanı olan “Muramik asit”
sentezini bozarak bakterinin bölünmesini önlerler. Bunun sonucunda, bu şekilde aşırı uzun bakteriler
vücudun ‘Makrofaj’ hücreleri tarafından çok kolaylıkla tesbit ve yok edilirler.
Ateşin
virüsler üzerine etkisi iki türlüdür.
1- Viruslerin, kendi başlarına çoğalabilme
özellikleri yoktur. Çoğalabilmeleri için, canlı hücrelere ihtiyaçları vardır. Bunlardan bazıları,
insan hücreleri hariç, hiçbir hücrede çoğalamazlar. Her virüs, kendisinin alışık olduğu canlınin
hücrelerinde ürerler. Bazıları birkaç canlı varlık hücrelerinde de çoğalabilirler. Virüslerin
hücrelerde kendilerini çoğaltma işlemine; “Replikasyon” denir.
2- Ateşin yükselmesi ile
virüslerin, DNA ve RNA zincirlerinin uçlarında bulunan ve bölünmeyi sağlayan “telomer”ler bölünmeyi
durdururlar. Virüs replikasyonları oluşamaz.
Bu sebeple de; devamlı ateşi düşürülen gripli
hastalarda, hastalık daha uzun ve daha ağır sürer. Ateşli hastalıklarda, hastalık ister
bakteriyel, ister virütik olsun, ateşin düşürülmesi ile hiç bir iyilik hali olmaz. Ates
düşürmek, sadece ailelerin gözünü boyamaya yarar.
Bilhassa bulunduğumuz coğrafyada, orta
çağlardan beri insanlar, hekimler tarafından “ateş ve havale” ile korkutulmuşlardır. Doktorların;
21. asırda bile, insanlari ateş ile korkutmaları, bilgi eksikliğinden ziyade; “kar gayesi” ile
olmaktadır. Bu şekilde, yalanlarla, ateşi çıkan her hastanın, doktora gitmesi sağlanmaktadır.
Ateşli hastalıklarda doktorun vazifesi, ateşi düşürmek değil, ateşi yapan hastalığı doğru
teshiş edip, uygun tedaviyi vermesidir.
Günümüzde; “Enfeksiyon” ile “Sepsis” arasındaki
farkı bile bilmekten aciz doktorlarla, doğru tedavilerin uygulanabilmeleri çok zordur. Kan
sayımında, WBC (Lokosit) değeri yüksek diye, hastaya; bir “kan kultürü” bile yapmadan; “-kanında
mikrop var-“ demek, hastayı iyice telaşa düşürmekten başka ne işe yarar.
Halkımız; hem
üşütmekle hastalık olacağına inanir, hem ateşli çocuğa soğuk tatbiki yapar.
Ateşin; “ateşli
hastalıklar” üzerindeki etkileri çok eski çağlardan beri bilinmekte idi.
Ateşli hasta; sıcak
tutularak ateşi iyice yükseltilir, mikroplar yok olduğunda da, aşırı bir terleme ile hastalık
iyileşirdi.
Eskiden çok korkutucu hastalık olan frengi bu şekilde tedavi edilmeye
çalışılmıştır.
Frengili hastalar; civa doldurulmuş kapların içine girer ve bu kap hastanın
dayanabileceği kadar ısıtılırdı. Eski Yunan’da, Delphi tapınağında, tapınağa gelir sağlamak için
erkeklere hizmet(!) veren kadınlar, beraber olmadan önce, erkekleri sıcak su dolu küplere sokarlar,
bu şekilde hem spermlerin ısı ile hareketlerini azaltıp, gebe kalma ihtimalini azaltırlar, hem de
geçici olarak frengiden kurtulurlardı.
Frengili hastalara; sıtma bulaştırmak ve sıtma
nöbetleri esnasında aşırı yükselen ateş ile frengiyi tedavi etmek de ayrı bir usüldü.
Anadolu’da yaygın bir terim olan; “ölümü gösterip, sıtmaya razı etmek”in anlamı budur.
Son zamanlarda, ateşin; bazı kanserli hücreler üzerindeki etkileri arastirilmaktadır. Bir zaman
önce kullanılan zakkum da sadece ateş çıkararak bazı kanserli hücreleri tedavi etmekte idi. Yakın
bir gelecekte, ısı tatbiki ile kanser tedavilerini duyacaksiniz.