UNİCEF ve Dünya Sağlık Örgütü, “Zatürre: Unutulan Çocuk Katili” isimli bir rapor yayınladı. Bu rapor, zatürre ile ilgili dikkatlerden kaçan bazı gerçekleri ortaya koyması bakımından çok önemli.
Rapora göre, her yıl 150 milyondan fazla çocuk zatürreye yakalanmakta, bunların 10-20 milyonunun hastaneye yatırılması gerekmekte ve en az 2 milyon çocuk da bu yüzden hayatını yitirmektedir. Bu hastaların yarısından çoğu Güney Asya ve Afrika ülkelerinin çocuklarıdır.
Zatürreden ölümlerin bu kadar fazla olmasının iki önemli sebebi vardır. Bunlardan biri teşhisin gecikmesi, diğeri de zatürreli çocukların ancak yarısının uygun tıbbi tedavi almalarıdır.
Raporda, gelişmekte olan ülkelerde bakım hizmeti veren her 5 kişiden sadece birinin zatürrenin hemen tedavi edilmesi gerektiğini gösteren iki ana belirtiyi bildikleri vurgulanmaktadır. Bu belirtiler nefes darlığı ve solunum sayısının artışıdır.
Teşhis kadar tedavi de önemlidir. Oysa rapora göre, zatürreli çocukların yüzde 20’sinden azına antibiyotik verilebilmiştir. Ağır zatürrelerin bakteriyel kökenli olduğu düşünülecek olursa, etkili antibiyotik tedavisinin hayat kurtarıcı olduğu da kolayca anlaşılır.
“Unutulan Çocuk Katili” isimli rapora göre, zatürreye bağlı ölümlerin maliyeti çok yüksek değildir. 600 milyon dolarlık bir masrafla 600 bin çocuğun hayatını kurtarmak mümkün olacaktır.
SOLUNUM ZORLUĞUNA DİKKAT
Zatürrenin klinik tablosu çocuğun yaşına ve zatürreye sebep olan mikroplara göre farklıdır, ancak yüksek ateş ve öksürük temel belirtilerdir. Küçük bebeklerde öksürük olmadan da zatürre olabileceği unutulmamalıdır.
Zatürrenin çok önemli bulguları, nefes alırken kaburga aralıklarının içeriye doğru çekilmesi ve çocuğun solunum zorluğu içinde olmasıdır. Solunum hızının 1 yaşın altındaki bebeklerde 50’nin, 2-5 yaş arasındaki çocuklarda 40’ın ve 5 yaşından büyüklerde de 30’un üzerinde olması zatürree veya başka bir ciddi solunum yolları hastalığının işaretidir. Burun kanadı solunumu, solunumun hırıltılı olması, dudakların morarması da zatürreye ait belirtiler olabilir.
Zatürre, küçük çocuklarda ateşle beraber uyuklama veya huzursuzluk, karın ağrısı, kusma, ishal veya beslenme bozukluğu gibi belirtilerle de karşımıza çıkabilir.
Zatürre teşhisi çoğu zaman klinik belirti ve muayene bulgularına dayanılarak konur. Her hastaya akciğer röntgeni çektirilmesi gerekli değildir.
RİSK FAKTÖRLERİ
Düşük doğum tartısı ve prematürelik, anne sütü almama, beslenme bozuklukları, D vitamini eksikliği, evde sigara içilmesi, kalabalık evlerde yaşama, kızamık ve boğmaca aşılarının yapılmamış olması, ailenin sosyo-ekonomik düzeyinin düşük olması çocuklarda zatürre riskini arttıran faktörlerdir.
ZATÜRRE ÖNLEYİCİ AŞILAR DA VAR
Zatürreyi ve bundan kaynaklanan ölümleri azaltmanın yollarının başında çocukların aşılanması gelmektedir. Bu amaçla kullanılan üç önemli aşı kızamık, pnömokok ve hemofilus B aşılarıdır.
Bebeklerin düşük doğum ağırlıklı olarak doğmalarının önlenmesi, yeni doğan bebek bakımının iyileştirilmesi (doğumdan sonra sıcak bir ortam ve uygun beslenme), anne sütüyle beslenmenin sağlanması, kapalı alanlardaki hava kirliliğinin ve sigara içilmesinin önlenmesi de zatürrelerin azaltılmasında rolleri olan diğer faktörlerdir.