Oğluma bebek bakıcısı bulma serüvenimizde neler yaşadığımı önceki iki yazımda sizlerle paylaşmaya başlamıştım.
Günler ilerliyor ve benim de bebek bakıcısı bulma inancım yavaş yavaş azalıyordu. Sözüm ona bu sektördeydim. Bornova Halk Eğitim Merkezi 8 aylık "Çocuk bakımı eğitimi"ni tamamlayan kişilere ulaşmıştım. Ancak kimi çalışıyordu, kimi de kurumsal bir iş yerinde çalışmayı arzu ediyordu. Bazıları da zaten telefonda içime sinmemişti. İç ses, söz konusu canının içi olunca hiç susmuyordu!
Eşimin bekarlığından beri zaman zaman ona yardıma gelen bir bayan vardı. Kendisi oğlum doğduğu ilk günlerde düzenli olmasa da bana destek için gelmişti. Çünkü başka bir yerde çalışıyordu. Çalıştığı ailenin iki çocuğunu o büyütmüştü. İşinden her anlamda memnundu. Hem aile ile çok uzun zamandır birlikte olduklarından ayrılma gibi bir düşüncesi yoktu.
Düzenli olmasa da bize gelmeye devam ediyordu. Bir gün geldiğinde yüzü biraz asıktı. Canının bir şeylere sıkkın olduğu belliydi. Kerem in o gün yine gaz sancısı çok olduğundan pek sohbet etme imkanımız olmadı. Oğluşum bir ara uyudu. O zaman sorabildim. "Canınız sıkkın gibi?" Anlatmaya başladı.
"Çalıştığım ailenin işlerinde yeni bir gelişme oldu. Beyefendinin artık Amerika'da çalışması gerekiyor. Patronları "Hemen en geç bir ay içinde Amerika'ya gitmen gerek. Ya da seninle yollarımızı burada ayırmalıyız." demişler. Onlarda çocuklarının eğitimleri için kabul ettiler. Hemen taşınacaklar. Hiç beklenmedik ve çok acil olduğu için üzgünüm. İki-üç haftaya gidecekler. Sigortam vardı, işimden memnundum. Evime çok yakındı. Bu nedenle biraz üzgünüm" dedi.
Allah’ım kendisi üzgündü ama ben çok sevinmiştim! Çünkü,
Teyzemiz, Bulgaristan'da 14 yıl boyunca okul öncesi öğretmenlik yapmış biriydi. Türkiye'ye geldiğinde sınavları kazanmış ancak yaşı nedeniyle öğretmenlik yapamıyordu. Bu nedenle de kendisine işte o çalıştığı aileyi bulmuştu. Haftada 4 gün onlara gidiyordu. Uygun olduğu günlerde de çok iyi bildiği ve evine yakın olan yerlere gidiyordu. Bizim evimize de beş dakikalık yürüyüş mesafesinde oturuyordu. İki yetişkin çocuğu vardı.
Bende bir sevinç, karşımda bayan neredeyse ağlayacak ben ise mutluluktan uçuyorum. "Sizin için üzüldüm, ancak kendim için çok sevindim."dedim. "Biliyorsunuz oğluşumun bakımı için bana destek olacak birini arıyorum. Sigortalı olarak çalışacak. Takdim edeceğim ücret şu. Mesai saatleri sabah 09.30 akşam 17.30. İsteklerim ona her gün mutlaka kitap okuyacak, bol oyun oynayacak biri olması. Ayrıca benim yöntemlerimi de destekleyecek biri olmalı. Bakın siz zaten öğretmenlik yapmış birisisiniz. Yani tam benim istediğim gibi. Aile gittikten hemen sonra bizimle çalışır mısınız?" dedim. Bu kez sevinme sırası ondaydı.
"Üç haftadan önce başlayabilmem mümkün değil. Çünkü ailenin toplanmasına eşyaların tasnifine yardım etmem gerekli. Bekleyebilir misiniz?" dedi. Bu kadar beklemiştim üç haftanın lafı bile olmazdı.
Aileyi yolcu ettikten sonra işe başladı. Zaten bu süreçte düzenli olmasa da yine ara ara geldi. Kerem ile baş başa kalmalarını sağladım. İzledim. İsteklerimi tam olarak anlattım. Benim için doğru olan yöntemleri paylaştım uygulamasını rica ettim. Zaten bunun eğitimini almış biriydi. Çok da sıkıntı olmadı. Oğluşum da kendisine kolaylıkla alıştı. Bizim serüvende böylelikle mutlu sona ulaştı.
Bebek bakıcısı arayan herkese bu nedenle kolaylıklar diliyorum. Dilerim içlerine sinen iyi birini benim gibi serüven yaşamadan bulabilirler.
Bu arada sizde en yakınlarınıza bakın. Belki de tam gözünüzün önüdedir o uygun kişi!