Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
ANNE AYŞEGÜL'DEN İPUÇLARI
AYŞEGÜL ÖZKAN
Eğitimci-Anne
Yazı Boyutu:
Ağzımızdan çıkanlara dikkat!

Merhabalar,
Ne şanslıyız ki sitemizin kendi adını taşıyan programı, bu hafta start aldı. Özlemle beklediğimiz program gene dopdolu. Sevgili Hülya’ya yeni yayın dönemi için buradan kucak dolusu sevgiler gönderiyor ve başarılar diliyorum.

Bu  sabah kızımı okula uğurlarken birden aklıma bir konu geldi. Kızlara devamlı bir şeyler anlatıp duruyorum. Bazılarını duyuyorum, bazılarını ise alışkanlıktan söylüyorum.

Babaanneye veya anneanneye gittiğimizde de durum pek farklı değil doğrusu…Çocukların kafalarına kendi zamanlarından kalma, manasını belki kendilerinin bile bilmediği laflar sokuyorlar. Sadece alışkanlıklar gereği, adet yerini bulsun diye. Eminim onlara da sorsam, farkında olmadıklarını söyleyecekler.

ZİHNİMİZİN İÇİNDEKİ KARA KUTU: BİLİNÇALTIMIZ!
Biz kahve içerken Duru da özenip istiyor. “Sakın, çocuklar kahve içmez. Kahve içen çocuk kararır”, “Sakın cama çıkma! Düşersin, sonra kafan patlar, kanlar akar’’, “Erkekler ağlamaz. Sen kız mısın?Ağlama bakayım. Biraz güçlü ol”, “Aman dikkat et, yabancılarla konuşma, sonra seni çingeneler kaçırır”, “Tabağında yemek bırakma! Allah baba seni cezalandırır” ve daha niceleri... Bunlar bir anda aklıma gelenler.

NASIL BİR FARKINDALIK?
Düşünüyor ve anlıyorum ki, bizler zaten bu laflarla büyümüş ve bunları bilinçaltımıza çoktan yerleştirmişiz bile. Peki pek faydasını görmüş müyüz ki, şimdi benzerlerini de çocuklara söyleyip duruyoruz. Anlamadığım nokta işte tam burası. Nasıl bir farkındalıktayız biz anneler? Bu duyduğumuz saçma sapan kelimeler yönetmedi mi hayatımızı? Çoğumuzun ilişkileri, işi, hayatı bozulmadı mı bunlar yüzünden. Ne diye zavallı, tertemiz çocuklarımıza yeni ve işe yaramaz bilinçaltlarını ekip duruyoruz, Allah aşkına? Ne dersiniz?..

“Ne diyor bu kadın” diyorsanız eğer cümlelerimi örnekleyerek açmak isterim. Mesela bir genç hanım evinde çocukluğundan beri evlilikle ilgili güzel bir laf duymadıysa veya “aman kızım kocan ne isterse yap, bak Selma’nın kızına. Kapının önüne koydu kocası”, “Daima güzel ve bakımlı ol. Bakımlı olmayan kadın kadın değildir. Sonra kocan seni aldatır”, “Kadın kadınlığını bilmeli. Evinde ev kadını olmalı, yatakta fahişe” gibi sözler duyduysa sizce evlenmeyi ne kadar isteyebilir? Karşısına hakikaten sevebileceği birisi çıkarsa bile korkmaz mı evlilikten? Bu bilgiler çocuklukta bilinçaltına kaydoluyor ve uzun süre işe yaramadan orada duruyor. Ne zaman ki küçük kız çocuğu büyüyüp bir genç hanım oluyor ve hayatına birisi çıkageliyor, işte o zaman o kara kutu açılıyor. İçinde bizim harika fikirlerle veya cümlelerle doldurduğumuz bu sihirli kutu döküyor incilerini bir bir. Gelin görün ki o zaman dananın kuyruğu kopuyor. Ne danası, ne kuyruğu?.. Alın benden de dökülen incileri...

İlginç değil mi? İşte biz anneler, ne dediğimize, ne anlatıp, arkadaşlarımızla ne sohbetler ettiğimize hiç dikkat etmiyoruz. Gerekli gereksiz her şeyi konuşuyoruz çocukların yanında. Ve o körpecik zihinler zehirleniyor, zehirleniyor, zehirleniyor.

TELEVİZYONA DA DİKKAT!
Televizyon da bunun baş oyuncusu. Hatta tüm rol onda da diyebiliriz. Diziler, abuk sabuk filmler, çocukların görmemesi gereken sahneler... Ben artık kızlara akşam kuşağını yasakladım. Belki geç kalmış olabilirim, bilmiyorum ama bazı çocuk filmlerinde ve çocuk kanallarında bile şiddet sahneleri ve insana hoş gelmeyen görüntüler var. Akşam yatağa gidene kadar geçen sürede izlediğimiz haberler, bazı dizilerim ilk on dakikası bile fark ediyorum ki onları derinden sarsıyor ve çocukluklarını unutturuyor. Artık ben kaçırsam da onlar yatana kadar televizyonu açmıyorum. Bazı anneler bunu çoktan yapmıştır bile... Yapamayanlara benden bir hatırlatma olsun. Şimdi kızlar, “Bu program bize göre mi” diye soruyor ve öyle izliyorlar.

ÇOCUKLARINIZIN YANINDA KONUŞTUKLARINIZA DİKKAT EDİN
Aile gezmelerinde, arkadaş ziyaretleri ve tatillerde çocukların yanında yaptıklarımıza, konuştuklarımıza, anlattıklarımıza dikkat edelim ne olur? Hem bizler belki bazı garip inanışlarımızdan kurtuluruz. Garip diyorum, çünkü sabahtan akşama ağzımızdan çıkan her cümleyi yazsak eminim garipliğini ve hatta anlamsızlığını ve komikliğini fark edeceğiz. Devamlı surette inanışlar, eskiden kalma yanlış cümleler, zihnimiz zaten bu cümlelerle hayatımızda ne yaratabilir ki! Ne düşünürsek onu yaşarız diyoruz. Çocuklarımızın da en iyisini yaşamasını istediğimize tüm anneler adına eminim.

O zaman anneler haydi çalışmaya. Artık yeni bir farkındalıkla çocuklara söylediklerimizi yazalım. Önce -ne diyoruz, neden diyoruz- bir biz anlayalım. Sonra da onları tekrar tekrar söylemeden, pekiştirmeden bu kargacık burgacık fikir ve söylemleri çocuklarımıza öğretmeyelim. Zihni açık ve parlak gençler ancak böyle yetişir. Ne dersiniz?


Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.