Başka bir gün - 07.09.2010
Sabah saat 08.00 civarı. Durak çok kalablık değil. İlk gelen ve Zincirlikyu’ya giden metrobüs’e bindim. Orta kapıdan binmiştim. Durduğum yerde, önümde iki genç adam 30 - 35 yaşlarında oturuyordu. Pencere kınarında oturan Turkcell tişörtü giyinmiş gayet dinamik, muhtemelen pazarlamacı/ satış temsilcisi olarak çalışıyordu. Kulağına kulaklık takmış ve pencereyi seyrediyordu. Beni ya görmüordu, yada görmemezlikten geliyordu. Yanındaki yani tam benim yanımda oturan ise biraz daha yaşlı ama yine orta yaş grubuna giren bir adamdı. Önce, ayakta giderim sorun olmaz, zaten maximum 20 dakika süren bir yolcukuluk, diye düşünüyordum, ama gittikçe bebğin aşağıya indiğini ve zorlanmaya başladığımı hissettim. Bebeğime bundan dolayı kötü bir şey gelirse benim sorumluluğum diye düşündüm. Bu yüzden oturmam gerekiyordu. Metrbüste baya insan vardı, ama karnım burnumda olmasına rağmen kimse yer vermeyi yada birilerini uyarmıyordu. Mecburen ortalığa
-Yer verebilir misiniz? Dedim.
Penecere kenarında oturan genç adam
- Bana mı söylüyorsunuz dedi?
- Ben kim yer verirse ona söylüyorum dedi. Adam karnıma baktı J
- Buyrun. Pardon ben görmemiştim - dedi. J
Ben de son 10 dk. Oturarak seyahat ettim.