Güneş girmesin diye ardına kadar kapattım perdeleri... Ne ışık görmek, ne de olmak istiyordu canım. Sonra sesi duydum, “Perdeleri aç” diyordu. Sevinç ve heyecanla kalktım yerimden, bir hışımla perdeyi açtım... Işık yok, hâlâ karanlık...
Sen hiç tuğlalarla duvar örülmüş pencere gördün mü?
***************
Çok zor biliyorum, hiç kolay değil çoğu zaman. Nereden nereye gittiğini, neden yolda olduğunu, nasıl güç toplayacağını, ne zaman biteceğini, kimlerle yolculuk edeceğini bilemediğin bir hayatın içerisinde, bir de kim olduğunu anlamaya çalışacaksın devamlı... Neyi neden yaptığını, neden yapmadığını sorgulayacaksın ve yargılayacaksın kendini, diğerlerini... Yargılayınca kendini veya diğerlerini, temize bile çıksa yargı sonucu, anlamak yerine daha da karışacak çoğu şey. Bildiklerini de unutacaksın. Umudunu kaybedeceksin belki, sıkılacaksın bu gidişten... Işıksız kalacaksın...
***************
Penceren tuğlalarla mı örülmüş durumda, ışığın mı yok? Haydi, kalk ayağa... Önünde iki seçenek var sıyrılmak için...
Ya duvar örülmüş pencerenin bir metafor olduğunu anlayacaksın ve ışığı içine çekeceksin doyasıya, ya da bir balyoz edineceksin, bir sonraki perde açılışına kadar...