
İnmiştir inmesine aslında ama, çok 
dikkatli bir şekilde cevaplamak lazım bu soruyu… Konu çocuklarımız, torunlarımız olunca çok 
duygusalız, hemen üzülüyoruz, çokça abartıyoruz. Çocuğunuz bronşiolit olmuşsa göğüse inmiştir. Çünkü 
bronşlarımız (nefes borularımız) göğsümüzde, akciğerimizin içinde. Ama bu dünyanın sonu değil 
korkmayın... Büyürken nerede ise her çocuğun geçirdiği bazı hastalıklar vardır. İşte, bronşiolit 
onlardan birisidir.
Çocuklar özelikle 5 yaşın altında sık enfeksiyonlar 
geçirirler. Ama bunların çoğu üst solunum yolu enfeksiyonlarıdır ve önemli bir tedaviye bile 
gereksinim göstermeden geçer. Bazı enfeksiyonlar ise  sadece üst solunum yollarında kalmaz ve 
alt solunum yollarına iner. Bu durumda bazen zatürre, bazen de bronşiolit dediğimiz enfeksiyonlar 
ortaya çıkar. Bu yazıda bronşiolitten bahsedeceğim. 
Bronşiolit nefes brorularının genellikle 
virüsler nedeni ile oluşan enfeksiyonudur. Nefes borularındaki sekresyon artışı ve spazm (daralma) 
çocuklarda öksürük, hırıltı ve bazen nefes darlığı gibi bulguların ortaya çıkmasına neden 
olur.
Bronşiolit genellikle hayatın ilk 2 yılında, en sıklıkla da 3-6 ay civarında ortaya 
çıkar. Kalabalık evlerde yaşayan, anne sütü almayan, sigara içilen ortamlarda bulunan, kreşe devam 
eden çocuklarda, bebeklerde daha sıklıkla rastlanır. Süt çocuklarında nefes boruları çok dardır, bu 
neden ile daha büyük çocuklardan ya da erişkinlerden daha fazla etkilenirler. Bronşiolit çoğu zaman 
basit bir enfeksiyon olmasına rağmen, özellikle prematüre (erken doğmuş) bebeklerde, önceden varolan 
kalp-akciğer hastalıkları, ya da bağışıklık sistemi sorunu olan çocuklarda çok ağır seyredebilir, 
hastane yatışı hatta yoğun bakım yatışlarına neden olabilir.
BRONŞİOLİT GEÇİREN ÇOCUK 
ASTIM OLUR MU?
Bronşiolit geçiren çocuklar sonradan astım  olur mu? Yoksa, zaten astım 
olacak çocuklar mı bronşiolite daha  eğilimli midir?
Bu, “Yumurta mı tavuktan çıkar? 
Tavuk mu yumurtadan?” sorusu gibi çok tartışılan konulardan bir tanesidir. Ama basitçe şöyle 
düşünebilirsiniz. Her çocuk bronşiolit geçirebilir. Ama tekrarlayan bronşiolitleri olan, ailesinde 
astım ve alerjik hastalık hikayesi olan, hasta olmadığı zamanlarda da öksürük, hırıltı gibi 
şikayetleri olan çocuklar astım gelişimi açısından dikkatle takip edilmelidir.
HANGİ 
MİKROPLAR BRONŞİOLİTE NEDEN OLUR?
Bronşiolit genellikle viral enfeksiyonlar ile ortaya çıkar. 
RSV adı verilen bir virus, bronşiolitlerin nerede ise yarısından sorumludur. Kışın ve baharın ilk 
aylarında en sıklıkla rastlanır. RSV dışında rinovirus , influenza virus insan metapnömovirusü gibi 
birçok virus çocuklarda bronşiolite yol açabilir. Bebeklerin ya da çocukların mikrobu aldıktan 
sonra, hastalık ortaya çıkıncaya kadar olan sure;  bronşiolite yol açan mikroba gore değişir, 
bazen günler bazen haftalar sonra şikayetler ortaya çıkar.
BRONŞİOLİTTE EN SIK RASTLANILAN 
BULGULAR NELERDİR?
Bronşiolitin ilk bulguları, aslında basit bir üst solunum yolu 
enfeksiyonuna benzer. Burun akıntısı, hafif ateş ve öksürük vardır. Ama birkaç gün içerisinde 
öksürük kötüleşir, hırıltı eklenir (göğüsten ıslık sesi gibi bir ses gelir). Çocuğun iştahı 
kötüleşebilir, öksürük sonrası çocuklar sıklıkla kusarlar. Ne yazık ki bazı vakalarda şikayetler 
hızla kötüleşebilir. Bronşlardaki (nefes borularında) sekresyon ve bronş spazmı o kadar şiddetlidir 
ki, hava giriş çıkışı  zorlaşır ve  zorla nefes almaya çalışan bebek bir süre sonra 
yorulabilir, dudaklarda ve tırnaklarda morarma oluşabilir. Hızlı, yüzeysel soluma, kalp atımında 
hızlanma, burun kanatlarının nefes alıp verirken açılması, göğüste ve boyunda çekilmelerin olması 
gibi bulguların ortaya çıkması durumunda acilen en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması 
gerekir.
BRONŞİOLİT BULAŞICI MIDIR?
Annelerin en sık sorduğu sorulardan biri de 
budur. Evet, bronşiolite yol açan enfeksiyon bulaşıcıdır. Hasta çocuğun öksürüğü, hapşırığı ya da 
gülmesi ile damlacık enfeksiyonu şeklinde yayılır. Benzeri şekilde hastanın dokunduğu ya da oynadığı 
oyuncak vb. ile de bulaşabilir.
BRONŞİOLİT ÖNLENEBİLİR Mİ?
Bronşiolite yol açan 
viruslerin yayılımını engellemek için en iyi yol, ellerin sık sık yıkanmasıdır. Bebeklerin soğuk 
algınlığı bulunan kişilerden uzak tutulmasında da fayda vardır. Sigara dumanına maruz kalan 
bebekler, sigaraya içilmeyen evlerde yaşayan bebeklerden daha şiddetli bronşiolitler geçirmeye 
eğilimlidir. Bronşiolite karşı bir aşı mevcut değildir, bununla birlikte verilen bazı ilaçlar 
hastalığın şiddetini haifletebilir. RSV bronşiolitine karşı antikorları içeren bazı ilaçlar, erken 
doğan ve kronik akciğer hastalığı ya da kalp hastalığı olan bebeklerde 
kullanılabilir.
HASTALIĞIN SÜRESİ VE TEDAVİSİ
Tipik olarak bronşiolit 10 gün içinde 
düzelir. Fakat şiddetli bronşiolit geçiren çocuklarda, bazen öksürük haftalarca devam edebilir. 
Genellikle çocuk öksürmeye başladıktan sonraki ikinci-üçüncü gün  bulgular en şiddetlidir. 
Sonrasında yavaş yavaş düzelmeye başlar. Bronşiolit, çoğu vakada çok hafif seyreder ve çok yoğun 
tedaviler gerektirmez. Hastalığa çoğu kez virusler yol açtığından antibiyotiklerin bir faydası 
yoktur ve özel durumlar dışında kullanılmaz. Bazı hastalarda nefes borularını açmaya yardım 
edebilecek tedaviler kullanılabilir. Şiddetli bronşioliti olan çocukların hastaneye yatırılmaları ve 
yakın takip edilmeleri gerekebilir. Nadiren bazı bebeklerin yoğun bakım ünitelerinde izlenmesi ve 
solunum yetersizliği var ise solunum desteği verilmesi gerekebilir.
EVDE YAPILABİLECEK 
TEDAVİLER NELERDİR?
En iyi tedavi çocuğa toparlayabilmesi için biraz zaman tanımak ve susuz 
kalmamasını sağlamaktır. Çocuğunuzun yeterli miktarda sıvı aldığından emin olun, sık sık ve az 
miktarlarda  sıvı verin. Ev içi havasının çok kuru olması bazen hava yollarındaki 
sekresyonların daha da kurumasına neden olur. Bebeklerin burunları iyice temizlenmeli ateşi 
olduğunda ateş düşürücüler verilmelidir.
NE ZAMAN DOKTORUMUZU ARAYALIM? NE ZAMAN ACİLE 
GİDELİM?
İşte bu çok önemli bir konu. Bir hekim çocuğunuzu iki-üç gün önce hatta bir gün önce 
bile görmüş olabilir. Ama çocuklarda, özellikle 1 yaşın altındaki bebeklerde bulgular o kadar hızla 
değişebilir ki, “Nasıl olsa daha dün gördü doktor” dememek gerekir. Bazen değil günler, saatler 
içerisinde bulgular çok hızlı değişebilir.
•    Eğer çocuğunuz hızlı soluyor 
ise, hızlı solumaya eşlik eden göğüsten gelen bir ıslık sesi ya da göğsündeki, boynundaki kaslarda 
çekilmeler var ise (yardımcı solunum kaslarının solunuma katılımı)
•   
 Çocuğunuzun normalden daha fazla uyukladığını düşünüyor iseniz
•    Yüksek 
ateşi var ise
•    Öksürük giderek kötüleşiyor ise 
•    Çok 
halsiz görünüyor ise ya da 
•    Nefes darlığı, tırnaklarında ya da dudaklarında 
morarma var ise, hekiminiz haberdar etmeniz ve acilen en yakın sağlık kuruluşuna başvurmanızda fayda 
var.
BEBEĞİ ALDIRALIM MI?!
“Ne zaman doktorumuzu arayalım?” sorusunu yazınca, 
birkaç ay önce aldığım ilginç bir telefondan görüşmesi geldi aklıma. Aslında sıklıkla ilginç 
telefonlar alırım ben. “Köprüyü geçtik ne tarafa döneceğiz, eniştemgillere gidiyoruz, sizin 
hastaneye yakın oturuyorlar da bi size soralım dedik” gibi mesela… (Ki ben çok kötü yol tarif 
ederim…) 
Telefonum çaldı, arayan telaşlı bir beydi (Daha önceden hiç tanımadığım bir hasta 
yakını). O kadar telaşlıydı ki, ne söylemek istediğini anlamakta biraz zorlandım. “Alo , alo, alo…” 
diye başladı konuşmaya, “Dr. Fazilet Karakoç ile mi görüşüyorum?” Ben de “Evet, buyrun” dedim. Benim 
eşim 28 aylık hamile, çok sancısı var, duramıyor, aldıralım mı?” diye sordu. 
Ben, önce neyi 
aldırmak istediğini bile anlayamadım. Ama sonra anlaşıldı ki, eşi ağrıya dayanamıyormuş bebeği (ki 
sanırım 28 haftalık) “Aldıralım mı?” diye soruyor? Erken doğunca da solunum problemi olur mu? diye 
de,  beni arıyor. 
Öncelikle, bu konuyu anneyi izleyen hekim ile görüşmelerini söyledim. 
Bebeğin ve annenin sağlığını olumsuz etkileyecek bazı durumlar var ise bebek erken doğurtulabilir 
ama bu sorunun bana, üstelik de telefonda sorulması ilginçti… 
Aslında her gün okuduğumuz 
gazeteleri, dinlediğimiz haberleri  ve onların kahramanlarını düşündüğümüzde bu telefon çok da 
ilginç olmayabilir. Ne diyelim, artık bir klasik haline gelen “Eğitim şart” ile bitirelim bu yazıyı 
da…
DAHA NELER!..
Bu yazıyı uçakta yazıyorum ve böyle bitirecektim…  Ama 
arkamdaki sırada oturan bayanın eşi ile yaptığı konuşmayı duydum. “Şimdi uçaktayız (Bu arada 
motorlar çalışmaya başladı) birazdan, tam kalkınca çaldırırım” dedi. Tam tekerlekler yere değince 
“Biz indik” diye arayan çok gördüm. Ama “Tam kalkınca ararım” diyenini duymamıştım. 
Ah bu 
cep telefonları… “Yok daha neler” demeyeceğim artık…
Sevgi ve selamlarımla…