Birileri, sürekli annelerin kafasını
karıştırıp duruyor ve o birileri genellikle de “bilir”, hatta “çok bilir”, hatta ve hatta “en bilir”
kişiler oluyor!..
Efendim, bir kere bu süt meselesi bir türlü nihayete
ermiyor!..
En son bir profesörümüz UHT süt ile morfinman bir nesil yetiştiğini söyledi!..
Yahu, bu nasıl bir kodlamadır, bu nasıl bir yakıştırmadır böyle!..
Bu ne
demektir?!..
Ayıp, günah… Ve de çok yakışıksız!..
Sübyanlara bu
benzetme!..
Annelerin yüreğine mi insin?!..
UHT süt, sütün besin değerinden
kaybetmesine neden oluyor olabilir; fakat ben zararlı olduğuna da inanmıyorum!..
Ayrıca, sokak sütü, yani çiğ süt de besin değerinden kaynatılma işlemiyle kaybediyor
ve kaynatılmadan da kullanılmaması gerekiyor!..
Ne olacak şimdi?!.
Sanki, büyük
şehirlerde her köşe başında, Sağlık Bakanlığı denetimli organik sütçüler var da, biz almıyoruz,
çocuklarımıza o zehir zıkkım UHT’leri içiriyoruz…
Yahu, bu profesörümüzün denetimsiz çiğ süt
ile kapılan ölümcül hastalıklardan da bahsetme gibi bir hizmeti olabilir mi acaba?! Ve sevgili
basınımız bu konuyla da ilgilenir mi?
“Kutu süt içmeyin, cııız” derken insanımızın galeyana
geldiğini ve her gördüğü açık süte saldırdığını görmek bu kadar zor mu?..
Ayrıca bir bilgi
verilirken neden böyle uçlara savrulunuyor ve neden çoluk çocuk böyle karalanıyor?!
Sütü
kötüleye kötüleye hal oldu beslenme uzmanlarının bazıları…
Yahu, burası ABD değil ki, kimse
galonlarla süt içmiyor burada!..
Keza et de öyle!..
"Zararlı da zararlı"
deniyor!..
Yine aynı şeyi söyleyeceğim; çocuk bunlar, büyüme çağındalar her şeyden ölçülü
yemeliler elbet ve yine burası ABD değil ki, kimse kilo kilo götürmüyor etleri…
Biz hala 3.
Dünya ülkesiyiz, sevgili dostlar; ne sütü, ne eti yahu… Ekmek bulamayan anneler var
çocuklarına!..
Sonra birileri çıkıyor, yaratacağı paniği düşünmeden, verdiği bilginin
nerelere varacağını önemsemeden; sadece “Ben bilirim, ben en doğrusunu bilirim” diye çıkıp çıkıp
konuşuyor…
Bil, bil de; bir ölçü, bir edep yahu…