Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
ANNE AYŞEGÜL'DEN İPUÇLARI
AYŞEGÜL ÖZKAN
Eğitimci-Anne
Yazı Boyutu:
Hayallerinize sıkı sıkı sarılın!

 

Hayaliniz var mı diye sormak istiyorum. Hayal nedir? Size ne hissettiriyor? Bu hayatta neden varız, nereden geldik, nereye gidiyoruz? Bazen öyle bir döngünün içinde yer alıyoruz ki  yaşadığımızı bile hatırlamıyoruz. Sadece nefes  alıyoruz ve koşuyoruz. Çocukların okulu, kursu, ev işleri, yemek ve temizlik, iş, kuaför işleri, alışveriş derken durup düşünüyor muyuz? Ben ne yapıyorum diye...

 İşte böyle karmaşık anlarda ben durup gözlerimi kaparım ve o andan koparım. Harika bir manzara gelir hayalime... Hep olmak istediğim bir deniz kenarı... Ormanın içinde, önünde de deniz, kum ve kumsal...Yanımda tüm sevdiklerim... Kızlar prenses kıyafetleri ile koşuşturuyorlar... Eşim de sörfe çıkacak, hazırlanıyor. Elimde çok sevdiğim, kokusu burnuma gelmiş, artık rejim derdiyle yemekten korkmadığım elmalı payım... Çayım zaten demlikte kaynıyor... Daha ne isterim bilmiyorum... Yüzümde hemen bir gülümseme oluştu bile... İçim aydınlandı. Herşeyi unuttum sanki...Yaşam durdu adeta... Bazen gözümden akan birkaç duygu dolu yaşla kendime gelirim, bazen de uyanmak istemem hayalimden... Çocukluğumdan beri hep hayallere sığınmışımdır. Onlar benim en yakın arkadaşlarım. Çok sıkıldığımda, çok üzüldüğümde ya da zaten değiştiremediğim gerçeklerle savaşırken, hep hayallerim beni ayakta tutmuştur. O yüzden mi bilmem kızım Doğa''ya ilk hayal kurmayı öğretmişimdir. Hayaller, insana güç veriyor. Bazen bir mola, uzun soluklu, bazen bir duygu unuttuğumuz; bazen de sevdiklerimiz çok özlediğimiz ya da yitirdiğimiz; bazen affedemediklerimiz ama çok affetmek istediğimiz; bazen gelmeyenler ve aramayanlar; bazen kilo vermiş halimiz; bazen harika bir prenses elbisesi...

BEN DE İSTİYORUM!
Hadi söyleyin, kendinizi prenses kıyafeti ile düşlediğiniz hiç olmadı mı? Ya da sevgilinizi öperken... Hiç, bir film sahnesinde danseden bir çifti görünce ben de  böyle dans etmek istiyorum, diye içinizden geçirdiniz mi? Sonra neden erteliyorum bir kursa gitmeyi, diye kendinize kızdığınız oldu mu? Çok beğendiğiniz bir elbiseyi giyeceksiniz de aşkınız sizi beğenecek diye günlerce aç gezdiğiniz? Gelinlikler içinde kumsalda koştuğunuz bir an... Çocuklar dizi dizi... Ya pembe panjurlu eve ne oldu?  Bunlar gençlikte yaptığımız ama unuttuğumuz, peşinden bile gitmeye gerek duymadığımız hayaller... Belki yalnız kaldılar. Bizi özlediler. Ya annelik?.. Annelik zaten en güzel düşümüz değil mi? Bebeğini kucağına aldığın ilk an... Kokusunu içine doyadoya çektiğin, elinin yumuşaklığı karşısında hayrete düştüğün, “Bu benim yavrum mu nereden geldi anlamadım” dediğin, gerçek bir mucizenin tanımı... Her kadın düşler bu anı. Kimi yaşar; kimi yaşamaz bir şekilde... Ama bilinse yokluğu ne acı, kimse evlatsız kalamaz bu dünyada... Hayallerin kadar varsın, demiş bir düşünür. Hayallerin kadar yaşarsın...
 
ANNEMİZE BENZEMEK İSTERİZ
“Hayallerim, aşkım ve sen” diye bir film vardı. Ne filmdi ama... Ne çarpıcı bir isim... İnsana harika bir hayat profili çiziyor. Peki ne zaman başlıyor bu hayaller? Hemen daha ufacık bebecikken. Biz kadınlar ufak bir kız çocuğu olarak başlıyoruz hayata. Bedenimiz küçük ama ruhumuz çok büyük. Önce güzellik derdi var. Annenin rujları, eşarpları, 15 numara büyük ayakkabıları... Hiç memnun değiliz ki halimizden. Büyümek isteği ile dolup taşıyoruz, nedense... Sonra  annemiz gibi olmak  istiyoruz. O yaşlarda tek hayalimiz ona benzemek. Hayatın annemiz gibi olmakla eşdeğer olduğunu düşünürüz. Oyuncak bebekler veya varsa kardeşimiz bizim en önemli oyun araçlarımızdır. İlk annelik tecrübemizi onlarla yaşarız. Hayali bir koca... Evde düzen nasılsa onun oyun hali... Baba geç geliyorsa, hayali koca da geç gelir. Çocuk, ne görürse onu bilinçaltına kaydedecek ya...
 
Sonra biraz büyüyünce okulda özendiklerimiz, onlar gibi olmak istediğimiz arkadaşlar, benzemeye çalıştığımız öğretmenler hep hayallerimizi süsler ve ilk aşk... Artık buna hayal mi diyeyim hayalle gerçek arası mı? Aşk ayaklarımızı yerden kesti mi tamam artık o yarım aklımız da artık başımızda değildir. Ne yapalım, annemiz seslenir seslenir durur, biz hayallerde dolaşırken...
 
GENÇKIZLIK HALLERİ
Sonra artık genç kızlık halleri... Hayallerimizi süsleyen beyaz atlı prensin nerede olduğunu düşünerek geçer bu yıllar. Acaba bu prensi üniversitede mi bulurum daha erken mi diye düşünürüz...Ya böyle bir prens yoksa, ya masal diyarlarında kaldıysa... Ve başlar hayal kırıklıkları... Artık gerçek dünya ile yüzleşme zamanı... Hiçbir şey toz pembe değil, hatta rengi bile yok ilk bakışta. Büyük bir yalnızlık hissi kaplar insanın içini... Büyük bir aldatılmışlık ve ardından gelen sorgulamalar... Suçlamalar; en çok da kendimizi... Daha güzel olsaydım, daha akıllı olsaydım, böyle demeseydim gibi pişmanlıklar bitmez tükenmez.

İşte ben bu zamanlarda hep hayallerime sığındım ve inandım. Hayat böyle olamazdı.Yanlış olan birşey vardı. Belki de benim hayallerime ihtiyacım vardı. HERŞEY ÇOK GÜZEL OLACAKTI. İnanıyordum  ve daima inandım, daima. Beyaz atlı prensimi bulabilirdim, hayalimdeki aileyi yaratabilirdim, tüm sevdiklerimle mutlu olabilirdim. İnanıyordum...
 
 Aslında yaşam yolunda yürürken her an hayallerimize tutunuyoruz. Derken artık genç  bir yetişkin olunca hepimiz hayatın bize daha çok şeyler vereceğini, güleceğini düşlemez miyiz? En iyi işi düşleriz, harika bir koca, çocuklar ve... Artık her ne istiyorsanız... Ama bunları isterken kendinizi hiç incelediniz mi? Ne için, kim için bu hayaller...Yolunuzda çakıl taşları var mı ayağınıza dolanan...Ya, bilinçaltı korkuyor mu?  Evlilik istiyorsunuz, ama siz derinlerden ne düşünüyorsunuz evlilikle ilgili...

Benim buradan sonra hayatımda bir mucize oldu diyebilirim ve eşimle tanıştım. Daha doğrusu onu hayatıma çektim. Uzun zaman flört ettik ve evlendik. Zor zamanlarımız olmadı mı, oldu hem de çok. Özellikle o yaşta ciddiye alınmayacak birçok şey bizim için fazla ciddi olmuştu ve bu da zorlukları getirdi.  İnanır mısınız düğünümüz tam benim hayal ettiğim gibi oldu. Uzun bir merdiven istiyordum ve öyle bir merdivenden inerek masal gibi bir düğünle evlendik Allahın şanslı kullarından olduğumu sanıyorum. Ama bunun hep hayallerime bağlı olmakla da ilgisi olduğunu düşünüyorum. Hedef koyarak yapmak istediklerime doğru yılmadan bıkmadan koşmama; sabırla, azimle, kararla hayata tutunmama ve bazen gerçek beni  hatırlayarak tekrar yoluma dönmeme...
 
HAYALLER BİTMEZ
Ve bugün hayallerimin çoğu oldu diyebilirim ama bitmiş değil... Bitmemeli de. Bundan sonrası için de hep hayallerime sıkı sıkı bağlıyım. Onlarsız yaşayabileceğimi sanmıyorum. Yatak odamda istediğim yeni evimin resmi, tatile gitmek istediğim yerlerin resimleri, hayatla ilgil ilham aldığım insanların resimleri var. Kızlarıma ve öğrencilerime de öğretmek istediğim ilk şey de hayallerinize sıkı sıkı tutunun  mesajıdır...Çünkü ben inanıyorum ki hayali ve hedefi  olmayan kişi hayata tutunamaz.Yarını planlayamaz. Sizi yarına bağlayan bir umut yoksa siz de yoksunuz. Duyamaz, düşünemez, kendini geliştirmek istemez,bir yerden bir yere gidemez....

Ama hedefi olanlar, yarınını düşleyenler daima başaranlardır. Buna yürekten inanıyorum.
Ve sormak isterim çocuklarınıza; senin hayalin var mı?
İleride ne olmayı hayal ediyorsun, istiyorsun?
Hadi beraber hayal kuralım:
Hayallerini anlat bana, bak benim hayalim de...
Beraber bir hayal defteri yapalım mı? Önce yazalım sonra resim çizelim ne dersin?
Hiç dediniz mi? Benim büyük kızım Doğa (herhalde annesine çekmiş) gece yatar sabah kalkar, rüya diye hayal anlatır. Ben de hep, kızım bu nekadar uzun rüya, derim. Birbirimize hayal anlatırız bitmez, bitmez...
Eğer denemediyseniz en yakın zamanda önce kendi hayallerinizi tozlanmış raflardan çıkarıp biraz hatırlayın, sonra da çoçuklara düşlerinin peşinden koşmayı öğretin.
Göreceksiniz ki onların hayalleri  sizlerden çok farklı, sonsuz ve hiç engel tanımıyor. Çocuk aklı ile sadece sevgi hissederek, korkusuz, kirlenmemiş duygularla, katıksız ve aşk dolu yapılan her resim zaten bir hayalin resmedilişi değil midir? Hadi anneler hayal defterlerini karalamaya,hatırlamaya ve yaşamaya var mısınız?
 
Hayalperest olmak aklıselim dünyada kuş gibi uçmaktır. Siyah beyaz bir resme renk katmak, bir resim fırçası ile duvarları boyamak, gözlerini kapayıp başka bir aleme dalmak, hayata duygu katmak, yemeğe süs yapmak, bambaşka bir yaşam yaratmaktır. İnşallah, tüm kalbimle diliyorum ki aşkınız, çocuklarınız ve  tüm hayatınız renklere bulansın hayallerinizle...
Sevgiyle ve tutkuyla yaşayın...

 


Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.