Yoga sisteminin metodolojisi, kişinin fiziksel, zihinsel ve ruhsal seviyelerdeki gelişimini tam anlamıyla sağlamak amaçlı oluşturulmuştur.
Yoga ve Yoga Terapi programları, bireyin sağlık gelişimini, stres bazlı hastalıkları önlemeyi ve iyileştirmeyi amaçlar. Kardiyovasküler, nörolojik, psikolojik, romatoloji, endokrin, metobolik, jinekolojik, onkolojik rahatsızlıklar, sindirim ve solunum ile ilgili rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan her hastalığa uygun ayrı programlanmış nefes, fiziksel egzersiz, duruş, meditasyon çalışmalarını kapsar.
Yoga, stresle kolayca başa çıkabilmemizi sağlayan bir yaşam felsefesidir.
Hepimizin bildiği gibi modern yaşam stresi etkilemektedir. Şehir hayatı ve hayata karşı yol almada yüklendiğimiz sorumluluklar ve mükemmelliyetçilik gibi sorunların etkilerini vücudumuzda taşıyoruz. Strese bilinçsizce ve sağlıksız koşullarda karşı gelmeye çalışmamızı vücudumuz uzun süre kaldıramaz ve öyle bir hale geliriz ki, artık gelen mesajları da duyamayız.
Stres günümüzde modern kronik hastalıkların en önde gelen sebeplerinden biri. Yapılan bilimsel araştırmalara göre; kalp hastalıkları ve kanser rahatsızlıklarında günümüz dünyasında temel faktörün stres olduğu biliniyor.
Fiziksel ve zihinsel stres, yorgunluğa, performansta azalma ve kaygıya yol açıyor. Kontrol edilmediğinde ise ciddi hastalıklara da kapı açabiliyor.
Vücudunuza, kendinizi verebilmenin, hissetmenin ve iyileşmesinin en etkili yollarından birisi de Yoga’dır.
Yoga ile olan yolculuğumda öğrencilerimden de gördüğüm, stresin bedende yarattığı etkiler örneğin sırt ağrıları, skolyos, bel fıtığı, boyun fıtığı gibi birçok rahatsızlıklarla insanların bu ağrılarından kurtulma isteği.
SIRT AĞRISI DEYİP GEÇMEYİN!
Aslında basit olarak gördüğümüz bir sırt ağrısı o kadar da basit değildir. Aslında o ağrı kaslarımızı nasıl kullandığımız, nasıl düşündüğümüz, nasıl hissettiğimiz, nasıl yediğimiz ve nasıl dinlendiğimizin bir kompozisyonudur.
Size birçok rahatsızlıklar konusunda yoganın destekleyici gücünün çok olduğunu söyleyebilirim. Doktorlarımızın verdiği tedaviye destek olarak rahatsızlıkların giderilmesine yardımcı olmaktayız. Tedavinin daha kalıcı olması da ayrıca sevindirici. Öğrencilerden de gördüğüm, vücutlarını tanımadıkları sürece rahatsızlıkları hakkındaki görüşleri, korkularıyla da bütünleştiğinde ne yazık ki normal hayatlarını sürdüremiyorlar. Vücut- akıl dengemiz bozulduğunda ve yaşam gücümüz özgürce içimizde dolaşmadığında ise hasta oluyoruz. Yaşama güvenimizi, umudumuzu yeniden yapılandıramadığımız sürece iyileşme olmayacaktır.
Hastalıkların çoğunun altında yatan daha büyük bir hastalığın göstergesi olduğunu bilimsel açıklamalardan da bilmekteyiz. Hepimiz bazen, Yaşam gücümüzün kesildiği hissine kapılmıyor muyuz?
Örneğin, çok basit gözükse de doğru nefes alınmadığını, bunun yerine üst göğüse acele nefesler çekildiğini fark edebiliyoruz. Oysa, daha yavaş ve daha derin nefes almayı öğreterek, bedensel iyiliği ve rahatsızlıkların giderilmesinde fayda sağlama potansiyelinin geliştirilebildiğini gözlemleyebiliyoruz.
Benzer bir şekilde duruş bozuklukları alışkanlıkları, kas sertliği veya zayıflığı, dengede güçlükleri fark edebiliyoruz. Bütün bunların hepsine yoganın değişik asanalarıyla destek verip sonuca ulaşabiliyoruz. Düzenli egzersiz ve meditasyonla yarar sağlanıyor. Ayrıca Yoga Terapi‘nin bütünleyici parçası olan beslenme ile destekleniyor.
TAMAMLAYICI TIP
Bugün by-pass ameliyatlarından sonra bile tamamlayıcı tıp yöntemi olarak kalp yogası yapılmaktadır. Araştırmalara göre 3-6 aylık dönemde kalp yogası yapanların kasları güçlenip kan yağları, şekerleri ve tansiyonlarının düzene girdiği açıklanıyor. Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Bingür Sönmez bunun en büyük destekçilerinden biri.
Sadece yoga yapmak veya birtakım hareketleri yapmak meselesi değil. Aslında nefes alım ve meditasyon bizleri kendi içimize çeken egzersizlerdir.
Bedenimize ve aklımıza nasıl davranıyoruz? Kalplerimizi dinliyor muyuz, yoksa gelen mesajlara kapalı mıyız?
ENERJİLERDEN OLUŞAN BİR SİSTEM
Vücudumuzun yalnız deri ve kemiklerden oluşmayıp, çok ince dengelere sahip enerjilerden oluşan bir sistem olduğunu tamamen anladığımızda bilgi akışı başlar. Vücut akıl dengemiz bozulduğunda ve yaşam gücümüz-(prana) chi, içimizde özgürce dolaşmadığında hasta oluruz. Rahatsızlıklarımızı çoğu organların oksijenlenmesi ve en derinde ince enerjilerin rahat akmamasından kaynaklandığıdır. Mükemmel sağlık için beden akıl, zeka, duyular, duygular tedavi edilir. Şunu unutmayalım ki, yoga; bedeni şekli veya yapısı ne olursa olsun herkes içindir.
Araştırmalar en çok bel ve boyun ağrısı, hipertansiyon, kalp rahatsızlıkları, astım, diyabet, stres, fibromiyalji, hatta kansere varan rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan her hastalığa uygun ayrı programlanmış nefes (pranayama), fiziksel egzersiz (asana), duruş bozukluklarını ve meditasyon çalışmalarını kapsar.
DERİN GEVŞEME İLE GELEN SAĞLIK!
Sinir sistemindeki en ufak hücredeki, organdaki ya da dokudaki derin gevşeme hali kişilerin sağlık düzeyinde önemli etkiler yaratmaktadır. “Omurganız ne kadar esnekse o kadar gençsiniz” diyoruz ve yogada omurga bölgesine önem veriyoruz. Bunun nedeni yoga felsefesinde kabul edilen, enerji kanalı Sushumna Nadi’nin bu kanal boyunca uzanıyor olmasındandır ki; bu santral sinir sistemi ile eş anlamlıdır. Derslerimizde uyguladığımız, omurganızın doğru bir şekilde kalması için, bel ve boyun rahatlatıcı birçok yoga asanaları (duruş biçimleri) vardır.
Dünya Sağlık Teşkilatının ( WHO) sağlık tanımı bize şöyle der: Sağlık hastalık olmaması hali değil, fiziksel, duygusal ve sosyal seviyelerde tam bir iyilik halidir. Peki, biz ne yapıyoruz?
• Yavaş ve ritmik bir prana (solunum) ile kolay asanalar (duruşlar)
• İçe dönüş tekniği ile derinlerdeki stresten kurtulma (meditasyon)
• Derin gevşeme tekniği ile dinlenme
Nischala Joy Devi tarafından anlatılan tekniklerde öğrendiğim bilgileri de sizlerle paylaşırken, stresimizle baş edebilme veya onu yönetebilmenin çok daha ötesinde; yoga kendimizle, başkalarıyla veya daha yüksek güçlerle iyileşmeye ve bütünleşmeye yarayan dinamik araçlar sistemi olduğu...
Bütün bu bilgilerin ışığı altında, yoganın hastalıkları iyileştirici ve destek verici yönünü bilimsel bir tabandan öğrenerek, ihtiyacı olan kişilere aktarmak için çalışmaktayım. Bunun için de mutluyum.
ŞİFACI SİZSİZSİNİZ!
Gerçek şudur ki, hepimizin içinde kendimizi iyileştirmemizi sağlayacak güç bulunmaktadır. Şifacı olan sizsiniz. Fiziksel, zihinsel ve ruhsal sağlığınızı oluşturan aracın yolcu koltuğunda siz oturuyorsunuz.
Hepimiz kendi sağlığımızın ve iyi oluşumuzun sorumluluğunu üzerimize aldığımızda bedenimiz ve aklımız dengenin ve uyumun sırlarını açığa çıkarıp, iyileşme için gerekli enerjiyi serbest bırakarak mutluluğa, sağlığa, huzura merhaba diyebiliriz.
Yıldızlar üzerimize yağsın…
