İşlevsel ve duygusal gelişimin alt
yapısını oluşturan “Duyusal Bütünleme”de, regülasyon kapasitesi, işitsel işlemleme, görsel uzaysal
işlemleme, motor planlama ve yönetim fonksiyonları ile baskın tarafın (sağ/sol), diğer tarafla
bütünlenmesinin gelişim seviyelerinin değerlendirilmesi, etkin uygulama planı oluşturabilmek için
çok önemlidir.
Duyu bütünlemesi, dışarıdan gelen gürültüleri yok sayarak
öğretmenini dinlemeye odaklanmak gibi, bütün bu duyusal uyaranlar selinden, deneyimlediklerine anlam
kazandırarak, dikkatini yöneltmesi gereken alana odaklanabilmeyi ve içinde bulunduğumuz duruma uygun
amacımıza yönelik hareket edebilmemizi ya da uygun cevaplar verebilmemizi sağlayarak sosyal
davranışlarımızın ve akademik öğrenmenin alt yapısının temelini şekillendirir.
Okuma, yazma
ve aritmetik vb. akademik beceriler, sadece sağlam “Duyu Bütünlemesi” altyapısına sahip olanların
geliştirebileceği son derece karmaşık işlemlemelerdir. Öğrenme ve davranışların organizasyonu, ”Duyu
Bütünlemesi”nin görünen yüzüdür.
Duyusal işlemleme düzensizlikleri ya da yetersizlikleri olan
otistik spektrumdaki çocuklarda duyu bütünleme prensipleri ışığında uygulanan terapiler, sinir
sisteminin değişebilir ve yeniden şekillenebilir özellikleri ile yeni nöronal yolların yapılanması
ve deneyimlerle kalıcı olabilmesi açısından önemlidir.
OTİSTİK SPEKTRUMDAKİ
ÇOCUKLAR
Otistik spektrumdaki çocuklarda gözlemlenen duyusal modülasyondaki yetersizlikler,
davranışsal olarak hafızaya kaydedebilmede ve öğretilmiş bilgiye ulaşabilme becerilerindeki
yetersizlikleri, kendilerini sakinleştirebilme de zorluklar, zayıf yönetim işlevleri, zayıf motor
planlama becerileri, fikir üretmede kısırlık ve davranışlarını kontrol edebilmede zorluklarlarla
izlenir.
Duyusal modülasyon yetersizlikleri çocuğun uyarılma ve odaklanabilmesini ve
iletişim becerilerinin gelişiminin yanı sıra, insan ve objelerle anlamlı etkileşim kurabilme
becerilerini etkiler. Duyu bütünleme terapi yaklaşımları, çocuğun vücut farkındalığının gelişimi ile
kendi vücudundan ve bulunduğu çevreden gelen duyusal uyaranlara anlam kazandırabilmesini sağlayarak
duygu durumunu kontrol edebilmesine ve kendisini sakinleştirebilmesine yardımcı olur.
Çocuğunuzun yaşadığı çevrede kendi dünyasından farklı bir dünyanın farkına varması,
başkalarının da farklı istekleri olduğunu anladığı zaman gerçekleşir ve ilişki kurma ve etkileşime
girme isteği artar. Taklit becerilerinin de gelişimi uygulamalarla desteklendiğinden, jestlerin ve
mimiklerin anlam kazandırılması ve gözlerle başlayan iletişimin beden diliyle devamını, ses ve sözel
iletişim becerilerinin kazanılmasını destekler ve amaca yönelik davranışların gelişimiyle etkisini
gösterir.
AYNI HAREKETLERİ TEKRARLAMA…
Genelde işlevsel ve amaca yönelik görevlerin
yerine getirilmesinde yeterli motor kapasitesine sahip olmalarına rağmen, duyusal girdileri anlam
kazandırarak organize edemedikleri ve işlemleyemedikleri için motor planlama, uygun zamanlama, uygun
güç kullanımı ve sıralama yapabilmede zorlanırlar ve aynı hareketleri tekrar ederek kendilerini
sakinleştirirler. Çoğu zaman, otistik spektrumdaki çocuklar, yeni kavramları oluşturmayı veya
çevreleriyle anlamlı bir şekilde etkileşim başlatmayı ve etkileşimde bulunmayı başaramazlar. Bu iki
durum da fikir üretme ile ilgilidir.
Örneğin, çocuğunuzun bir şeyi istemesi geçmiş
deneyimlerine kazandırdığı anlamın şimdiki zamandan geleceğe yolculuğu olarak daha iyi
anlatabilirim. Bilişsel becerilerin gelişiminde, bu isteklerin yani fikirlerin arasında bağlantılar
kurabilmesi akademik öğrenmenin de alt yapısıdır. Duyusal kayıt ve modülasyondaki yetersizlikler
erken kavramsal oluşumu olumsuz yönde etkiler. Günlük yaşamdaki deneyimler olması gerektiği gibi
işlemlenmediği için kavram oluşturmaya katkı sağlayamazlar. Motor planlama becerileri fikir üretme
ile yakından ilgilidir. Bu motor planlama ve fikir üretme eksiklikleri arasındaki farkları iyice
anlamak gerekir.
ZAYIF FİKİR ÜRETME, DAVRANIŞLARI DA ETKİLER
Eğer çocuğun fikir
üretebilme becerisi varsa, çocuk tırmanmak üzere salıncağın üzerine yüzükoyun eğilmek gibi basit bir
motor görevde planlama yapabilir. Fikir üretmesi zayıf olan çocuklar ise ipleri çekerek hareket
deneyimine gereksinimini belirtir, ancak salıncağa nasıl çıkacağını kavramsallaştıramaz ve
öfkelenebilir. Zayıf fikir üretme becerileri aynı zamanda çocuğun davranışlarının organizasyonunu
olumsuz yönde etkiler. Otistik çocukların duyu bütünlemesi prensipleri ile tedavi edilmeleri, bu
teşhise özgü tipik davranışların ve duygusal dalgalanmaların azalmasını sağlayabilir. Otistik
çocuklar genellikle ihtiyaç duydukları duyusal girdiyi sağlayan aktivitelerde ısrar ederler ve
çocukların bu aktivitelere aşırı odaklanmaları söz konusu olur. Duyu bütünleme yaklaşımı; duyusal
girdiyi kontrollü ve amaca yönelik şekilde sunarken çevre ile etkileşimi ve uygun cevapları
arttıracak çeşitliliği oluşturmaya destek olur ve çocuğunuzun yaşıtlarıyla ve büyüklerle sosyal
etkileşimini destekleyerek sinir sistemi yapılanmasının temellerini oluşturur.
DUYU
BÜTÜNLEME (SENSORY INTEGRATION) UYGULAMALARI
Duyu Bütünleme yaklaşımı, çocuğun kontrollü,
organize ve anlamlı olarak duyusal girdilerin verildiği terapi ortamı sağlar. Bu süreçte duyu
bütünleme terapisti, çocukta gözlemlediği ve onun ilgi alanında sözlü ve sözlü olmayan iletişim
bulgularını yorumlayarak, gereksinimlerine uygun ve sinir sistemi yapılanmasını destekleyecek
yaklaşımları belirler. Bu süreçte, duyu bütünleme terapisti, çocuğun bulunduğu ortamı yöneterek
ihtiyacı olan uyaranın zorla verilmesi yerine, çocuğun ona ulaşmasını sağlar. Sinir sistemindeki
gelişmeler, duyusal modülasyonun desteklenmesi ve kendisini sakinleştirebilme becerisini
kazanabilmesiyle çocuğunuzun öz güvenindeki gelişim, neler oluyor merakıyla kendi yönetiminde
harekete geçmesi ve bulunduğu ortamda amacına yönelik planlama yapabilmesiyle izlenir. Bu doğal
öğrenme sürecidir.
Otizm tanısı almış çocuğun tedavisinde, davranışsal, sosyal ve akademik
yetersizliklerine yönelik diğer terapilerin de disiplinler arası karşılıklı etkileşimle birbirlerini
destekleyen yönde uygulanması ve günlük hayatın düzenlenmesi, gelişimin her an desteklenmesi
açısından önemlidir.