Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Ben seni seçtim

17 Eylül - 23Eylül 2018 haftası

17 Eylül Pazartesi İlk Dördün Ay Fazı (02:14 24⁰ Yay 01’)"kendine bir yol çizmek"
"Her şeye sahip olmak isteyen elindekinden de olurmuş." İşte o meşhur Yeşilçam repliği! Türkan Şoray canlandırdığı karakterin titreyen sesiyle kurar bu cümleyi, sonrasında "Sevemedim kara gözlüm, seni doyunca. Hep kıskandım seni elden, yıllar boyunca." şarkısı duyulur Belkıs Özener’in yumuşacık sesinden... Her şey harika olmalı derken, hangi harikaları es geçtik? Kılı kırk yararken hangi keyifli anların içine ettik? Coşku, heyecan, tutku ertelenecek bir şey değildir. Oradadır ve o an yaşanmalıdır. Bu birçok şeye bakışımızı değiştirir ve belki de kendimize çizdiğimiz yol değişecektir. Siz bir şey için yola çıkarsınız, o yolu yaşarken bambaşka bir şeyin farkına varırsınız ve yol sizi bambaşka bir yere götürmüş olur. Bu sizin hayatınızın armağanıdır. Yeter ki buna açık olun.  

19 Eylül Çarşamba Mars (kova)- Uranüs (boğa) Karesi
"yolu değiştirmek"
Hep aynı şeyi mi yapıyorsunuz? Hep aynı yoldan mı gidiyorsunuz? Çılgınca bir şeyler yok mu hiç hayatınızda? En son ne zaman "Ben bugün bir delilik yaptım!" dediniz "kalbinizin dostuna" hınzır ve heyecanlı bir gülümseyişle? Bazen yolu değiştirmek değildir ihtiyaç duyduğumuz, yolu yürüme şeklimizi değiştirmemiz gerekiyordur. Rutin, öldürücü bir ağırlığa sahiptir. Yaşam sevincinizi öldürür. Rutinin içine küçük farklılıklar yerleştirmek gerekir. Küçük oyunlar... O zaman bunun adı sadakat olur. Aynı yoldan tekrar tekrar gidersiniz bununla birlikte hiçbiri bir öncekinin aynısı değildir. Her gün farklı biriyle sevişmeniz gerekmiyor; bununla birlikte her gün farklı sevişmiyorsanız, siz o gün sevişmiş değilsiniz! Kalbinizin çarpışını hızlandırmayan her şey eksiktir.

21 Eylül Cuma Güneş (başak)- Merkür (başak) Kavuşumu
"kaderi okumak"
Eskiler "Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir." der. Çok severim bu sözü! "Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az!" Bunu da eklemeden edemem tabii! Kendi potansiyelinin farkında olan, karakterini de az çok çözebilmiş olan, nelerle karşı karşıya kalabileceğini, nerede nereye sıkışıp neyin üstesinden nasıl gelebileceğini bilir. Bilmek bir boyut, yapabilmek daha ileri bir boyut! İşte insanın kaderi! Hedef, potansiyelin olan o parlaklığa ulaşmaktır. Parlamak; bilgi, birikim, deneyim, yaratıcılık ve gerçeklik gerektirir. Gerçeklik, samimiyettir. Geçer akçe budur. İçimizdeki çocuk aklını kullanmaya başladığında, her şey de değişmeye başlar. Ondan vazgeçme, onun okuyup öğrenmesine izin ver sadece!

22 Eylül Cumartesi Merkür Terazide (06:39)
"terazinin iki kefesi"
Her şey ağırlığınca değer kazanır diye düşünürüz hep! Ağırlığınca altın! Değildir aslında. Her şey hafifliğince değerlidir. Eski Mısır çizimlerinde terazinin bir kefesinde insanın kalbinin, diğer kefesinde bir kuş tüyünün olduğunu görürüz. Kalbi hafif olan kazanır. Kalbi ağırlaştıran nedir? Öfke, saldırganlık, yırtıcılık, kıskançlık, sevgisizlik... Kendinizi bir eşikte buldunuz, iki ya da daha çok seçeneğiniz var, şanslısınız ki bunun farkındasınız, her zaman seçenekler ve seçimler vardır hayatta, biz farkında olsak da olmasak da ve seçimlerimiz bizi bir şeyin içine sürüklüyor ya da bir yere getiriyordur. Hangisini seçeceğiz? Kalbinize hafif geleni... Gerisi mutlaka gelecektir.


23 Eylül Pazar Güneş Terazide (04:54) ve Merkür (terazi)- Satürn (oğlak) Karesi
"seçimlerinin farkında olmak"
"Bu hayatı ben seçmedim!" derken buluruz çok kez kendimizi! Haklı olabilirsiniz. Daha farklı bir hayatı da seçmediniz sadece, belki odaklanmamız gereken daha çok budur. "İstemediğim bir hayat yaşıyorum! Her şey çok boş geliyor, mutlu olamıyorum!" O halde ben de sana soruyorum: Neyi göze alamadın? Ne için cesaret edemedin? Neye sığındın? Ne yapabilirdin de yapmadın? Mutluluğun senin için ne olduğunu ne kadar anladın? Mutluluğun kimin için ne anlama geldiğini atın bir kenara! Eminim birçoğumuz bunun için oturup düşünmüş bile değildir, "yapılmışı var" deyip o hazır olanı üzerine giymiştir. Bedenine oturup oturmadığı umurunda bile değil! Onu yansıtıp yansıtmadığı... "Marka şekerim!" Sen de onun cansız mankeni... Çünkü canlılık, yaratıcılıkla olur. Kendinden bir şey katarak, kendindeki bir şeyi bularak, onu üzerine giyerek... Seçimlerinin ve seçmediklerinin farkında olmayan birini bolca şikayet etmesinden, herkesi suçlamasından tanırsınız. Onlara bakın, yavaş yavaş söner ışıkları... Kendileri gibi olanları bulurlar, onlarla birbirlerinin kalan hayat enerjilerini de emdikleri hayatlar kurarlar, kendilerinden farklı düşünenlere karşı saldırgandırlar; çünkü bu gibi tipler onlara kendilerini sorgulatır ve bu onların en sevmedikleridir.

17 Eylül Pazartesi (Ay günü)
Ay: Oğlak (14:07 itibariyle) (02:13 boşlukta)
Güneş: Başak
Toprak enerjisi / Ay- Güneş karesi (02:14) Ay- Uranüs üçgeni (17:56) Ay- Satürn kavuşumu (19:24)


"karmanın kılıcı"

"Ne öğrendin?" diye sorsalar şunu derim: "Neyi öğrenmem gerektiğini... Yargılamamak..."

Bir insanın deneyimine onu yargılayarak baktığınızda, o deneyimin deneyiminiz olduğuna şahit oluyorsunuz. Belki de böyle giderseniz deneyiminiz olacağını bilen yaşam, size fragmanını izletiyor filmin, dikkatli olursanız konuyu ve bu konunun nasıl işlendiğini az çok anlayabiliyor, filmi izleyip izlememeye buna göre karar verebiliyorsunuz. Şahit olduğunuz deneyimin çarşambanın gelişinden belli olan perşembe olarak ekranınıza düştüğünü fark ederek duvara toslamayabiliyor yani aklınızı kullanarak tedbirinizi alabiliyorsunuz. Değilse karman çorman oluyor ortalık! Özür dilerim yargıladığım, anlayış gösteremediğim, olduğu hale izin verip aksine açık olmadığını fark ettiğimde kendime dönüp bakmaktansa onun olma haline dil uzattığım her an için. İnsan kendi kötüsünü fark etmeden iyileşemiyor. Kendi iyisinin arkasında saklı olan canavarsa hep oyunlar oynuyor. Birilerini affetmeyi öğrenemediğinde, kendini affetmek zorunda kalacağın bir hikayenin içinde bulduruyor sana kendini ve sen bunu başaramadan buradan çıkılmıyor. Zincirler hep boynunda kalıyor. Herkes kendi cehenneminde kendince cezalandırılıyor ya da kendi cennetinde kendince armağanını alıyor. Kimsenin cenneti kimseninkine benzemez; çünkü herkesin cehennemi de cenneti de kendine benziyor. Gördüklerinin kendine dışarıdan bakışı olduğunu insan, sonra sonra anlıyor.

18 Eylül Salı (Mars günü)
Ay: Oğlak
Güneş: Başak
Toprak Enerjisi / Ay- Venüs sekstili (01:02) Ay- Neptün sekstili (19:54)

"kalbin kanatları"

Kimseyi kanatlarını açamayacağı gibi sevme... Bu senin de kanatlarını açamayacağın anlamına gelir ve kanatları açılmamış olanlar sevgiyi ne bilir. Onlarınki esarettir. Korktuğun şey eninde sonunda başına gelir. Korkuyu aştığında akan su topraklarını bereketlendirir ve her şey bunun içindir. Birlikte uçabildiğin eşin, birlikteyken topraktan ayaklarını kesemediğin yükündür. Onun hangisi olduğuna ancak kanatlarını açabildiğinde karar verebilirsin. Birlikte uçabiliyorsanız eşin, seni aşağı çekiyorsa yükün, devam edebiliyorsan dersindir. Sakın kimsenin sana ihtiyacı olduğu yanılgısına düşme, bu kibirdir. Herkesin ihtiyacı olan kendindedir ve sadece bunun farkına varılmasını beklemektedir. Bunu bilerek seven, gerçektir.

19 Eylül Çarşamba (Merkür Günü)
Ay: Oğlak (20:08 boşlukta)
Güneş: Başak
Toprak enerjisi / Ay- Pluto kavuşumu (04:02) Ay- Jüpiter sekstili (06:25) Ay- Merkür üçgeni (17:19) Ay- Güneş üçgeni (20:09)

"zamana sıkışanlar"

Bazen zaman hiç geçmeyecek, sanki bu bekleyiş hiç bitmeyecek gibi gelir. Saatler günlere, günler haftalara, haftalar aylara dönmüştür. İçinizde bir sancı, kalbiniz sıkışıyordur sanki! Aslında kalbiniz genişlemek istiyordur. Bu kabuklarından çıkma vakti gelmiş olan öz varlığınızdır. Yaşam sevinciniz, tutkunuz, saflığınız, masumiyetiniz, sadakatiniz, dostluğunuz, huzurunuz... Neden hep bir kayıp sonrası, zorlu bir dönem sonrası sahip olduklarımızın ne kadar değerli olduğunu hatırlıyoruz diye düşündünüz mü hiç? İşte bu zorlu dönem kalbin genişlemesiyle ilgilidir. Bir şekilde içinde olmaya alışılan şeyin kırılması ve büyümenin devam etmesi gerekiyordur. Doğan her canlı gelişimini devam ettirir. Aksi mümkün değildir. Bu gelişim yolculuğu bazen sancılıdır. Sizin de ergenlik döneminizde boyunuz uzarken bilekleriniz ağrır mıydı? Biz bunu bir olay ile de deneyimleyebiliriz. Frekansımız değişiyordur ve var olan kabukların kırılma vakti gelmiştir, hikaye değişiyordur. Zamana sıkışanlar, artık olmayan bir geçmişe takılıp başka bir deyişle bir hayalete tutunup güneşe, büyümeye, gelişmeye, parlamaya arkalarını dönmüş olanlardır. Anlamak gerek. Fırtına hayatın bir parçasıdır ve sizin fırtına ile kurduğunuz ilişki size ne zaman yelken açacağınızı, ne zaman geride duracağınızı ola ki bir kez ona yakalanmışsanız nasıl hayatta kalacağınızı anlatır. Sizi fırtına öldürmez. Akılsızlık öldürür.

20 Eylül Perşembe (Jüpiter günü)
Ay: Kova (02:51 itibariyle)
Güneş: Başak
Hava enerjisi / Ay- Uranüs karesi (06:35) Ay- Mars kavuşumu (07:22) Ay- Venüs karesi (16:45)

"değişime direnenler"


Neyi kaybetmekten korkar insan? Neyi kaybetmek neyin sonu oldu? Hangi bitişler bize hangi yeni başlangıçları hediye etti ve dönüp baktığımızda bu döngü bize ne hissettiriyor? Bugün dün yaptığınızdan, bugüne kadar yapmaya alıştığınızdan farklı ne yaptınız? Neye dur dediniz? Ne için harekete geçtiniz? En azından bir adım attınız! Bu size kendinizi nasıl hissettirdi? Gerçekten tutsak mısınız yoksa kendinizi buna mı inandırdınız? Özgür olmak her şeyi değiştirmek mi yoksa kendinize küçük değişimler armağan etmek mi? Etrafınızda nasıl insanlar var? Onlarla olan diyaloğunuz sizi ne kadar besliyor? Neye daha farklı bakmanıza yardımcı oluyor? Hep sizinle aynı fikirde olanlarla mı birlikte olmayı seçiyorsunuz? Sizden farklı düşünenlerle de buluşmak sizi zenginleştirmez mi? Yeni bakış açıları kazanmak yeni bir hayat anlamına gelebilir mi? Neyi hep yaptığınız gibi yapmasınız neler olur?

21 Eylül Cuma (Venüs günü)
Ay: Kova
Güneş: Başak
Hava enerjisi / Ay- Jüpiter karesi (20:13)


"doğum sancısı"

Bir düşünce, bir hissi tetikler. Bir his, bir düşünceyi... Düşünce hisle, his düşünceyle bir karşılıklı beslenim yarattığında insan zenginleşir. Yaratıcılığı artar. Düşünce eylemi, his somutlaşan bir şeyleri beraberinde getirebilir. His, keyif almamızı sağlar. Daha derin yaşamamızı... Düşünce bu hisle yeni bir temel kurmamızı... Bizi yeniler. Eylemlerimiz bu dinamikle şekillenir. Bu da hayatımızı şekillendirir. Tersi de söz konusu olabilir. Hayatımız eylemlerimizi belirliyordur, eylemlerimiz, içinde olduğumuz alanlar düşüncelerimizi, bu da hislerimizi... Ne hissediyorsunuz? Size bunu hissettiren ne olabilir? Bu his sizi nasıl bir deneyime götürüyor? Daha önce buna benzer bir şey yaşamış olabilir misiniz? Bu deneyim sizde bir kabul yaratmış ve siz hep bu kabulle hareket ettiğiniz için hep kendinizi aynı noktada bulmuş olabilir misiniz? Buradaki hissinizi nasıl tanımlarsınız? Şimdi daha önce denemediğiniz bir şeyi deneyin, aradığınızı bulmak için hep aynı yere bakmaktan vazgeçin, alanınızı genişletin. Beklentilerinizi bir kenara itin ve hangi potansiyellerin olduğuna göz atın. Belki olduğunu sandığınızdan çok daha değerli bir şey burnunuzun ucunda duruyor ve siz bunun farkında değilsiniz?

22 Eylül Cumartesi (Satürn günü)
Ay: Balık (15:26 itibariyle)
Güneş: Başak
Su enerjisi / Ay- Uranüs sekstili (18:56) Ay- Satürn sekstili (20:56)

"ruhun çağrısı"

Bir şeyler yapman gerekir bir şeylerin değişmesi için; bununla birlikte bazen ne yaparsan yap olmaz. Değiştiremezsin sürecin akışını. Bir sürü şey yaptığını düşünüyorsundur; bununla birlikte benzer şeylerin etrafında dönüyorsundur, belki de daha farklı bir şey yapmaya cesaret edemiyorsundur. Kendi yanılsamanın içinde debelenip duruyorsun. Ne yapman gerekiyor? Belki de hiçbir şey! En azından bir süre için, zihnini görmeye alıştığı o resimden özgürleştirmek için! Bir şeye uzun süre baktığınızda o artık bir resim olarak kazanmıştır zihninize ve siz ona baktığınızda onu değil zihninizdeki resmi görüyorsunuzdur, olduğuna inandığınızı, değişeni, değişenin ne olduğunu fark edemiyorsunuzdur. Zihninizi o resimden uzaklaştırmak için başka bir yere bakmanız, daha farklı bir şey yapmanız, buna cesaret etmeniz gerekiyordur. Bunu başardığınızda görmeye başlarsınız. Gören kör olmaktan gören göz olmaya terfi edersiniz. İşte uyandığımız yer!

23 Eylül Pazar (Güneş günü)
Ay: Balık
Güneş: Başak
Su enerjisi / Ay- Venüs üçgeni (07:21) Ay- Neptün kavuşumu (20:21)

"Tanrının kalemi"

Hiç suyun akışını uzun süre izlediğiniz oldu mu? Biz suyun akışına yön vermeyi severiz. Şöyle olsa daha iyi olurlarımız vardır bizim. Aslında şöyle olsaydı diye başlayan cümlelerin hiç sonu gelmez. Mesela bize sorsalardı! Bayılırız üzerimize vazife olmayan şeylere burnumuzu sokmaya! Öyle karşısına çıkıp açık açık fikrimizi söylemek değil tabii bahsettiğim. Kendi aramızda "durum değerlendirmesi" yapmak! Bu durumlar bizimle ilgili durumlar da değildir hiç nedense! Masaya yatırılacak biri ve bir şeyler de mutlaka bulunur. Kendisi bu konudaki fikrimize ihtiyaç duyup sorsa ağzımızı bıçak açmaz; tabii o zaman söylediklerimizin sorumluluğunu almamız gerekir ve vereceği cevaplar, hele ki tezimizi çürütürse hiç hoşumuza gitmeyebilir. Boş kaleye gol atmaya benzemez. Biz emme basma tulumba gibi kafa sallayanları severiz. Kendinize dışarıdan bakın. Ne görüyorsunuz? Kendinize ne derdiniz? Birisi şu an bunu size diyor olsaydı ne yapardınız? Bildiğinizi okurdunuz. Devam edin öyleyse! Okumaya devam edin. Her kitabın bir sonu vardır. Sayfalar bittiğinde belki ikna olursunuz. Hatta belki öyle bir ilham gelir ki yazan kalem olursunuz. Umut fakirin ekmeği! Bugün kimin hikayesi sizi kendi hikayenizden çaldı? Kendinize gelin! O zaman herkese iyi geleceksiniz. O zaman yazdıklarınız, kaderinizin ışığı olacak, öyle diyolla’!

Dosta selam olsun,

Hüseyin Akdağ

Kaynak: www.anneoluncaanladim.com

Bireysel Doğum Haritası Analiziniz için bizimle iletişime geçebilirsiniz:

0212 274 08 47 / 0544 798 52 07
www.heraakademi.com

Doğum haritası analizimiz ile kim olduğunuzu, dışarıdaki kişinin sizi nasıl gördüğünü, neyin size iyi geldiğini, bunların bir araya geldiklerinde birbirlerini nasıl etkilediğini, sahip olduğunuz potansiyelleri, yakın çevrenizi, ailenizi, iç dünyanızı, aşkın sizin için ne olduğunu, yaşama nasıl hizmet edebileceğinizi, partnerinizden aslında ne beklediğinizi, onunla olmanın size sağladığı fırsatları ve bu durumun sizi karşı karşıya bıraktığı sınavları, yaşamda sizi neye çağırdığını, neyin sizin ufkunuzu genişletebileceğini, iş ve kariyer hayatınızın önemli sırlarını, arkadaşlık ilişkilerinizi, neye teslim olmanız gerektiğini ve ruhsal olarak nereden nereye ilerlemenin önemini bulabilirsiniz.



Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.