Çocuğunun her istediğini yerine getiren “iyi baba”; yerine getirmeyen “kötü baba”. Çocuğunun her dediğine evet diyen “iyi baba”; hayır diyen “kötü baba”. Çocuğuna son teknolojiye uygun bilgisayar alan “iyi baba”, almayan “kötü baba”... Çocuğunun kendisine ihtiyacı varken, onun yanında olmayıp sonra kendisine hediye alan nasıl baba?
Çocuğunun bir sorunu varken sadece onu anladığını söyleyen ve elini tutan mı iyi baba, o durumda kendisine istediği oyuncak arabayı alan mı?
Anlatmak istediğim “iyi baba” ve “kötü baba” kavramlarının kişilere ve koşullara göre değişeceği.
Çocuğunun fiziksel, zihinsel ve ruhsal ihtiyaçlarını karşılayıp, onu tanımaya çalışan ve çocuğu ile kaliteli zaman geçiren baba “iyi babadır”. O baba, kimi zaman çocuğunun istediği oyuncağı almaz, bu durumda “kötü baba” olmaz.
Annenin çalışma hayatında olması, yaşam şartlarının getirdiği zorunluluk/sorumluluk ile aile kavramı günümüzde yeni bir biçim aldı. Bu yeni aile yapısı evde baba rolünü de etkiledi. Anne rolü, insanlık var olduğundan beri hep aynı. Baba ise daha ilk çağlardan itibaren hep dışarıda.
BABA MODELİ ÖNEMLİ
Baba dış dünyayı, gücü, otoriteyi, güveni “erkek olmayı“ temsil eder. Özellikle erkek çocuklar için baba modeli çok önemlidir. Babasının erkek kimliğinde olmak için onu modeller. Baba kız çocukları için de karşı cinsin ilk temsilcisidir. Babanın anneye, diğer kadınlara karşı tutumu, davranışları, kızın erkeklerle kuracağı iletişimin ve birlikteliğin temelini oluşturur.
Baba ile kızının kuracağı ilişki, dış dünyayla ilişkisine şekil verir. Mesafeyi, saygıyı korumak adına kızının yanında olmayan baba, farkına varmadan kızının ileriki yaşantısını etkiler.
Şimdi tüm babalara şunu söylemek istiyorum; çocuklarınızın öncelikle size ihtiyacı var. Alacağınız oyuncaklar sonra geliyor. Önemli olan çocuklarınızla kuracağınız iletişimin güçlü olması. Birlikte geçirdiğiniz zamanı en etkili ve kaliteli şekilde tüketmeniz gelişimi için çok değerli.
Babalar Günü’nde, babaların çocuk gelişimi üzerindeki etkilerine dikkat çekmek istedim. Bu vesile ile tüm babalarımızın Babalar Günü’nü kutluyorum.
ANNE-BABA KİME DENİR?
Yazımı, geçenlerde posta kutuma gelen ve beni tebessüm ettiren mesaj ile bitirmek istiyorum:
“Aynı anda kendi çantasını, çocuğunun çantasını, çocuğunun oyuncak kutusunu, market torbasını, çocuğunun ayakkabısını ve hatta çocuğunu taşıyan; bir yandan da ev anahtarını bulmaya çalışan kişiye “anne”; bilgisayar çantasını karısına vererek sadece oğlunu kucaklayana da “baba” denir.
5 dakikada duş alıp 10 dakika içinde hem kendisini hem de çocuğunu hazırlayana “anne”; o 15 dakika boyunca gömleğine uygun kazak aramakla uğraştıktan sonra kapının önünde çantasını toparlayan karısına “Daha hazırlanmadın mı?” diye sorana “baba” denir.
Uykusuzluktan süründüğü halde uyumamakta direnen çocuğuna söylenen kişiye “anne”; “Uykusu yok belli, olsa gider yatar zaten” diyene de “baba” denir.
1 saatte 3 çeşit yemek, üstüne de salata hazırlayıp bir yandan da çocuğunu yedirene “anne”; iki tane amerikan servis koyarak “sofrayı hazırladım” diyene de “baba” denir.
Gecede 5 kere kalktığı halde şikayet etmeye hakkı olmayana “anne”; “dün gece uykum bölündü oğlanın ağlamalarından” diye şikayet edene de “baba” denir.
Çocuğu hastalandığında sabaha kadar başında bekleyene “anne”; işten evi arayarak karısına “İlaçlarını verdin mi?” diye sorana “baba” denir.
Tüm bunları açık açık yazana “anne”; “hiç de değil, market torbalarını sana taşıtmıyorum” diyerek duruma son noktayı koyana da “baba” denir.”