Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Genel Konular > Bebeğim & Çocuğum Hakkında
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar RSS - Çocukta Dış Disiplin mi İç Disiplin mi ?
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kapalı KonuÇocukta Dış Disiplin mi İç Disiplin mi ?

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
meryem Açılır Kutu Gör
Altın Üye
Altın Üye

Ali İlber'in annesi

Kayıt Tarihi: 12 Mar 2008
Konum: plates ile:))
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 3781
Mesajın Direkt Linki Konu: Çocukta Dış Disiplin mi İç Disiplin mi ?
    Gönderim Zamanı: 16 Tem 2009 Saat 17:38
Çocukta Dış Disiplin mi İç Disiplin mi

Bildiğiniz gibi 'Çocukta Dış Disiplin mi, İç Disiplin mi?' adlı kitabı Büşra'nın Notları kategorisinde ayrıntılı işlemeye çalışıyorum. Bu kitabın içeriğini çok önemli bulduğum için Kısa kısa notlar kategorisinde de bu kitaptan bazı parçaları paylaşmak istiyorum. Hem eski yazıları okuma fırsatı olmayan anababalara bir özet sunmak, hem de uzun yazılar yerine birkaç cümlelik kısa parçaları okumanın kolaylığını düşünerek anababalara bir kolaylık sunmak istedim:

- Kısıtlayan-cezalandıran disiplin türünde çocukları DENETLEMEK için çaba harcanırken, öğreten- eğiten türdeki disiplinde onları ETKİLEMEK için çaba harcanır. Çocukları etkilemek ve denetlemek arasındaki fark pek bilinmez, ama çok önemlidir.

- Anababaların ve öğretmenlerinin çoğunun tek istedikleri gençler üzerinde etkili olabilmektir. Ne var ki bunu yapmaya çalışırken çoğu tuzağa düşer. Yalnızca etkileme yöntemlerini kullanacakları yerde emirler verirler, kısıtlamalar getirirler, cezalandırırlar ya da cezalandırmakla tehdit ederler. Bu denetleme türü yöntemler gençleri hiç etkilemez; onları yalnızca zorlar ya da baskı altında tutar.

- Gençlerin yaşamları üzerinde derin ve sürekli etki bırakmak isteyen yetişkinler, onları denetlemek için güç kullanmaktan vazgeçmeli, onun yerine yaşamlarında OLUMLU ETKİLER bırakmaların yardımcı olabilecek yeni yöntemler edinmelidir.

- Şimdi size çok az bilinen bir psikolojik gerçeği, bir paradoksu açıklayayım: Gençleri etkilemek amacıyla güç kullanmaktan vazgeçtiğiniz zaman, onlar üzerindeki etkiniz artar. Bunun tersi de söylenebilir. Üzerlerinde güç kullanmaya çabaladıkça etkiniz o ölçüde azalır. Neden? Çünkü tepkiyle karşılaşırsınız: Karşı koyma (söyleneni yapmama), baş kaldırma (söylenenin tersini yapma), yalan söyleme (yaptığının tersini söyleme)

- Her günkü gözlemlerimize göre kendi kendine disiplin böyle yerleşmiyor. ?Kedi yokken meydan farelere kalır? deyişini anımsıyor musunuz? Sürekli denetleyen yetişkinler arkalarını döndükleri zaman küçükler denetimlerini kaybederler. Bazen de yetişkin otoritenin daha önce kendilerine yasakladığı şeyi özellikle yaparlar. Küçükken söz dinleyen, boyun eğen çocuklar büyüdüklerinde sorun yaratan ve isyankar yetişkinlere dönüşürler

- Buna karşın kendilerine özgürlük tanınan gençler kendi kendilerini denetleyebilirler. Neden? Kendi seçimlerini yapmalarına kendi kararlarını vermelerine izin verilir de ondan. Gençler yetişkinleri rahatsız eden davranışlarını, eğer yetişkinler de onlara aynı duyarlılığı gösterirlerse, kısıtlayıp denetlemeyi öğrenirler; yetişkinlerle birlikte kuralları belirlemelerine izin verilince, bu kurallara uymak için öz denetimlerini kullanırlar.

- Yetişkinlerin baskıcı disiplin sonucunda korkuyla boyun eğen çocuklar yetiştirebilecekleri doğrudur, ama aynı yöntemle kendi kendilerini disipline edebilen çocuklar yetiştirebilecekleri yanlıştır. (Korkuyla boyun eğmeleri de geçicidir, bir süre sonra isyana dönüşür)

- Yetişkinler çocukların kendi davranışlarına koyulacak sınırları kendilerinin koymalarına izin verirlerse çocuklar verdikleri sözleri tutmaya daha istekli olacaklardır. Her ailenin ve sınıfın belirli kuralları ve kolay anlaşılır politikaları olmalıdır. Çocuklar izin verilirse, davranışlarını belirleyecek kuralları ana-babaları ve öğretmenleriyle birlikte koyabilecek yetenektedirler. Sınıflar ve aileler başlarında kural koyucu olmadan da kendilerini yönetebilirler.

- Aslında kural koyarken çocuklara katılım fırsatı verilince, evde eskiye oranla DAHA ÇOK KURAL OLDUĞU ve herkesin de bunlara uyduğu görülür.


ALINTIDIR

Yukarı Dön
meryem Açılır Kutu Gör
Altın Üye
Altın Üye

Ali İlber'in annesi

Kayıt Tarihi: 12 Mar 2008
Konum: plates ile:))
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 3781
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 16 Tem 2009 Saat 20:26
Övgü Eleştiriyi Nasıl İletir?

Övgü, övgü kullanan kişinin gizli gündemini yansıtır . Ve ayrıca eleştiri de iletir.

Anne: Bugün arabayı daha dikkatli kullanıyorsun.
Çocuk: ?Bugün daha dikkatlisin? ne demek? Ben her zaman dikkatliyim.
Anne: Her zaman dikkatli olduğunu düşünmüyorum.
Çocuk: Şimdiye kadar tehlikeli olabilecek ne yaptım, söyle bakalım.


Yukarıdaki diyalogta anne çocuğunu övdü aslında ama çocuk eleştirildiğini hissetti ve savunmaya geçti. Yani övgüye değil eleştiriye cevap verdi. Övgü anlamı zayıf kaldı. Ve zaman geçtikçe aklında sadece eleştirildiği kalacak.

?Daha sonra övgüyü unutacak, sadece eleştiriyi anımsayacaktır?

Övgünün eleştiri ilettiği ile ilgili bizden bir örnek. Eşim geçenlerde şöyle bir övgü cümlesi kullanmıştı yemekten kalkarken: ?Kuru fasulyenin kıvamını tutturmuşsun?

Ay ben şimdiye kadar hiç tutturamamışım demek ki bu kuru fasulyenin kıvamını, ilk bugün tutturmuşum diye içten içe çok üzülmüştüm. Yapılan övgüye kesinlikle sevinememiş sadece eleştiri kısmını anlamış ve değerlendirmiştim.
İşte size övgünün nasıl eleştiri ilettiği ile ilgili basit bir örnek bu. Halbuki övgü kendi hislerini ve duygularını ifade eder tarzda olsaydı, yani ben iletisi olsaydı olumlu etki yapacaktı.

?Yemeğin kıvamı sevdiğim gibiydi, zevkle yedim? deseydi aynı etkiyi yapmayacaktı.

Övgü Bir Anlamda Ast- Üst İlişkisidir


?İlişkide yargılayan ve değerlendiren rolünü üstlenince, değerlendirdiğim kişiye karşı kendimi üstün hissettiğimi deneyimlerimden biliyorum. Aslında bu davranışımla daha bilgili, deneyimli ve akıllı olduğumu söylüyorum. Tenis maçından sonra kızıma ?Tatlım bugün çok iyi oynadın? dersem, onu yargılayacak kadar iyi bir oyuncu olduğumu ima ediyorum demektir.?

Keman çalan bir sanatçıya ?Tekniğiniz hatasız, yorumunuz harika? diyebilmeniz için keman çalmada o sanatçıdan üstün bir becerinizin olması ya da en az onunki kadar olması gerekir. Keman çalmadan anlamayan biriyseniz sadece ?Yeteneğinize hayran oldum? ya da ?Konserinizi zevkle dinledim? diyebilirsiniz.

Kısacası övdüğünüz kişiye ?ben bu işi senden iyi biliyorum, senin güzel yapıp yapmadığını anlıyorum ve seni değerlendiriyorum? demiş olursunuz. Yani ?ben senden üstünüm? demiş olursunuz.

?Övgünün her zaman çocukta aşağılık duygusunu yerleştirme tehlikesi vardır.?


Çünkü çocuk sürekli kendinden iyi biri bilen birinin varlığıyla ve değerlendirmeleriyle karşı karşıyadır. Kendisini, bilmeyen, yaptığı beğenilmeyen biri gibi hissedebilir.

Yumuşatma Tekniği


?Yetişkinler bazen övgüyü, eleştiri iletisi göndermeden önce çocuğu yumuşatmak amacıyla kullanırlar.?

?Bulaşıkları yıkamana sevindim ama yerlerine kaldırmamışsın?
?Eskiye göre iyisin ama biraz daha çalışman gerekiyor?

Bu iletilerin de övgü kısmı işitilmiyor, eleştiri kısmı algılanıyormuş çocuk tarafından.

Bazen de eleştiri iki övgü cümlesinin arasına sıkıştırılıyormuş ama çocuklar yine anlıyormuş yetişkinlerin niyetini ve eleştirisini.

?Çok çalıştığını görüyorum, ama yine matematikte yanlışlar yapıyorsun. Oysa kafana koyunca her şeyi yapacak bir yapın olduğunu biliyorum?

Bu cümlenin annenin içten bir değerlendirmesi değil çocuğun matematik dersini düzeltmek için kullandığı bir cümle olduğu çok açık. Eleştiri iki övgü arasına sıkıştırılsa bile niyet çok açık. Bunu çocuk da rahatlıkla fark ediyor.

Aklıma küçük çocuklara yapılan garip övgüler geldi. Hani çocuğa bir şeyi yaptırmak için söylenir ya, ne kadar samimiyetsizdir.

Benim oğlum akıllıdır teyzesi, annesinin sözünü dinler.
Yavrum sen ablasın ya, büyüksün, diğer çocuklar gibi anneni rahatsız etme, anne rahat rahat çayını içsin.
Hadi benim akıllı oğlum, arkadaşına ver o da oynasın oyuncakla. Benim oğlum akıllıdır, verir.

Aslında o sırada çocuğa akıllı falan diyeceğimiz yokken istediğiniz şeyi yaptırmak için överiz çocuğu. Ama çocuk ufacık da olsa bir şey yaptırmak için övdüğümüzü anlar. Bazen takmaz, bazen ?banane ben uslu çocuk değilim? der. Denetleyici ana baba çocuğuysa övgünün niyetini anlasa bile mecburen istenileni yapabilir.

Sonuçta:
1- Yaptığınız övgünün samimi olmadığını bilir ve kendisi hakkında olumlu bir değerlendirme olarak algılamaz.

2- İstediğinizi yapabilir ama bu övgü aldığı için değildir. Ya mecburiyetten ya da övgü alınca yapması beklendiği içindir.

* Alıntılar 'Çocukta İç Disiplin Mi, Dış Disiplin Mi?' isimli kitaptan yapılmıştır. Dr. Thomas Gordon, Sistem Yayıncılık



Düzenleyen meryem - 16 Tem 2009 Saat 20:26
Yukarı Dön
kumru Açılır Kutu Gör
Altın Üye
Altın Üye


Kayıt Tarihi: 04 May 2009
Konum: istanbul
Durum: Aktif Değil
Puanlar: 1985
Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 16 Tem 2009 Saat 20:54
canım teşekkür ederizClap
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
  Konu Paylaş   

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

  | İletişim | Reklam | Gizlilik İlkeleri Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.