Kök hücre uygulamalarının geçmişi çok uzun yıllar önceye dayanıyor. Kök hücreler doğal olarak her dokuda bulunuyor, ancak sayıları yıllar içinde azalıyor.
Teorik olarak elde edilebilen her kök hücre uygulamada kullanılabilir. Bunlar arasında en kolay elde edilenleri ise deri, kemik iliği ve yağ dokusu.
Kulak arkasından kök hücre uygulamaları yeni olmasa da Sertap Erener tarafından tercih edilmesinden sonra popüler oldu. Aslında yağ kaynaklı kök hücreyle karşılaştırılınca etkinliği, kullanım esnekliği ve etki alanı daha kısıtlı. Yine de bir ünlü tarafından kullanılması aradaki mesafeyi kapatıp bir tekniğin öne geçmesine neden olabiliyor. Kulak arkası dokusundan kök hücre elde edilse de, aslında her deri parçasından kök hücre elde etmek mümkün.
Germeler sonrası çıkan deri parçaları en kolay olanları. Ancak kulak arkası derisi bazı ilginç özelliklere sahip. Öncelikle doğal olarak güneşten korunmuş bir deri ve bu nedenle yüze göre biyolojik yaşı daha küçük. Bir başka ilginç özelliği kök hücrece çok zengin olması. Bu açıdan farklı iyileştirme potansiyellerine sahip olabilir.
Kulak arkasından biyopsi ile alınan deri parçasından kök hücre içeren bir hücre topluluğu ayrıştırılıp bir aşı haline getirilir. Biyopsi alınan yer kendiliğinden iyileşebildiği gibi basitce dikişle de kapatılabilir. Bu aşı büyük oranda hacim verici olarak kullanılamasa da özellikle ince çizgiler, çukurluklar ve hacim vermeden gençleştirme için oldukça etkilidir. Ancak bu işlemin kalıcılığı için belirli aralıklarla tekrarlanması gerekir. Kişinin ihtiyacına göre kök hücre tipine karar verilir. Bazı durumlarda ikisinin kombinasyonunda başarı ve kalıcılık daha da artacaktır.
Yağ kökenli kök hücreler yüz gençleştirme yanında yüz şekli değiştirmede, revizyon burun estetiğinde, akne izi tedavisinde, meme büyütme, dirilleştirme, popo kaldırma ve büyütmede de oldukça etkilidir.