Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Sevgi ve sadakat

03 Aralık - 09 Aralık 2018 haftası

3 Aralık Pazartesi Güneş (yay)- Mars (balık) Karesi (02:34)
"gerçekleşebileceğine olan inanç mıdır kurduran hayalleri?"
İnanıyorum bir şeylerin değişebileceğine... Çok mu iyimserim? Belki de... Olsun! Belki hiçbir şey değişmeyecektir de benim hislerim olacaktır değişen! Ben daha az şikayet edecek, çokça gülümseyeceğimdir belki! Aralara sıkışmış güzellikleri yakalayacaktır gözlerim! Onlarla yetineceğim. Taşlar toplayacağım kumsaldan; benim zümrütlerim, yakutlarım olacak onlar! Evimin en sevdiğim köşesine koyacağım onları, baktıkça gülümseyeceğim onlara... Bir hayat kuracağım, içinde sevgilerim, sevdiklerim olacak. Yüreğine dokunduklarım, yüreğime dokunanlar... Daha az kızacağım, kime ne, daha çok şükranla dolacak kalbim! Aynaya her baktığımda gülümseyeceğim, yorgunluğun, yaşlılığın çizgileri, Tanrının fırça darbeleri olacak bedenimde... Ben onun bende yarattığı şahesere hayran hayran bakacağım ve ne çok yaşamışım bugün de, oh, çok şükür diyeceğim! Yorgunluğum tatlı bir gülümseme olacak yüzümde, sarılacağım kocaman sevdiğime, sımsıkı sarılacağım hem de, bakacağım gözlerinin içine, varlığı için koca bir minnetle... Ağır mı gelirmiş insana sevdiğine teşekkür etmek? Her gelen ondan değil mi? Getiren, gelecek olana vesile... Hak etmişiz ya ne mutlu, şükürler olsun hak olup hak ettirebilene...

6 Aralık Perşembe Güneş (yay)- Neptün (balık) Karesi (00:21) ve Merkür Retrosu Bitiyor (23:21)
"nereye baksam göremeyeceğim"
Gözlerim açıkken göremeyeceğim şeyler var kesin! Kapamalıyım gözlerimi... İçimdeki dünya mı daha gerçek yoksa dışımdaki mi? İçimden mi bakarım dışarıya, dışarıdan mı içeriye? İçimden saçılan ışık mıdır aydınlatan ortalığı yoksa dışarıdan içeriye düşen mi? Ne zaman kapamalıyım gözlerimi? Ne zaman açmalıyım? Nereye bakmalıyım? Neyi görmeliyim? Neye kapamalıyım? Neye açmalıyım? Annem dışarıda mı içeride mi? Babam? Kardeşim? Dostlarım? Sevgilim? Neredeyiz biz? İçeride mi, dışarıda mı? Bir hayal miyiz yoksa gerçek mi? Gerçek kılan ne bizi? Hangi sahte yüzler katilimizdi? Ne zaman aktı makyaj? Yağan yağmur hangi maskelerin düşmesi içindi? Kimler ıslanmaktan korkmuyorken kimler saçak altında bekledi? O karanlık bakışların ardına neler gizlendi? Biz hangi masalın gerçekliğine inandık ve neyden korudu bu bizi? Kapattım gözlerimi, hadi kapat sen de... İçerisi bugün dışarısının olduğundan çok daha fazlasına sahipti. Bir dakika, duyamıyorum, sessiz ol!

7 Aralık Cuma Mars (balık)- Neptün (balık) Kavuşumu ve Yay Yeniayı (15⁰ 07') (09:20)
"iyimserim, iyimserim, içim ağlar, gülümserim"
Emel Sayın’ın sesinden hatırlıyorum bu şarkıyı... "Felek vurdu sillesini, kaderime gülümserim." diye devam eder. Beklentilerimiz vardır, olmasını umduğumuz, olacağına inandığımız, hatta aksinin mümkün olmayacağından emin olduklarımız... Bir de olanlar vardır. "Hayat sen planlar yaparken başına gelenlerdir." der John Lennon, Tanrının hayal gücü bizden çok daha gelişmiştir. Biz dümdüz bir yoldan ibaret sanırken hayatı, o bize yokuş tırmandırır, bizi bayırdan aşağı salar, bize keskin virajlar aldırır ve sanki çarpışan otolara binmişizcesine kazalar yaptırır. Öyle ki bazen her şey bitti dediğimiz anda uyandırır. Biten bir şey yoktur, sadece yaşam olduğunu sandığımız ya da umduğumuz gibi tekdüze bir yer değildir, inişli çıkışlıdır, sürprizlerle doludur. Bu haller bizi geliştirir, büyütür, olgunlaştırır. İnsan telaşa kapılmadan ilerlemeyi öğrenir. Yolun sonu yoktur, yolculuk onun armağanıdır ve bir gün her şey geride kalacaktır. Tüm zenginliği yaşadıklarından öğrendikleri ve bunları yaşam arenasında ne kadar etüt edebildiği olacaktır. İnsan böylece gerçekleşecektir. Hayata nasıl bakıyorsunuz? Onunla savaş halinde misiniz yoksa onu gurunuz olarak mı kabul ettiniz? Hayata güveniyor musunuz? Kendinize? Kalbinize? Ruhunuza? Hepsini aşabileceğinize ve bunun zenginliğiniz haline dönüşebileceğine? İyimser olmak, aptal olmak demek değildir, kendinle daha bağlantıda olmak ve akıllıca davranmaktır. Hep bize öğretildiği gibi; çözebildiğin soruyu çöz, çözemediğini boş bırak, vakit kaybetme, çözebileceklerini çöz, vakit kalırsa döner bir daha bakarsın, belki çözülüverir, belki buna gerek bile kalmayacaktır. Sen durma, devam et yalnızca... İşleyen demir ışıldar. Bazense hepsini bir kenara koy, derin nefesler al, gözlemci kal hayata, kendine, aklından geçenlere... Dışarıdan bak hepsine ve sadece gülümse, insan olmanın, olabilmenin, hayat denen oyunun cilveleri işte... İnançların seni, senin gibi bakanlarla buluşturur. Birlikte bir dünya yaratırsınız, o dünya sizin dünyanız olur. Siz birlikte hangi dünyayı yarattınız?

3 Aralık Pazartesi (Ay günü)
Ay: Akrep (21:54 itibariyle) (20:14 boşlukta)
Güneş: Yay
Su enerjisi / Ay- Pluto karesi (03:29) Ay- Uranüs karşıtlığı (20:15) Ay- Venüs kavuşumu (23:04)

"değişimin ayak sesleri"

Sancılarımız, büyümekte olduğumuzu anlatır. Bu büyüme bazen yavaş yavaş, bazense birden olur. Bir yıldırım düşmüştür sanki, insanın bir şekilde bu yeni durumu kabul etmesi gerekir. Geri dönüşü yoktur, olan olmuş, giden gitmiş, biten bitmiştir. İlk bakışta sanki bunun üstesinden gelemeyecekmişiz gibi gelir. Zaman içinde o duygu içeride bir yerlerde varlığını sürdürür yine belki ama siz bu duyguya rağmen yolculuğunuzu devam ettirirsiniz. Hatta bu duygunun size verdiği derinlik ve duyarlılıkla... Daha farklı bakar, başka şeyler görürsünüz. Kaybettiğiniz her şey size sahip olduklarınızın değerini hatırlatır ve aslında kaynak siz olduğunuz müddetçe bu hayatta hiç kaybın olmadığını, sadece deneyimin olduğunu, bunun size kattıklarını...

4 Aralık Salı (Mars günü)
Ay: Akrep
Güneş: Yay
Su Enerjisi / Ay- Satürn sekstili (12:42) Ay- Mars üçgeni (19:24) Ay- Neptün üçgeni (22:46)

"dolu başak eğik durur"

Acılar sizi tüketmek için değildir, acılar yaşamda tutunduklarımızla ilgilidir. Bu öyle bir yolculuk ki budana budana ilerliyoruz. Fazlalıkları bırakıyoruz, son olmadığının farkına varıyoruz, her şeye rağmen ilerliyoruz, kalbimizi açıyoruz, ufkumuzu genişletiyoruz, bilgelik kazanıyoruz, bazen tam aydınlanacağız bir gülme geliyor, başa dönüyoruz, bir kenara itiyoruz, dönüp tekrar bakıyoruz, yolculuk hep devam ediyor, dün bugünden ayrılıyor. Ne dün bugüne benziyor ne yarın bugüne... Tüm bu debdebe içinde farkında olmadığımız daha büyük bir yolculuk var sanki, o yolculukta herkes var, hepimiz varız, hepsi bizde var, biz hepsinde varız. Neye baksan sen, neye baksan o... Aynı şeyin dünyada yaşayan insan sayısı kadar ifadesi! Hepsi doğum, hepsi gelişim, hepsi çarpışma, hepsi aşma ya da takılıp kalma, hepsi zenginlik, hepsi ölüm... Bugün neye gözlemci kalmanın ruhunda uyandırdığı güce şahit olabilirsin?

5 Aralık Çarşamba (Merkür Günü)
Ay: Akrep (23:51 boşlukta)
Güneş: Yay
Su enerjisi / Ay- Pluto sekstili (09:49) Ay- Merkür kavuşumu (23:53)

"gölge oyunu"

Seni tanıyor muyum? Sanmam! Sen beni tanıyor musun? Bence hiç tanımıyorsun. Kim kimi tanıyor? Bence kimse kimseyi tanımıyor. Neler yapabileceğimizin ve neleri yapamayacağımızın ne kadar farkındayız? Bence hiç farkında değiliz! Sen kendi potansiyellerinin ne kadar farkındasın? Ben kendi potansiyellerimin ne kadar farkındayım? Benim içimde bir cerrah da saklı bir katil de... İkisi de kesmek istiyor, birisi bir insanın şifası, birisiyse bir insanın sonu oluyor. Birisi acısını hafifletmek, birisiyse acı vermek ve böylelikle kendi acısını dindirmek istiyor. Belki bir zamanlar bu potansiyel henüz bir yönelim içinde değildi. Kesmek biçmek isteği vardı; bununla birlikte bu isteği nasıl değerlendirebilirdi, bundan emin değildi. Birisine doktor olabileceği hissi geldi ya da yaşadıkları içinde yükselen duygu, iradesi onu böyle bir alana yöneltti, bunun için bir şeyler onu yüreklendirdi. O böylelikle olası bir cehennemi geride bırakabildi. En azından şimdilik! Diğeri öfkeliydi, öfkesi gizli gizli büyüdü içinde ve can almayı seçti, bunun adı intikamdı, bir savunma mekanizması... Can alan ya da bu potansiyeli yoğun taşıyan bu duygunun yerine başka bir duygu koymadığı müddetçe böyle yaşayacaktı. İçindeki katille... Bir doktor, iyileştirecekti; bununla birlikte hayat bundan da ibaret değildi. İyileşmeliydi, bu deneyim harici yerlerden de beslenmeliydi. Sosyal hayat, duygusal bağlar, ölüm- yaşam gizemi, döngüler, doğa, semboller, anahtarlar... Kimler çıkıyor karşımıza? Ne kadar iyiler, ne kadar kötü? Kim iyi, kim kötü? Kim kendine iyi, kim kendine kötü? Bir arzu, erdem ve büyüme ile ancak bizim çıkış kapımız olabilirdi. Değilse erdem maskesi altında yaptığımız ona saplamadığımız bıçağı kendimize saplamış olmaktan öteye gitmeyebilirdi. Bunu neden yaptığını biliyor musun? Bunu neden yapmadığını?

6 Aralık Perşembe (Jüpiter günü)
Ay: Yay (04:48 itibariyle)
Güneş: Yay
Ateş enerjisi / Ay- Jüpiter kavuşumu (16:30)

"güneşe dön yüzünü"

Karanlığı yok saymak değildir ışık yakmak, karanlığa rağmen ışığa yol almak... Yolun sonunda gördüğümüz ışığın adı umuttur. Umut, fakirin ekmeği! Çiftçinin karnını yarmışlar, kırk tane bu yılcık çıkmış. "Bu yılcık" bu yıl daha iyi olacak umududur. Derken ömür geçer gider. Pandora’nın kutusundaki yedi büyük kötülükten biri olması bundan olsa gerek! Umut, bir afyon da olabilir, inancınızla sadakatiniz, bereketiniz de... Bir gün daha iyi olmasını umduğunuz için tahammül ederek değil de şu an neyin ne kadar iyi olduğunu, neyin iyileştirdiğini görerek... Bu iyinin sizi yüreklendirmesiyle biraz daha fazlasına cesaret ederek... Aklınızı kullanarak, yeni yollar bularak, seçenekleri görerek, onları tartıya koyarak, kalbinizin sesine kulak vererek... İnanç, tek başına yeterli değildir, inancın eyleme dökülmesi ve bu eylemin geniş bir zamana yayılabilmesi, burada bir farkındalık, bilinç halini alabilmesi ve böylelikle hislerin farklılaşabilmesi gerekir. Hisler değiştiğinde, dünya değişir. En zor ikna edebileceğiniz odur, bilinçaltınız... O bütün olumsuz deneyimlerin bıraktığı izleri bir bir önünüze getirir. Ona yeni ve köklü veriler sunduğunuzdaysa sistem yenilenir. İnanç, bir başlangıç noktasıdır ve beslenmesi gerekir. Onu besleyecek şeyse gerçekler, gerçekleştirdiklerinizdir. Bir fikriniz olabilir; bununla birlikte fikriniz zikriniz olup yaşamınız halini almadığı müddetçe, hiçbir vasfa sahip değildir.

7 Aralık Cuma (Venüs günü)
Ay: Yay (Yeni Ay 09:20 15⁰ 07’)
Güneş: Yay
Yay enerjisi / Ay- Mars karesi (06:11) Ay- Neptün karesi (06:41)

"beni eve götürün"

Tedirginlik duyduğumuzda korunaklı alanımıza dönmek isteriz. Annemizin kucağı, anne kokusu, yuva en güvende hissettiren şeylerdir. Doğduğumuz topraklar, oraya yakın olmak, içsel olarak kendimizi ait hissettiğimiz bir yerde olmak... Ne zaman kaybolmuş hissetsek kendimizi, bir şey her şeyi bırakıp buraya gitmek ister. Her şeyin başladığı yere, köklerine... Her şeyi unutsa insan birkaç şeyi unutmaz; doğduğu evi, annesini, babasını, kardeşlerini, çocukluğunu... Tüm savaşların içinde, bir ailesi vardır insanın bir de dünya boyutunda aile olarak bedenlendiğine inandığım Yaratıcı... Onun bizdeki karşılığı... Onu ne olarak tanımlamış olursak olalım ya da nasıl tanımlayamamış, o daim bizimle ve tam da her şeyin başladığı yerde... Oradan uzanıyor bizi biz yapan hikaye gökyüzüne... Göklerden geldik yine göklere mi uzanıyoruz dünyadan güç alan köklerimizle?

8 Aralık Cumartesi (Satürn günü)
Ay: Oğlak (14:01 itibariyle) (11:58 boşlukta)
Güneş: Yay
Toprak enerjisi / Ay- Uranüs üçgeni (12:00) Ay- Venüs sekstili (21:19)

"yıkabildiklerimiz ve yapabildiklerimiz"

Neyi yıkmaya, neye daha farklı bakmaya, neyin ötesine geçmeye cesaretimiz var? Değişimin sorumluluğunu alabilir miyiz? Yeni başlangıçlar mı değerlidir yoksa başladığımız şeyin sonunu getirebilmemiz mi? Yoksa bir son yoktur da bir ilerleyiş mi vardır? Hareket halinde mi olmamız gerekir yoksa takipte kalmamız mı? Doğru vakit geldiğinde bunu bilir miyiz? Bir türlü olmayanlar henüz vaktin gelmemiş olmasıyla mı ilgilidir? Vakti gelmeden açar mı bir çiçek? Ya açmadan solarsa? "Sen, gönlümde açmadan solan bir gülsün. Yeter ki gel bana, senede bir gün, senede bir gün..." Neyi kabul etmek gerekir? Bu kabul bir defterin kapanışı mıdır yoksa o deftere yazılan satırlar artık sonsuzluğa mı taşınır? Biten bir şey var mıdır? Her şey birbirinin içinden mi büyür? Her şey birbiriyle iç içe mi geçmiştir? Zincir olarak gördüklerimiz, sadece varlığına alıştığımız iplikler midir? Ya koparmaya kıyamadıklarımız bizi kırıp geçecek ya da biz kıracağız zincirlerimizi ve bu herkes için en iyisi mi olacak? Bir kişinin tutsaklığı, birçok kişinin de gardiyan olarak bu tutsaklığa ortak edilmesi demek değil midir? Bir kişinin artık özgür olması, çok kişinin de onunla özgürlüğü tatması mı demektir?

9 Aralık Pazar (Güneş günü)
Ay: Oğlak
Güneş: Yay
Toprak enerjisi / Ay- Satürn kavuşumu (07:08) Ay- Neptün sekstili (17:05) Ay- Mars sekstili (19:51)

"ibadet insanın kanatlarıdır"

İbadet kelimesi "ibada" kökünden geliyor ve bu "hizmet etme, kul veya köle olma" anlamındadır.  İbadet bana hep sadakati hatırlatır. Sadık olmak... Her gün, her an şükürde olmak... Nur yüzlü denir ya hani, işleyen demir ışıldar sözü geliyor insanın aklına! İnsanın ışığı, var olan özün nasıl ve ne kadar açığa çıkabildiğiyle alakalı olsa gerek! Hizmet etmek, hizmet edilen kişiyi değil, hizmet edeni yüceltir. O işliyordur ve bu onun parlaması anlamına gelir. Bir tek şeye hizmet edilir, onu var eden kaynağa... Bir tek şey daimi hizmettedir, kainat! Kainat kuldur, öyleyse kul olan kainat olur. Adanmışlık budur. Neyi yapabiliyor olmanın şükrüyle parlıyorsunuz bugün, sizden ne akıyor hayata, bu su ne kadar duru, ne kadar saf? Eylemi ibadetten ayıran eylemin hedefe varma arzusudur. İbadet adeta bir dans gibi kendiliğinden yolu bulur. Niyet, kaderin inşasıdır. Kader, varoluşa sunduğu katkıyla gerçekleşme şansı kazanır. Yaşam, ona verdiğimiz her şeyin aslında kendimize verdiğimiz armağan olduğunun farkındadır. Bir şey yapın, birisi için bir şey, bu kendimiz için yapabileceğimiz en güzel şeydir. Böylelikle açılan kalbimiz, en kutsal armağan olan sevgiyi fark edecektir. Yaratanın, yarattığına olan sevgisi... Bu yaratımı mümkün kılan şey... Sevgi, şükrün ulaşabildiği en üst noktadır ve bu her şeyi anlamlı kılan değildir de nedir?

Dosta selam olsun,

Hüseyin Akdağ

Kaynak: www.anneoluncaanladim.com

Bireysel Doğum Haritası Analiziniz için bizimle iletişime geçebilirsiniz:

0212 274 08 47 / 0544 798 52 07
www.heraakademi.com

Doğum haritası analizimiz ile kim olduğunuzu, dışarıdaki kişinin sizi nasıl gördüğünü, neyin size iyi geldiğini, bunların bir araya geldiklerinde birbirlerini nasıl etkilediğini, sahip olduğunuz potansiyelleri, yakın çevrenizi, ailenizi, iç dünyanızı, aşkın sizin için ne olduğunu, yaşama nasıl hizmet edebileceğinizi, partnerinizden aslında ne beklediğinizi, onunla olmanın size sağladığı fırsatları ve bu durumun sizi karşı karşıya bıraktığı sınavları, yaşamda sizi neye çağırdığını, neyin sizin ufkunuzu genişletebileceğini, iş ve kariyer hayatınızın önemli sırlarını, arkadaşlık ilişkilerinizi, neye teslim olmanız gerektiğini ve ruhsal olarak nereden nereye ilerlemenin önemini bulabilirsiniz.



Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.