Nefret edilen adamı anlamaya çalışmak bir
mesleki deformasyon olsa gerek. Kötüsü, anladığında kızamıyorsun da içinden geldiği gibi.
Bir süredir, elinde hiçbir silahı olmayan insanlar, görüntülerini evinizden
izlemeye dayanamadığınız bir şiddetin kurbanı oluyorlar. İçim parçalanıyor, çok öfkeleniyorum ve
ardından kendimi yine “Ne geçti başınızdan ki bu kadar zalimleşebiliyorsunuz?” diye sorarken
buluyorum.
Her Zalim Zamanın Birinde Kurbandı
Hiçkimse zalim doğmaz. Yaşadıkları,
endişeleri, korkuları, özellikle de çocukluğundaki karşılanmayan ihtiyaçları onu zamanla
zalimleştirir.
Yaşam bir adaptasyon sürecidir. Ayakta kalabilmek, varlığımızı devam
ettirebilmek için sonunun ne olacağını düşünmeden, zorluklarla başedebilecek bir davranış kalıbı
geliştiririz. Bir başkasına zarar verebilmenin ele ele yürüdüğü en temel durum da “engellenme”dir.
Sahip olmak istediğiniz, “benim” dediğiniz, büyük çıkarlar elde edeceğinize inandığınız şeylere
ulaşmanızın birileri tarafından engellenmesi bir anda sizi öfke patlamasıyla şiddete sürükler.
Çocuğunuzun bu ihtiyaçlarını asla engellemeyin!
•
Sevilme
• Dinlenilme
• Anlaşılma
•
Onaylanma / Takdir edilme
• İlgi görme
• Saygı
görme
Bunlar hepimizin en doğal ihtiyaçları. Çocukluk döneminde, en yakınları tarafından bu
ihtiyaçları doyurulmuş olan bireyler, yetişkin yaşamlarında başkaları olmadan kendi kendilerini
sevip, değer verip, onaylamayı öğrenirler. Bu ihtiyaçları karşılanmamış olanlar ise bunu
karşılayabilecek kişilerin arayışına düşerler. Ve doğru insan örneği yaşamlarında daha önce hiç
olmadığı için de gidip gidip, kendi anne babası gibi birilerinin peşine takılırlar.
Yetişkin
yaşamındaki aynı engellenme, bilinçdışı bir düzeyde çocukluk acılarını tetikler. Acı çeken insan
bunun karşısındaki tarafından anlaşılmasını ister. Onun kendisini bir türlü anlayamadığını
gördüğünde de ona şiddet uygulamaya, canını acıtmaya başlar. “Şimdi beni anlayacaksın işte!”
düşüncesi zihninde tekrar tekrar dolanıp durur.
Şiddet yalnızca dayakla
olmaz!
Suçlama, utandırma, konuşmama, uzun küslükler, korkutma... Her biri duygusal
istismardır. Zayıf olmaya izin vermeme, duygularla dalga geçme, ağlama ve incinmenin üstünü örtme de
öyle... Evin dışında hayatta kalma şansı olmayan çocuk, yıllarca bu mağduriyetin içerisinde yaşamını
devam ettirmeyi öğrenir. Bunların acısını çıkarma zamanı yetişkinlikte, gücü ele aldığında gelir.
Şiddete başvuranlar, kendilerini en güçlü hissetikleri yerden, silahlarıyla, statüleriyle, kas
kuvvetiyle, yalanlarıyla, hileleriyle bunu yapabilir.
Eğer bir gün zalimin anne babası olmak
istemiyorsanız, yapabileceğiniz en iyi şey bugün zalim olmamaktır. Kendiniz zalim olmadığınız gibi,
şiddet görüntülerine, şiddet söylemlerine onları maruz bırakmayın; çünkü tıpkı güzellikler gibi
kötülükler de görerek ve deneyimleyerek öğrenilir.