Yaz boyunca oğlum ile daha fazla vakit geçirme fırsatım oldu. Ne kadar büyüdüğünü ve olgunlaştığını gördüm...
Oğlum artık küçük bir bebek değil. 12 yaşına girdi 2 hafta önce...
Ergenlik yaşı 12-17 olduğuna göre, benim canım oğlum ergenliğe girdi anlamına geliyor bu...
Bu zamana kadar ergenlik ile ilgili okuduklarımı, duyduklarımı düşündüm. Neler yaşayabileceğimizi biliyordum ve neler yaşamak istemediğimi...
Ve oğlum ile konuşmaya karar verdim. Öncesinde bir çocuk doktoru olarak bu konuyu tekrar biraz araştırdım, "Oğlum ve ben nelere hazırlıklı olmalıyız, konu ile ilgili uzman görüşleri nelerdir? " diye...
Bir arkadaşımın oğlu okuldan geldiği bir gün, "Anne bugün okulda biyoloji dersinde ergenlik ile ilgili olabilecek değişikliklerden bahsetti öğretmenimiz... Vücudumdaki fiziksel değişiklikler olacakmış. Ve hormonlar nedeni ile davranış değişikliklerim ve öfke nöbetlerim olabilirmiş tüm bunları anlayışla karşılamanız gerekirmiş" demiş. Arkadaşımın cevabı şu olmuş, "Oğlum öğretmenine selam söyle bende menapoza giriyorum hiç seni çekemem."
Öncelikle her ebeveynin kendi çocuğunu, "Nasıl bir erişkin olarak görmek istediği" sorusunu kendisine sorması gerekiyor. Hepimiz kucağımıza ilk aldığımız gün bizi dünyanın en mutlu insanı yapan küçük bebeklerimizin kendine güvenli, kendini doğru ifade edebilen, akademik olarak başarılı, başkalarının duygularına önem veren birer yetişkin olarak görmek istiyoruz.
Tabii ki istiyoruz ama bunun için ne yapmalıyız? Çocuklar bir kullanma kılavuzu ile birlikte gelmiyor ne yazık ki... Gerçi benim kullanma kılavuzları ile de aram çok iyi değildir o başka...
Sonuç olarak çocuğunuzu büyütme noktasında kendi başınıza kalıveriyorsunuz. Ona olan sevgimiz ve onun için en iyisini bulabilme sezgilerimiz bize yol gösteriyor.
Bu süreçte mutlaka ailelerin yaptığı birçok hata vardır. Önemli olduğunu düşündüğüm bazı konu başlıklarını sizler ile paylaşmak istedim bugünkü yazımda.
BUNLARA DİKKAT!
• İlk soru şu "Çok mu fazla konuşuyoruz?" Evet çocuklar hayatın gerçeklerini anne babalarından öğrenirler. Çalışmalar çocukların sizin "Yapın" dediklerinizi değil de sizin yaptıklarınızı yapma eğiliminde olduğunu göstermiştir. "Hocanın dediğini yap ama yaptığını yapma" söylemi aslında bizim her zaman gerektiği gibi iyi örnekler olamadığımız noktasından mı yola çıkıyor acaba? Her yaştaki çocuk yaşadığı ortamı içine emen bir sünger gibidir. Sizi diğer kişilerle olan iletişimleriniz, telefon konuşmalarınız sırasında izlerler. Diğer aile üyeleri ile ve arkadaşlarınız ile olan ilişkilerinizi nasıl yürüttüğünüze bakarlar. "Neden halen konuşuruz ki?" İyi örnek olalım yeter. Çocuğuna devamlı "Kitap oku!" diyen ama kendisi hiç kitap okumayan bir anne düşünün... Ne kadar inandırıcı olabilir? Çevre çok önemli. "Çocuklarınızın arkadaşları kimler?" Elinde en pahalı cep telefonları, üzerinde marka kıyafetler, etrafındaki insanları sosyoekonomik olarak gruplayan, değer yargıları yozlaşmış bir arkadaş grubu ile mi dolaşıyor çoğu zaman? Çocuğunuzun etrafında ona iyi modeller oluşturacak arkadaşların ve erişkinlerin olması, en az sizin çocuğunuza iyi örnek olmanız kadar önemli.
• Çocuklarınızın arkadaşlarının rahat bir şekilde evinize gelebilmesi önemli. Dağınıklık ya da gürültüden şikayet etmeyin, onun arkadaşlarını tanımanız önemli. Unutmayın ev güvenli ve sizin kontrolünüzde olan bir ortam.
• Çocuğunuza "Hayır" dediğinizde bunun hayır anlamına gelmesi gerekir. Bu hayatta da hep böyle değil midir? Giderek küçülen hayırlar, sonra belki, sonra da evet gelir arkasından... Ben bu konuda başarılı mıyım? İtiraf etmem gerekir ki bu, biraz daha üzerinde çalışmam gereken bir konu... Ergenler, bir şey istediklerinde onu elde etmek için inanılmaz kararlıdırlar. "Hayır"ı' bir cevap olarak kabul etmezler ve bu sizi çıldırtabilir. Unutmayın sizden çok daha dirençli olacaklar ve birçok farklı yol deneyerek sizi ikna etmeye çalışacaklardır.
• Zamanlamayı ayarlamak çok kolay olmayabilir ama bütün ailenin her akşam birlikte yemesi önemli, bir araya gelip konuşabilmek için iyi bir fırsat...
• Uyku çok önemli, gece boyunca ayakta kalmış ve yorgun bir ergen gününüzü çekilmez hale getirebilir. Enerji içecekleri ve kahve içilmesi çok uygun değil. Çocuklar neden kahveyi sever? "Havalı göründüğü için." Fakat bu tür içecekler huzursuzluk, davranış değişiklikleri ve uykusuzluk yapabilir ve onların büyüyen bedenleri ve sağlıkları için iyi değil.
• "Oğlum odasının kapısını kitlemek istiyor izin vermeli miyim?" İşte bu cevaplaması çok zor bir soru. Yıllardır çocuğunuzun uyurken "Sakın kapıyı kapatma, aç, biraz daha aç" dediği kapıyı bir gün kilitli bulabilirsiniz. Bu durum genellikle aileleri endişelendirir. Acaba zararlı ya da uygunsuz bir şey mi var odasında diye. Birçok arkadaşım çocuğu yok iken girip odasını araştırıyor. Ama bu çok masum ve sadece biraz özel hayat istediğinden de kaynaklanıyor olabilir tabii ki. Bazı evlerde genellikle kapılar açıktır, bazı evlerde ise belli bir saatten sonra herkes odasına çekilir, kapısını kapatır ve aile üyeleri arasında hiçbir iletişim olmaz. Bazen bunu aynı odanın içinde bile yaşıyorsunuzdur. Her aile bireyinin elinde bir bilgisayar ya da uzaktan kumanda aleti saatlerce aynı odanın içinde hiç iletişim kurmadan birbirimizi göremeden, duymadan vakit geçirebiliriz. Çocuğunuzun oda kapısının kilitlenmesi konusunda bana en uygun gelen öneri, "Kapı henüz kitlenmeden bu konuyu çocuğunuz ile konuşmalısınız" oldu. Ben oğlumun kapısının kitlemesi istemiyorum ama artık "Anne kapıyı açık bırak" demediği noktada kapısını çalmadan ve içeriye davet edilmeden onun odasına girmeyeceğim. Kapıyı kapatabilir, onun özel hayatına saygı duyacağımı bilmeli, ama kilit yok.
• Evet zamanımız değişiyor, artık bizim çocukluğumuzdan çok uzaktayız. Ama, "Cep telefonu olmadan büyüyemez mi bu çocuklar?" Ergenlik dönemindeki çocukların cep telefonlarına olan bağımlılıklarını gösteren çok sayıda çalışma var. Evet, teknoloji bizim hayatımızın ve geleceğimizin önemli bir parçası ama çocuğumuzun hayatını devam ettirebilmesi için bir gereklilik değil...
AMERİKA'DA YAPILMIŞ BİR ARAŞTIRMANIN SONUÇLARINA GÖRE:
• Konuşmak yerine mesaj atmak ergenlik yaş grubunda iletişim kurmanın en çok tercih edilen yöntemi haline gelmiş.
• 12-17 yaşlarındaki çocukların cep telefonuna sahip olma oranları yüzde 75.
• Her 3 cocuktan biri günde ortalama 100 mesaj gönderiyor.
• Ergenlerin yüzde 69' u cep telefonunun ana eğlence kaynağı olduğunu söylemişler ve sosyal iletişim için gerekli olduğunu ifade etmişler.
• Çocukların yüzde 78'i okulda yasak olmasına rağmen cep telefonlarını okulda kullandıklarını ifade etmişler.
CEP TELEFONU MESELESİ
Ülkemizde durum farklı mı? Fırat Üniversitesi'nde yapılan bir çalışma gözüme çarptı. Daha büyük şehirlerde yapılmış çalışmalar var mı bilemiyorum? Ama muhtemelen durum İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde çok daha kötüdür. İlköğretimde eğitim gören 6 bin okul öğrencisi ile yapılan çalışmada çocukların yüzde 25.9'unun sürekli cep telefonu kullandığı ve ortalama günlük konuşma süresinin ise 40 dakika civarında olduğu göstermiş.
Araştırmada, cep telefonlarını uzun süre kullanan çocuklarda baş ağrısı, unutkanlık, dikkatsizlik artışı, refleks kaybı, kulaklarda çınlama gibi bulguların ortaya çıktığı saptanmış. Çocuklarda beyin dokusu gelişimi sürdüğünden ve kafatası kemikleri daha ince olduğundan, radyasyon çocukları daha çok etkiler. Erken yaşta cep telefonu kullanmaya başlanırsa, birikimsel etki çok daha fazla olacaktır. Çocuklarda yapılmış olan uzun süreli araştırmalar henüz bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, büyüme ve gelişmesini tamamlamamış olan çocuklara kesinlikle cep telefonu kullandırılmamalıdır. 18 yaşın altındaki çocukların güvenlikleri için yalnızca ivedi durumlarda cep telefonu kullanılmasına izin verilebilir.
Çocuklar teknolojiyi çok fazla kullanıyorlar facebook ve cep telefonu mesajlarına harcadıkları zaman çalışmaktan daha fazla zaman harcıyorlar. Eğer akşam yemeğinde mesaj çekmesini istemiyorsanız telefonu elinden almalısınız. Bu ergenlik dönemindeki kızınız ya da oğlunuz için hayatın sonu anlamına gelebilir. Ben bunu başarabilecek miyim? Oğlum 12 yaşında en az 3 yıl daha cep telefonu olacağını düşünmüyorum. 15-18 yaşları arasında da sınırlı kullanım ayrılacığı olabilir. Şimdiki planlarım bunlar...
Etrafımda ergen çocukları olan yakın arkadaşlarım var ve tam da olması gerektiği gibi çocukları cep telefonlarını sadece acil durumlarda ya da hafta sonları ailelerinden uzakta oldukları zamanlarda kullanıyorlar.
ERGEN OLMANIN NE DEMEK OLDUĞUNU UNUTMAYIN
Ergen olmanın ne demek olduğunu unutmamak gerekiyor. Çocuklarımızın hayatlarında yapacakları her hatayı engelleyemeyiz. Hata yapmak bazen zor da olsa öğrenmenin bir yolu. Onların yanında olduğumuzu ve sevdiğimizi bilmeleri önemli. En önemli noktalardan biri de kızgın kalmayın, yaşadığınız problemi çözün ve devam edin.
OĞLUM İLE KONUŞTUM...
Bugün oğlum ile neler konuştuk. Hepimiz küçük bebekler olarak dünyaya geliriz, sonra büyürüz. Ona ergenliği, hamilelliği, menapozu, andoropozu anlatmaya çalıştım. Vücudumuz bazı değişikliklerden geçer bunlar sadece fiziksel değişiklikler değildir, duygularımız da değişeblir ama değişmeyen tek ve en önemli şey bizim birbirimize olan sevgimiz ve saygımızdır. Bunun adı ergenlik olabilir ya da aile içindeki başka bir sorun, ama sevgi ve saygı ile hepsini aşabiliriz.
Her fırsatta ona ne kadar değer verdiğinizi, onu ne kadar sevdiğinizi söyleyin, onunla birlikte vakit geçirin, artık büyüyüp evden ayrıldığında hep güzel hatıralar kalsın aklında, ne kadar da çok eğlendik annem ve babam ile diye düşünsün... O da çocukları ile sizinkine benzer bir ilişki yaşamak istesin.
Sağlıklı ve mutlu günlerde çocuklarımız ile birlikte yaşlanabilmek dileği ile... Sevgi ve selamlarımla...