Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
YAŞAM AĞACI
MERİH KENET
Yoga-Yoga ile Terapi Eğitmeni
Yazı Boyutu:
Tiroid bezin çalışmıyor mu?

Bu hafta sizlerle boğaz bölgemizdeki çakramızın dürüstlük yeteneğiyle ilgili bağlantısını anlatmak istiyorum. Uzun yıllardır biriktirdiğim tek hazinemin insan olduğu gerçeği ile; öğrencilerimle yaptığım yoga yolculuğunda onların bedenlerine,  nefeslerine o kadar yakın oldum ki, anlatacaklarım sadece yaşananların dürüstçe ifadesinden oluşuyor.

Öğrencilerimin nefeslerini yanlarına gidip, çok yakınlarından dinledim ve zaman zaman seslerindeki ve nefeslerindeki değişimi deneyimleyip, her birimizin bu konuyu düşünmesini istedim. “Duyarlı ve dürüst müyüz?” araştırmasına yoga aracılığıyla girmeye, öğrenmeye çalışıyoruz. Yaptığımız çalışmalarda hissetmek ile ilgili bir ilişki kuruyoruz. Amacı: Kim olduğumuz ve ne olduğumuz ile yakınlaşmak. Beden, zihin ve ruh bir bütünlük içindeler. Ve bu bütünlüğü deneyimlemek, keşfetmek, anlama ve onurlandırmak yoga aracılığı ile mümkün olabiliyor.  

5. ÇAKRA (Boğaz bölgesi)
Çakraların; insan bedenindeki her biri sağlığınız, mutluluğunuz ve huzurunuz için önemli ve özel enerji yayarak dönen girdaplardan oluştuğunu düşünebiliriz. 5. çakranın merkezi boğaz bölgesindedir. Bu bölge boyun, omuzlar, burun ve kulaklarla baş ve kalp arasındaki bir geçittir. Enerjilerinizin kirlenmediği, doğru aktığı noktada çok güzel bir akış yaşanır. Örneğin; sesimiz bu bölgeden çıkar. Duygularımızın ve düşüncelerimizin ifadesi olan konuşmak bu bölgeden akar. Her şeyin normal gittiği, kendimizi ifade edebildiğimiz noktada çoğu kez sorun yaşanmaz. Çoğumuz sinirlenip kızdığımızda, hatta daha da fazla öfkelendiğimizde sesimiz nasıl da değişime uğrar biliyoruz. Heyecan durumlarında ise; boğaz bölgesinin kısık bir sesle titreştiğini hatta ara ara gıcıklanma hissi gelerek veya bolca yutkunma isteğiyle de karşılaşmışızdır.

Hayat akışımızda, çoğumuz düşünüp de söyleyemediğimiz kocaman bir yutkunma ile içimize attığımız çakıl taşlarını biriktirmiyor muyuz? İçimizdekileri akıtamadığımız birçok sözcükler dizisi de birikip bumerang gibi bedenlerimize geri dönmüyor mu?
 
“Kendimiz gibi“ olabilmek bu dünyada yapılacak en sağlıklı yol… Ve, derin bir “Oh” çekmektir kendimiz gibi olmak...

Üzüntümüzü ifade edemeyip, içinde yaşadığımızda ya da ağlamamız gereken yerde ağlayıp boşalamadığımızda, enerji blokajına yol açtığımız boğaz alanında ciddi sorunlar meydana gelir. Tiroid bezinde oluşan nodüllerin de sebebi olarak gösteriliyor. Nodülün kanserleşmesi ise, duygusal çatışmanın devamında olduğudur.

BİR İNSANIN KENDİNİ VE GERÇEKLERİ DOĞRU İFADE ETMESİ EVRENSEL YASALARIN GEREĞİDİR. BU ÖĞRETİYİ KABUL ETMEK ZORUNDAYIZ!
Sesimizi günlük hayatımızda doğru kullanabiliyor muyuz? Bunu başarabilmekle stresi ve gerginliği attığınızı da deneyimleyebilirsiniz. Örneğin; şarkı söyleyebilmek nasıl da iyi gelir, bir düşünün. Şimdi bazılarınız, “Benim sesim güzel değil” diyorsanız ben de size boş verin, “Biraz mırıldanın, deneyin” demek istiyorum. Şarkı söylerken ruhlarımızla bağlantıya geçip, şifalandığımızı hissedebiliriz. O titreşimlerin bedendeki şifa gücü ile ileri düzeydeki kalp hastalarına müzik terapisi uygulanarak rahatladıklarını da biliyoruz. İnsan sesi şarkı söyleyecek bir şekilde donatılmış, -muhteşem bir düzenin parçasıyız- o titreşimlerin salınımları aynen suya atılan bir taş gibi hare hare yayılarak ruhumuzun fısıltısını kalbimizde hissedebiliriz. Kullandığımız sözler de çok önemlidir; çünkü biz onlarla olayları gerçek yaparız. Büyülü gibi sanki… O kelimelerin etkisi, müthiş bir gücü vardır. Bazen öyle derin yaralar açar, bazen sizi göklere taşır, bazen gözyaşı, bazen kahkaha nasıl da çınlar…

Doğruyu söyleyip kendin gibi olmanın, bu bölgeyi güçlendirip dürüstlük yeteneğini geliştirdiğini sizlere söyleyebilirim.

Her birimiz hayatımızdaki yaşadığımız birçok olay karşısında şikayet ve suçlamalarımız olduğunu itiraf edebiliriz. Öyle alışmışız ki, bu şifreli sözcükler sanki bedenlerimize kodlanmış gibi. Zaman zaman kendimde de görüp, düzeltmeye çalıştığımı itiraf etmeliyim.

KENDİMİZİ İFADE EDEMEDİĞİMİZDE HASTALANIYORUZ!
Kendimiz gibi olamadığımız her durumun bedenimize nasıl zarar verdiğini rahatsızlandığımızda anlayabiliriz. Bugün birçok fiziksel rahatsızlıkların arkasında gizlenmiş ifade eksikleri olduğunu bilim adamlarının açıklamalarından da dinliyoruz.
 
Aslında, en önemlisi samimi ve açık kalpli olup kendini sevmekten geçiyor. Hissettiklerimizi söyleme becerilerimizi geliştirip, kendimiz gibi olabildiğimizde arzuladığımız mutlu ilişkilere, dostluklara kapı açabilir; yürütmeye çalıştığımız ilişkilerimizi ise daha sağlamlaştırabiliriz.

Bedenimiz bize verilen muhteşem bir armağan. Bırakın içinizdekiler öylece aksın gitsin. Boğazınızda yumruk gibi biriktirip kalbinize inmesine izin vermeyin.

Kendimizden kaçmak, gerçek bildiğimiz doğruları inkar etmek ara sıra her birimizin hayatında bir nehrin bulanık suyuna kapılıp gitmekle başlar; ta ki birçok rahatsızlık kapımızı çalana kadar. Kendi doğamızdan uzaklaştığımızda ise bu bölge rahatsızlıkları, diş hastalıkları, boğaz ağrısı, işitme kaybı, tiroid bezi, nodüller şeklinde geriye dönebiliyor.

KENDİMİZE SORALIM
Bugün şöyle bir düşünelim ve kendi gerçeğimize dönüp soralım:

Kendimize karşı dürüst müyüz? Hiçbir bahane bulmadan gerçeği açıkça itiraf edebilir miyiz?

Bunu kendimize yapabilirsek, başkalarına da dürüst olabiliriz, diye düşünüyorum.

İçinizden geldiği gibi bir şarkı mırıldanın, ne geliyorsa kabul ederek başlayın söylemeye, bu çocukluk yıllarınızın şarkısı bile olabilir. Sesiniz boğazınızdan titreşip yüreğinize öylece aksın, pırıl pırıl olsun içiniz, yüzünüzde büyük bir gülümseme ile ruhunuz aydınlansın.

Her birinizin yönünüzü bulmaya yardım edecek “kutup yıldızınız” olsun ve sizi kendinize götürsün.

Sözcükler dünyasına bir yolculuk yapıp insana dair bir adım atalım.

La Rochefoucauld dediği gibi , “Dürüstlük taslayan insanlar kusurlarını başkalarından ve kendinden gizleyenlerdir. Gerçek dürüst insanlarsa, bu kusurlarını çok iyi bilen ve itiraf edenlerdir.“

Yıldızlar üzerimize yağsın…

Hayatın özünde yatan dürüstlüğümüzü hep parlatsın…


Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.