Birilerinin, özellikle de değer verdiklerinizin size değerli olduğunuzu söylemesi ve değerli olduğunuzu hissettirecek şekilde davranması gerçekten hoş olurdu. Fakat malum, bütün dünyada kadınlar hala ikinci sınıf şartlara maruzlar.
Evde kocanızla eşit misiniz, iş yerinizde erkek çalışanlarla, sokakta karşı cinslerinizle eşit misiniz; hatta annenizin gözünde erkek kardeşinizle eşit misiniz?.. Ülkenizde, kadın ve anne olduğunuz için haksızlığa uğramadığınızı, tam tersi desteklendiğinizi düşünüyor musunuz?.. İstediğiniz saatte, istediğiniz yerde elinizi kolunuzu sallaya sallaya yürüyüşe çıkabiliyor musunuz örneğin?..
En son, 1 yıllık süt verme izninin, 1 aya düşürülmesine çalışıldığını biliyor musunuz?
Doğumdan önce 2 ay, doğumdan sonra 2 ay verilen doğum izninin size ve bebeğinize yetmediğini kim umursuyor?
Doğum izninde “yasal olmadığı halde” işten çıkarıldığınızda, bunun maddi-manevi bedeline bile sadece sizin maruz kalmanızı kim umursuyor?
Her 5 kadından birinin şiddete maruz kaldığını ve bu şiddeti yüzde 70 oranında kocadan görüldüğünü kim umursuyor?
Bu “kadınların umursanmadığını” gözlerimize sokan listeyi o kadar uzatabiliriz ki? Uzattıkça da yaşamın her alanında bize “değersizmişizcesine” davranıldığını fark ederiz.
Gerçekten de evde kocanız, hatta bırakın kocanızı çocuğunuz, anne ve babanız bile size değer vermese, işvereniniz size çöp muamelesi yapsa, devlet “Kadınlarımız, annelerimiz…” diye başlayan uzun nutuklarına rağmen yaşamınızı kolaylaştıracak önlemleri yeterince almasa da siz değersiz olamazsınız. Çünkü BİZ KADINLAR DEĞERLİYİZ!
ÖNCE İNSANIZ! KADIN OLDUĞUMUZ İÇİN DE ŞANSLIYIZ!
Önce insan olduğumuz için değerliyiz, sonra kadın olduğumuz için değerliyiz. Yaradan, çocuk doğurma lütfunu bize bahşettiği için değerliyiz. Kanımızla, canımızla, sütümüzle, bir canlıyı yoktan varedebildiğimiz için değerliyiz. Herkese ve her şeye rağmen ayakta kalabildiğimiz için değerliyiz. Başta da söylediğim gibi, gerçekte değerli olmamızın yanında, keşke değerli olduğumuzun söz ve davranışlarla da her zaman karşılığını bulabilseydik. Ama bulamadığımızda kendimizi değersiz hissetmeyelim lütfen!
Birileri size “değersizmişsinizcesine” davranıyorsa, “Benim buna katkım, iznim nedir?” diye sorun ve kendi seçimlerinizin ve yaşamınızın sorumluluğunu üstlenin, ama o kadar! Kendinizi asla ama asla değersiz hissetmeyin! Önce siz değerli olduğunuzu bilin ve kendinize değerli birine yakışan şekilde davranın yeter!
İnsana insan gibi davranmayanlar, kendilerini değersiz, suçlu, kötü ve utanç içinde bulabilirler belki?.. Ama sizin sadece KADIN olduğunuz için bir de bu yükleri taşımanıza hiç mi hiç gerek yok! İnanın…
Dolayısıyla birileri size, ne derse desin, nasıl davranırsa davransın, hangi koşulları sağlarsa sağlasın; siz insan ve kadın olmanın bilinciyle, önünüze bakın, gücünüzü fark edin, bahçenizi yeşertmeye devam edin… Ve günün birinde her yerin tıpkı sizin güzel, aydınlık bahçeniz gibi olacağını bilin…
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ’MÜZÜ kutluyor, hepinizi sevgiyle kucaklıyorum. “İyi ki kadınız” diyorum.