Doğumda bebeklerde görülen lekeler, farklı boylarda ve renklerde olabilirler ve iki grupta toplanırlar.
1- Damarsal lekeler, anormal damar yapılarına bağlıdır.
2- Derideki farkli pigment yapılanmasına bağlıdır.
Bunların çoğunun bebeğin sağlığı üzerine bir etkileri yoktur. Bunların gene, büyük çoğunluğu zaman içinde kendiliğinden kaybolurlar. Çok az bir kısmının, bebeğin sağlıgı üzerine etkileri vardır ve bir uzman tarafından takipleri gerekir.
HEMANGIOMLAR: Bebeklerin %5-10’unda görülürler ve bazıları doğumda görüldüğü gibi, doğumdan sonra ortaya çıkanlar da vardır. O bölgedeki, damar yapısının genişlemesi ve ag yapmasi sonucu oluşurlar. Çok iri olan Hemangiomlarin; “Kasabach-Merritt Sendromu” yönünden incelenmesi gereklidir. Çok nadir görülen bu hastalarda, kanda; Trombositlerde azalma, Hemolitik anemi, pıhtılaşma bozuklukları olabilir.
Ufak olanlardan bazılarına; “Çilek lekesi” denir. Bu lekeler, ciltten kabarık olup, ilk 12 ayda büyüme gösterirler ve en geç 10 yaşına kadar kaybolurlar. Hemangiomlarin; solunum yolları civarinda, göz kapaginda veya devamlı sürtünmeye maruz kalacağı bölgelerde olanlarının laser veya ameliyat ile alınmaları gereklidir.
ŞARAP LEKELERI: Her 1000 çocuktan 3’ünde görülür. Yaş ilerledikçe koyulaşırlar ve kendiliğinden kaybolmazlar. Zamanla satıhlari kalınlaşabilir ve kırışıklıklar olabilir. Laser tedavisi ile yok olurlar. Laser tedavisi ne kadar erken olursa, işlem o kadar başarılı olur.
SOMON LEKELERI: Kabarık olmayan, pembe lekelerdir. Tibbi ismi; “Basit nevus” dur. Bunlar, kılcal damarların genişlemesi ile oluşurlar. Yeni doğan bebeklerin %30-40’ında görülürler. Halk arasında; ensede olanlarına; “Leylek gagası değmiş”, göz civarinda olanlarına; “Melekler öpmüş” denir. Bunlarin tamamı; en geç 2 yaşında kaybolurlar.
MONGOL LEKESI: Genellikle, Asya kökenli, esmer bebeklerde; sırtta ve kalçada ve kalçanın tamamını kaplayacak şekilde bile olabilirler. Bunların mor rengi, darbe sonucu oluşmuş morluklara benzer. Bu sebeple, bu lekeler doğumda görülduklerinde, mutlaka dosyasına işlenmelidir, yoksa ilerde gören başka bir doktor, bunların “Çocuk istismarı” sonucu olduğu zannına kapılabilir ve başınıza işler açabilirler. Geç kaybolurlar, ergenlige kadar görülebilirler. Bir tedavisi yoktur.
SÜTLÜ KAHVE LEKELERI: (Café-Au-Lait) Çesitli boy ve şekillerde olabilirler. Ciltteki pigment hücreleri ile ilgilidir. %2 bebekte görülurler. Kendiliğinden geçmezler ama Laser ile tedavi edilebilirler. Bu lekelerin önemli oldukları durumlar:
- Norofibromatosis: Genetik olup, sinir dokularında, tümor oluşumları vardır. Bu hastalıkta, lekeler, 5 adetten fazladır ve çapları da, 5mm’den büyüktür.
- Habis melanomlar: Lekeler asimetriktir, sınırları muntazam değildir, lekenin üstünde, renk farklılıkları vardır ve çapları 6mm’den fazladır.
MELANOSITIK NEVUS: 20,000 doğumda, 1’den azdır. Genellikle kalçanın ve belinin alt kısmında ve belinin tamamını kaplayacak kadar büyük olabilirler. Çoğunlukla, satıhları tüy ile kaplıdır. Genellikle zararsız olan bu durumun, daha da nadir olan bir şekli; “Leptomeningial melanositoz” olup, ciddi tedavi ve takibi gereklidir.
NEVUS SPILUS: Çapı 5-10 cm olan, sütlü kahve rengi lekeler olup, yüzeyinde, koyu kahverengi renklerde benler (nevus) vardır. Tedavisi gereken bir durum değildir ve bir önemleri yoktur.