Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Çocuk yarındır

29 Ocak - 04 Şubat 2018 haftası

Haftanın gündemi 31 Ocak Çarşamba günü 11 derece aslan burcunda ve 2- 8 ev aksında gerçekleşecek olan tam ay tutulması! Aslan, kalp demektir. Saklı potansiyellerin uyanışıdır aslan aşaması! İnsanın kendini ortaya koyuşudur. Yaşamın renklerine kendi renklerini açışıdır. Aslan içinde Güneş’in gücünü taşır. Güneş, yaratıcılık, bilinç, aşk, tutku, kendini ifade demektir. Bunlar burcun ve içinde saklı olan vurgunun pozitif tonlarıdır. Gölgesi, abartı, kendini olduğundan fazlası olarak göstermeye çalışma, ezici bir üstünlük çabası, kibirdir.

Aslan, "çocuk" yanımızdır. Bunu içimizdeki "vahşi hayvan" olarak da düşünebiliriz. Bu hayvan, ya onu ehlileştirmeyi başardığımız bir yolculuk ile bizim güç rehberimiz olur ya da saldırganlığımız ve yıkıcılığımız! Bu kendimize saldırışımız olabileceği gibi etrafa saldırışımız da olabilir. Yıktıkça yıkılırız, yıkıldıkça dur durak bilmediğimiz, kendimize kendimizi anlama şansı tanımadığımız müddetçe daha da yıkarız ve bu bir kısır döngü halini alır. Çocuk yanımıza doğru bir yolculuk bizi bekleyen, orada saklı yaraları iyileştirerek ardındaki saf ışığı uyandırıp onun bizden yaşama akması için bir zemin oluşturabilmek.

Aslan "şimdi" demektir. Şimdi, nerede durduğumuzu fark ettiğimizde bize fırsatları, geliştirebileceğimiz noktaları, vadesi dolanları, yapabileceğimiz yeni yatırımları, bunun için nasıl bir düzenlemeye ihtiyacımız duyduğumuzu anlama şansı verir. İçi boşsa bu kavramın, bizde tek uyandırdığı sabırsızlık, tahammülsüzlük ve gereksiz bir böbürlenmedir. Dolu başak eğik durur sözü buradan gelir. Yerini bilenin, çok da söze ihtiyacı yoktur ve o zamanı iyi kullanır; üretir, kazanır, kazancını kendisi ve çevrendekileri adına verimliliği artıracak şekilde kullanır. Başarıyı takdir, hatalarını kabul eder ve tüm bunları gelişimin basamakları olarak görür. Yolun sonu yoktur.

Tutulma 2- 8 ev aksında gerçekleşiyor. Benim dediklerimiz ve dış kaynaklar... Potansiyellerimiz ve onları nasıl büyütmeyi seçtiğimiz! İletişim burada ilk basamak, bilgi alışverişi! Ardından içsel süreçler! En temel güdüler! Bunların açığa çıkışı ve görünürlük kazanmaları itibariyle işlenmeye başlanışları! Buradaki incelik! Bunun karşı karşıya getirdiği kişiler, kurulan ortaklıklar! Birleşmeler ve ayrışmalar! Hayal kırıklıkları! Evdeki hesabın çarşıya uymayışı! Defterin kapanışı ve kazanılan görüyle çizilen yeni yol! Buradaki inanç ve sadakat! Sıkışıp kalarak değil keşiflerle genişleyerek! Sağlam temeller! Yeni yol arkadaşları! Yenilenen kontratlar!

Yükselen tema yengeç, castor dediğimiz sabit yıldız ile kavuşum halinde, yaratıcı dışavurumları, netleşme aşamalarını, ani yükselişleri ifade ediyor. Ün, şan, şöhret göz boyayabilir. Sahneye çıkmak kolaydır; bununla birlikte orada olmanın hakkını vererek bir kez daha orada olma hakkı kazanmak, hatta orada kendinize bir yer açmak, emek gerektirir. Hızlı koşan, çabuk yorulur. Öyle bir zamandan geçiyoruz. Sürprizler yerini daha çok hak edilmiş zaferlere bırakıyor. Patlayan flaşların sizi kandırmasına izin vermeyin. Taşıyamayacağınız güç, yüktür. Altına girmeyin.

Tutulma haritasının sentez burcunun koç, gölge burcunun başak olduğunu görüyoruz. Yoğun tema savaşa çağrılışımız; bununla birlikte bunun akıllı bir savaş olması gerekiyor. Eksik tema gelişim, sadeleşme, netleşme ve özveri... Harita modelinin kova olduğunu görüyoruz, Ay baskı altında, bir şeylerin yolunda olmadığının farkında olmamıza rağmen hatamızı kabul etmemek sadece işleri daha da zorlaştıracaktır. Alkışlar yanıltıcı olabilir.
Neptün ile açı, büyük resmi görmeye ihtiyacımız olduğunu anlatıyor. Detaylar bizi buradaki farkındalıktan uzaklaştırmamalı! Yaralı Şifacı Kiron ile açı, uzak diyarlar, daha farklı kültürler, buradaki değerlerle hatırlanan ortak dilin yaşama daha farklı bir bakış kazandırabileceğinden bahsediyor. Nesillerimiz yaşadık ve nesillerimiz yaşayacağız; bu nesil, insan neslidir ve burada kimse kimseden ayrı değil, bu ortak bir deneyim! Ya içine sıkışır kalırız ya da içinde kök salar ve daha ilerilere uzanırız. Seçim bizim!

Venüs, yanık, güç kaybetmiş durumda, zarar gördüğü sekizinci evde; ilişkiler, ortaklıklar boyutunda önemli bir eşik söz konusu! Bir şeyler ya derinleşecek ya da tamamlanacak ve yeni bir şeylerin önü açılacak! Sevgi, alışveriştir. Sevgi, ortak değerdir. Sevgi, birlikte yürümektir. Değilse içinde sevgiyi bulmayı arzuladığımız deneyim bir girdaptır ve bizi gittikçe daha da içine çekiyordur, biz çırpındıkça işler daha da içinden çıkılmaz bir hal alıyordur. Sevgi, önce insanın kendisindedir. Kendisinde olana açıldığında insanın kalbi, onu gören, fark eden, ayırt eden göz de açılır. Bu tutulma burada ne kadar başarılı olduğumuzu anlatacak ya da bizi başarıya götürenin ne olabileceğini, ne olamayacağını... Hazzın olmadığı yerde yaşam yoktur. Aldığımız nefes, aldığımız tat olduğunda insanın kendini bulur ve o keşifle kalpteki sır uyandığında, onu tamamlayacak olan parçalarla da buluşulur.

Aynı gün Merkür oğlaktaki yolculuğunu tamamlayarak kova burcuna geçiyor. Özgürlük neydi? Her şey aslında neyi gerçekleştirmek içindi? Bu yolculuk bizi nereye götürüyor? Neye karşı gelmek? Neye izin vermek? Nerede birleşmek? Birlikte neyin içinden geçmek? Neyi ifade edebilmek? Neyi göz önünde bulundurarak? Önemli kararlar! Bugüne kadar yaptıklarımızdan biraz daha farklı bir şeyler yapma zamanının geldiği kesin! "Ben çözdüm bu işleri!" moduna girmeyin yeter! Hala öğrenecek, fark edecek çok şey var.

3 Şubat Cumartesi günü Merkür- Mars sekstili gerçekleşiyor. Merkür kovada, özgür ve yenilikçi bir bakış açısını desteklerken Mars yayda, yüksek hedeflerin peşinde, bizi arzu ettiğimiz o yere çağırıyor. Aceleci olmamakta, köprüleri yıkarak yol almamakta, iyimserliği abartmamakta, ayaklarımızı yere sağlam basarak ülkümüz olana uzanmakta fayda var.
4 Şubat Pazar günü Venüs- Jüpiter karesi gerçekleşiyor. Venüs kovada, sevgide biz olmanın, paylaşmanın, ekip olmanın gücünü anlatırken Jüpiter akrepte, bu gücün olduğumuz yerden daha ileri bir noktaya yürüyerek, konum değiştirerek, içinde bulunduğumuz güvenlik alanından çıkarak, bir şeylerden vazgeçerek gerçekleşeceğini söylüyor. "Her şeye sahip olmak isteyen, elindekinden de olurmuş." Kaybetmek, yenilgiye uğramak, bir hatanın farkına varmak, son değil, başlangıçtır. Bunu anlamak gerek.

29 Ocak Pazartesi (Ay günü)
Ay: Yengeç
Güneş: Kova

Ay yengeçte, haftaya su enerjisiyle başlıyoruz, yoğun ve önemli çözülmelerle... Satürn karşıtlığı devrede, ağırlaşan ya da fark edilen sorumluluklar söz konusu olabilir. Ay yengeçte; aile, yuva, iç dünya gündemi verir. Satürn oğlakta; yaşlılar, iş- kariyer döngüleri, toplumsal roller gündemi verir. Buradaki karşıtlık bu temalarda bir yüzleşmeye bizi götürebilir. Yoğun duygular açığa çıkabilir, hepsi bizi bir çözülmeye götürür. Neptün üçgeni de devrede, Tanrının sevgi dolu eli kalbimizde, onun varlığını hatırlayın ve büyük resme baktığımızda, her şeyin bir anlamı olduğunu, bizi bir şeylere hazırladığını ve bu yolculuğun sonsuzluğunu...

30 Ocak Salı (Mars günü)
Ay: Aslan (21:52 itibariyle) (19:38 boşlukta)
Güneş: Kova

Yengeç enerjisiyle uyanıyoruz güne... Pluto karşıtlığı devrede! Önemli bir değişimden geçiyoruz içsel olarak, daha farklı hissediyor, daha derin bir şeylerin farkına varıyor, bir şeyleri geride bırakıyor ve yeni bir şeylere yer açıyoruz. Jüpiter üçgeni, bu durumu biraz daha kolaylaştırabilecek bakış açıları sunuyor. Geride kalanlara dönüp bakmayın, anlayın ve devam edin, aksi mümkün değil gibi gözüküyor. Geri dönmek istediğiniz, özlem duyduğunuz ve belki suçluluk hissettiğiniz ne varsa, onlar artık orada değil, siz de orada değilsiniz, buradayız ve buradan bakıp buradan yarına uzanmamızı kolaylaştıracak olanın önünü açmalıyız. Dün artık yok, bugün var ve bugünden, bugüne ektiklerimizden uzanabileceğimiz yarın! Merkür karşıtlığı, sizden farklı düşünenleri dinleyin, bakış açınızı genişletin diyor, kimsenin gözleriyle kendi yolunuzda yürüyemeyeceğinizi unutmayarak... Gece saatlerinde aslan enerjisi aktif oluyor. İçinizdeki çocuk sesini duyurmak istiyor. Onu, sesini duyurabilmesi için çığlık atmak zorunda bırakmayın!

31 Ocak Çarşamba (Merkür günü)
Ay:  Aslan (16:26 Tam Ay Tutulması/ 11 derece)
Güneş: Kova

Aslan enerjisiyle uyanıyoruz güne! Ay tutulması! Biraz mızmız çocuklar olabiliriz! Sakin olun! Dünya da etrafımızda dönmüyor ki canım! Bizim de kimsenin etrafında dönmek üzerine bir programımız olmadığı kesin! Kendi etrafınızda dönün şekerim! Bakın bakalım ne var ne yok? Kim koydu bunları buraya? Ne için? Ne için gelmiştik? Ne için gidiyorduk? Oldu mu ki? Bitti mi? Başlıyor mu? Defterler kapanıyor. Kimsenin kimseye hakkı geçmesin! Özür dilemek büyüklüktür. Özür dilemenin yapılanı kabul edip devam etmesine izin vermek olmadığını bilelim yeter! Özür dilerim, senin kim olduğunu, bu kimliği nasıl inşa ettiğini ve bunu değiştirmenin çok da kolay olmadığını fark edemediğim için! Hareket zamanı! Tren kalkıyor! Vakit belli! Ne aceleye gerek var ne boşa vakit kaybetmeye! Söylediğiniz şarkıda, her hecenin hakkını verin! Bunu hepimiz hak ediyoruz.

1 Şubat Perşembe (Jüpiter günü)
Ay: Başak (22:12 itibariyle) (13:57 boşlukta)
Güneş: Kova

Aslan enerjisiyle uyanıyoruz bugüne de! Venüs karşıtlığı ilişkiler boyutunda bir gündem veriyor. Ben mi sen mi? Yoksa biz mi? Biz neydi? Paylaşmak mıydı? Neyi paylaşmak? O nasıl olurdu ki? Sınırlar nasıl belirlenirdi? İçinde kendimizi özgür hissedemediğimiz bir birliktelik, bir seçim miydi, bir alışkanlık mı, bir zorunluluk mu? Neydi bizi sessiz bırakan? Hangi korku? Bu ne kadar gerçekçi ve dahası ne kadar samimiydi? Samimiyetin olmadığı bir birliktelik, anlamlı olabilir miydi? Jüpiter karesi bizden kim olduğumuzu, kim olmadığımızı anlamamızı ve burada gerekli düzenlemeyi ortaya koymamızı istiyor. Uranüs üçgeni, baktım siz beceremiyorsunuz, bir gündem yaratırım, düşerim yıldırım gibi, dağılır ortalık, siz de neyin ne olup ne olmadığını anlarsınız diyor. Uranüs, deprem gibidir; bununla birlikte hatırlayın, insanları ölüme sürükleyen deprem değil, depreme dayanıksız yapıdır. Gece saatlerinde Ay başağa geçiyor ve ayrışma başlıyor. İşe yarayanlar şuraya, vadesi dolanlar, işine yarayacaklara ulaştırılacaklar şuraya!

2 Şubat Cuma (Venüs günü)
Ay: Başak
Güneş: Kova

Başak enerjisiyle uyanıyoruz güne! Mis gibi toprak! Oh, ayaklarımız yere bassın biraz! Ne uçtuk be! Ay- Mars karesi, yüksek bir enerjinin hüküm sürmekte olduğunu söylüyor; bununla birlikte bu kare değişken burçlarda, gereksiz yere bir sürü şeyle uğraşmış, hiçbirinde bir noktaya da varamamış bulabilirsiniz kendinizi... Satürn üçgeni de devrede! Planlı programlı gitmekte fayda var. Hayır demeyi bilmezsiniz evet demiş olduklarınızı size anlatmak istemem! Vakit nakittir. Onu nasıl kullandığımız, yaşam kalitemizi belirler. Neptün karşıtlığı da devrede! Detaylarda boğulmayın, detayları da es geçmeyin, baktınız işler karıştı, derin bir nefes, sadece devam edin, kazandığınız farkındalık yolunuzu aydınlatacaktır.

3 Şubat Cumartesi (Satürn günü)
Ay: Başak (10:05 boşlukta)
Güneş: Kova

Başak enerjisiyle uyanıyoruz bugüne de! Pluto üçgeni, Salı günü bizi zorlayan şeyin bize ne söylemeye çalıştığını daha iyi anlamamızı sağlıyor. "Değişmeyen tek şey değişimin kendisi!" Öğle saatlerine varmadan Ay boşlukta hareket etmeye başlıyor. Bugün önemli bir temizlik günü! Sadeleşmek gerek! En temeldeki o gerçeğin farkına varabilmek! Ne yapıyorsanız, onu tüm varlığınızla yapın! Oradaki sır, odağınız ve o odağın içinde genişleyen tüm yaşam... Büyük, küçükte saklıdır; küçük, büyükte... Her şey, birbirinin içinde saklıdır; görmeyi, duymayı bilene...

4 Şubat Pazar (Güneş günü)
Ay: Terazi (00:46 itibariyle)
Güneş: Kova

Terazi enerjisiyle uyanıyoruz güne! Satürn karesi devrede! Seçimler... Kararsızlık ile sürüklenişler... Seçimi olmayanın, yaşamı da yoktur. Seçimler bizi yaşatır. Değilse yaşıyor değiliz, uzay boşluğunda sürükleniyoruz, hepsi bu! Yolculuğa şahit olan, gözlerini açan ve görendir. Resmin farkına varın, paletiniz, kalbinizde saklıdır. Onun renklerini hayatınıza katın. Ne ile? Bir şey ile... Bunun ne olduğunun çok da önemi yok inanın. Yeter ki her neyse oraya varmayı seçtiğiniz yol, ona inanın. Onun içinde büyüyün. Onun içinizde nasıl büyüdüğünü fark edin. Bir tohum ekilmiştir bedeninize... O tohum, saf sevgidir. Köklendikçe varlığınıza, sizden uzanır hayata ve meyve verir. Dostluklar, programlar, bir araya gelişler, birbirine sürüklenişler, kaçmak istediğimiz, korktuğumuz, sarıldığımız, bedenimizden ruhumuza akıştığımız, yakıştığımız... Her şey ne için? Her şey, tek bir şey için! Sevgi... Birleşmek... Görmek... Şahit olmak... Anlamak... Açmak ve açılmak... Kim bilir daha neler saklı içimizde! Öyleyse dans başlasın! Ritmi duyuyor musunuz? Ona bırakın kendinizi, sizi o taşısın. Büyücü orada uyanır ve her şey orada anlam kazanır. Müziği duyun, müziği daim duyun... O sizi korur.

Yüreğe selam olsun,

Hüseyin Akdağ

Kaynak: www.anneoluncaanladim.com

Bireysel Doğum Haritası Analiziniz için bizimle iletişime geçebilirsiniz:

0212 274 08 47 / 0544 798 52 07
www.heraakademi.com

Doğum haritası analizimiz ile kim olduğunuzu, dışarıdaki kişinin sizi nasıl gördüğünü, neyin size iyi geldiğini, bunların bir araya geldiklerinde birbirlerini nasıl etkilediğini, sahip olduğunuz potansiyelleri, yakın çevrenizi, ailenizi, iç dünyanızı, aşkın sizin için ne olduğunu, yaşama nasıl hizmet edebileceğinizi, partnerinizden aslında ne beklediğinizi, onunla olmanın size sağladığı fırsatları ve bu durumun sizi karşı karşıya bıraktığı sınavları, yaşamda sizi neye çağırdığını, neyin sizin ufkunuzu genişletebileceğini, iş ve kariyer hayatınızın önemli sırlarını, arkadaşlık ilişkilerinizi, neye teslim olmanız gerektiğini ve ruhsal olarak nereden nereye ilerlemenin önemini bulabilirsiniz.



Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.