Hayat boyunca sürdürdüğümüz önemli
biyolojik fonksiyonlardan biri de uyumaktır. Dinlenmek ve enerjimizi yenilemek için uyuruz ve bu
nedenle de uyumak her yaşta çok önemlidir.
Uykunun önemli bir içereni de rüya
görmek ve gördüğümüz rüyalardır. Gün içinde yaşanılan olayların, bizi olumlu veya olumsuz olarak
etkileyen tüm etkenlerin çözümlenmesi ve içsel dünyamızda halledilmesi, rüyalarımız sayesinde olur.
Rüya gördüğümüzde güncel olayların içsel halledilme sürecini yaşarız. Bu durum ruhsal olarak
iyi olma halimizi çok etkiler. Uzun süreli hafıza ile uyku arasında da ilişki vardır. Bu nedenle iyi
uyumak okul başarısı için gereklidir. İyi uymanın koşulu ise, sağlıklı uyku düzeni ve
alışkanlıklarıyla mümkündür. Bunların öğretilmesi anne-babaların görevidir.
Uyku düzenimiz
ve uykusuzluğumuz bireysel performansımızı çok etkiler. Çocukların uyku düzeni, uykusuzlukları ve ne
kadar uyudukları ise tüm aileyi etkiler. Bu nedenle uyku saati alışkanlıkları ve düzeni hayat
boyunca önemlidir.
YAŞ GRUPLARINA GÖRE SAĞLIKLI UYKU SÜRELERİ:
Sağlıklı
yenidoğan bebekler genellikle 16-19 saat uyuyabilirler. 2-3 saatte bir emmek için uyanırlar. Bazı
bebekler bunu 4-5 saate kadar uzatabilir. Bebek yeterli kilo alıyorsa sorun yoktur. Bebek üç
aylık olunca uyku süresi biraz azalır. Genellikle 13-15 saat uyurlar. Bunun 4-5 saati gündüz, geri
kalan ise gece saatlerinde yaşanır. Gece 2-3 defa uyanabilir. Altı aylık olduğunda bebek gün içinde
daha uzun süre uyanık kalmaya başlar. Genellikle günde 12-14 saat uyurlar. Gece uyandıklarında
çok uyarılmadan ihtiyaçları giderilmelidir. Aksi takdirde uyanık kalmak ve ilgilenilmek isterler.
1-3 yaş arasındaki çocuklar günde genellikle 10-12 saat uyurlar. Uyku saati rutinlerini öğrenilmesi
ve uygulanılması gereken dönemdir. İhmal edilmemelidir. Okul öncesi yaş grubundaki (1-5 yaş)
çocuklar genellikle 9-12 saat uyuyabilirler. Uyku ve uyku saati rutinleri artık öğrenilmiştir. Ancak
bu yaşlarda gece korkuları veya gece terörü yaşamaya başlayabilirler. Gece korkuları hatırlanır.
Gece terörü ise hatırlanmaz. Gece teröründe çocuk uyanır ve haykırmaya başlar. Gözü açıktır,
uyanmıştır ancak ilişki kurulamaz. Sonrasında uyur ve olay hatırlamazlar. Odasına gidip yumuşak
yumuşak konuşulmalı, sırtı okşanmalı ama ne gördüğü sorulmamalıdır. Okul çocukları için ise
genellikle 8-10 saat uyku yeterlidir. Uyumak okul başarısı için önemlidir. Bu nedenle akşam uyku
saati geciktirilmemelidir.
Adölesan ve erişkinler: İdeal koşullarda 6-8 saat uyku yeterli ve
gereklidir.
UYKU SAATİ RUTİNLERİ NEDİR?
Uykudan önceki yarım saat içinde
yapılan ve uykuya hazırlanmayı amaçlayan davranışlardır. Her gün yatmadan önce hep aynı zamanda,
aynı şekilde yapılan aynı şeylerdir. Televizyonun kapatılması, ışıkların azaltılması, pijama
giyilmesi, dişlerin fırçalanması, hikaye okunması örnek olarak gösterilebilir. Sevdiği bir oyuncak
veya battaniye yatakta çocuğa eşik eder. Kendisini daha güvende hissetmesine yardımcı
olur.
Daha az uyuyan çocukların normal gelişip gelişmedikleri, yorgun olup olmadıkları ve
anne-babada normalden daha az uyuma eğimi olup olmadığına bakılmalıdır. Genellikle uyku
özelliklerinde ailevi yatkınlık görülür.
Ağlayarak uyanan bebeğin ağlama tınısı
önemlidir. Genellikle bu tınılar çocuğun ihtiyacı hakkında ipucu verir. Bebeğin yanına olduğunu
hissettirmeniz onu uyarmamanız önemlidir. Daha büyük çocuklarda da benzer şekilde davranılmalıdır.
Bu öneriler çocuğun hasta olmaması koşulunda geçerlidir.
ÇOCUKLARDA UYKU
SORUNLARI
Bebeklikten itibaren başlamak üzere her yaşta uyku sorunu günümüzde daha sık
görülmekte ve her geçen gün de artmaktadır. Erişkinlerde sıklıkla insomniya görülmesine rağmen
çocuklarda davranışsal uyku sorunları daha sık görülmektedir. Araştırmalar çocukların yüzde
20-30’unda uyku sorunu olduğunu göstermektedir. En sıklıkla da uyumak için yatağa gitmek
istemedikleri görülmüştür. Bir kısmı ise yattığı halde bir türlü uyuyamaz, uykuya dalmada zorluk
çekebilir. Gece boyunca sık sık uyanan çocuklar da nadir değildir. Uyku kalitesi bozuktur. Daha az
bir kısmı ise sabah erkenden uyanır.
Önemli olan çocuğun neden bu sorunları yaşadığını
belirlemektir. Her çocuk için farklı nedenler olabilir. Bunun ortaya konması önemlidir. Uyku
sorunlarının nedenlerini anlamak önemlidir.
DAVRANIŞSAL
UYKUSUZLUK
Sıklıkla iki neden söz konusudur.
1. Çocuklar büyürken zaman
içinde bazı uyku rutinleri ve alışkanlıkları geliştirirler. Örneğin anneler genellikle bebeklerini
emzirirken veya sallanırken uyuturlar. Bebek küçükken bu şekilde daha kolay uyutulabilir. Ancak bu
durum kısa vadede bir çözüm gibi gözükse de çocuk biraz büyüyünce uyku sorununun kaynağı haline
gelebilir. Bebek büyüdükçe anne çocuğun kendi kendine uyumasını beklemeye başlar. Ancak çocuğun hem
bu alışkanlıklarını terk etmesi hem de yalnız uyuması daha da zor olur. Uyumak için bazı özel
uyaranlar almaya alıştırılmış çocuk için uyumanın öncül koşulu olarak bu özel çevre koşullarının
oluşturulması veya özel davranışların yaşanması gerekir. Bu koşulların gerçekleşmediği durumda
çocuk uyuyamaz.
2. Bir diğer neden de çocuğun anne-babanın sınırlarını öğrenmek
istemesidir. Çocuk büyüdükçe bağımsızlaşır ve ebeveynlerin sınırlarını öğrenmek ister. Uyumak
istemediğinde neler olacağını merak eder. Genellikle bu durumda çocuğun ikna edilebilmesi için bazı
sözler verilir. Çocuğun bazı talepleri yerine getirilir. Kısaca çocuğu ikna etmek, bazı duygusal ve
fiziksek tavizler vererek mümkün olur. Örneğin bir daha kucaklaşmak, bir hikaye daha okumak gibi.
Genellikle bu durum uyku kurallarının sabit olmamasından kaynaklanır. Doğru olan, uyku kurallarının
belirlenmesi ve taviz verilememesidir. Kimi yatağa gitmek istemez kimi de uykuya geçemez. Çocuk
yatağa yattıktan sonra makul bir süre içinde (30-60 dakika) uykuya dalmakta zorlanır. Burada
sorun ağırlıklı olarak davranışsaldır.
Her iki durumda da “davranışsal uyku sorunu” veya
“davranışsal uykusuzluk” olarak adlandırılan uyku sorunu ortaya çıkar.
AYRILMA (SEPARATİON) ANKSİYETESİ VE GECE
KORKULARI
Çocuk sağlıklıdır herhangi bir sorunu yoktur ancak yatağa giderken ayrılma
sıkıntısı yaşar. Aile bireylerinden ayrılmak istemez ve yalnız yatağa girmek onun için bir gerginlik
konusu olur. Ayrılma anksiyetesi bebeklerde erken dönemde sık görülen bir özelliktir. Bebek-çocuk
için, uyumak için yatağa gitmek de bir ayrılıktır. Bu nedenle bebek uyumak istemez.
Bir başka durum da kazanılmış yanlış uyku davranışları ve alışkanlıklarıdır. Uygulanan ve
benimsenen davranışlar neticesinde çocuk uyumaya karşı anksiyete geliştirmiş olabilir. Bu çok sık
görülen bir durumdur. Sık görülen bir diğer neden de çocuğun uyumaktan korkmasıdır. Diğer bir
ifadeyle çocukta uykuya dalma korkusu olabilir. Süreklilik gösteren uyku sorunları, emosyonel,
duygusal sıkıntıların bir ifadesi olabilir.
YANLIŞ UYKU
ZAMANI
Anne-babalar tarafından çocuklarının kaç saat uyumaları gerektiğini sıklıkla
yanlış değerlendirilir. Bu nedenle çocuktan çok erken uyuması beklenir. Çocuğun uykusu gelmeden
ondan uyumasını beklemek doğru değildir. Uyuması için erkenden yatağa konan çocuğun yatakta canı
sıkılabilir. Hiçbir şey yapmadan yatakta beklerken çocuklar kendileri için anksiyete ve korku
kaynağı olabilecek düşünceler geliştirebilirler. Bu durum uyumalarını daha da zorlaştırır.
Edindikleri bu korkular ve gerginlik daha sonraki günlerde yatağa yatmamalarına da neden olabilir.
AŞIRI YORGUNLUK
Bazı çocuklar çok yorulduklarında daha aktif ve gergin
olabilirler. Uyumadan önceki son iki saat içinde çocuğu fiziksel olarak yormak veya duygusal olarak
uyarmak ve heyecanlandırmak bu nedenle tercih edilmemelidir. Huzurlu sakin bir ortam
yaratılmalıdır.
UYKU RİTMİNDE BOZUKLUK
Belirlenen uyku zamanı ile çocuğun
içsel uyku ritmi mutlaka örtüşmelidir. Bu durum genellikle gündüz saatlerinde yeteri kadar gün ışığı
almayan gece ise çok fazla ışık alan çocuklarda görülür. Eğer çocuk sabah uyanmakta zorluk çekiyor
ve gece yatmamak için direniyorsa sorun bu olabilir. Gün içinde özellikle de sabah ve öğlen
saatlerinde gün ışığı alması sağlanmalıdır. Güneş battıktan sonra evdeki ışıkların loş olması, sakin
ve sessiz olunması önemlidir.
STRES
Çocuk uykuya dalmada zorluk
çekiyorsa bunun bir diğer nedeni de gün içinde yaşadığı stresler olabilir. Çalışmalarda gün içinde
aile sorunlarını çok yoğun yaşayan çocukların gece uyku sorunları olduğu görülmüştür. Diğer stres
kaynakları kardeş doğumu, deprem, okul sorunları, kreş sorunları olabilir.
KAFEİN
Bazı ailelerde çocuk çay ve kola tüketebilmektedir. Her ikisi de
içerdikleri kafein nedeniyle çocukta uykusuzluğa neden olabilir.
TELEVİZYON
Araştırmalar TV ile uyku sorunları arasında çok önemli bir ilişki olduğunu
göstermektedir. Çocuğun pasif seyirci olması da söz konusu olabilir. Bu nedenle uyuması istenilen
zamanlarda TV’nin kapatılması doğru bir yaklaşımdır.
YANLIŞ ZAMANDA
KESTİRMELER
Gün içinde, akşama yakın saatlerde ve akşam saatlerinde gerçekleşen kısa ve
uzun süreli kestirmeler uyku ihtiyacını azaltıp uyku sorunlarına neden olabilir.
ALERJİ
Yapılan bir çalışma sonucuna göre, alerji hikayesi olan
çocuklarda uykusuzluk daha sık görülür. Yaşadıkları solunum sıkıntısının uykusuzluğa zemin
hazırladığı düşünülür.
HORLAMA VE SOLUNUM SIKINTILARI
Horlama, solunum
sıkıntısı, burun tıkanıklığı ve apneler uyku kalitesini bozar. Çocuk daha sık uyanma eğilimi
gösterir.
Uyku sorunlarının tedavisinde davranış modellerinin doğru seçilmesi, nedenin net
olarak ortaya konması önemlidir. Bununla birlikte bazı bitkisel karışımlar da kullanılabilir.
Sıklıkla zararsız ve güvenli olmaları nedeniyle passiflora (Passiflora incarnata) ve mayıs papatyası
(Matricaria recutita) içeren bitkisel gıda takviyeleri
kullanılır.