Ülkemizde yapılan bir araştırmada, Verem Savaş Dispanserleri’nde izlenen hastaların yüzde 12’sini 15 yaş altındaki çocukların oluşturduğu belirlenmiştir. Çocuk tüberkülozu, klinik tablosu, tanı ve tedavisi bakımından erişkin tüberkülozundan farklı özellikler gösterir.
BULAŞMA
Çocuklar tüberküloz mikrobunu etrafa mikrop saçan erişkin tüberkülozlu hastalardan alırlar. Bulaşma daha çok aile ortamında hasta bir kişiden ya da çocuğun topluma karıştığı dönemde karşılaştığı başka bir hastadan olur.
Tüberküloz, esas olarak, hasta kişinin öksürmesi, hapşırması ve hatta konuşması sırasında havaya karışan bu damlacık çekirdekleri içinde bulunan mikropların solunmasıyla bulaşır. Konuşma sırasında 200, öksürme ile 3.500 ve hapşırma sırasında da sayıları 1 milyona kadar ulaşabilen damlacıklar oluşur. Bu nedenle, hasta kişilerin öksürme, hapşırma ve hatta konuşma sırasında ağızlarını bir mendille kapatmaları bulaşmanın önlenebilmesi için çok yararlıdır.
Sanıldığının aksine, tüberküloz mikrobu, çatal, kaşık, tabak, bardak gibi aynı yemek takımlarının ya da havlu, kalem, gözlük, çakmak gibi eşyaların kullanılmasıyla bulaşmaz. Tüberküloz, nadiren tüberküloz hastası olan anneden plasenta yoluyla da bulaşabilir.
HASTALIK
Tüberküloz mikrobunu alan çocukta meydana gelen hastalığa primer infeksiyon adı verilir. Bu çoğu zaman soğuk algınlığına benzeyen belirtilere neden olur ve tedavi edilmediği halde vücutta gelişen bağışıklık sayesinde kendiliğinden düzelir.
Bazı çocuklarda ise, tüberküloz mikrobuna karşı yeterli bağışıklık gelişemez ve tüberküloz hastalığı ortaya çıkar. Uzun süren öksürük, ateş, halsizlik, iştahsızlık, gece terlemesi, kilo kaybı ya da kilo alamama ve hırıltılı solunum en sık karşılaşılan, ancak hiç biri tüberküloza özgü olmayan belirtilerdir.
TEŞHİS
Kesin tüberküloz tanısı için hastanın balgamında tüberküloz mikroplarının üretilmesi gerekir, fakat çocuklardaki hastalıkta mikrobu üretmek çoğu zaman mümkün olmaz. Bu, bir taraftan çocuk tüberkülozunda mikrop sayısının fazla olmamasına, bir taraftan da çocukların etkili balgam çıkaramamalarına bağlıdır.
Bu nedenle çocuk tüberkülozunun tanısında, tüberkülin testinin (PPD) pozitif olması, çocuğun veremli bir hasta ile temasının olması, çocuğun şikayetleri ve röntgen bulguları büyük önem taşır.
PPD testinin pozitif olması tek başına anlamlı değildir, diğer bulgularla beraber değerlendirilmelidir. Bazen, PPD negatif olduğunda bile aktif tüberküloz olabilir. Aynı şekilde, akciğer röntgeninde saptanan değişiklikler de kesin olarak tüberküloz tanısı koymaya yeterli değildir.
TEDAVİ
Çocuk tüberkülozunun tedavisi mutlaka bir göğüs hastalıkları uzmanın denetimi altında yürütülmeli ve tamamlanmalıdır. Tedavide 4 ilaç kullanılır. Tedavi süresi 9 aydır.
Tüberkülozdan korunmak için her yeni doğan bebeğe ilk 2-3 ay içinde BCG aşısı yapılmalıdır. BCG’nin bir kere yapılması yeterlidir, çünkü aşı, çocuk tüberkülozunun komplikasyonlarını önlemede etkili olmakla beraber, erişkin tüberkülozuna karşı koruyucu değildir.
ÇOCUK TÜBERKÜLOZUNUN BELİRTİLERİ
Tüberküloz mikropları kan yoluyla tüm vücuda yayılırlar, ancak bu sırada vücutta tüberküloz mikroplarına karşı gelişmeye başlayan bağışıklık sayesinde bu mikropların hastalık yapması engellenmiş olur. Mikroplar primer enfeksiyon sırasında dağıldıkları yerlerde uyku halinde kalırlar. Herhangi bir nedenle vücut direncinin azalması bu mikropların tekrar çoğalmaya başlamasına ve tüberküloz hastalığının ortaya çıkmasına yol açar. Araştırmalara göre, primer enfeksiyon geçiren kişilerin yüzde 10 kadarında yaşamlarının herhangi bir döneminde tüberküloz hastalığı gelişir.
PRİMER ENFEKSİYON
Primer enfeksiyon, ülkemizde de olduğu gibi genellikle çocukluk çağlarında meydana gelir. Gelişmiş ülkelerde mikropla ilk karşılaşma daha çok ileri yaş gruplarına kaymaktadır.
Primer enfeksiyon çoğu zaman hiçbir şikayete yol açmaz. Bazı çocuklarda ise kısa süreli hafif ateş, öksürük gibi üst solunum yolları enfeksiyonuna benzeyen belirtiler vardır. Vücutta gelişen bağışıklık sayesinde, kısa zamanda bu belirtiler de ortadan kalkar.
ÇOCUK TÜBERKÜLOZU
Çocuk tüberkülozu deyince anlaşılması gereken, primer enfeksiyonun çeşitli komplikasyonlarıdır. Bunlar, göğüs boşluğundaki lenf bezlerinin büyümesi, akciğer dokusunda iltihap, plörezi (akciğer zarları arasında sıvı toplanması), miliyer tüberküloz (mikropların kan yoluyla tüm vücuda yayılması), menenjit tüberküloz (beyin zarı iltihabı) gibi tablolardır.
Çocuk tüberkülozunun belirtileri meydana gelen komplikasyona göre değişir, ancak tümünde de en çok rastlananlar ateş, iştahsızlık, halsizlik, gece terlemesi ve kilo kaybı gibi genel belirtilerdir. Öksürük de birçok hastada vardır. Çocuklar genellikle balgam çıkaramazlar.
Göğüs boşluğundaki lenf bezlerinin büyümesinde nefes darlığı, hırıltılı solunum, ağrı gibi şikayetler olabilir. Bu lenf bezleri komşu oldukları bronşlara baskı yaparak o kısımda tekrarlayan zatürreelere ve bunun sonucunda da bronşektazilere neden olabilirler.
Akciğer zarları arasında sıvı toplanması ise önce göğüste batar tarzda ağrı ve öksürüğe ve sıvının artmasıyla da nefes darlığına yol açar.
Çocuk tüberkülozunun en ağır ve ölüm ihtimali de en yüksek olan formları miliyer tüberküloz ile menenejit tüberkülozdur. BCG ile aşılanmış olan çocuklarda bu ölümcül komplikasyonların görülme riski azalır.