Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
ANNE AYŞEGÜL'DEN İPUÇLARI
AYŞEGÜL ÖZKAN
Eğitimci-Anne
Yazı Boyutu:
Varoluşumu gerçekleştirmek istiyorum!


Sevgili anneler,  merhaba! Bu hafta yazıma ilham veren bu başlığın sahibi, sitemizin mimarı “SEVGİLİ  HÜLYA”. Öyle bir cümle söyledi ki; geçenlerde arabada giderken, sevgili arkadaşım, içime işledi. Ne demek bu varoluş? Hiç düşündünüz mü? Bir kadının, bir annenin varoluşu nasıl olabilir? Maalesef fark ettim ki, ben aslında gerçek manada varolmanın ne demek olduğunun farkına bile varmamışım bu zamana kadar. Ama şu sıralar ben de hayatımı ve duygularımı gözden geçiriyordum. Hülya’nın da bu sözü söylemesi tesadüf mü sizce? Ne dersiniz?

Bu konuyu işlemeye karar vermişken bügün televizyonda Derya Baykal’ın programında kadınlarla ilgili beş kuralını dinleyince birden düşündüm. Demek ki ne kadar önemli bir yara bu konu Türkiye’de. Türk kadınları maalesef  acele ile evlenerek (bazen hatta kırsal kesimde çoğu zaman sevmeden, tanışmadan, görücü usulü ile) sonra 1 ila 2 senede hızla çocuk doğurarak, (hatta çok ara vermeden ikinci, hatta üçüncü çocuk) sonra da ev işi, misafirler, davetler, altın günleri, gezmeler, çoluk çocuk, okul işi falan kaptırıp gidiyorlar. Ve bu şekilde varolduklarını kendilerini var ettiklerini zannediyorlar. Ne umut kırıcı bir durum ki, kendilerini tanımıyorlar bile. Kendilerini keşfetmemişler. Annelik sadece fedakarlık yapmak demek değil. Önce kişi olarak varolmak, hayata sıkı sıkı tutunmak lazım. Sonrasında evlilik, çocuk zaten geliyor, öyle değil mi?

DERYA HANIM DİYOR Kİ:
1) Eşinizin, çocuğunuzun, kaynananızın önüne gecelik, eşortman gibi ciddiyetsiz kıyafetlerle çıkmayın. Ben yüzde 100 katılıyorum. Teyzemin bana önerdiği ilk kuraldı bu evlendiğimde. Rahatlığa çok önem veren birisi olarak, “Beni evde kim görecek, rahat ediyorum” diye düşünürdüm. Ama yıllar geçtikçe farklı düşünmeye başlıyor insan. Derya Hanım’ın da savunduğu aynı. Evlilik özen, saygı istiyor. Her erkek karşısında güzel, bakımlı kadın ister. Boyası gelip de geçmiş saçlar, uzun bakımsız tırnaklar, anti seksi kıyafetler (yanlış anlaşılmasın evde seks ikono gibi gezin demiyorum ama üzerinize yakışmayan, eski püskü, hatta itici giyimleri tercih etmeyin diyorum). Ben evde bazen salaş gezsem de, eşim eve gelmeden önce muhakkak kendime çeki düzen veririm. Nekadar önemli bir deneyin de görün.

BEN DE İNSANIM!
2) Benim de canım var, ben de insanım! Bu güzel şarkı sözünün de dediği gibi, kendinizi de düşünün. Biz hanımlar öyle yetiştirilmişiz ki, varoluş sebebimiz kocalarımız ve ailemiz sanki. Onlarsız kocaman bir hiçiz. Yaşamaya, gezmeye, üretmeye, doya doya keyif almaya hakkımız yok sanki.

Bunları size içimden gelen en kuvvetli duygularla anlatıyorum ama sakın sanmayın ki ben bu yollardan geçmedim. Geçtim hem de öyle hızla yürümüşüm ki, şimdi paçama sıçrayan çamurları temizlemeye çalışıyorum hala. Okul  bitti derken evlendik. Eşimi çok seviyordum. Kaçacak sandım. Halbuki ne acelen var, biraz daha beklesene. Önce işe gir çalış, üret, paranı kazan. Sevgili dostlar, “PARANI  KAZAN”  kısmına dikkatinizi çekmek istiyorum. Ben daha önceden bir kadının  kendi parasını kazanmasının bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum. İnanın bana iki kızım var. Kızlarım için tek dileğim, ister okusunlar ister okumasınlar, ama üretken, kendine güvenen, parasını kazanan, kadınlar olsunlar. İSTER OKUSUNLAR İSTER OKUMASINLAR DEDİM. Çünkü ne okuyanlar iş bulamazken, ne okumayanlar neler üretiyorlar. Okullar insanlara mutluluk, kendine güven vermiyor. Yoksa, bir öğretmen olarak asla okul karşıtı değilim. Ama istemeden, başkasının fikri ile seçilmiş meslekler çocuklarımıza ne para , ne de mutluluk getiriyor. Siz iyi okullarda okumuş,  ne istediğini bilen, ayakları yere güvenle basan kaç mutlu kişi tanıyorsunuz? Bir düşünün!
Sonuç olarak diyebilirim ki; ister şu an bir mesleğiniz olsun ister olmasın, sizler birer bireysiniz ve çok değerlisiniz. Kendinizi keşfettiğiniz doğrultuda her şeyi yapabilirsiniz, üretebilirsiniz. Yemek yapmayı seviyorsanız, kendinizi bu konuda geliştirin. Çalışıyorsanız, zaten bir temponuz vardır. Ama sevmediğiniz bir işse sözüm size de. Neyi seversiniz, bulun. Böylece hem kendine güvenli hem de üretken, verimli kadınlar, anneler olacaksınız. Göreceksiniz, çocuklarınız sizinle gurur duyacak. Siz ruhu sağlam, dimdik olduğunuzda kocanız da size farklı bir pencereden bakacak.

HER KOŞULDA GÜÇLÜ OLUN!
3) Eğer bu yolda giderken başınıza birşey gelirse boşanma gibi, aldatılma gibi güçlü olun. Hayata yeniden başlayın. Burada Derya Hanım kendisini örnek verdi. Bence de takdire değer bir tablo çiziyor. Senelerdir kendisini oyalamak, ekonomi yapmak, bir şeyler yaratmak adına yaptığı şeyler şimdi ona bir hayat verdi. Tiyatro oyunculuğunun yanı sıra, dükkan açtı. Programı var.

Ben de hem ara ara çalışmış, ama ev hanımlığında  da herş eyi bir koltuğa sığdırırım edası ile koşturup duran bir anne olarak diyebilirim ki, zor günler hiç gelmesin. Gönlümüz hepimiz için aynı şeyi diliyor. Ama  biz tedbiri de elden bırakmayalım. Ya çalışıp üretelim, ya da kendimize yatırım yapalım. Kitap okuyalım. Dil öğrenelim. Kendimizi geliştirelim. Girdiği bir ortamda kendisini ışığı ile farkettiren kadın, zaten varoluşunu gerçekleştirmiştir.

KENDİNİZİ İFADE EDİN!
4) Diğer  maddelerle içiçe olan bu madde; kendini ifade etmeyi öğren. İstemediğin şeyleri korkmadan ama olay da çıkarmadan söylemeyi öğren. Sadece mecbursun diye hiç istemeden fedakarlık yapma. Kendine güvenen, ayakları yere basan, güçlü bir kadın olduğunda zaten tüm erkekler sana hayran olmaz mı?

Ben evlendikten sonra çalışmadım. Eşim istemedi. “Herşeyin önünde evimiz, yuvamız gelir. Ben eve geldiğimde evde olursun, yorulmazsın, ben zaten para kazanıyorum” diye düşünüyordu. Ben ise okumuşum, çalışmak istiyorum. Ama eşim kırılmasın, mutlu olsun diye istemediğim şeyi söylemedim ve onun benim için uygun gördüğü bir hayatı yaşadım. Eşim de aslında suçlu değildi. Ailesi ona böyle öğretmiş ve annesi doktor olmasına rağmen, sırf ailesi için az çalışmıştı. Yani bana da böylesi bir fedakarlık düşüyordu. Ben yılmadım. Part time çalıştım. Kurslara gittim. Kendimi hep geliştirmeye devam ettim. Sonraları eşim de anladı ki, bir evlilik iki kişinin isteği ile, mutluluğu ve kendisini ifade etmesi ile kuruluyor.Ve şimdilerde kendi varoluşumu daha çok gerçekleştirebiliyorum.

HAYATI PAYLAŞIN!
5) Hayatı eşinizle paylaşın. Bahçeye çicek dikiyorsanız onu da dahil edin.Yemek  sofrasını beraber kurun. Evi beraber toplayın. Çocuğa beraber bakın. İçinizden bazıları diyebilir ki, ataerkil adamlar bunları yapar mı? Bu zamanda erkekler de değişime uyuyor. Benim eşim uyduğuna göre sizler de deneyebilirsiniz sanırım.

Evet sevgili anneler, son söz olarak sevgili Derya Hanım’ın da dediği gibi ve benim de deneyimlediğim gibi, hayat, kadınlar için daha farklı. Bazen anne babalarımızın dediklerine kulak vererek, bazen korkularımıza yenik düşerek ve bazen de çocuklarımızı bırakamayarak,  suçlulukla hatalar yapıyoruz. Bugüne kadar ne yaşadınız bilmiyorum. Ama GEÇMİŞİNİZ GELECEĞİNİZ DEĞİLDİR. Bugün sizin için bir başlangıç olabilir. Karar verebilirsiniz. Hayatı göğüsleyebilirsiniz. Önce kendinizi keşfedin. Sonra farkındalığınızı arttırın. Kitaplar okuyun. Kendinizi geliştirin. Sonra çok istediğiniz işi hayal edin. Kendinize çekin. Enerjinizle yaratın. Biz kadınların elinden ne kurtulabilir ki!!! İşte kendinizi, kendimizi varetmenin yolları. Bende çok işe yaradı. Eminim ki size de iyi gelecek. Hadi biraz GÜVEN ve CESARET. Neden siz de kendi cennetinizi yaratmayasınız? Denemeye değmez mi?..   


Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.