Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
OKYANUSTA BİR DAMLA
PINAR KOBAŞ
Psikolojik Danışman & DE/HB Uzmanı
Yazı Boyutu:
DEHB'li bir öğrenciden öğretmenlerine mektup

Değerli Öğretmenlerim,

Kişinin kendisini bilmesinin bir meziyet olduğunu düşünenlerdenim. Bu meziyete de sahip olduğuma inanıyorum. Biliyorum ki zor bir öğrenciyim. Çoğu zaman siz ders anlatırken, ben ya hayal âlemine dalıyor ya başka şeylerle ilgileniyor ya da arkadaşlarımla konuşup sınıfın düzenini bozuyorum. Bana kızdığınızda da özür dileyip susmak yerine bir de size utanmadan cevap veriyorum. Özetle, sınıf içinde işinizi çok da kolaylaştırmıyorum.


ÇOĞU ZAMAN ÇOK ZORLANIYORUM
Biliyorum bazen bunları sırf sizi kızdırmak için ya da ilgi çekmek için yaptığımı düşünüyorsunuz. Kabul ediyorum, ilgiyi üzerimde hissetmeyi, benimle ilgilenilmesini seviyorum. Ama bu, sınıf içindeki her davranışımı ilgi çekmek için yaptığım anlamına gelmiyor. Çoğu zaman, bir öğrenci olarak benden istediklerinizi yerine getirmekte inanın çok zorlanıyorum. Benim için tüm bir ders saati boyunca sırada oturmak, hele bir de bunu sessizce yapmak, derse odaklanıp başka şeylerle ilgilenmemek, isteklerimi erteleyip, o an kafama koyduğum şeyi yapmamak bana çok ama çok zor geliyor. Her seferinde derse “Bak, bu sefer dersi dinleyeceksin, başka şeylerle ilgilenmek yok!” diye giriyorum. Ama en sevdiğim derste bile bir süre sonra dikkatim dağıldığını fark ediyorum. Örneğin, siz Mısır’daki piramitlerden bahsederken, benim o an aklıma patlamış mısır geliyor. Patlamış mısır en son gittiğim filmi hatırlatıyor. Sonrasında o filme gitmek için babamdan ne kadar zor izin aldığım geliyor aklıma ve bir anda aileme olan öfkem kabarıyor. Ben zihnimde işte böyle bir o düşünceden bir bu düşünceye atlarken, bir dersin daha sonu ben o dersi dinleyemeden gelmiş oluyor. Ya da bazen siz derste çok önemli bir konu anlatırken benim aklıma hiç dersle alakası olmayan bir soru gelebiliyor ve dersin ortasında pat diye bu soruyu size sorabiliyorum. O an sabrınızı zorladığımın farkındayım ama bunu kasıtlı olarak yapmadığımı bilmenizi istiyorum.

TEMBEL, SORUMSUZ YA DA VURDUMDUYMAZ DEĞİLİM
Zannediyor musunuz ki ben çok hoşlanıyorum, hem okulda hem evde yaramaz, tembel, sorumsuz ya da vurdumduymaz olarak adlandırılmaktan. Hoşlanmıyorum hem de hiç. Yaptıklarım ve yerine getiremediğim sorumluluklarım yüzünden ne kadar sizi ya da ailemi suçluyor olsam da yalnız başıma kaldığım zamanlarda en çok kendime kızıyorum, neden kendimi kontrol etmeyi başarıp benden beklenilenleri yerine getiremiyorum, diye. Kendime olan bu öfkem daha da hırçınlaştırıyor beni ve aslında çoğu zaman kendime olan öfkemi sizlerden ve ailemden çıkartıyorum. Sonra da sizleri suçluyorum beni anlamadığınız için, ama ben de kendimi anlamıyorum ki- daha doğrusu anlamıyordum ta ki annem ve babam beni bir uzmana götürene kadar.

UZMANIN BANA SÖYLEDİĞİNE GÖRE…
Uzmanın söylediğine göre meğer bende Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) varmış. Başta ne olduğunu anlamadım. Doktorun söylediklerinden tek anladığım ve beni en mutlu eden kısmı olumsuz davranışlarımı isteyerek yapmamış olduğumdu. Doktor bana sorunumun ne olduğunu anlatırken DEHB’ni kötü müzik yapan bir orkestraya benzetti. Orkestrada çalan müzisyenler işlerinde ne kadar iyi olurlarsa olsunlar, eğer birbirleriyle uyum içersinde olmazlarsa ortaya ahenkli bir müzik yerine ses kirliliğinden başka bir şey çıkmazmış. Beynimizde eğer Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu’ndan etkilendiyse beynimizde bulunan hafıza, dikkat, duygu ve düşünce merkezleri kendi başlarına görevlerini ne kadar iyi yapıyor olsalar da birbirleriyle uyum halinde çalışmadıkları için ortaya dikkat sorunu, aşırı hareketlilik ya da düşünmeden hareket etme gibi sorunlar çıkıyormuş. DEHB genellikle zekâsı normal ve normalin üstünde olan kişilerde görülürmüş.

TEDAVİ
Doktor beynimdeki orkestranın uyumlu sesler çıkartabilmesi için hemen bir tedavi başlattı ve beni bu alanda çalışan bir danışmana yönlendirdi. Bundan sonra bu danışman bana ve aileme bu sorunla mücadele etmemizde yardımcı olacak. Doktorum tedavi sürecinde anne ve babam kadar siz öğretmenlerimin de bana destek olmanızın çok önemli olduğunu söyledi. Ben de kendisine bu konuda katılıyorum. Çünkü anne babamdan çok sizinle vakit geçiriyorum ve çoğu zaman benim bu istem dışı davranışlarım yüzünden okulda ciddi problemler yaratabiliyorum. Eğer siz de bana destek olursanız, hem derslerim de daha başarılı hem de nerde nasıl davranması gerektiğini bilen bir öğrenci olacağıma inanıyorum. Sınıftaki başarılı öğrencilerinizin de daha başarılı olmak için size ihtiyacı olduğunu biliyorum ama inanın benim size onların size olduğundan daha fazla ihtiyacım var. Belki birlikte yazacağımız başarı öykümüz yapımcıların da dikkatini çeker ve bizim başarımızı da sinemalarda gişe rekorları kırmış öğretmen-öğrenci ilişkisini anlatan “Kuralsızlar” ve “Sakıncalı Düşünceler” filmleri gibi beyaz perdeye aktarmak isterler!

Son olarak, sizlerle internette DEHB’ni araştırırken bulduğum ve size bu yazıyı yazmakta bana esin kaynağı olan DEHB’li bir Amerikalı öğrencinin öğretmenlerine yazmış olduğu bir yazıyı paylaşmak istiyorum.

DEHB’Lİ ÖĞRENCİLERİN ÖĞRETMENLERİNE MESAJLARI
* Dikkat eksikliğim gerçekten var. Bu benim sığındığım mazeret değil.
* Başarılı olmak için yardımınıza ihtiyacım var. Ama bunu istemek benim için kolay değil, beni desteklerseniz bunu daha kolay yapabilirim.
* Bana güvendiğinizi bilmek benim için önemlidir.
* Bazı şeyleri gerçekten unutabilirim. Kasıt ya da ihmal yok.
* Bana karşı sabırlı ve destekleyici olursanız daha kolay soru sorabilirim.
* Bazı şeyleri tekrar tekrar soruyorsam ilgi çekmek için değil, tam ve doğru anlamak içindir.
* Dikkatim ya da davranışlarımla ilgili uyarıları yalnızken yapın, arkadaşlarımın önünde değil.
* Bana bazı özel uygulamaların olması benim de hoşuma gitmiyor. Bunlar gerekiyorsa da aramızda kalmasını tercih ederim.
* Lütfen bana çok farklıymışım gibi davranmayın.


Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.